44|Dönüşü olmayan yol

15.9K 520 117
                                    

Meraba , öncelikle dün meydana gelen yangın sonucu Somadaki kömür madeninde hayatını kaybeden tüm işçilere Allahtan rahmet , ailelerine de sabır diliyorum. Allah rahmet eylesin , mekanları cennet olsun inşallah.Keşke bu tarz iş yerleri daha iyi denetlense , daha iyi çalışma koşulları sağlansa , bu kadar can bir avuç kömür için bu dünyadan göçüp gitmese keşke.Allah geride kalan annelere , evlatlara , eşlere sabır versin , çok zor çok.

Bu bölümü @evimizinpopisi adlı okuyucuma ithaf ediyorum.İnşallah beğenirsin :)

Parmak uçlarıma kadar gerildiğimi hissettim. Hep böyle dizilerde izleriz ya hani aldatılan kadınları , bizim başımıza gelse , bizi aldatsalar yıkarız ortalığı deriz.Öyle olmuyormuş işte , tepkisiz kalıyormuş insan ilk farkettiğinde.Böyle aptal aptal bakıyorsun etrafa.Neden diye sormak bile aklına gelmiyor , neden aldatıldım ? Neden sevdiğim adam beni sırtımdan bıçakladı ? Neden o kızı seçti ? Neden hala bana gülümsüyor o zaman ? Hiçbirini sormak aklına gelmiyor önce.

Bomboş baktığım televizyonun kenarına sert bir yumruk geçirdikten sonra yere düşen plazmaya bakıp , acıyan elime aldırmadan bir tekme daha fırlattım.Acıyı hissetmiyordum , kendimi kessem gram hissetmezdim . Çünkü hepsinden daha büyük , daha derin bir acı vardı içimde.Aptal yerine konmuştum.Kalbim kırılmıştı.Hiç düzelmeyecekmişçesine kırılmıştı hem de.

Salonun ortasındaki bodur masayı kollarımla ittirerek yere devirdim , o kadar hızlı hareket ediyordum ki , sinirimden ne yapıcağımı şaşırmıştım.Bu lanet evdeki herşeyi kırmak istiyordum.Ve yapıcaktım da.Tüm salonu yerle bir ettikten sonra hıncımı alamayıp mutfağa yöneldim , dolapları birer birer açarak her tabağa bir gözyaşı mantığıyla kırmaya başladım.Ellerime batan porselen parçaları heryeri kan yapsada umursamıyordum , dediğim gibi hissetmiyordum çünkü . Hiçbir şey hissetmiyordum.

Mutfağı bir savaş enkazına çevirdikten sonra hıçkırıklarımı tutarak merdivenlere yöneldim.On beş dakika önce gülerek indiğim bu merdivenler şimdi gözyaşlarıma , boğuk boğuk ağlayışlarıma şahit oluyorlardı.Hayatım böyleydi işte benim , ben hep mutsuz olmak zorundaydım.Evrendeki ne kadar boktan şey varsa benim başıma gelmeliydi , hey bu kaderi yazan arkadaşa sesleniyorum.Lütfen biraz adil davranır mısın ? Sence de bu kadar acı bana fazla değil mi ? Sen neyin kafasındasın ?

Kanlı ellerimle sert bir şekilde yanağımdaki gözyaşlarını temizlerken , Keremin odasının önüne çoktan gelmiştim.Kapıyı yavaşça aralayıp , odasına daldığımda buram buram odayı dolduran kokusunu içime çektim. Şuan ondan nefret ediyordum ama onu seviyordum. Çok lanet bir durumdaydım yani. Çok acizdim.

Dolabının önünde durup , boy aynasındaki yansımama baktım , tam anlamıyla Bloody Mary ' ye dönmüştüm yani.Pudra rengi pijamalarıma bulaşan kan , ağlamaktan şişmiş bir surat ve karmakarışık kıvırcık saçlar.Bu tiple 5 sezon The Walking Dead'de zombielik yapabilirdim yani.Tam bir zombieydim cidden.Gözlerimi kırpıştırarak biraz daha kendime baktıktan sonra hızla dolabı açıp tüm eşyalarını yere indirdim , takım elbiseleri , tişörtleri , spor kıyafetleri...Ne varsa dolabın önündeydi.

Yere eğilip üstünde 'Salvation' yazan tişörtünü aldım ve üstüne parfümlerini dizdiği mini-bara doğru ilerledim.Keremin herzaman kullandığı parfümünü elime aldıktan sonra odaya son bir kez bakıp , dışarı çıktım.Ondan ayrıldıktan sonra parfümü kokan tişörtüne sarılıp uyuyabilirdim , en azından bir süre bununla idare etmek iyi gelirdi.Sanırım.Odama girip , dolabın üstünden bavulumu çıkardıktan sonra tüm kıyafetlerimi içine tıktım.

Bu odaya ilk geldiğim günü hatırladım , üstünden çok zaman geçmemişti zaten...Nasıl da mutluydum o gün , sevdiğim adamla kendi çapımızda hayatlarımızı birleştiriyorduk...Aynı evde kalmak , seviye atlamak demekti.Ben içimdeki küçük liseli kızı hep Keremin aşkı sayesinde korudum , besledim.O yanımda yokken bile onun nefes aldığını bilerek yaşama tutundum ben.Böyle bir ilişkinin bu şekilde biteceğini kim bilebilirdi ki ? Kimse bilemezdi. Bavulumu topladıktan sonra ellerimdeki kuruyan kana baktım , ben ne ara böyle biri oldum , sinirlendiğinde gözü hiçbir şeyi görmeyen , kendine zarar vericek kadar deliren biri olmuşum ben.Ağlayarak banyoya koşup , sıcak duşun altına girdim.Kerem yanımda olduğu sürece güçlüydüm , herşeyle başa çıkabilirdim.Ama onun yanımda olmadığını hissettikten sonra yaralı bir kuştan farkım yoktu.Uçamıyordum.İyileşmem lazımdı , biran önce iyileşmem gerekiyordu.

HayalperestOù les histoires vivent. Découvrez maintenant