112.BÖLÜM

3.6K 118 51
                                    






Herkes merhaba!

Ne kadar özlemişim burayı anlatamam! Uzun bir aradan sonra sizlere de söz verdiğim gibi bölüm getirmek istedim. Hep dedik, bu hikaye hiç bitmeyecek. Biz burada oldukça bu hikaye mutlaka devam edecek!

Severek yazdığım bir bölüm oldu, çokça da içime sindi. Devamı için oldukça güzel bir açık kapı bıraktığımı düşünüyorum. Bakalım sizler neler düşüneceksiniz çok merak ediyorum!

Lütfen bol bol yorumlarınızı paylaşın benimle çünkü onları burada çok özledim! Özenle okuyacağım hepsini! Dilerim bölümü beğenirsiniz güzellerim, hepinizi çok seviyorum ve iyi okumalar diliyorum!

🌹🌸❤️







Zaman bedenlerin içinde akıp ilerlerken kadın başını göğsüne yasladığı oğlunu güvenli kolları arasına alarak ışığın loş bir aydınlık bıraktığı geniş odada yavaş adımlar ile ilerliyordu. Gözlerinden uyku akıyordu adeta... Gece kaç kere bölünmüştü uykusu, saymıyordu bile. Hava neredeyse aydınlanmaya başlamak üzere iken hiçbir şikayeti olmadan, bedeni uykuya aç olmasına rağmen sızlayan gözleri ile beraber göğsündeki yavrusunu uyutmaya çalışıyordu.

Adımları odada gezinirken dudaklarını oğlunun başının üzerine yavaşça yerleştirerek cennet gibi gelen kokusunu derince soludu. Ciğerlerine dolan koku tek değildi, zaten varlığı odaya yayılmış olsa da kendisine yaklaştığını insanın başını döndüren kokudan, kocasını hissetti. Uzun ve kalıplı bedeninin varlığı gölgesi ile birlikte önünde durduğunda bakışları çıplak göğsünden uyku ile çevrelenmiş ama bir o kadar dinç yeşil gözlerine çıktı. Loş ışığın altında yeşil gözler koyulaşmış, içine aşkı hapsetmişti. Bu adama her baktığında aşık oluyordu, görünüşünden öte güzel gözlerindeki çevrili olan aşka...

Büyük elleri yavaşça hareketlenip karısının kucağındaki oğlunu dikkatlice kavrarken Zeynep oğlunun onun kucağında ne kadar da ufak durduğuna bir kez daha şahit oldu. Çıplak göğsüne yasladığı oğlu avucu gibiydi...

Kocasının güzel gözlerine baktığında bir eli bel boşluğuna yaslanmıştı, sesi sessizlikle kulaklarına ulaştı;

"Benim yaramaz oğlum tüm gece sana rahatlık vermedi, ve ben de ne olursa olsun karımın uykusuz olmasını istemiyorum. Yorgun olmasını istemiyorum. Şimdi sen ikiletmeden yatağa geçiyorsun, zaten karnı tok altı temiz ben de oğlumu yatıracağım."

Akın babasının kucağında hareketlenip mızmızlanınca Zeynep ona belinin kenarından oğlunun müsade ettiğince sokulup sessizce konuştu.

"Ama sen uykusuz kalacaksın, olmaz. İşe gideceksin aklım sende kalır."

Kerem dudağının kenarı ile karısına gülümserken Akın yeniden bir ses çıkardığında durdukları için ağlayacağını belli etti. Bu yüzden Kerem belindeki elini hafifçe ona bastırırken eğilip dudaklarını karısının dolgun dudaklarına bastırdı ve iki kez derince öptü. Zeynep bu iki mükemmel öpücüğün etkisi ile çıplak sırtına tutunurken dudakları aralık kaldı.

"Doğru yatağa, itiraz istemiyorum güzelim. Az uyku alışık olduğum bir durum, beni etkilemez. Ayrıca yarım saate kalmadan oğlum uyumuş olacak. Şimdi sen yatağa geçiyorsun."

Zeynep bunun tam tersini istesede, ona dayanamayacağını bildiğinden yavaşça başını salladı ve bu kez o uzanıp dudaklarına uzun bir öpücük bıraktı. Kocasına gülümserken oğlunu da öpüp geniş yatağına gözleri neredeyse kapalı bir biçimde yaklaşıp kocasının bakışları arasında onun bıraktığı sıcaklığa girdi. Bu güzel manzaraya gözlerini kapatıp uykuya hazır olan bilimci kapatmadan önce gülümseyerek konuştu.

YENİ BİR HAYAT (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin