Yalnız bu kokular geldikçe , ben daha da acıkıyorum" dedi Aksel karnını ovalayarak.Allahım bir insan bu kadar mı rahat olur yani , anlayamıyorum.Kerem de iki saattir telefonda konuşuyor , artık neyi çözemiyorsa.
"Ama ben gelemem , bugünkü sahneleri yarına alalım abi
........................
Biliyorum , biliyorum haklısınız ama acil bir durum cidden
.......................
Iıııağm okey , öyle yaparız o zaman" falan filan işte , benim yüzümden işinden de olucak bu çocuk yakında eminim yani.Melis desen oturdu bilgisayarın başına , internetten alışveriş yapıyor.Hayır yani ne bu rahatlık , annem veya babam içeri girip şu halimizi görse , sıçıcaklar ağzımıza bu hala yeni topuklu ayakkabı peşinde.
"Ya napıyoruz biz , biriniz telefonda , biriniz bilgisayarda" dedim ve Aksele bakıp duraksadım."Birinizde sabahtan beri midesini düşünüyor, hayır yani kıtlıktan mı çıktın , hiç mi yemek vermediler" dedim.Aksel önce bana böyle tip tip baktı , sonra gülerek Keremi dürttü.
"Sağlam kız bulmuşsun" Tabi oğlum ne sandın , atarlı kız Zeynoyum şu aralar.Neyse Aksele bakıp gözlerimi devirdim.
"Bundan daha iyi bir fikrin var mı ?" dedi laptopumu göstererek."Hiç değilse yeni ayakkabılar alıyorum" Tekrar bilgisayara dönüp , ayakkabı bakmaya devam etti.Delirticek bu kız beni ya.
"Oyun oynayalım " dedim ellerimi çırpıp.
"Ne oyunu ?" Kerem kaşlarını çatıp , bana ne diyor bu mal adlı bakışını fırlattı.Hooop çok eğlenicez arkadaşlar valla bak.
"Doğruluk mu Cesaretlik mi oynayalım o zaman" dedi Aksel , Melisin yanındaki su şişesini alıp , halının üzerine oturdu.
"Sen ciddi misin?"
"Saçmalama" Melisle Kerem aynı anda Aksele söylendiler.Hayı yani bence bu ikisinin içinde yaşlı bir nine falan olmalı , hayat enerjileri çekilmiş baksana ya.
"Ya nolucak kös kös oturuyoruz zaten...Hem birbirimizi de çok iyi tanımıyoruz , bu şekilde tanışmış oluruz " dedim Aksele göz kırpıp.Kerem hemen teslim oldu.
"Okeeey , oynayalım o zaman" diyip Akselin karşısına oturdu.Bende ikisinin yanına geçtim.
"Melis , gel hadi" Hayır ne bekliyorsa yani , özel davetiye falan yollıycaz sanki hanımefendiye.Neyse onu da bir şekilde ikna edip sonunda oyunumuza başladık.
"Çeviriyoruuuum.Kapak tarafı kime geliyorsa o sorar , diğeri cevaplar." Aksel üçe kadar sayıp , cam su şişesini çevirmeye başladı.Fiyuuuv çok heyecanlı.
"Kerem , Melise soruyor" dedi Aksel heyecanlı bir ses tonuyla.Ay ne sorcak Kerem , Melise yaa.Düzgün çevir şunu da , ben kas yığınıma bir iki soru sorayım.
"Iıığ ..." dedi Kerem elini çenesine götürüp."Bir düşüneyim."
"Hah! Buldum" Sonunda paşam , biraz daha soru arasaydın burda yaşlanıcaktık hepimiz.Umarım saçmasapan kimi seviyorsun , birini seviyor musun tarzı sorular sormazsın.Orjinal ol lütfen.
"Şimdi , Zeyneple bizim aramızdaki şeyin olmamasını istemen ..." dedi işaret parmağıyla benimle kendisinin arasını göstererek "Kıskançlıktan mı yoksa koruma duygusundan mı ?" Vaoooov Kereem.Muhteşem soru.Cidden tebrik ediyorum süpersin.
"Ha ? Kimi kıskanıcakmışım be?" dedi Melis.
"Bizi işte " diye ekleyip tabi bir de Melisin itici bakışlarına maruz kaldım.Kesin bu beni deli gibi kıskanıyor var ya.Ay gece odama gelip beni mutfaktaki bıçakla doğramasın şizofren.Ayy Allah korusun valla.
"Yaa aslında..." diyip gözlerini devirdi."Tamam , önce çok kıskandım , gerçekten.Sonuçta ben senin acayip hayranınım , odamın her yerinde senin fotoğrafların senin sözlerin var.Yani ben sana bu kadar değer verirken neden ben değil de , senin adını duymaktan bile nefret edip , "Melis şu çocuktan bahsetmeyi bırak , midem bulandı heağğğ" diyen küçük kız kardeşimlesin , anlayamadım.Ama sanırım yeni yeni anlıyorum , aşk böyle birşey değil.Aşk birinin çok değer verip onu elde etmesi değilmiş , aşk çok farklı birşey.Birbirini tamamlamak gibi galiba.Sende eksik olanı , karşındaki insanda arıyorsun . Benim sana duyduğum sadece hayranlıkmış , Zeyneple senin arandaki şeyse işte ... O tamamen farklı." Melis derin bir nefes alıp , yutkundu."Evet , tamam bunu kabullenebilirim belki , yani sizin aranızda her ne oluyorsa ama onu üzersen Kerem , bir kez olsun senin yüzünden canı yanarsa , işte o zaman gösteririm sana gününü" Melise gözlerim dolu dolu bakarak gülümsedim , cidden böyle hissediyordu.Canım ya , ben ona şizofren , manyak diye içimden saydırırken o hala benim yanımda , beni koruyor.Ama itiraf etti bak deli gibi kıskanmış bizi , ee oh olsun anlamıştır aşkın öyle posterlere bakarak olmadığını.
"Eee bu kadar duygusal sahne yeter " dedi Aksel şişeyi eline alıp."Çeviriyorum" Gönder gelsin Akselcim , bakalım daha neler duyucaz bu oyun sayesinde.Çok sevdim lan ben bunu.
"Eveeet , Zeynep Kereme soruyor " Heh süpeeer , işte bu . Kalkıp yehuuu diye bağırmam an meselesi.Şimdi ne sorsaaaam , ııı , bi düşünelim. Kaç yaşındasın Kerem ? Yok be bu saçma oldu , google da yazıyor zaten niye sorıyım.Aslında herşeyi biliyorum ki Kerem hakkında.On beş yaşındayken Teksasa yerleşmiş , sonra Bostona gidip Emerson Collage da eğitim görmüş . Iııı başka başka okul bittikten sonra Los Angelesa taşınmış , Roger Corman adlı yönetmen keşfetmiş işte bizimkini bir kaç korku filminde oynamış.Süper bir ingilizcesi ve biraz da fransızcası var.İşte şimdi Aşkın Ötesi diye bir dizide Azra adında bir şıllıkla oynuyor.İlk gördüğüm yerde boğazlıycam zaten onu , itici şey.Dizi falan ayağına nasıl da vakumlamış benimkini , görmedim sanmasın.
"Dünyadan Zeynebe ...Neyin var güzelim?" diyor Kerem kolumu dürtüp.Valla senin özgeçmişini kontrol ediyordum Keremcim , çok meşguldüm valla.
"Hi-hiç.Iıı soru düşünüyordum" dedim gülümseyerek.
"Gönder gelsin bakalım" Elini çenesine koyup , bana yine şu karizmatik bakışlarından attı.Ya ben zaten aklımı zor toparlamıştım , sen yine darmadağın ettin beni Kerem , yapma şöyle.
"Beni sevdiğini ..." dedim gülümseyerek , kızardığımı hissediyorum kızlar yetişin."Beni sevdiğini ne zaman anladın?" Heh tam klasik ergen sorusu bu Zeynep , bulamadın mı daha orjinal birşeyler yani .Neyse artık olan oldu.
"Haa...Iıı bilmem " dedi Kerem gözlerini tavanda gezdirirken.Nası bilmem ya , Allahım bilmem diyor.Sevmiyor musun lan sen beni.
"Hani sen bileğini burkmuştun" dedi çarpık gülümsemesiyle " Seni eve bırakmıştım"
"Eee " dedi Aksel heyecanla.Gören de muhteşem bir aşk hikayesi anlatıyor sanıcak yani.
"Eesi arabada giderken Zeynep uyuyakaldı , o sırada da slow bir şarkı çalıyordu" dedi ve aynı anda şarkının adını söyledik.."Redd-Nefes".Aynı şeyleri söylememizin üstüne Kerem gözlerimin içine bakıp gülümsüyor ve uzanıp ellerimi kocaman ellerinin arasına alıyor."Radyoda o şarkı çalarken ... Belki o ortamında büyüsüyle , senden ne kadar çok hoşlandığımı anladım.Yani son zamanlarda , seni aklımdan çıkaramaz olmuştum.Sanki evren işini gücünü bırakıp , bizi bir araya getirmek için binlerce tesadüfü arka arkaya sıralıyordu Zeynep" diyip yutkundu ve suratıma karizmatik bir bakış fırlattı.Ah söyledikleri yetmiyormuş gibi birde bakışlarıyla , beni eritmek için elinden geleni yapıyor kas yığını."Ve ben bu tesadüflerin , sadece bir tesadüften ibaret kalmasını istemedim.Sanırım bu tesadüfler bana hayatımdaki en masum şeyi , seni , getirdi Zeynep."
"İtiraflar...İtiraflar..." diyor Aksel , Keremin omzuna hafif bir yumruk atarak , tabi Keremin ona fırlattığı 'ayağını denk al , aklını alırım' bakışlarından sonra kendine geliyor hemen.Kereme usulca yaklaşıp , daha önce kimseye söylemediğim bir şeyi söylüyorum , dolandırmadan , dümdüz.
."Seni seviyorum Kerem"
"Bende güzelim " diyor elini yanağıma koyup."Bende çok seviyorum."
"İşiniz bittiyse devam edelim" diyip şişeyi eline alıyor Melis.Bak bak hala kıskanç ya , tabi alışması zaman alıcak hak veriyorum ona."Bu sefer ben çeviricem" diyip şişeyi çevirmeye başlıyor Melis.Hadi hayırlısı.
****
Melisle birlikte mutfaktan aşırdığımız etleri gizlice Keremlere getirip , onların tabaktakileri apar topar silip süpürmesini gülerek izliyoruz .
"Anlaşılan , babanız bu işten bayağı anlıyor " diyor Aksel etinden bir parça daha ısırıp.Derin bir nefes alıp , kolasından yudumluyor.
"Dikkat et , boğulucaksın şimdi" diyip peçeteyle Akselin suratını siliyor Melis.Ne bu samimiyet canısı , baktın Kerem olmadı kankasına mı yazıyorsun.Neyse çift olarak takılırız artık napalım.
"Ben de süper mangal yaparım , Aksel iyi bilir" Kerem peçeteyle ağzını silip , bana göz kırpıyor."Bir gün birlikte yaparız.
"Valla lahmacundan sonra mangal , vız gelir tırıs gider" diyorum bende gülümseyerek.Öyle ama yani , biz lahmacunu fırına vermiş insanız Keremcim , mangal nedir ki bizim için.Lahmacunu fırına vermek derken aklıma mercimeği fırına vermek geldi ama onun konumuzla bir ilgisi yok , kendine gel Zeyno.
"Ne lahmacunu be ? Sen lahmacun sevmezsin ki" Melis haklı ama şimdi , ben cidden lahmacun , pide tarzı şeylerden pek hazetmem.Ama işte insan bazen birden sevmeye başlıyor.
"Valla üç dört tanesini bir kerede mideye indirdi" diyip kahkaha atıyor Kerem.Ha ha ha çok komiksiniz ya.
"Ciddi misin ? Valla biz bir kere yedirmiştik de , hemen gidip kusmuştu" Meliscim benim pislik pislik anılarımı anlatmasan çocuğa , ayıp oluyor yani.
"Ya şimdi ben Keremden de pek hazetmiyordum ama bak sevgiliyiz.Yani insanın düşünceleri değişebilir" diyorum gözlerimi devirip.
"Niye hazetmiyordun ki Keremden?" Akselcim hoşlanmıyordum işte aaa üstüme gelmeyin.Üçü toplanmış soru yağmuruna tutuyorlar beni bildiğin , ah daraldım yani yeter.
"Ne biliyim" dedim omuzlarımı silkip "Öyle burnu havada , kendini beğenmiş birine benziyordu"
"Benim mi burnum havada ?" Kaşlarını kaldırıp bana ' ciddi olamazsın Zeyno' bakışını attı.Allahım Keremin bu bakışlarıyla başımız dertte ya.
"Valla sende biraz ııı belki birazdan daha fazla ego ve kendini beğenmişlik var " diyorum.
"Ha-ha! Saçmalama bahsettiğin kişinin benimle alakası yok" dedi Kerem kafasını aşağı yukarı sallayıp.Ay kabullensen nolucak yani , egoistin tekisin yani.Burnun böyle everestin tepelerinde dolanıyor tüm gün.Ee sende haklısın yani hangi erkeğin peşinde binlerce kız olsa o da öyle davranır.Suç senin değil ki onların.
"Aslında biraz alakası var " diyip bana göz kırpıyor Aksel.Heh şöyle , yanımda olan birileri var bari.Aynı desteği Melisten de bekliyorum .
"Alakası yok ya , Kerem çok canayakın biri . Hem twitterda , tumblrda o kadar insan onu bu yüzden seviyor " diyip başıyla kendi sözlerini onaylıyor Melis.Ay mal , hemen de Keremi korusun yani.Hala gerçek dünyaya dönemedi kız , hayranı ya bu şimdi Keremin , her koşulda onu koruma isteği var kızda yani anlayamıyorum ben.
"Valla canım , ben Keremi senden bin kat iyi tanıyorum.Öyle röportaj okuyup , gazete küpürleri toplamakla insan tanınmıyor , ben yaşayıp onayladım.Kerem de bol bol ego ve bir ölçek de kendini beğenmişlik var " diyip Melisin yüzünü asmasını izliyorum.Öyla ama yani dergiyle , röportajla olucak iş değil ki bu , insanı doğal ortamında tanımak lazım .
"Gösteririm ben sana " diyip işaret parmağını sallayarak meydan okuyor bana Kerem.Ay çok korktum valla , gece nasıl uyurum bilemiyorum.
"Ee , adın Melisti değil mi " diyor Aksel , Melise bakarak.Bizimki de kafasını sallıyor.Bakalım ne yumurtlıycak yine Aksel.
"Benim karımın adı da Melis" diyip duraksıyor.Lan ... Ne karısı ? Evlimi lan bu ? Gözlerimi pörtletip Aksele bakıyorum.Kerem bundan hiç bahsetmemişti yani evli olduğundan.Çocukları var mı acaba ? Kaç tane ?
"Ama evli değiliz " diyip göz kırpıyor Melise . "Daha yeni tanıştık." HA HA HA . Çok komik cidden.Allahım bu çocuk bu sözleri nerden buluyor yani , ilaaahi Aksel.Meliste böyle şapşik şapşik gözlerini kırpıştırıyor Aksele.
"Pardon?Anlamadım?" diyip kafasını sağa sola sallıyor Melis. Eee tabi bünyesi alışık değil böyle iltifatlara , çarpıntı yaptı kızda.
"Bence anladın " diyerek tekrar göz kırpıyor Aksel.Off yaptığın şovu yesinler Akselcim.İşte biz böyle tatlı tatlı bir yandan atışıp , bir yandan gülüşürken odamın kapısının çalınmasıyla irkiliyoruz.
"Zeyneeeap.Aç annecim , yıkanan çamaşırları getirdim." Önce derin bir sessizlik yaşanıyor , sonra kendime gelip anneme cevap veriyorum.
"Tamamm anne koy kapının önüne" Allahım nolur üstelemesin , nolur nolur nolur.
"Kızım açsana , yüzünü göreyim." Sanki görmediği şey yani , ne bu ısrar anlamadım ki , anne yüreği işte ya kesin hissediyor bu içeride bir şeylerin döndüğünü.
"Ya giyiniyorum işte , anla " diyorum bağırarak.Bari ters tepki verip , uzaklaştırıyım kadını yani . İyi niyetimi suistimal ediyorsun valla anne.İlla yalan söyleticeksin bana.
"Ay tamam demedim birşey" diyip gidiyor.Merdivenlerden inene kadar bekleyip , derin bir nefes alıyorum.
"And the Oscar goes to Zeyneappp" diyerek alkışlıyor beni Kerem , ben de gülümseyerek hayali eteklerimi tutuyormuş gibi küçük bi reverans yapıyorum Kereme.
"Şişş sessiz olun , duyucaklar şimdi" diyip bizim kahkahalarımıza engel oluyor hemen Melis.Ay aile saadetimize hemen gölge düşür zaten , iki dakika rahat yok valla .
***
"Dikkat et ... Heh oraya bas ... Sıkı tutun çarşafa da...Ayy düşmesen bari ..."
"Zeynep , oradan inebiliceklerine emin misin ? ... Bir yerlerini kırmasınlar " diye endişeli bir ses tonuyla soruyor Melis.Evet , tahmin ettiğiniz gibi Keremleri camdan gönderiyoruz , valla evde paraşütümüz olmadığı için de camdan çarşafları sarkıtarak hallediyoruz işimizi ama olsun ya.
"Bir şey olmaz ya" diyorum gülerek " Baksana aslan gibiler maşallah" . Kerem bir yandan çarşafa sıkı sıkı tutunup bacaklarıyla da duvardan destek alırken , bir yandan da bana 'senin yüzünden düştüğüm hallere bak' adlı bakışını yolluyor.Gönder gelsin aşkısı , hiç sorun değil.Neyse Keremle Akseli yolladıktan sonra derin bir nefes alıp aynı anda yatağıma kendimizi bırakıyoruz.
"Ay valla yakalanıcaz diye ödüm koptu Zeynep"
"Babamın bizi öyle gördüğünü düşünsene " diyip iç geçiriyorum.
"Valla bize anca kızardı ama Keremleri düşünemiyorum , gözlerini çıkartıp ellerine verirdi çocukların" diyip kahkaha atıyor Melis. Ben de ona katılıp gülüyorum.Cidden ya , babam görse ağzımıza sıçardı topluca yani cesedimiz çıkardı bence bu evden.Gülmeyi kestikten sonra , derin bir sessizlik oluyor.Sırtüstü yattığımız yataktan , tavanı izliyoruz uzun bi süre.Sonra cesaretimi toplayıp , kafamı kurcalayan o soruyu soruyorum Melise.
"Akselden...Hoşlandın mı ?"
"Ne ?" diyip bir hışımla yerinden doğruluyor Melis." Yo ... Hayır Zeynep , saçmalama "
"Ne biliyim böyle peçetelerle yüzünü silmeler , birlikte gülümsemeler falan... Hoş çocuk" diyorum Aksel gibi göz kırparak.
"Benim karımın adı da Melis " diye sesimi kalınlaştırıp Akseli taklit ediyorum hemen.Meliste kahkaha atıp arkasındaki yastığı kafama fırlatıyor.Aaa bu bir savaş ilanı.Ben de ona yastığımı fırlatıyorum hemen.
"Gösteririm ben sana " diyip parmağını sallayarak o da Keremi taklit ediyor.Kocaman bir kahkaha atıyorum. Yalnız şimdiden özledim ha kas yığınını , ne biliyim çok alıştım ona yanımdayken bile özlüyorum sanki.
Biz böyle Aksel-Kerem ikilisinin şapşiriklikleriyle dalga geçerken babam odaya geliyor.Bu sefer tabi içeri girmeye hak kazanıyo sonuçta odadaki yabancı maddeleri arındırdık , her yer temiz.Erkek sinek bile yok o derece.
"Kahkahalarınız aşağıya kadar geliyor " diyip ortamıza oturuyor ve bizi kollarının altına alıp , sarmalıyor.Umarım nefessizlikten ölmem yarabbim , amin.
"Anlatın bakalım , neye gülüyorsunuz bu kadar ?"
"Hiiç" diyip birbirimize bakıyoruz Melisle.Valla canım kardeşimin içine şu son iki saattir melek kaçtı herhalde , gözüme bir güzel gözüküyor ne biliyim.
****
||Kerem
"Abi çok güzel kız değil mi ama ya ?" diyip derin bir iç çekiyor Aksel.Ya yarım saattir yoldayız yani aynı cümleyi binlerce kez söyledi .Melis şöyle hanımhanımcık , şöyle güzel , şöyle tatlı.Ya banane Melisten abicim ben Zeynebimi özledim.
"Hıhı öyle " diyorum gözümü yoldan ayırmadan.Bir şeyler geveliyor ama hiç dinlemiyorum Akseli.Hıhı öyle diyip geçiyorum.
"Zeynep diyorum ya evleniyormuş yarın"
"Hıhı öyle ." diyip kafamı sallıyorum.Ha?Gözlerimi kırpıştırıp hemen Aksele dönüyorum tabi , ne diyor lan bu ne evlenmesi. Benim yarim kimseyle evlenemez yemin ediyorum erkek ırkının kökünü kazırım bu dünyadan.
"Ne diyorsun lan sen?" diyip kaşlarımı kaldırıyorum.
"Sen beni dinlemiyorsun değil mi ? " Kafasını sağa sola sallıyor. "Sabahtan beri ne dersem hıhı öyle diyip geçiştiriyorsun.Aklın nerde senin?"
"Zeynepte ... Şimdiden özledim " diyip direksiyona vuruyorum."Ne lanet bir şey lan bu ? Birini kendinden de çok sevmek ? "
"Ooo .. Bu daha başları abicim ... Bir de gittikçe alışmak var.. O daha berbat " diyor Aksel derin bir nefes alıp.Görende kırk yıllık aşk uzmanı sanar bizim zamparayı.
"Kerem...Sen ilk görüşte aşka inanır mısın ?" diyerek tekrar iç geçiriyor.Ay bu kesin bizimkinin kardeşine abayı yaktı , böyle bayat balık gibi bakmasından belli yani . Kendine gel Aksel , bu sen değilsin.İlk görüşte aşk... Zeynep ... Onu ilk kez gördüğüm an...
"Galiba , inanıyorum " dedim gülümseyerek.Biz böyle aşka dair derin konuşmalar yaparken , bir yandan da yağmur yağmaya başladı.Yağmur yağması ...Zeynep ... İlk öpüşmemiz...
Son duyduğum şunlar oldu.
"Kerem , Dikkat eeet!"
****
||Zeynep
Ben mutfakta çayları dökerken , annem , babam ve Meliste televizyon izliyordu , daha doğrusu buna izlemek denmez ki babam almış eline kumandayı bir kanaldan ötekine zapping yapıp duruyor.Hayır sabit bir yerde dur , izleyelim.Zapping nedir ?
"Cihan başım döndü valla , dur bir kanalda artık" diye yakınmalarını duyuyorum annemin.Melis ise onlardan bağımsız bir şekilde telefonuyla ilgileniyor.Tabi babamın , telefon şöyle zararlı , böyle zararlı adlı nutuğuna da kulak misafiri olup istemsizce gülümsüyorum.
"Çaylaaar geldi" diyerek salona giriyorum keyifli keyifli.Sonrası ... Babam bir haber programında duraksıyor. Muhabir kadının sesleri kulaklarımda tekrar tekrar yankılanıyor ve gözlerimin karardığını hissediyorum.
"Kerem Bürsinin arabası şarampole uçtu."
--------------------------------------------------------------
YORUMLARINIZI BEKLERİM :)