CAN SUYU'M (Tamamlandı)

By HuysuzMuallime

402K 16.1K 625

Evet, o benim Can Suyu'm! Toprağa dikilen küçücük bir fidenin ihtiyacı sadece Can Suyudur. Bende onu Can Suyu... More

CAN SUYU'M
KARAKTERLER
1-Badem Gözler
2-Gitmesen Olmaz Mı?
3-Yoksa aşık mısın?
4-Alışma!
5-Benim için değerlisin!
6-Cennet/cehennem
7-Girdiğin gibi çık hayatımdan!
8-Prenses ile hayat daha güzel
9-Yeni İnsanlar/Farklı Hayatlar
10-Sevilmeyi hakediyor!
12-Değerim yok!
13-Bir başkası!
14-Bensiz gitti!
15-Tekrar aşık oldum.
16-Beklenmeyen düğün!
17-Şansımız Var Mı?
18-Kıskanıyorum
19-Aşkınızın değerini bilin!
20-Benim Gerçeğim
21-Aklım hep sende!
22-Yeni biri!
23-Onsuz nefes alamam!
24-Yüreğim seni çok sevdi
25-Adı aşk olsun
26-Can Suyu'm
27-Kalbini dinle
28-Hayallerim gerçek oldu.
29-Prenseleri kim sevmez ki?
30-İkna
31-Yeni ailem
32-Hayal kırıklığı
33-İdare etmeyi öğreniyorum
34-TBK mavişleri!
35-Nişan
36-Süpriz!
37-Senin için her şeye razıyım!
38-Şaka mı bu!
Anneler Günü Özel!
39- Buğrasız!
40-Bana Ait
41-Mezuniyet Balosu
42-Her şey Bitti!
43-Yeni Kararlar...
44-Vazgeçmeyeceğim Sizden!
45-Biz Olur Muyuz Yine?
46. Sahi Neydi Seni Benden Alan?
47-Aşığım!
48- Değişen Hayatlar (Part 1)
48- Değişen Hayatlar(part 2)
49- Yabancı! (part-1)
49 - Yabancı! (part-2)
50 - Vuslat (part-1)
50- Vuslat (part-2)
51- Güzel Günler (patr-1)
51- Güzel Günler (Part-2)
52- Yeni Başlangıçlar (Part-1)
52 - Yeni Başlangıçlar (Part-2)
53 - Mutlu Aileler (Part-1)
53-Mutlu Aileler (Part-2)
54-Yeni Bir Aşk (Part-1)
54-Yeni Bir Aşk (Part-2)
Fragman
55-Özlemek... (Part -1)
FRAGMAN
55- Özlemek... (Part-2)
56 - Yeni Kararlar (Part-1)
56- Yeni Kararlar (Part-2)
57 - Masum Sevda ( Part-1)
57 - Masum Sevda (Part - 2 )
58 - Hayatın Planları (part-1)
Fragman
58 - Hayatın Planları (Part-2)
59 - Yeniden Aşk (Part-1)
59-Yeniden aşk(Part-2)
60 - Ilk Aşk (Part-1)
60- İlk Aşk (Part -2)
61 - Geleceğe Dair (Part -1)
61 - Geleceğe Dair (Part - 2)
FİNAL (Part-1)
FİNAL (Part-2)
SON SÖZ
HAYAT AŞKLA BAŞLAR
INSTAGRAM
ÇOCUK GÖNÜLLÜ

11-Uzak durmalıyım ondan!

4.6K 247 5
By HuysuzMuallime

Akşamı zor ettim bugün.İşlerimi biran evvel bitirip Kumsal'ın yanına gitmek istiyorum.Gideyim ki öğreneyim dün neler yapmışlar.Yoksa merak ve anlam veremediğim şu his öldürecek beni.İçimdeki hisse anlam veremiyorum çünkü daha önce böyle şeyler hissetmemiştim.O adamla Tuğba'yı bir arada,dahası elele,göz göze düşünmekten kendimi alamıyorum.Bunu yapamadığım gibi bu düşüncelere sinirlenmeden edemiyorum.Bu öyle bir duygu ki sinirlenmek ile açıklanamaz.Sinir bozucu,can yakıcı ve fazlasıyla kudurtan bir his...Ben en son Sinan eniştem ablamı istemeye geldiğinde böyle olmuştum.Gidip Sinan'ın boğazına yapışasım gelmişti.Şimdide o Buğra mı Burak mı her neyse onu bulup boğazına yapışasım var.Yemin ederim o herif yüzünden katil olmaktan korkuyorum.Sırf Tuğba için firenliyorum kendimi.Beni yanlış anlamasından,benden iyice uzaklaşmasından korkuyorum açıkcası ve ben bunu hiç ama hiç istemiyorum.

Ben düşüncelerime dalmış önümdeki bilgisayara eziyet ederken kapım çaldı. Yinne kim acaba?

"Gir!"

Gelen Merve.Nedense hiç şaşırmadım.

"Geçerli bir nedenin olmadığı sürece rahatsız etmemeni söylemiştim."

Dedim badozlama.Merve'nin eli ayağı dolandı.Off...Odunsun sen Kıvanç!

"Söyle Merve."

Dedim bu sefer daha sakin bir sesle.Merve de rahatladı anında.

"Efendim Korkut Bey bugün eve erken gitmenizi söyledi.Konuşacağı önemli bir şey varmış.'Kumsal'ı ziyarete sonra gider' dedi."

"Çok mu önemliymiş?"

Dedim çaresizce.Merve de 'evet' mansında başını salladı.Tam zamanıydı yani!

"Peki o zaman.Sen çıkabilirsin artık.Bende birazdan çıkacağım."

"Peki efendim."

Deyip çıktı odadan Merve.Bende toparlanmaya başladım.

*

Ah baba ya!İsmini bile bilmediğim 'aile dostu' için içimdeki meraka hapsettin beni.Bir de şık olacakmışım.Sanki kız istemeye gidiyoruz!Hey Allah'ım ya!Ama Korkut Bey'in emri var bir kere."Şık giyinin." dediyse şık giyinmek zorundayız.Bende gri bir takım giydim. Içinede en mavisinden bir tişört.Gri ve mavi uyumuna bayılıyorum ve mavi gerçekten çok yakışıyor bana.

Kollarımı çekiştirirken indim aşağı.Misafirlerimiz de gelmiş.Aman ne güzel(!).Yüzüme sevimli olduğunu umduğum bir gulümseme kondurdum.Yemin ederim şimdiden sıkıldım.

*

"Ee Kıvanç sen yanlız mı takılacaksın ömür boyu?"

Deyip gülümsedi Bekir Bey.Yanımda ki yılışık ve geldiğinden beri bana sarkan kızını düşünürsek konunun bana sarması çok doğal.Derin bir nefes aldım seslice.Özellikle sesli bir nefes aldım ki çok sıkmasınlar beni.

"Ben böyle iyiyim."

Dedim gayet yapmacık bir sesle.Babamın sinirli bakışlarına maruz kalsamda umrumda olmadı pek.İsminin Yelda olduğunu öğrendiğim kız yüzünde ki itici ,evet abartısız itici, gülümsemesiyle daldı konuşmaya.Geldiklerinden beri Tuğba ile bu kızı kıyaslamadan edemiyorum.Prenses ne kadar içten gülümsüyorsa bu kız o kadar yapmacık.Mesela prenses hiç böyle abartılı şeyler giymiyor veya makyajı bu kadar abartılı değil.Konuşmaları da bu kız gibi basmakalıp değil doğaçlama.Kısacası prenses ne kadar doğalsa Yelda o kadar yapmacık.

"Valla Kıvanç ile kaderimiz bir.Bende 26 yaşımdayım ama yalnızım."

Dedi ağzını yaya yaya.Ne yapıyım makyaj güzeli seninle mi evleneyim?Aman Allah korusun!

"Ya değil mi?"

Dedim en soğuk sesimle ve oturduğum yerden kalktım.Duramayacağım burda daha fazla.

"Size afiyet olsun.Müsadenizle Kumsal'ın yanına gitmem lazım."

Dedim toparlanırken.Yelda'nın gözleri kocaman açıldı.

"Kumsal da kim?"

"Kızım."

"Senin bir kızın mı var?Sen evli değilsin ki."

Diyen sinir bozucuya baktım.1 saat içinde kendinden iğrendirdi yemin ederim.

"Evet Yeldacığım benim bir kızım var.Aslında evli sayılırım.Sadece karımla  geçici bir ayrılık yaşıyoruz ama prensesimle en kısa sürede barışacağız ve o buraya,evine dönecek.Merak etme."

Dedim ve herkese tekrar nezaketen gülümseyip çıktım evden.Yetti be!Yelda denen süs kutusuyla evlenecek adama Allah sabır versin!

*

Kuruma geldiğimde bahçe çok sakindi.Çocukları içeri almışlar demek ki.Zaten bu saate dışarda olmaları beklenemez ki.Neredeyse geceye geliyor.Babam beni tutmasaydı çoktan gelmiştim.Umarım müdür izin verir görmeme.

Kapıya yaklaşınca Tuğba'yı gördüm koridor da nöbetçi demek ki. Nasıl davranacağımı da bilmiyorum ki!

"Aa Kıvanç! Hoş geldin."

Ben ona seslenmeden o gördü beni yine cıvıl cıvıl sesi insanı kendine hayran bırakan cinsten.

"Hoş buldum."

Dedim bende gülümseyerek.

"Kumsal bütün akşam seni sayıkladı. Hatta dün benimle geldi diye ona küstüğünü düşündü. İyi ki geldin. Hadi yanına gidelim."

Deyince Tuğba moralim bozuldu iyice. Aptalsın Kıvanç niye arayıp haber vermezsin ki?

"Çok mu üzüldü?"

Dedim üzgün bir tonda.Prenses dudaklarını büzüp başını salladı evet manasında.

"Kendine kızıp duruyor.Ona küstün diye."

"Ben...Ben ona küsemem ki.Sadece aile dostumuz yemeğe gelince...Gelemedim işte."

Dedim gözlerim dolarken.Deniz kızımın üzülmesi canımı yakıyor.Prenses bana iyice yaklaştı.Sonra gözünden akmak üzere olan yaşları siliyor gibi yapıp akmalarını engelledi.

"Şiiittt şimdi alırsın gönlünü.Üzülme."

Deyip sıcacık gülümsedi.Dayanamadım sarıldım sımsıkı. O ne olduğunu anlamadığı için karşılık vermedi.Olsun bu koku bana yeter.

"Teşekkür ederim prenses.Çok teşekkür ederim."

Deyince,prenseste doladı kollarını.Sonra derin bir nefes verdi.

"Önemli değil Kıvanç.Hadi gel uyumadan götüreyim seni."

Kendini çekti prenses.Sonra elimi tuttup beni çekiştirmeye başladı.Ben elimde ki sıcaklığa alışmaya çalışırken arkasında yürümeye başladım. Prensesin elindeki sıcaklık tüm vucudumu sardı resmen yada yurdun içi çok sıcak bilemedim.Kalbimde deli gibi atmaya başladı. .Bana ne olduğu bilmiyorum ama çok sevdim bunu.Bu hissi çok sevdim.Ömür boyu prensesle elele kalabilirim.

Yatakhanenin kapısının önüne gelince durup bana döndü prenses.Sessizce konuşmaya başladı.

"Aslında...Sana mesaj attmıştım ben.Gelmedi mi?"

Dedi kaşlarını çatarken.Bana mesaj mı atmış?

"Yoo görmedim."

Dedim bende sessizce.Sonra boşta ki elimle cebinde ki telefonu çıkardım.Prensesle hala eleleyiz.Prenses bunu farkedince çekti elini. Gözlerini kaçırdı benden.Anında yanakları kızardı.Ben de telefona gömüldüm.Utanmasın daha fazla.

"Kıvanç Kumsal seni bekliyor inat etti uyumuyor da.Geç oldu farkındayım ama yurda gelebilir misin?Senin ona küstüğünü düşünüyor.Ağlayıp duruyor."

Mesajını görünce iyice kötü oldum.Mesaj tam 1 saat 13 dakika önce gelmiş.Yani biz yemekteyken...Telefonumu sessize almıştım,duymamışım.Off yaaa...

"Sessizdeydi duymamışım."

"Tamam önemli değil.Geldin ya..."

Dedi gözlerimee bakarken.O badem gözler farklı bakıyordu bu sefer.1-2 saniye sonra kaçırdı gözlerini.

"Şey Kumsal çok sevincek gelmene."

Deyip yatakhaneden girdi içeri.Bende peşimden girdim tabii.Kumsal yatağında kollarını bağlamış,somurtmuş oturuyor.

Yanına yaklaştım farkettirmeden.Sonra kucağıma aldım cimcimeyi.Ufak bir çığlık kopardı ama beni görünce sakinledi.Diğer çocuklar uyanmadı Allah'tan.Kumsal tekrar ağlamaya başlayınca çıktık yatakhaneden.Yatakhaneden çıkınca boynuma sarıldı sımsıkı.

"Kıvanç abi! Gelmeyeceksin diye çok korktum."

Deyip ağlamaya başladı.

"Gelmez olur muyum hiç güzelim. Evde misafir varmış Korkut deden eve gitmemi istedi o yüzden geç kaldım. Özür dilerim haber vermeyi düşünemedim."

"Odunsun Kıvanç abi!Katıksız odun!"

"Kumsal kızım senin ağzın bozulmuş iyice"

"Ne?Yalan mı?İnsan bir haber verir.Pislik!"

Deyip 'hıh' tarzı bir ses çıkardı.Sonra indi kucağımdan.Dili uzamış bu cimcimenin.

"Senin dilin uzadı bak! Keserim o dilini!"

"Çok korktum(!).Tuğba ablam korur beni.Bir şey yapamazsın!"

Deyip prensesin kucağına gitti. Prenses gülmemek için zor tutuyor kendini.

"Bir kere Tuğba ablan senin gibi terbiyesiz bir kızı korumaz! Sen hiç onun böyle konuştuğunu gördün mü?"

Deyip prensese baktım. Yine kızarmış ve böyle çok güzel.

"Tuğba ablama bakıp sırıtma."

"Ne?Ne sırıtması?"

"Ablam kızardı diye sırıtıyorsun!Gıcıksın işte."

Deyince Kumsal,cimcimeyle baş edilmeyeceğini anladım.Hem prensesi biraz daha utandırmanın bir manası yok.

"Tamam cimcime sen kazandın."

"Her zaman ki gibi."

Dedi Kumsal zafer kazanmış bir gülümsemeyle.Ahh bu kadınlar...

"İyi madem ben gideyim o zaman pek özlememişsin sen beni"

Deyip arkamı döndüm. Ama Kumsal'ın koşarak geldiğini duyabiliyorum. Arkamdan gelip elimi tuttu bende döndüm ona.

"Özür dilerim! Çok özledim ben seni gitme!"

Deyip başını yana yatırdı dudaklarını da büzdü. Kıyamam ona. Eğilip kucakladım hemen o da boynuma doladı kollarını. Yanağıma kocaman bir öpücük kondurdu.

"Gitmiyorsun değil mi?"

"Gitmiyorum ama bir şartla."

"Neymiş?"

"Bir daha ağlamak yok."

"Pekii."

Deyince Kumsal,yanaklarını öpüp prensesin yanına hareketlendim.Demin kıpkırmızı olan yanakları şeker pembesine dönmuş.Olsun böyle de tatlı.

-Ne zaman tatlı değil ki sana göre?

Hiç bir zaman!Oldu mu?Rahatladın mı kaynana ic ses!Bir düş yakamdan ya!

**

"Ee nasıl geçti dün akşam?"

Deyip girdim konuşmaya biraz daha beklersem patlayacağım!

"Güzeldi."

Dedi prenses tedirgince. Neden tedirgin oldu ki şimdi.

"Çok güzeldi Kıvanç abi. Buğra çok yakışıklı hemde çok iyi. Çok da güçlü. Gece eve geç gidince Tuğba ablam arabada uyuyunca onu eve kadar kucağında götürdü."

Kucağında taşımış!Allah'ım o adam resmen eceline susuyor!Beni kendine biliyor haberi yok!Hayır bana ne oluyor bide onu çözsem.Ben nefes alışverişimi sıklaştırdım istemeden.Sinirlenince oluyor bu.Tuğba bunu farkedince hareketlendi.Kaçacak!

"Şeyy..Ben içeri bakayım.Si..siz devam edin."

Deyip hızla uzaklaştı yanımızadan.Kaçacak demiştim!Lanet olsun!

"Sonra sahile gittik bir teyze Buğra abi ile Tuğba ablayı evli sandı hatta beni de onların kızı sandı."

Kumsal hiçbir şeyin farkında olmadan anlatmaya devam ediyor ama benim sinir kat sayım her cümle ile daha çok artıyor!

Derin bir nefes aldım.Sakinleşmek adına.Ama pek işe yaramadı!

"Onlar ne dedi peki?"

"Aslında Buğra abi konuştu.'Abisiyim onun.' falan dedi."

Deyip omzunu silkti Kumsal.Abisiymiş.Hıh inanalı bakalım.Kumsal esneyip boynunu başıma gömdü.

"Uykum geldi."

"O zaman yatağa."

Deyip yatakhaneye yöneldim.Ama hala sinirliyim.Adımlarım bile çok sert.Allah'ım sen bana yardım et.Kafayı yemek üzereyim!

*

Yatakhaneye girince yatağına yatırdım deniz kızımı o da kollarını çözdü.

"İyi geceler deniz kızım."

"İyi geceler Kıvanç abi."

O uyuyunca çıktım yatakhaneden Tuğba'yı görmeden gitsem iyi olacak. Soğuk davranmak istemiyorum ona ama şimdi konuşursak kesin kırarım onu. Sessizce çıktım yatakhaneden.Artık şunu çok iyi biliyorum;prensese çok değer veriyorum ve bu değeri benden başka kimse ona vermesin istiyorum.

*

İki gündür gidemiyorum yurda. Kumsalla telefonda konuştuk sadece. Bugün işlerimi ayarladım artık gideceğim kızımı görmeye.

**

Yurda gelirken yine aynı heyecan sardı içimi ee deniz kızımı göreceğim sonuçta.

-O heyecan Tuğba'yı göreceğin için olmasın.

İç ses! Sus!

**

Yurda girdiğimde Tuğba'yı çok yakışıklı benim yaşlarımda bir adamla konuşurken gördüm. Tuğba'nın ona bakarken gözlerinin içi gülüyor ta buradan belli. Adam da ona gülümseyerek bakıyor. Ne konuşuyorlar acaba?

-Sanane Kıvanç!

Sahi banane ben deniz kızımı göreyim gidip. Ben tam yanlarından geçerken Tuğba yerinde zıplayıp adamın boynuna sarıldı. Adam da ona sımsıkı sarıldı. Bu içimdeki şey ne böyle yutkunamıyorum sanki. Ve o çok sevdiğim sesin söylediği söz.

"Seni seviyorum Mavişim!"

Adam sevgilisiymiş işte. Bu kadar güzel ve şirin bir kızın yalnız olduğunu düşünmen bile hata Kıvanç!Zaten adam da çok yakışıklı eminim uzun zamandır da birliktedirler. Büyük ihtimalle de ilkidir bu adam Tuğba'nın. Ama bunlardan banane ki niye çıkaramıyorum aklımdan onu o anı. Ben kendimle savaşırken deniz kızımın sesiyle kendime geldim. Şu an ondan başka hiç kimse iyi gelemez bana.

"Kıvanç abi!"

"Deniz kızım!"

"Hosgeldin."

"Hoşbuldum bitanem nasılsın?"

"İyiyim sen?"

"İyiyim bende. Ee ne yaptın bugün?"

"Tuğba ablam satranç oynamayı öğretti. Babası öğretmiş ona da birlikte akşama kadar oynadık sonra onu çağırdılar 'Birazdan gelirim' dedi ama hâlâ gelmedi. Seninle oynayalım mı?"

Hah işte yine Tuğba! Ben kaçmaya çalıştıkça o her yanımı kuşatıyor sanki.Anlam veremiyorum bu olanlara.Adını duyunca niye içim acıyor. Gülümsemesi gözümün önüne gelince içim ısınıyor. Ama o adama öyle bakması gözlerinden sevgi fışkırıyordu sanki ellerimi yumruk yaptığımın farkında bile değilim. Kumsal elimi tutunca farkettim.

"Kıvanç abi!"

"Efendim güzelim?"

"Oynayalım mı?"

"Olur bitanem oynayalım gel hadi."

Biz oyuna dalmışken yine içimi titreten o sesi duydum. Cıvıl cıvıldı yine her zaman olduğu gibi.

"Kumsal yeni oyun arkadaşı bulmuşsun!"

Dedi Tuğba. Böyle mutlu olmasının sebebinin o adam olduğunu bilmek yine acıttı içimi. Başımı kaldırıp ona bakınca yüzündeki gülümseme büyüdü.

"Hoşgeldin Kıvanç."

Başımı sallayıp önümdeki oyuna döndüm konuşmaya kalksam sesim çıkmayacakmış gibi boğazım düğüm düğüm çünkü.Ben konuşmadan oyuna dönünce Tuğba şaşırdı sanırım sesi titreyerek konuştu sanki.

"Ee şey... Kı-Kıvanç sen Kumsal'la ilgileniyorsan ben... diğer çocuklara bir bakayım. Gö-görüşürüz."

O böyle söyleyince başımı sallamakla yetindim sadece. O da hızla uzaklaştı yanımızdan. Artık uzak durmalıyım ondan. Sonuçta bir sevgilisi var. Kim sevgilisinin kendinden yaşça büyük bir adamla arkadaşlık etmesini ister ki?Hiç kimse!Başta yapmam gerekip yapmadığımı yapıp uzak durmalıyım ondan...

Continue Reading

You'll Also Like

583 74 8
İstenmeyen bir berdel ve düşman çiftler... Tozlu çarşaflara sarılmış sırlarla dolu onca hayatı berdel ile kurtarabileceğini bilseydi Meral, o gün yin...
25.3K 670 3
4.Hikaye Vedat doktor eşini kaybettikten sonra arkadaşlarına sarılıp hayata tutunmuştur. Şimdiyse yıllar sonra belki bir daha aşık olmak üzeredir. G...
566K 34.7K 29
Görücü mü? Asla, diyordu Ateş... Ta ki adının anlamını kalbinde hisseden o kızı görene kadar... Durakta her sabah fotoğraflarını bir sapık gibi çekti...
55.2K 2.3K 33
*İlk Hikâyem* ^ Hayat bu, her zaman istediğin şeyler olmuyor. Mutlu olmak istersin, mutsuz olursun. Gülmek istersin, ağlarsın. Sevinmek istersin, üzü...