Hayalperest

By yazmasamdelirecektim

1.3M 32.2K 6.1K

Bir tarafta liseli bir kız ... Bir tarafta aşırı karizmatik ünlü bir oyuncu . Bu iki insanın yolları bi nokta... More

Hayalperest
1|Hoop İstanbul ben geldim
2|Ne işim varmış benim burda
3|Meraba ben kas yığını
4|Sıkı tutunun , biz geliyoruz
5|O ego sana ağır gelmiyo mu ya
6|Rüyalar , gerçek olur mu ?
7|Liseli mi oldun , kas yığını
9|Kusura bakma , tipim değilsin
10|Seni önemsiyorum aptal
11|Gizli hayranım mı varmış ?
12|Sen nerden çıktın Barış ?
13|Geçmiş olsun güzelim
14|İlk öpücük
15|Saçmaladım, özür dilerim
16|Günaydın güzelim
17|Laboratuvar fantezisi
18|Aşk , birlikte lahmacun yapmaktır
19|Gecenin Başlangıcı:Çıplak Kerem
20|Sen sus dudakların konuşsun
21|Meraba Melis
22|Esas Oğlan & Figüran Kız
23|İşte şimdi sıçtık
24|Bu gece misafiriz
25|Şişe çevirmece oynayalım
26|Kim sever seni,benim sevebildiğim kadar
27|Ben senden vazgeçmem
28|Arsız gönül iflah olmuyor
29|Özel Zeynep Dersanesi
30|Köfte ve patatesin aşkı
31|Herşey için çok geç artık
32|Herşeyin bittiği gün
34|Hoşbulduk sevgilim
35|Bize bi tatil lazım
36|İtalya yolcusu kalmasııın
37|Kışkançlık krizleri
38|Oyun başlasın Zeynep!
39|Artık Benimsin
40|Baklavalara zarar gelmesin
41|Ben neden evlenemiyorum?
42|Sevişmeden uyumayalım
43|Eyvah!Aldatıldım!
44|Dönüşü olmayan yol
45|Ayrılsak da beraberiz!
46|Karmakarışık aşk hayatım
47||Komşu komşu huuu!
48||Evet mi Hayır mı ?
49||Bir Aşk Hikayesi
50||Kıskanç Kerem çok yakında...
51||Alev alev yanıyoruz
52||Yaz başlasın o zaman.
53||Sen de nereden çıktın Devlin?!
54||Ay hadi inşallah!
55||Sen benim sarhoşluğumsun ...
56||Biz her mevsim güzeliz
57||Peri masalında yaşamak...
58||Organize işler bunlar...
59||Dejavu
60||Gitmek istedin ve gittin
61||Hayalperestin gerçek dünyasına giriş
62||Bir masal daha bitti
63||Kadere inanır mısın?
64||Hayallerinin peşinden koşmak pişmanlıktır
65||Huysuz ve tatlı kadın
66||Sen benim kanayan yaramsın
67||Canımın içi böyle şeyler yalnızca filmlerde olur

33|Oğlan kızı kaybeder

20.5K 527 268
By yazmasamdelirecektim


Meraba şıllaaaklarım :) Bakın ne güzel uzun uzun bölüm yazdım size , değerimi bilin. Şey diyecektim diyorum ki kendi hikayesini tanıtmak isteyen arkadaşlar bana yazsın , bende yeni bölüm paylaşırken sizin hikayenizden bahsediyim. Böylece hikayeniz tanınır ve emeğinizin karşılığını alırsınız :)

@--ZeyKerrrr-- isimli okuyumucuzun "Hayatımın Aşkı " adlı hikayesini tanıtarak başlıyorum bu uygulamaya. Belki göz atmak istersiniz , arkadaşımız yeni yazmaya başlamış ve hepimizin tavsiyelerine ve düşüncelerine ihtiyacı var. Lütfen duyarlı olalım kızlar :))

Evet arkadaşlar bu bölümü berfin56 adlı okuyucumuza ithaf ediyorum.Umarım beğenirsin canım.

"Artık izin verirsen , son kısmı yazıcam " dedim kalemi alıp , diğer sayfayı çevirirken.Melis söylene söylene odadan çıkıp kapıyı kapattı ve bende babamın beni İtalyaya gönderme kararından sonra olanları yazmaya başladım.

-----

"Bu tartışmaya açık bir konu değil Zeynep , yarın sabah gidiyorsun!" Ya napıcam ben orda elin italyanıyla baba , valla sen kafayı yemişsin.Aslında İtalyan erkekleri yakışıklı olur derler ama bilemedim ki.Benim aklım Keremde tabi istersen önüme Kıvanç Tatlıtuğu koy , sümüğümü bile atmam ki.

"Ya bir fotoğraf yüzünden mi gönderiyorsun beni , baba saçmalama Allah aşkına" dedim elimle 'lan bi git' dercesine hareket yaparak.İtalyaya gidecekmişim ba ba ba ba.

"Sadece fotoğraf yüzünden değil ki , uzun süredir düşünüyoruz annenle bunu.Belli burada bir üniversite kazanamayacaksın.Hiç değilse orada kendini geliştirirsin , değişik kurslara katılırsın" He baba el işine başlarım falan , olmadı beni bi konfeksiyona sokun , Ümit Besen dinleyerek kendimi dikişe veriyim.Adama bak ya çoktan harcamış beni.Anne senin de alacağın olsun var ya.Gösteririm ben sana.Babamla böyle tartışırken odaya giren anneme ve Melise göz ucuyla bakıyorum.

"Anne , beni göndericek misiniz burdan?" Küçük emrah adlı bakışlarımı fırlatıyorum hemen.Göndermeyin beni burdan ya , gitmem ben.

"Zeynep ..." diyor annem ağlamaklı."Gitmen lazım , senin iyiliğin için , geleceğin için" Hee benim iyiliğim için değil mi ? Benim iyiliğim için olsaydı önce bana sorardınız , böyle evden atar gibi yolluyorsunuz beni.

"Hadi onlar bilmiyorlar" dedim Melise dönüp ağlayarak nefretle bağırırken "Sen niye onlara anlatmadın ? Benim Keremi nasıl sevdiğimi neden söylemedin Melis ?"

"Zeynep , anlattım , gerçekten anlattım . " diyip bana doğru yaklaşınca direkt geri çekiliyorum.Hiçbirinin yüzünü görmeye tahammülüm yok çünkü."Nolur yapma böyle , benim bir suçum yok "

"Hepinizden nefret ediyorum!" dedim yatağıma oturup ağlamaya devam ederken."Gidince de aramayın beni , sormayın.Nef-ret ediyorum sizden."

"Zeynep , annem deme öyle nolursun bak biz senin iyiliğ..."

"İyiliğini istiyoruz deme anne bana , sence ben oraya gidince iyi mi olucam , herşey düzelicek mi ? Hayır , düzelmiycek.Çünkü benim aklım burda anne , Keremde kalıcak.Siz ne düşünürseniz düşünün , biz birbirimizi gerçekten seviyoruz.Gerçekten."

"Uzatmanın alemi yok Demet , bu işin varıcağı yer belli , biz kararımızı verdik.Zeynep eşyalarını toplamaya başla.Hadi Melis sen de odana.Dağılın , yeter!" diyip hepsi teker teker odamdan çıktılar.Babam beni ne kadar da çabuk gözden çıkarmış böyle , sanki bir hata yapsın da Zeynebi evden kışkışlasak der gibi anında yolluyor beni buradan.Ailemden , Keremden çok uzağa.Ama benim adım Zeynep , ben kolay kolay vazgeçmiycem.

****

Az önce kırdığım telefonun içindeki hattımı çıkartıp eski telefonuma taktıktan sonra direkt Keremi aradım.Köfte beni ne kadar çok seviyormuş görelim bakalım.

"Alo?"

"Zeynep ? Niye içeri girdin birden , birisi mi geldi?"

"Hı-hı. Babam." dedim iç çekerek.Babam geldi ve ağzıma sıçıp gitti yani.

"Bende bekledim , bekledim sonra gittim.Ee ne dedi?"

"Gidiyorsun dedi , İtalyaya gönderiyorlar beni Kerem."

"Ne-ne ? Tatilde İtalyaya mı gidiceksin , ya tüm plan bozuldu ya inanmıyorum" dedi çocuklar gibi üzülerek.İçimden buruk bir kahkaha attım , hıhı tatil için.Çok uzun bir tatil.Derin bir nefes alıp , konuşmaya başladım hemen.

"Tatil değil , temelli gidiyorum.Teyzemin yanına yerleşicekmişim.Kerem ben gitmek istemiyorum.Gidemem ben , seni bırakamam." Bir yandan içini çeke çeke ağlayıp , bir yandan da konuşmak o kadar zorluyordu ki beni.Yazık dedim içten içe , biz böyle mi olacaktık.Hep ya biz ayrılırsak nolur , neden ayrılırız diye düşünürdüm.Ama araya hiç mesafelerin gireceğini , böyle acı çeke çeke ayrılacağımı zannetmiyordum.Bırakma beni Kerem.

"Sa-saçmalama Zeynep , ciddi misin sen ?"

"Ya niye şaka yapıyım , sence şaka yapar gibi bir ses tonum var mı benim ?"

"Olmaz Zeynep.Gitmiyceksin hayır , izin vermiyorum buna.Geliyim , konuşalım babanla.Gerekirse bir daha eskisi gibi olmayız tamam ama seni asla göremiyeceğim bi yere göndermem"

"Saçmalama Kerem , babam kendi kızını bile dinlemiyor , seni mi dinleyecek ? O kadar ısrar ettim ki , gitmiycem dedim dinlemiyorlar.Kerem ben gitmek istemiyorum."

"Zeynep ben seni manyak gibi seviyorum , çok seviyorum.O yüzden asla izin vermiycem gitmene.Sen çantanı topla beni bekle , götürücem seni ordan.Birlikte gidicez tamam mı ? Ben herşeyi ayarlarım , çekimleri ertelerim bir yolunu bulurum.Seni bırakmıycam Zeynep."

"Ta-ta-tamam tamam şey o zaman ben hazırlıyım , bekliyorum . Camda bekliyorum."

"Seni çok seviyorum patates , asla aklından çıkarma bunu"

"Bende seni çok seviyorum , çok çok seviyorum köfte."dedim gülümseyip telefonu yatağa atarken.

Keremle birlikte ortalardan biraz kaybolursak belki annemle babam değerimi anlarlardı.Zaman herşeyin ilacı derler hem değil mi ? Evet , evet öyle derler.Belki herşey düzelir , annemle babam Keremi kabullenirler.Sonra da uzun bir tatile çıkarız Keremle , onun hayal ettiği o güzel tatili geçiririz.

Okul çantamın içine bir kaç parça kıyafet , telefonumun şarj cihazı , cüzdanım ve bir kaç tane de ıvır zıvır eşya koyup fermuarını sıkı sıkı kapattım.Üzerimdeki pijamaları da değiştirip , doğru düzgün şeyler giydikten sonra Keremle kaçmaya tamamen hazırdım.Allahım yaşananlara inanmıyorum ya , daha iki üç gün önce gayet musmutlu yaşarken şimdi kendi ailemden kaçıyorum.Kısacık zamanda ne kadar çok şey değişmiş öyle , adeta Kerem benim ailem olmuş , evim olmuş.

Keremin aramasıyla hemen cama çıkıp , odamda hazır bulunan çarşafı sarkıtıyorum.Zaten benim odamın camı cam değil , yol geçen hanı olmuştu son zamanlarda.O yüzden camdan sarkıtılıcak çarşafım hep hazırdı ya.Aaah aah ne günlerdi.Kerem direkt çarşafın ucunda beklerken ben de tutuna tutuna aşağı iniyorum ve direktman sevdiğim adamın kucağında buluyorum kendimi.Tek kelime etmeden el ele tutuşup , araba biniyoruz ve vııınnn.Köfteyle patates olay yerini terk eder.

***

"Nasıl hissediyorsun" diye soruyor Kerem elini vitesten çekip , benim elimi tutarken.

"Hissetmiyorum.Hiçbir şey hissetmiyorum." diyip sahte bir gülücük atıyorum Kereme.

"Yalandan gülümsemene gerek yok patates , içten içe kendini yediğini biliyorum ben" Patates demesiyle istemsiz olarak kocaman bir gülümseme kaplıyor suratımı.Yeni lakaplarımız ister istemez beni her koşulda güldürücek sanırım.

"Heh işte bu gerçekti " diyip o da gülümsüyor hemen."Şimdi birlikte Canların dağ evine gidicez , bi süre orada kalırız.Sonra da , ııı sonra da buluruz bi yolunu işte o kadar düşünmedim daha"

"Kerem ...Sence babam çok kızar mı ? Kaçtık ya ?"

"Valla onu seni zorla yollamaya çalışmadan önce düşüncekti Zeynep.Biz yanlış bir şey yapmıyoruz.Gereğinden fazla düşünmeyi bırak artık " dedi Kerem , biraz daha gaza yüklenirken.Gerçekten öyle miydi , biz doğruyu yapıyorduk değil mi ? Artık neyin doğru yanlış olduğunu kestiremiyorum gerçekten , tek bildiğim Keremin yanında dünyanın en mutlu insanıyım ben.

***

"İşte geldiik!Sen şu köşeden kendine battaniye al otur , ben de biraz odun toplayayım bari şu şömineyi yakalım güzelim." Kerem tam giderken , kolundan tutup kendime çektim ve dudağına küçük bir öpücük kondurdum.

"Seni çok seviyorum köfte." Kerem gülümseyerek , beni kucağına aldı ve öperek koltuğa yatırdı.Ya ben daha bi ateşli öpüşme hayal etmiştim.Neyse koltuğun kenarındaki kahverengi battaniyeyi usulca üstüme örterek , yanımda eğildi ve saçımı geriye atarak kulağıma fısıldadı ve göz kırptı.

"Birazdan geliyorum"

***

Keremin şömineyi yakma çalışmalarından sonra ateşin karşısına oturup aynı battaniyeyle birbirimizi örterek ateşi seyretmeye başladık.Hayatımın en mutlu anıymış oysa , bilmiyordum.

"Bazen bu yaptıklarımı düşünüyorum da " diyor Kerem battaniyenin kenarıyla oynarken."Bir başkası için bu kadar fedakarlık yapıcağımı , herşeyden vazgeçebileceğimi hiç düşünmezdim.Sonra hayatıma sen giriyorsun ve bir bakıyorum ki hayatta yapmam dediğim şeylerin başrolündeyim."

"Sen çok mu seviyorsun beni?" diyorum kaçamak bir şekilde gülümserken.Beni sevdiğini söylemesi o kadar hoşuma gidiyor ki .Günlerce dinleyebilirim onu.

"Aklımda hep sen varsın Zeynep.İşe gidiyorum , arabada aklıma sen geliyorsun , yeni bölüm çekicez , sahneme hazırlanırken aklıma sen geliyorsun.Her yerde sen varsın.Kaçamıyorum senden.Ne zaman oldu nasıl oldu bilmiyorum ama sen hayatımın tümü oldun güzelim."

"Ben çok korkuyorum Kerem , ben sensiz yapamam , cidden yapamam.Evet belki sürekli söyleyerek bokunu çıkarttım artık ama ben seni gerçekten çok seviyorum ya , çok seviyorum.Çok seviyoru..."Kerem daha fazla dayanamamış olucak ki , yanağımdan tutup beni kendine çekiyor ve dudaklarımız birleşiyor.Dilini ağzımın içinde hissederken , şöminenin bir hiç olduğunu , bizim kendi ateşimizin bile bizi ısıtabiliceğini keşfediyoruz sanki.Kerem battaniyeyi hızlıca kenara iterken beni yavaşça yere yatırıyor ve üzerime eğilip öpmeye devam ediyor.Ben de aynı şekilde ensesine sımsıkı sarılıyorum , sanki birazcık salıversem kaçıcakmış gibi kendime bastırıyorum.Allahım lütfen bu an hiç bitmesin , bu masum aşkımız böyle sürüp gitsin , biz çok mutlu olalım hep.Kerem beni seksen yaşına bile geldiğinde böyle sevsin , bende onu aynı şekilde seviyim . Hiç bıkmayalım birbirimizden.Bu hayaller içerisinde kendimi Keremin kollarının arasına bırakırken , alacaklı gibi çalan kapının sesiyle aynı anda irkiliyoruz.Kim ki bu ?

Kerem beni yavaşça bırakıp , üzerimden sıyrılırken bende az önceki anın etkisinden çıkıp koltuğa oturuyorum.Kerem kapıyı açtığı gibi babam ve birkaç polis hemen içeri giriyor.Hayır ya , yok artık yani.

"Zeynep ? İyi misin sen?"

"Kerem Bürsin. Siz misiniz ?" diyor polis memuru Kereme şüpheyle bakarken.Babamsa koşarak yanıma geliyor ve bana sarılıyor.Çok sever ya beni kendisi.

"Baba ... Siz ... Nasıl ?" diyorum kekeleye kekeleye.Burda da buldular beni , tebrik ediyorum gerçekten.Sherlock Holmesa döndü adam bi günde ya.

"Telefon sinyali ... Polisler yardımcı oldu , artık gidiyoruz.Bu kadar çocukluk yeter" diyip kolumdan çekeleyerek kapıya sürüklüyor beni.Keremi de ifadesini almak için karakola götürüyorlar sanırım.Apartopar evden çıkıyoruz hepimiz.

"Avukatı mı arıycam. Ne hakla götürüyorsunuz beni siz?" diyor Kerem sinirle memura bakarak.Ah düştüğümüz hallere bak valla fuhuştan basılan keraneye döndü aşk yuvamız.

"Kız daha reşit değil beyefendi , çocuk kaçırmaya girer bu.Hem babası da şikayetçi."

"Baba ? " diyip babama dönüyorum hemen.Şikayetçi olmuş bir de süper , cidden süpersiniz.

"Evet şikayetçiyim , kızımdan uzak dursun artık.Karar mı çıkartıyorsunuz , napıyorsunuz nasıl engellersiniz bilemiyorum ben.Kızımı aradığını bile duyarsam kendini hapiste bulursun delikanlı" diyip beni çekiştirmeye devam ediyor babam.Keremse oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi bakıyor suratıma.Tek kelime etmeye mecali yok ikimizinde.Sadece bakıyoruz.

"Cihan bey!" diye bağırıyor Kerem , babam beni arabaya sürüklerken."Son bir kez sarılayım , yeter.Bir daha hiçbir şey yapmam gerçekten.Son bir kez sarılmak istiyorum , lütfen çok görmeyin." diyen Kerem karşısında daha fazla kendimi tutamayıp ağlamaya başlıyorum , insanın sevdiği adamı böyle görmesi o kadar acı bir durum ki . Babam yavaşça kolumu bırakıp , "Sadece bir dakika " diyor.

Koşarak Kereme giderken , o da aynı şekilde bana gelerek birbirimize sımsıkı sarılıyoruz , hiç bırakmıycak gibi.Beş on dakika önceye dönmeyi o kadar isterdim ki , vücutlarımızın birleştiği o güzel ana dönmeyi isterdim.Şimdi ise akşam ayazında sevdiğim adama belki de son kez sarılıyorum.

"Kerem nolur bırakma beni ya " diyorum son bir umut.Ama bırakıcağını adım gibi biliyorum , bırakmak zorunda çünkü.

"Ben seni hep sevicem tamam mı , ama şimdi gidip hayatını yaşa Zeynep , unut beni , bizi ne yaşadıysak tamam mı ? Güzel günlerdi ama artık bitti , biz kaybettik güzelim.Şimdi herşeyi bırakıp yolumuza devam edicez tamam mı ? Sen de öyle yapıcaksın. Unutucaksın herşeyi.Unutmak zorundasın."

"Peki ya tekrar öpmek istersem seni ? " dedim ağlayarak omuz silkip."Peki çok özlersem , sarılmak istersem nolucak ?" Babam daha fazla müsama göstermeyip , kolumdan tutarak beni arabanın içine soktu.En son duyduklarımsa , hala kulağımda çınlıyor.

"Zeynep , Beni affet!"

---Defteri kapatarak diğerlerinin yanına koydum ve masamın üstündeki peçeteyle gözyaşlarımı sildim.Altı sene önce yaşanıp bitmiş herşey neden bu kadar etkiliyordu hala beni.Ben neden o gün Keremin bana söylediği gibi onu unutamamıştım.Belki de unutmamak için herşeyi yaptığımdandır.Altı senedir Keremle hikayemizi baştan sona yazıp durdum , ne yaşadıysak , ben o zamanlar ne hissettiysem tekrar tekrar yazdım herşeyi.Ayrılık sahnemizi yazdıktan sonra tekrar bir defter alıp ilk tanıştığımız günü yazdım gülerek , sonra ilk kavgamızı , ilk öpüşmemizi ...Hiçbir şeyi unutmak istemedim çünkü onunla ilgili.Hala İtalyadayım , burada profesyonel oyunculardan eğitim aldım , çünkü Keremin yaptığı herşey güzel geliyor bana.Peki bu süre içinde hiç Keremden haber aldım mı ? Hayır. İlk sene ikimiz de birbirimizi aramadık , çünkü birbirimize yasaklanmıştık.Babamın polisle yaptığı diyaloğu biliyorsunuz , Kerem bana yasaktı.Sonraki sene ben daha fazla dayanamayıp Kereme ulaşmaya çalışsam da , telefonuna ulaşılamıyordu.İnternetten de bulamadım onu.Ben de vazgeçip , bir masal olarak yaşatmaya karar verdim herşeyi , tekrar tekrar yazıp durdum.Ne yalan söyleyeyim çok bağlanmıştım ben ona , gelip tekrar sarılsa sanki hiç altı yıl geçmemiş gibi tekrar gülümserim Kereme.Çünkü aşığım , çok aşığım.Başka kimseyi sevemeyeceğim kadar çok sevdim onu.Hani bir gün Melis bana demişti ya , ne kadar şanslısın , ilk aşkın Kerem gibi iyi birisi demişti.Evet çok şanslıymışım gerçekten , hayatımın en güzel günlerini yaşattı bana.Ama şimdi berbat bir haldeyim , bok gibiyim.

Herzaman ki dram hallerimden sıyrılmanın zamanıydı artık , kendime terapi haline getirdim aslında , her sabah işe gitmeden önce Keremi yad edip ağlıyordum.Ne boktan bir terapi siz düşünün.Her ne kadar yıllarca acı çeksemde , iç sesim hala gençliğimdeki gibi cıvıl cıvıl.Hala eski Zeynebim sanki.Sandalyeden kalkıp , dolaptan siyah dar taytımı ve beyaz şifon gömleğimi çıkartıp üzerime giyerken bir yandan da odamın duvarlarını inceliyorum.Önce Keremin büyük posterine tip tip bakarak gülümsüyorum.

"Valla köfte seni çok özledim. Bana kalsa şu sandalyenin başında sürekli oturup ağlayabilirim ama para lazım diyerekten sürüne sürüne de olsa işe gidiyorum.Bir tiyatro oyunu sergiliyoruz demiştim ya sana geçen hafta , çok beğenildi burda. Her gün satılan biletler artıyor ." diyip posterle konuştuğum için tekrar tekrar kendimi kınıyorum.Ama napıyım yani , Kerem yoksa posteri var napıyım.Taytımı giymeye çalışırken , tekrar Keremin posterine bakıp konuşmaya başlıyorum.

"Şu oyunculuk eğitimi falan bitince İstanbula dönücektim biliyor musun ? Melis çok ısrar ediyor zaten dönmem için .Ama o sene , senin yeni sevgilinle nişanlandığını duyunca dönmekten vazgeçtim.Hayır ne biliyim karşılaşırız falan , katil olmak istemiyorum.Öldürürüm ben o kadını.O yüzden burada kalmaya devam edip , bir tiyatro merkezinde çalışmaya başladım.Senden kaçtım bildiğin.Tabi sana da hak veriyorum dört seneden sonra hayatına devam etmek hakkın.İki sene boyunca kimseyle görüntülenmedin , adın duyulmadı.O zaman kendimi çok değerli hissettim biliyor musun köfte ? Dedim ki bu adam beni gerçekten sevmiş , hem de güzel sevmiş dedim.Bu arada bu hafta İstanbula gelicem.Melisle Aksel yakında evleniyorlar biliyorsundur kesin.Düğün alışverişi için yardım etmem lazım onlara." Bir posterle konuşmak , ona derdini anlatmak o kadar saçma ki . Bazı günler ben de ya ben ne saçmalıyorum diyorum gerçekten.Ama ben Keremi sadece bir sevgili olarak görmüyordum ki , o benim hem de en yakın arkadaşımdı.Ben buraya gelirken sadece sevgilimi kaybetmedim,en yakın arkadaşımı , sırdaşımı da kaybettim.

"O kadar komiğime gidiyor ki . Akselle Melis bizim sayemizde tanıştılar , şimdi evleniyorlar ama bize bak ? Biz defterlere gömüldük Kerem.Aaah neyse bu kadar dram yeter cidden , ben gidiyorum . Akşam erken dönerim muhtemelen , görüşürüz köfte."

***3 HAFTA SONRA***

"Çok güzel bir gelin oldun Melis , Akselin dudağı uçuklıycak seni görünce." dedim Melise sarılarak.Gerçekten çok güzel oldu , böyle filmlerdeki gibi işte.Allahım artık bana da tez vakitte bir koca fırlatır mısın ben de bu gelinliği giymek istiyorum ya. Ama tabi büyük bir sorunumuz var , ben Keremden başkasıyla değil evlenmek , göz ucuyla bile bakamıyorum.Sanırım evde kalıcam valla.

"Zeynep , annemler şimdi aşağıda misafirleri karşılıyorlar muhtemelen.Biz de bir on dakikaya ineriz dimi salona , yani Aksel mi gelicek alıcak beni burdan , ıı napcaz şimdi biz?"

"Ya Aksel gelcek alcak işte merdivenlerden inceksiniz , düğün müziği çalcak falan.Klasik düğün işte."

"Hee iyi tamam bekliyelim o zaman"

"Hadi gelin sizi bir resim çekiyim" dedi Yağmur yalpalaya yalpalaya yanımıza gelirken.Çünkü kendisi sekiz buçuk aylık hamile , sıkı durun çocuk Candan.Geçen sene evlendiler valla , bu ne hız ben de şaşırdım yani.Melisle Yağmura bakınca farkettim ki bir ben mutlu olamamışım bu grupta.Bir benim hayatım boka sarmış.Melise sarılarak bir kaç poz çekildikten sonra bir de üçlü selfie çekildik ,altın kızlar düğünde selfiesi yani.

***

Düğün müziğinin başlamasıyla merdivenlerden inen Aksel ve Melisi dolu dolu gözlerle izliyorum , sanırım Keremin bana kazandırdığı en güzel şeylerden biri de Aksel.Aksel sayesinde Melis sürekli gülüyor , çok mutlu.En azından birimiz mutlu diye seviniyorum gerçekten.

Akselle Melis güzel güzel dans edip , nikah kıyıldıktan sonra orkestra şefi slow bir parça çalacağını söyleyerek tüm çiftleri piste davet ediyor.Allahım ben de bari şu köşede annemlerin yanına gidiyim de pasta falan dağıtırlar şimdi onlardan yerim.Tam arkamı dönmemle , onunla karşılaşmamız bir oluyor ve sonra yıllardır duymadığım sesini işitiyorum hemen.

"Patates?"

Continue Reading

You'll Also Like

207K 21.6K 34
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
156K 16.5K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
82.7K 6.5K 38
sadece erkeklerin olduğu bir üniversitede gay yönelimin odağı ve tüm dikkati üzerine çeken Jungkook, bu durumdan sıkılan ve onu bu rahatsızlıktan ko...
26.1K 5.5K 33
+82 10 1311 5960: Hamileyim. JJK: Kimsin?