YENİ BİR HAYAT (TAMAMLANDI)

By yazar110

637K 27.5K 3.6K

Kendi hayatını kızının üzerine adamış bir kadın... Hayatındaki en büyük şans olan o adam... Adam bir bataklık... More

YENİ BİR HAYAT (TANITIM)
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
Hakkımda 20 Şey
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
40.BÖLÜM
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM
44.BÖLÜM
45.BÖLÜM
46.BÖLÜM
47.BÖLÜM
48.BÖLÜM
49.BÖLÜM
50.BÖLÜM
51.BÖLÜM
52.BÖLÜM
53.BÖLÜM
54.BÖLÜM
55.BÖLÜM
56.BÖLÜM
57.BÖLÜM
58.BÖLÜM
59.BÖLÜM
60.BÖLÜM
YENİ BİR GELİŞME!
61.BÖLÜM
62.BÖLÜM
63.BÖLÜM
64.BÖLÜM
65.BÖLÜM
66.BÖLÜM
67.BÖLÜM
68.BÖLÜM
69. BÖLÜM
70.BÖLÜM
71.BÖLÜM
72.BÖLÜM
73.BÖLÜM
74.BÖLÜM
75.BÖLÜM
76.BÖLÜM
77.BÖLÜM
78.BÖLÜM
79.BÖLÜM
80.BÖLÜM
81.BÖLÜM
82.BÖLÜM
84.BÖLÜM
85.BÖLÜM
86.BÖLÜM
87.BÖLÜM
88.BÖLÜM
BİLGİ
89.BÖLÜM
90.BÖLÜM
91.BÖLÜM
92.BÖLÜM
93.BÖLÜM
94.BÖLÜM
95.Bölüm
96.BÖLÜM
97.BÖLÜM
98.BÖLÜM
-YENİ KURGU-
99.BÖLÜM
100.BÖLÜM
GELDİM!
101.BÖLÜM
102.BÖLÜM
103.Bölüm
104.BÖLÜM
105.BÖLÜM
106.BÖLÜM
107.BÖLÜM
108.BÖLÜM
109.BÖLÜM
Bilgilendirme!
110.BÖLÜM
111.BÖLÜM
DANIŞMA'
Geldi!
Yeniden!
112.BÖLÜM

83.BÖLÜM

3.3K 179 18
By yazar110

Merhabalar arkadaşlar ben geldim! Sizlere istediğiniz gibi uzun bir bölüm yazdım ve getirdim. Sınav haftasına girdik okulda ve bende sizlere uzun bir bölüm atayım aralarda da yazayım fazla ayrı kalmayalım dedim♥ E özlüyorum sizi♡
Yorumlarınızı bekliyorum bitanemlerim çok değerliler lütfen unutmayın, onlaro gördükçe daha çok yazasım geliyor♥ Hepinizi çok öpüyorum iyi okumalar♥♥》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》

Yağmur ve Zeynep Keremlerden ayrıldıklarında Yağmur hemen Zeynep'in koluna girmişti ve birlikte alışveriş merkezine adım atmışlardı. Zeynep içeriye de şöyle bir göz atarken tıpkı dış mekanı gibi içerisinin de oldukça farklı ve şık olduğunu gördü. İç kısma girilince kırmızı ve gri iki karşılıklı duvar karşılıyordu onları.  Mağazarlar sırasıyla ilerliyordu. Kimi yerde yapılan motifler ve detaylar orayı sıradan bir halin dışına itiyordu.

O, içeriyi incelemeye dalmışken yanından gelen sese kulak verdi.

_ Beğendin mi burayı Zeynep? 

Başını ona çevirirken gülümseyerek başını salladı ve cevapladı içtenlikle.

_ Evet, çok beğendim açıkcası. Farklı bir havası var.

_ Değil mi? Bende çok seviyorum burayı.  Hem pek fazla insan da olmaz, yani diğer alışveriş merkezleri gibi kalabalık olmaz pek. Bu sayede daha rahat gezersin. Hem böyle olması şuan daha çok işime gelir sanırım. Bebeğim daha güvende.

Zeynep onun elinin karnına gitmesine bakarken daha da fazla gülümsemişti. Kerem'in dediği gibi bebeğini çok düşünüyordu.

_ Kesinlikle canım.  Böylesi bebiş içinde senin içinde en iyisi. Hem sakin olması en iyisi.  Kafamız dağılmadan en güzel şeyleri seçeriz.

Yağmur ona baktığında Zeynep göz kırpmıştı ve o da buna gülmüştü.

_ Haklısın.  Bu yüzden artık girelim bir mağazaya. Bakalım neler var.

Zeynep başını sallarken ilerlemeye başladılar. Mağazaların önünden geçerken ileride sağ da duran bir yere ilerlediler. Yağmur orayı bildiğinden ve sevdiğinden hemen Zeynep'e anlattı bu durumu.

_ Hamile kalmadan buradan çok memnundum. Yani hâlâ iyidir eminim ama pek alışverişe çıkamadığımdan gelemedim. Kısacası çok güzel bir mağazadır, istediğin herşeyi genelde bulabilirsin.

Zeynep onu dikkatle dinlerken dıştan mağazaya baktı. Gayet gösterişli bir yerdi. İçerisi ortalama bir mağazaya giden kişi sayısından biraz daha azdı. Gayet şık ve güzel şeylerin olduğu vitrinde duran mankenlerin üzerindekilerden anlaşılıyordu zaten. 

_ Evet, gayet güzel bir yere benziyor. Vitrindeki kıyafetlere bakınca bile içerinin güzelliğini tahmin edebiliyorum.

_ O zaman içeri de ki güzelleri görme zamanı!

Yağmurun heyecanına gülümserken birlikte içeriye yönelmiş ve girmişlerdi. İkiside hemen sağa doğru geçerken kıyafetler  onlara dönük bir şekilde asılıydı. Yağmur hemen onlara şöyle bir uzaktan bakarken yanlarına Zeynep'in tanımadığı; siyah kalem etek ve koyu kırmızı bir gömlek giymiş, saçlarını topuz yapmış tahminen yirmili yaşlarının sonunda olan bir kadın yaklaştı.

Yüzündeki gülümseme yanlarına vardıkça daha da genişlerken ellerini birbirine vurmuştu.

_ Ah, Yağmur hanım!  Hoşgeldiniz!  Nerelerdeydiniz? Uzun zaman oldu,  özlettiniz kendinizi. Bizde merak ettik.

Yağmur kadına dönerken mecburen gülümsedi ve hemen cevapladı onu.

_ Hoşbulduk. Hamilelikten dolayı pek fırsat olmadı, gelemedim.

_ Aramıza bir bebek gelecek değil mi? Az kalmış olmalı.

Yağmur elini karnının üzerine yerleştirdiğinde karnının görüntüsü daha da ortaya çıkmıştı.

_ Evet az kaldı. 

Zeynep kadına bakarken ne kadar zorlama ve yapmacık olduğunu gördü. Neden böyle zorlama konuşup zorlama gülüyordu ki? Gerçekten söyleseydi konuşsaydı ya? Müşteriye böyle davranılmazdı. Bu şekilde karşılanmazdı. Bunu çok iyi bilirdi.  Çok işte çalışmıştı çünkü. 

Karşısında ki kadın ellerini indirirken Yağmurun karnına aslında memnun olmayan bir biçimde bakıp zoraki yine gülümsedi.

_ Aradığınız özel bir şey mi var mı? Yardımcı olabileceğim? 

_ Yok teşekkür ederiz, şuan sadece bakıyoruz.  Henüz aklımızda bir şey yok.

Kadın Yağmurun çoğul konuşmaları ile sonunda gözlerini Zeynep'e çevirebilmişti. Onu Zeynep'in de rahatsız olacağı şekilde üstten aşağıya süzerken gözlerine sonunda gelebildi ve sordu.

_ Arkadaşınızı ilk kez görüyorum.  Sanırım daha önce hiç gelmemişti. Gelmiş olsa mutlaka hatırlarım çünkü.

Zeynep ona adını söyleyecekti ki Yağmur hızlıca ondan önce davranarak konuştu.

_ Evet daha önce hiç birlikte gelmedik. Çok yakın arkadaşım, Zeynep.  Zeynep Sayer.

Kadının yüzündeki gülümseme bir anda solarken kaşları da çatılmıştı. Sayer demişti. Bu soyad onu hemen Kerem'e çekerken tekleyerek sordu.

_ S- sayer mi dediniz?  Kerem beyin akrabası mı?

_ Hayır,  Kerem'in eşi.

Kadın duyduğu şeyden sonra aralanan dudaklarını uzun bir süre kapatmadı. Aralanan dudakları ve açılan gözleri ile oldukça şaşırdığı ortadaydı. Zeynep bununla birlikte kendini oldukça kötü hissetti. Başlamıştı işte yine mertebe olayları. Bakınca sıradan ama Sayer soyadı ile yıldızı parlayan bir anda saygı görülen kadın.

_ B- ben bilmiyorum efendim.  Çok özü....

Gözleri dolarken tek elini durması için kaldırdı ve göz yaşlarını geri iterek sesine yansıtmamaya çalışarak konuştu.

_ Hayır, özür dilemeyin. Lüzum yok.  Bunu gidip Kerem'e söyleyecek değilim. Ama benden size bir tavsiye;  kimseye böyle incitici gözler ile bakmayın.  Çünkü ne ben sizden, ne de siz benden üstünsünüz. İkimizde eşitiz. Ben Kerem'in eşi olduğum için bu değeri göreceksem hiç istemem. Lütfen yapmayın.  İnsanı duygulara ihtiyacımız var,  isim ayrıcalığına değil. Lütfen.

Bunları en içten şekilde söyledikten sonra daha fazla orada beklemek durmak istemediğinden hemen arkasını döndü ve kendini dışarıya attı. Oradan uzaklaşırken dolu gözlerini durduğu yerde farklı bir yerlere çevirmişti, yaşların akmaması için. Neden yapıyorlardı bunu? Neden! Ne gerek vardı bu güzel zamanı bozmaya?!

Kolunda dokunuş hissederken ona dönmüştü ve karşında kendi gibi dolu gözleri olan Yağmuru görmüştü. Yutkunurken hemen ona sardı kollarını ve tuttuğu yaşları bıraktı.  Yağmur bir an gözlerini kapatırken ona sımsıkı sarıldı ve sırtını okşadı. Kendisi ağlamamak için direndi.

_ Yoruldum,  Yağmur. Çok yoruldum.

_ Biliyorum birtanem. Çok yorucu, yıpratıcı. İnsanların iğrenç fikirleri her zaman insanlığının önüne geçer. Hepsinin de geçmiş. Bakışları farklı, söyledikleriyle istedikleri farklı.  Herşey maddi. Para, isim. Burda en masum sensin. İnan bana.  En suçsuz... Ama en hayin onlar. Yaşadığımız yeri çekilmez hâle getirenler onlar. Sen o güzel canını sıkma. Hiç biri için değmez. İnan değmez.

Zeynep onun gibi gözlerini kapatırken bir süre durdu ve düşündü. Bunun   Kerem ile ya da kendisi ile hiç bir alakası yoktu aslında.  Dayatılma düşüncelerle alakası vardı.  İğrenç kalıplarla. Bunlardan her zaman nefret etmişti. İnsan ayrımcılığından. Daima...

Yavaşça Yağmur dan ayrıldı ve gözlerini sildi elleri ile. Ardından Yağmurun elini tuttu. Sesi titresede güçlüydü, elleri soğumuş olsada güçlüydü.  Gözleri soft yaşlı olsada güçlüydü.

_ Her söyleyenin yüzüne söyleyelim. Biz sustukça devam edecekler. Biz susmayalım. İnsaların iğrenç dayatma kalıplarından kurtaralım.  Şimdi de umrumuzda olmasın. Ben sadece Kerem'in karısı Duygu'nun annesi, sende sadece Can'ın karısı bebeğinin annesisin. Başka hiç bir şeyimiz yok. Kimse bunlara bakarak bize belli bir damga koyamaz. Biz biz olduğumuz için seviyoruz onları.  Onlarda bizi. Şimdi böyle tek söylenenle yıkılmamalıyız. Geri gidelim o mağazaya. Hiç olmamış gibi ama tüm olanlarla devam edelim güzel zaman geçirmeye.

Yağmur dudaklarını birbirine bastırdı ve hafifçe gülümsedi ona. Yine hayran kalmıştı, duruşuna,sözlerine... Her zaman ki gibi yine mantıklıydı, her zaman ki gibi mükemmel yüreğini ortaya koyuyordu. Kimse böyle düşünmezdi biliyordu.  Hemen uzanıp ellerini tuttu ve onu tüm gücü ile destekledi.

_ Hadi gidelim. Geri dönelim oraya.

Zeynep de ona gülümserken derin bir nefes aldı ve mağazanın tarafına yeniden döndüler.  Geldikleri şekilde fakat daha farklı düşüncelerle geri dönmüşlerdi. Kapıya geldiklerinde ikiside başlarını dik tutarak girmişlerdi içeriye. Hiç kimseyle ilgilenmeden az önce baktıkları yere geçtiler.

İkiside bu psikolojiden çıkarken Yağmur yeniden elbiselere göz gezdirdi. Çoğu onun zevkine uymazken ilerlemeye başlamışlardı. Her renk ve modelden elbeseler onlara bakarken Yağmur en sonunda hamileler için gayet rahat bir siyah elbise bulmuştu.  Eline alıp Zeynep'e döndü gülümseyerek.

_ Buldum bir tane.  Nasıl sence?

Zeynep baktıklarından gözünü alıp gösterdiği elbiseye baktı.  Güzel bir elbiseydi, oldukça şıktı ama Yağmurun bunu seçtiğine şaşırmıştı.

_ Elbise güzel canım ama sanki daha günlük gibi. Siz daha şık bir yere gideceğimizi söylediniz.

Yağmur elbiseye baktığında kesinlikle onayladı onu ve geri yerine bıraktı.  Mağazayı gezdiklerinde hiç birşey bulamamışlardı. Hepsi güzeldi smts onlara uymuyordu. Üst kata çıktıklarında Yağmur hemen Zeynep'i acıktığından dolayı yemek kısmına çekmiş ve istediği şeyi seçtikten sonra masalara geçmişlerdi. Yemekleri gelince ikiside teşekkür etmişlerdi. Yağmur hemen yemeye başlarken Zeynep ona gülümseyerek baktı ve yemeğini yemeye başladı.
Onlar sohbet etmeye başlayıp yemeklerine devam ederlerken zamanlarını geçirmeye çoktan başlamışlardı. Orda o an çok fazla şey paylaştılar, anlattılar birbirlerine. Onlar bu güzel muhabbete dalarken Zeynep'in telefon melodisi bölmüştü. Hemen çantasını açıp telefonunu çıkartmış ve kocasının aradığını görmüştü.  Hemen açtı ve onun sesini bekledi sabırsızlıkla.

_ Hayatım. 

_ Güzelim. Ne yapıyorsunuz?

_ Bir kaç birşey baktık yemek yedik kalkıyorduk hayatım.  Devam edeceğiz dolaşmaya henüz bulamadık birşeyler. Sen ne yapıyorsun? 

_ Toplantıdan çıktım bende. Onlarla ilgili işlerim var onları halledeceğim güzelim. Çıkmadan arıyorsun beni. Canla gelip alacağız.

Zeynep onun emir verici ses tonuns gülümsemeden edememişti.

_ Tamam,  arayacağım.  Şimdilik kapatıyorum ve çok öpüyorum.

_ Bende güzelim, görüşürüz. 

Telefonu kapattığında yüzünden hâlâ gülümsemesi vardı.  Yağmur da ona gülümserken biraz önce uzandı.

_ Hadi bakalım yeniden başlayalım da kocalarımızı çok bekletmeyelim. O davette en güzel biz olacağız....

İkiside seçtiği şeyler ile kabine girerken  önce Yağmur çıkmıştı. Üzerinde ki kıyafeti çok beğenmişti. Çok güzel bir kıyafetti. Siyah seçiyordu bilerek, aldığı kiloları kamufle edebilmek için. Bu da siyah dizlerinin üzerinde göğsüne kadar dantelli karın kısmından sonra bollaşan sırtı pencereli bir elbiseydi. Oldukça beğenmiş ve Zeynep'i beklemişti.

Zeynep kabinde ayna olmadığı için kendini göremiyordu. Zaten o böyle bir elbise seçmemiş bunu Yağmur seçmişti. 'Siyah giyiyorsun hep, bu sefer farklılık olsun' diyerek bu elbiseyi seçmişti. Kapıyı açıp kabinden çıktığında karşısında kendine bakan Yağmuru gördü. Onun üzerinde ki elbiseye baktığında ne kadar güzel durduğunu gördü. Karnından dolayı çok tatlı ama rengi ve sırtı bakımından bir o kadar çekici ve kadınsı duruyordu.  Bu özellikler ile onu o kadar beğenmişti ki bir şey demeden bakmıştı bir süre.

O bir şey demezken sonunda Yağmur kendine dönmüştü aynı yüz ifadesi ile. Yağmur onu gördüğü an üstten aşağıya süzdü hemen hayranlıkla. Zeynep kırmızı dizlerinin üzerinde boyun kısmı çapraz olan belini sıkıca saran elbise ile karşısında duruyordu.  Yağmur ons hayranlıkla bakarken Zeynep de ona aynı ifade ile ilerledi ve yanına vardı. 

_ Yağmur,  çok yakışmış bu elbise.  O kadar güzel olmuş ki... Denediklerinin en en en güzeli.  

_ Sen bana mı diyorsun? Aynaya bak bir. Zeynep o kadar güzel olmuş ki anlatamam. Bu kıyafet resmen senin için dikilmiş. Çok güzelsin.

Yağmur onu hemen aynanın önüne getirdi ve bakmasını sağladı.  Zeynep aynada kendi yansıması ile karşılaşırken gerçekten böyle bir görüntü beklemiyordu. Şaşırmıştı.  Bu gördüğü beklediğinden farklıydı. Gerçekten o da beğenmişti ama biraz fazlaydı sanki.

_ Bu biraz fazla oldu gibi. Bence başka bir şey bakayım.

_ Hayır! Hayır,  Zeynep.  Bu elbise senin için yapılmış ne kadar yakıştı görmüyor musun? Başka bir şey denemene gerek bile yok. Hem fazla da olmadı bir kere. Bak göreceksin oraya neler gelecek. Kimisi elbise bile giymemiş olacak. Sen çok güzel oldun. O gecede en göz alıcı kişi sen olacaksın. Görebiliyorum.

Zeynep onun dedikleriyle yeniden aynaya dönerken kendine baktı ve bir sağa dola döndü. Kendisi de beğenmişti. Hoşuna gitmiş çok sevmişti. Ondan destek alıp katılınca ikiside kararlarını bozmadılar ve hemen sevinerek çıkartıp kıyafetlerine uygun ayakkabı arayışına çıktılar. Yağmur  siyah düz taban bir ayakkabı alırken Zeynep ten renginde stiletto model ayakkabısı tercih etmişti. Onu da hallettiklerinde artık zamanın baya geçtiğinin farkındaydılar. Zeynep hemen kocasını aradı ve bitirdiklerini söyledi.  Hava güzelleşmeye başladığından birlikte dışarı çıktılar ve banka oturup poşetleri yanlarına koymuşlardı.

Yağmur hemen Zeynep'r uzandı ve sarıldı.

_ Çok güzel bir gündü. Çok teşekkür ederim Zeynep.  Herşey için. İyi ki varsın.

Zeynep de ona sıkıca sarılırken gülümsedi.

_ Asıl ben teşekkür ederim canım.  İyi ki çağırdın da geldik. Mükemmel bir gündü. Sende iyi ki varsın.  Çok iyi oldu hem bizim için.

Yağmur ondan ayrılırken elini tuttu ve gülümsedi.

_ Çok iyi oldu bencede. Yarın çok güzel olacak eminim. Çok eğleneceğiz. Aldıklarımız da çok güzel, çok içime sindi.

_ Benimde. Bende çok beğendim. Hiç girmediğim bir ortama gireceğim ne ile kaşrılacağımı bilmiyorum ama sen olduğun için rahatım.

Yağmur ona yeniden sarıldığında aynı şekilde karşılık vermişti.  Onlar kocaları gelene kadar konuşurken gülüyorlardı.

En sonunda önlerinde duran peş peşe iki araba ile susarlarken ikisinin içinden de iki yakışıklı adam çıkmış açtıkları kapıları yeniden kapatmışlardı. Kerem'in yüzünde karısını görmenin sebebiyle kocaman bir gülümseme oluşmuştu. Zeynep de onunla göz göze geldiğinde aynı şekilde karşılık vermişti ve kendisine gelmesi ile hemen ayağa kalkmıştı. Kerem ona ulaşması ile kolları arasına almıştı bile. Zeynep ona özlemle sarılırken bir süre öyle kaldılar ve yavaşça ayrıldılar. Kerem Zeynep'in yanağını öptükten sonra eğilip kalkamayan Yağmurun burnuna vurmuştu.

_ Naber anne? 

Yağmur karnı yüzünden sürekli eğilip kalkamadığından Can yanına oturmuş ve onu öpüp sarılmıştı.  Yağmur kocasına sarılıyken Kerem'i cevapladı.

_ Çok iyiyim babacık, sen?

_ Karımı gördüm daha iyi oldum.

Zeynep ona gülümserken başını boynuna, elini göğsünün üzerine koymuştu. 

_ O belli zaten.

Can ayağa kalktığında Yağmurun ellerini tutmuş ve onu da kaldırmıştı yavaşça. Yağmur yavaşça kalkarken artık daha da zorlanıyordu. Canın elini tuttuğunda daha iyi hissetmişti.

_ Yedikçe doymuyorum sonra karnım daha da büyüyor hareket bile edemiyorum.

_ O çok yemekten değil Yağmurcum, yiğenimin aramıza gelmesine az kaldığından.

Yağmur bir elini karnına götürürken yorulduğunu hissetti. Ve artık daha çok yoruluyordu. 

_ Kızımız aramıza gelmekte fazla acele etmese iyi olur.  Az da olsa zamanı var. 

_ Hadi annecik yorulma sen geç arabaya.

Kerem ona göz kırptıktan sonra karısından ayrıldı ve ona sarıldı. Yağmur da ona karşılık verip ardından yeniden Zeynep'e sarıldı.  Onlar arabaya geçip yola çıktıklarında Kerem de poşetleri arabanın arka koltuğuna koyup yerine geçmişti. Karısına döndüğünde uzanıp dudaklarını öpmeye başlamıştı hemen. Onu çok özlemişti. Zeynep de aynı özlem ile ona karşılık verirken kollarını boynuna sardı.

İkisi de özlemle kalırken evin önüne gelmişlerdi. Hemen arabadan inip içeri ilerlediklerinde hava iyice kararmıştı. Duygu hemen babasının üstüne atlayınca Zeynep de onu öpüp yukarı çıkmış üzerini değiştirmiş ve yeniden aşağıya inmişti. Kerem kızının sevgisi ile kendinden geçerken yerde onunla oynuyordu. Zeynep de onlara bir süre katılmış ardından yorgunluğuna teslip olarak koltuğa uzanmıştı.  Bu yorgunluk onu esir alırken gözleri çoktan kapanmıştı. Ve gözleri kapanırken gördüğü şey mükemmel olan ailesi; kocası, kızı, duyduğu ses ise ikisininde sevgi dolu saf sesleriydi. En güzel manzaranın önüne oturup, en güzel müziği dinleyerek kapatmıştı gözlerini....................................

Continue Reading

You'll Also Like

11.2K 903 53
Sophie McAlister klanından çok uzakta kralın sarayındaydı. Bir sene olması planlanan bu yolculuk beklenmedik olaylarla sonuçlanırken kendinizi İskoçy...
137K 12.4K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
92K 17.8K 15
oğlum sadece en sevdiği oyuncakları kırıyor. ben onun yok ettiği kumdan kalelerin kralıyım omegaverse, etl texting
3.1K 118 7
Babamın küs olduğu ailesiyle barışması için düştüm yollara. Ama sorun şu ki, babam ailesiyle neden küs bilmiyorum ve babam bunu bana söylmemekte ısra...