11|Gizli hayranım mı varmış ?

24.9K 553 69
                                    

RADYODA ÇALAN ŞARKI : Redd - Nefes . BÖLÜMÜN BİR KISMINDA KEREME DE SÖZ HAKKI TANIDIM UMARIM BEĞENİRSİNİZ. İYİ EĞLENCELER ARKADAŞLAR

Canla Kerem ön koltukta , Yağmurla bense arabanın arka koltuğunda ilerliyoruz.Kerem ara sıra arkasını dönüp nasıl olduğumu soruyor , Yağmursa gayet halinden memnun Canla birlikte daha fazla vakit geçirmenin keyfini çıkartıyor kız.Ben mi ? Bense Keremin söylediklerinin etkisindeyim hala , durup durup gülümsüyorum mal mal.Seni önemsiyorum dedi yani bu bi itiraf bence. Öyle değil mi ?

"Heh geldik . Zeynep yürüyebilicek misin ?" diyor Can. Yürürüm ya sonuçta heyoo bacağımı falan kırmadım hafif bileğimi burktum.Olayı bu kadar büyütmeye gerek yoktu kas yığını.

"Can sen gerizekalı mısın ? Tabi yürümiycek , ben hallederim." Arabadan inip , kapımı açıyor ve beni tekrar kaslı kollarının arasına alıyo.Oh ben halimden memnunum sonsuza dek böyle kalabilirim.Boynuna sarılıp iyice tutunuyorum.Tabiki sadece düşmemek için...

"Teşekkür ederim." dedim fısıldayarak. Neden kimsenin duymamasını istediğimi bilmiyorum ama Keremle herşeyi gizli yaşamak istiyorum ve bu çok garip.Ne biliyim elimden gelse onu bi kutuya kapatıp herkesten saklayabilirim yani kimsenin onu görmesini istemiyorum benim olsun sadece ama bi yandan da kısa sürede bu kadar paranoyak olmam beni korkutuyo cidden.Melis 2 olma yolunda hızla ilerliyorum.Ama yok ya bu hayranlık falan değil ki bu gerçek bir şey.Karşılığı olan bir şey.

"Amma da ağırmışsın." Ya bak hala öküz yani.Burada ne kadar usluyum görüyorsunuz ama hep o bana bulaşıyo , o başlatıyo kavgayı.Beyinsiz kas yığını.

"Kereem" diyip omzuna vuruyorum ve karşılığında onun gülümsemesiyle eriyorum.

"Tamam güzelim , kızma şaka yapıyorum" He şöyle yola gel , canımı ye beni ye sana her yol serbest Kerem.Neyse acile girip beni sedyeye oturtturuyor ve doktorun gelmesini bekliyoruz . Birlikte sedyede sessiz sakin otururken Keremin telefonu çalıyor , o sarı çiyan falan arıyorsa bu anı bozduğu için onu bi ara öldürücem.

"Efendim abi ... Bu akşam mı ? ... Nerdeydi ki tam hatırlamıyorum ...Yok müsait değilim ben ... Şey ya hastanedeyim ... Yakın bi arkadaşım ... (bunu vurgularken bana gülümsedi) ...Gelmiycem ben...Okey , görüşürüz ..."

"Kimmiş ?"

"Söylesem tanıycak mısın" Laf sok zaten hemen ya , setten biri desen falan anlıycam yani niye laf çarpıyorsun . Zevk alıyo cidden bak benle tartışmaktan haz duyuyor şizofren.O sırada beyaz önlüklü , yakışıklı bi doktor gülümseyerek içeri girdi , ben burada acı çekerken ne diye gülümsüyorsun lan diye ona da çatıcaktım da yok olmaz saçma olur .

"Meraba , neyin var ?" Valla tatlı bi belam var doktor bey , onu da hastalıktan sayabilir miyiz ?

"Bileği , sanırım burkuldu ." Eliyle sağ ayak bileğimi gösteriyor , sanki benim dilim yok söyleyemem neyim olduğunu.

"Evet , ya aslında çok önemli birşey değil ama arkadaşlarım bi anda panik olunca gelmek zorunda kaldım."

"Olsun biz yine bi bakalım." diyip elleriyle bileğimi kontrol etti işte aşağı indir acıyor mu falan filan.Sonra bandajla sardı bi merhem sürdü saçmasapan rutin şeyler ordusu işte.

"Sanırım artık daha iyisin , ııığm bu da reçeteniz , merhemleri her akşam sürersin çok mühim birşey yok zaten. İyi geceler." Reçeteyi Keremin eline tutuşturup dışarı çıktı ve tekrar kas yığınımla baş başa kaldım.Gelip bileğime dokundu.

HayalperestWhere stories live. Discover now