Ben geldim canlar! Sizlere yeni bölüm getirdim. Umarım beğenirsiniz. Burada kesmek zorunda kaldım bu bölümü diğer bölümü çabuk yazmaya çalışacağım. Sizleri çok seviyorum iyi okumalar♥》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》
Zeynep kapının çalması ile uzandığı koltukta kalkıp elinde ki kitabı yanına koydu ve kapıya yöneldi.
Kapıyı açtığında sevdiği kişi ile karşılaşmış, yüzü hemen gülmüştü. Kocası içeri girer girmez kendisini sarıp dudaklarını buluşturmuştu. Zeynep de hemen sırtına ellerini sıkıca yerleştirirken kapıyı itip kapanmasına neden olmuştu. Dudakları ayrılsa da hiç uzaklaşmamışlardı.
_ Hoşgeldin hayatım.
_ Hoşbuldum güzelim.
_ Nasıldı bugün?
_ Tahmin ettiğimden daha iyiydi. Daha sakindim. Sözlerim bile tahmin ettiğimden daha sakindi. Proje sahibiyle görüşme yaptık. Bir şans daha verdi.
_ Öyle mi?! Harika bir haber bu!
Zeynep bunun sevincini yaşarken gözlerinin içi parlıyordu. Kocasının değer verdiği şeyin yeniden bir anlam kazanmasına ve onun da emeğinin değee bulacak olmasına çok seviniyordu. Kerem ise onun sevinci ile daha da mutlu olmuştu.
_ Öyle güzelim. Şans vereceğini söyledi. Sadece bir şey var.
_ Nedir?
_ Eğer benim ayarladığım plan bozulmasaydı onlar buraya geleceklerdi. Kendileri İngilterede. Onlar buraya gelecekti ancak olmadı. Adamla görüştüğümde bu sefer sizi buraya davet ediyorum dedi.
Zeynep onu ciddiyetle dinlerken bir anda durdu ve düşündü. Kocası oraya mı gidedekti?
_ İngiltereye mi gideceksin?
_ Ben gitmeyeceğim güzelim.
_ Nasıl yani? Seni çağırmadı mı?
_ Beni değil, bizi çağırdı. Ailen ile birlikte burada görmek isterim seni dedi. Yani birlikte gideceğiz.
Zeynep bu sefer şaşkınlıkla durmuştu ve beklemişti. Bunu beklemiyordu.
_ Birlikte mi?
_ Evet güzelim. Zaten seni bırakıp gitmeyektim. Benim işime gelen bir şey oldu.
_ Ama zor olmayacak mı? Duygu rahat eder mi? İngilizce de bilmiyorum. Yani çat pat.
_ Güzelim sen neden bunları düşünüp dert ediyorsun ki? Senin herhangi ekstra bir şey bilmene gerek yok. Yanında ben varım senin. Hem Duyguyu bu seferlik götürmemeliyiz bence. Yol uzun yorulur bebeğim. Değişim dengesini bozar. Sende hamilesin aslında ama senin gelmeni bende istiyorum. Yarın doktora bir danışalım önce.
Zeynep bu fikirden pek fazla emin olamamıştı. Orada, Kerem işteyken sorun çıksın istemezdi.
_ Kerem bak emin misin? Dediğim gibi sorun çık..
_ Güzelim. Lütfen. Konuştuk ve bitti. Hiç bir sorun çıkmayacak. Aksine çok güzel olacak. Bizi çok iyi ağırlayacaklarına da eminim. Hem onlarda tanışmak istedi.
Kerem karısının yüzünü elleri arasına almıştı ve gözlerine yakından bakarak konuşmuştu. Zeynep ise onun söylediklerinden sonra biraz daha emin olmaya başlamıştı. Sonuçta onun yanında olacaktı. Hem dediği gibi güzel zaman da geçirmiş olacaklardı birlikte. Aslında onunla bir ilki daha yaşayacaktı. Hiç yurt dışına çıkma fırsatı olmamıştı ve bunu ilk kez kocasıyla yapacaktı. Bu düşünceler kafasında dolanırken başını yavaşça onaylayarak salladı.
_ Peki o zaman. Ama Duygu için annenlerle bir konuşalım önce.
_ Bence en çok onlar sevinecek. İstiyorlardı zaten, bu da üstüne gelmiş oldu. Hem ben aslında kızımı daha çok düşünüyorum güzelim çünkü dediğim gibi bu değişiklik dengesini alt üst eder. Senin için de yarın doktorla görüşürüz.
_ Tamam öyle yapalım.
Kerem karısına gülümseyip alnını öptü ve hissettiği boşluğu sordu hemen.
_ Benim cadı nerede?
_ Az önce oyun oynarken uyuya kaldı hayatım. Odasında uyuyor.
_ Hadi ya.
Kerem kızını göremediğine üzülmüştü. Onun eksikliğini hemen hissediyordu. Ve böyle olup göremeyince de aslında huzursuz hissediyordu. Ama hemen elini karısının karnına koydu.
_ Diğer bebeğim nasıl peki? Üzmüyor değil mi anneyi?
Zeynep hemen mutlulukla elini kocasının elinin üzerine koydu ve parlayan gözleri ile kocasının gözlerine baktı. Hafiften çocuksu sesi ile konuştu.
_ Hiç üzmüyor babası, hiç. Çok uslu bizim bebeğimiz. Seni özledik sadece e sende geldin şimdi daha da mutlu ve huzurluyuz.
_ Ben sizi daha çok özledim. Gözümün önümde olmadığınız her an sizi özlüyorum ben.
_ Bizde seni.
Kerem karısının yüzünü kendine çekerken yeniden birleştirdi dudaklarını. Zeynep de hemen ona gözlerini kapayarak karşılık veriyordu. Kerem bir elini beline indirip iyice kendine çekti ve dudaklarını biraz ayırıp konuştu.
_ Sabah verdiğimiz reklam bittiğine göre filmimize devam edebiliriz sanırım güzelim.
Zeynep gözlerini aralayıp kocasına baktığında dediğine güldü.
_ Ha sen hâlâ oradasın yani.
_ Bir sor bakalım çıktım mı hiç oradan.
Zeynep ona hâlâ gülerken ilk adımı kendisi attı ve kocasını yanağına elini yerleştirip dudaklarını dudaklarına bastırdı. Kerem de hemen mutlulukla ona karşılık vermiş ve fazla beklemeden dikkatlice belinden kavrayarak kucağına almıştı. Zeynep hemen kollarını boynuna sarmıştı ve ona sıkıca tutunmuştu. Ve Kerem dikkatlice merdivenlere yönelmişti. İkisi de her anlamda birbirinden kopamıyor, çok özlüyorlardı. Ve birisi atağa geçince diğeri buna sınır çekmeden karışık veriyordu. Zeynep bir elini kocasının ensesine tam saç diplerine yerleştirirken okşuyordu. Onu daha da yakından hissediyordu.
Kerem adımları kapıya vardığında karısına dikkat ederek açtı ve içeri girip karısını kapının arkasına yine dikkatlice yaslayarak kapanmasını sağladı. Kerem hâlâ öpüşürlerken bu sefer karısını kapıdan çekti ve yataklarına doğru getirerek yavaşça uzandırdı. Zeynep hamile olmasa bu derece sakin kalamazdı. İkiside biliyordu herşey çok daha hızlı ve daha sert bir şekilde gelişirdi. Ama şimdi karısı hamileydi ve ona gözü gibi bakıyordu. En ufak bir şey olur diye tereddüt ediyordu. Yumuşak olduğunu bildiği yatağa dahi yavaşça bırakmıştı karısını. Zeynep onun bu davranışını net bir şekilde görebiliyordu. Hemen göz göze geldiği kocasının gömleğinin düğmelerine götürdü ellerini ve çözmeye başladı onları. Gömleğin düğmeleri çözüldüğünde göğsüne ellerine yaslayıp o hizadan omuzlarına doğru ittirdi ve Kerem'in de kollarını geriye atması ile çıkardı
Zeynep hemen ellerini ayrı kalan tenine yerleştirirken Kerem ellerini önce başının iki yanına yerleştirmiş gözlerinin içine yüzünde ki hafif gülümseme ve yoğun sevgisi ile bakmaya başlamıştı. Zeynep gözlerinden tüm duyguları en yoğun şekilde alabiliyordu. Aynı şekilde dudakları hafifçe kenara doğru kıvrıldığında elleri arasında kalan başını kaldırdı ve kıvrılan dudakları birbirine bastırdı. Kerem başını geri bastıracakken Zeynep dudaklarını teninden ayırmadan çenesine indirdi. Dudakları çenesini alevlendirirken boynuna inmişti. Dudakları aralanarak etini sahiplenirken tadı dudaklarına nefes veriyordu. O nefesin hiç bitmesini istemiyordu. Nefesi tazelenirken boynundan omzuna gitti. Oradan göğsüne indi ve sol göğsüne uzun derin bir öpücük bıraktı. Bu Kerem'in hemen öptüğü yerin altında ki kalbin çok daha hızlı bie ritimle atmasına neden olmuştu. Daha hızlı atıyor oradan tüm vücuduna uyarılar geçiyordu. Dudakları tenindeyken derin bir soluk aldı. Ona yetmesini dileyerek.
Bu kadının varlığı herşeydi.
Bir şeye benzetmeye gerek yoktu. Her şeydi. Akla gelebilecek, herşey.
Zeynep dudakları altında ısınan tene dokunurken yeniden değdirdi dudaklarını ve aynı şekilde bir kez daha öptü. Eli belinde dolanıyordu. Belinin yanlarından hafifçe içe doğru geliyor, karnının üzerinde dolanıyordu. Tüm vücut hatları elleri arasına dalıyordu. Başını yavaşça yukarı kaldırdığında kocasının gözleri ile ve dudaklarına kapanan dudaklar ile karşılaştı. Gözler kapanıp kaybolmuş, dudaklar daha da hareketlenmiş ve başı yastığa düşmüştü. Kerem daha sert öpüyordu. Daha belirgin dokunuyordu. Zeynep'in vücudunda dolaşan elleri onu her şeyden alıyordu. Tüm hisleri dışarıya atıyordu. Dudakları daha hızlı ve sertçe Zeynep'in dudakları arasında soluksuz dolaşırken ellerini aşağıya, karısının tişörtünün uçlarına indirdi. Zeynep onun parmaklarını karnında hissederken dudaklarından derin bir nefes çekti. Bu adamın dokunuşlarına karşılık buna oldukça ihtiyaç duyuyordu çünkü. Kerem tişörtü yukarı çekip çıkardığında görmediği bir yere fırlattı. Başını boynuna gömerken dudakları boynunu istekle öpüyordu. Bir eli karısının beline inerken Zeynep ellerini saçlarına ve sırtına götürüyordu. Boynunda ki dudaklar onu ele geçirmişti. Kerem boynunu öperken yukarı doğru, aynı hizadan kulağına ulaşmıştı. Dudakları ile birlikte içini yakan sesi de kulaklarına ulaşmıştı.
_ Yakma beni güzelim.
Zeynep içi titrerken gözlerini kapanmıştı. Yakmak ne kelime... Her gün daha da alevleniyor, tutuşuyordu... O ateşe değen bir cam parçası gibi eriyip yerle birleşiyordu. Masumluk ateşle cesarete geçiş yapıyordu. Eritiyordu. Her şekilde eritiyordu.
Kapadığı gözleri kocasının sesiyle iyice sıkılaşırken başını yavaşça ona doğru yasladı ve onun gibi eriten sesi ile konuştu
_ Yan. Bende seninle yanıyorum.
Kerem buna hafifçe gülümserken içine akan sesi ile kulağının biraz altında olan yere dudaklarını bastırıp öptü ve hızlıca geri çekildi. Zeynep üzerinden kendine bakan kocası ile gözlerini birleştirirken dudakları da hemen birleşmişti.
Yanmaya yeniden başlamışlardı.
İkiside alev ala ala, cayır cayır yanıyordu. Ve canları bir nebze dahi acımıyordu. Ateş onlara can vererek alevlendiriyordu. İki beden birbirine katılarak yanıyordu......
*******
Zeynep Kerem'in söyledikleriyle çok bir şey değil sadece bir çanta hazırlamıştı kendilerine. Bunun nedenini az çok biliyordu. Kerem orada çoktan birşeyleri ayarlamıştı çünkü. Bu yüzden gerekli şeyleri bulunduran küçük bir çanta hazırladı. İçine en gerekli şeyleri ve hamilelikten dolayı ona yardım edecek şeyleri koymuştu. Hamilelik yüzünden belki biraz zor geçebilirdi. Bu yüzden önlemini alıyordu.
Çantayı hazırladığı zaman kenara bıraktı ve doktora gidecekleri için yeniden dolabına yönelip siyah pantolon ve beyaz v yakalı bir tişört giyindi. Rahat olmasına özen gösterdi. Zaten kontrol yapılacaktı ve bu yüzden üzerindekiler de rahat olmalıydı. Çantasını da omzuna asıp odadan ayrıldı ve aşağıya indi. Kerem aşağıda bekliyordu. Gelen adım sesleri ile durduğu yerden merdivenlere döndü ve Zeynep hızlı adımları ile onu uyararak hızlıca ona kendisi ilerledi.
_ Yavaş, yavaş.
Zeynep bunu dediğinde onu dinlemedi ve aynı şekilde indi merdivenleri. Çok hızlı değildi zaten. Çok hızlı olsa kendisi yapmazdı. Ama Kerem'in gözüne batıyor ve bu hali hoşuna gidiyordu. Kerem ona kızgın gözlerle bakarken belinden yakaladı ve gözlerine baktı.
_ Güzelim...
_ Hızlı değildim... Bir şey olmaz. Hadi geç kalmayalım, çıkalım.
Zeynep onun kollarından kurtulduğu gibi kapıya ilerledi ve Kerem arkasından başını sallayarak ilerlemeye başladı. Yüzü gülüyordu. Zeynep'in böyle neşeli hali onu mutlu ediyordu. Ancak endişeleniyordu işte. Elinde olmuyordu. Zaten Zeynep'in bilinçli bir anne adayı olduğunu iyi biliyordu. Ama içinde ki şüphe ne olursa olsun kendi gözleriyle gitmeden geçmezdi bunu da çok iyi biliyordu.
İkiside arabaya geçip oturduklarında Kerem arabayı çalıştırıp bulunduğu yerden çıkmıştı. Araba yola girerken Zeynep radoyaya uzanarak sessiz bir şarkı bıraktı odaya. Tınısı düşük içe işleyen şarkılardandı.
_ Kerem...
_ Bebeğim...
_ Sana bir şey soracağım.
Olduğu yerden kocasını görebilmek için yavaşça ona dönmüştü. Kerem de gözlerine baktıktan sonra yola geri döndü.
_ Sor güzelim.
_ Ben araba kullanmayı bilmiyorum ya ama öğrenmek de istiyorum. Sen bir ara bana gösterir misin?
Kerem gülümseyerek karısının elini tuttu ve öptü.
_ Tabi gösteririm güzelim, yeter ki iste. Şu bir kaç hamileliğin ilerlemeden bir şeyler öğretirim sana doğumdan sonra daha da üstüne gideriz. Olur mu?
Zeynep beklemenin bebeği için en iyisi olacağını biliyordu. Kocasına bu konuda katılıyordu bu yüzden.
_ Olur tabii.
Kerem yeniden elini öptüğünde farklı konulardan konuşmaya başlamışlardı. Kerem her zaman olduğu gibi yine Zeynep'i güldürüyordu. Eğlenceli ve bu konuşmalar sayesinde kısa geçen yol bitmişti.
Hastaneye gelmişlerdi.
Kerem içeri girip doktorla karşılaştığında pek fazla zamanları olmadığından dolayı hemen konuya girmiş ve durumu izah etmişti. Bununla birlikte Zeynep kontrole girmiş ve herhangi bir sorun çıkmamıştı. Bu ikisininde derin bir nefes almasına neden olmuştu. İçleri rahatlamıştı. Doktor aslında önermese de yinede bir sorun çıkmayacağını, indikten sonra mutlaka dinlenmesi gerektiğini belirtmişti. İkiside bunu dikkate almışlardı. Kerem oraya iner inmez Zeynep'in dinlenmesi için rahatı için her şeyi yapacaktı. Onu yormayacaktı.
Hastaneden aldıkları bu önemli bilgiler ve detaylar ile içleri rahatlarken oradan ayrılmış ve akşam binecekleri uçak nedeni ile hazırlanmak için evlerinin yolunu tutmuşlardı....................