사랑해 (SEBAEK FanFic)

By BaekhyununGobegi

46.1K 2.4K 1.3K

Aşk için illa cinsiyet önemli midir? Veya yakınlık?Onun için önemli değildi o Baekhyun'a aşıktı ve bunu söyle... More

~1. Bölüm~
~2. Bölüm~
~3. Bölüm~
~4. Bölüm~
~5. Bölüm~
~6. Bölüm~
~7. Bölüm~
~8. Bölüm~ (M)
~9. Bölüm~
~10. Bolüm~
~11. Bölüm~
~12. Bölüm~
~14. Bölüm~ (M)
~15. Bölüm~
~16. Bölüm~
~17.Bölüm~
~18. Bölüm~
NOT
~19. Bölüm~
~20. Bölüm~
~21. Bölüm~ (M)
~22. Bölüm~
~23. Bölüm~
~24. Bölüm~
~25. Bölüm~
~26. Bölüm~
~27. Bölüm~
~28. Bölüm~
~29. Bölüm~
~30. Bölüm~
~31. Bölüm~
~32. Bölüm~ (M)
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm(M)
39. Bölüm
40. Bölüm (M)
41. Bölüm
42. Bölüm (M)
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm 《FINAL》
♧ÖZEL BÖLÜM♧
Önemli İstek⛤
⛤ Önemli İstek ⛤

~13. Bölüm~

1.2K 68 30
By BaekhyununGobegi

Sabah kalktığımda sanki beynim patlıyormuş gibi hissetmeme engel olamadım. Birazdan konsere gitmek için buradan ayrılmalıydım. İçimi kemiren bir korku vardı ve ne yapacağımı, onun yüzüne nasıl bakacağımı merak ediyordum.

Altıma kareli şort üstüme de beyaz bir tişört ve beyaz hırka giydikten sonra telefonumu ve kulaklığımı aldıktan sonra odadan ayrıldım.

***

Konser alanına varmama çok az kaldı. Diğerleri çoktan gitmiş olmalıydı. Seoul'de olacağı için konsere birçok ünlü de katılacaktı üç gün boyunca.

Şarkılar yine geçen seferki gibi olacaktı. Tek istediğim şey Playboy sırasında yine Baekhyun hyung ile denk gelmek yerine Kai ile denk gelmekti. Onun dışında ne olacaksa olsun benim için problem olmazdı.

(Y/N: Arkadaşlar küçük bir hatırlatma yapayım şarkılar hakkında. Normalde biliyorsunuz El Dorado, Hurt falan LU'XION'daydı. EXO'rDIUUM da yok. Bu şarkı sıralamaları benim kendi kafama göre ayarladığım şarkılar. Haberiniz olsun. Sonradan sorun çıkmasını ve laf yemeyi istemem~

1-MAMA
2-Sing For You
3-Chanyeol'ün gitar performansı
4-El Dorado
5-Playboy
6-Artificial Love
7-White Noise
8-Monster
9-Lucky One
10-Growl
11-Baekhyun / EXO-L Dream
12- Monodrama
13-Unfair
14-Hurt )

Konser alanının oraya park ettiğim sırada diğer üyeler de geldi. Herkes içeri girmeye çalışırken Baekhyun hyung beni fark etti. Onun yanına gitmemi beklediği ifadesinden belliydi.

Tek sorun onun yanına gitmeyeceğim. Zaten gitsem bile eskisi gibi olmayacağız. Benden nefret edecek ve sevgime laf söyleyecek. Bunu kaldırabilecek gücüm yok. Baekhyun hyungun yanından geçip gittiğimde arkamdaki ayak seslerini çok net bir şekilde duyuyordum.

İçeri girdiğim gibi diğerleri benim üstüme atladı. Hepsi sinirli olmalıydı.
"Sehun dün birçok kez aradık ve açmadın. Nerede olduğunu söylemedin. Dongahe hyungun yanındaymışsın ama ayrılmışsın. O da nereye gittiğini bilmiyormuş. Mesajlarımıza da cevap vermedin. Yurda da dönmedin. Neredeydin Sehun?" Suho hyung sinirle üstüme yürüdü.

Sinirlendiği zamanlarda gerçekten korkunç oluyordu. Üzgünce ayaklarımı izlemeye başladım. Onlara kaldığım yeri söylemek gibi bir niyetim yoktu.
"BANA CEVAP VER SEHUN!" Suho hyung tamamen sinirliydi. Ayaklarımdaki bakışlarım Suho hyunga döndüğünde bana kaşları çatık biçimde bakıyordu.

"İlk başta Donghae hyungun yanında olduğum için açmadım aramaları. Mesajlara da o yüzden. Sonradan Donghae hyung Baekhyun hyungla konuştuğunda gevşek ağızlı Kai her şeyi mahvettiğini ve benim nerede olduğumu bildiğini söyledi. Baekhyun hyungun geleceğinden emindim. O yüzden herhangi bir otele gittim. Bir hafta orada kalmayı düşünüyorum. Oraya gittiğimde de aşırı yorgun olduğumdan duş aldığım gibi uyuya kalmışım. Oldu mu?" Sinirle bir kerede söylediğimde sakinleştiklerini hissediyordum.

"Hangi otel?" Baekhyun hyung arkamdan sorduğunda sadece sırıtıp "Sana ne?" alayla sordum. Sinirlendiğini biliyordum çünkü ona karşı geldiğim zamanlar hep kızardı. Menajerler başlamamız gerektiğiyle ilgili bağırdığında mecburen konuyu kapattık. Koşarak sahne arkasına gittiğimizde çalışanlar neredeyse turnuvada gibi koşuyorlardı.

Biz kıyafetlerimizi giydiğimiz sırada fanlar içeriye alınmaya başladı. İlk olarak siyah kumaş pantolon üstüme beyaz tişört ve ceketimi giydikten sonra boşta bekleyen makyajcı kızın önüne oturup (Y/N: Kıza nasıl hitap edeceğimi bilemedim la asdas) başlamasını bekledim. Sadece göz makyajı yapıp saçımı da ayarladıktan sonra kalkabileceğimi söyledi.

Mikrofonun ardından hazır olacaktım.

Mikrofonum takıldığında kontrol amaçlı konuşmamı söylediler. "Uh çalışıyor sanırım" söylediğimde fanların çığlıkları buraya kadar gelmişti. Gülümsedim.

***

Diğerleri de hazırlanmıştı ve şuan tam olarak sahneye çıkmamıza saniyeler vardı. Büyük ekranda oynatılan video bittiği gibi sahne fanların çığlığı ile birlikte yukarı çıktı. Bizimle eş zamanlı olarak da MAMA başladı. İlk şarkımız.. O zamanlar bizimle birlikte Luhan hyung, YiFan hyung ve Tao da vardı. Şuan ise yanımızda değiller. Ve üçünün içerisinde konuştuğum tek kişi Luhan hyung. Sanki öz kardeşim gibi hissettiriyordu.

Birkaç kişi onun bugün Kore'ye geleceğini söylemişti. Belki iki gün sonraki konserimize katılırdı.

MAMA'nın hareketlerini yapmaya başladığımızda Baekhyun hyung ile birçok kez göz göze geldik. Gerçekten gergin hissettiriyordu. Neden bu kadar önemsiyordu ki? Siktir etmek kolaydı sonuçta.

Fanlar bize eşlik etmeye devam ederken son hareketleri de yapıp şarkıyı bitirdik. İlk yaptığım şey hoparlörün oradan peçete ve bir şişe su almak oldu. Her ne kadar güçlü gibi görünsek de şuan sanırım eve gitsem saatlerce uyuyabilecek kadar yorgundum.

"Nasılsınız EXO-L? Bu gün ne kadar süre beklediniz dışarıda? Yemek yediniz mi? Çok soru sordum değil mi? Neyse susmadan önce size tembihlemek istediğim bir şey var. Bol bol yemeğinizi yiyin ve eve giderken dikkat edin. Şuan hava aydınlık ama kararacak. Başınıza bir şey gelmemeli.~" Baekhyun hyung adeta şarkı söyler gibi konuşmuştu yine.

Her zamanki gibi yine sağ tarafımda duruyor arada da bana küçük küçük bakışlar gönderiyordu. Bu sanki onun sevgilisiymişim gibi hissettirse de hislerimi içime atıp kurtulmam lazımdı. Bu durumda bile hala onu beğenebilecek kadar geri zekalıydım çünkü.

***

Artık son şarkıya çıkacağız. Ve bu da tabi ki de Playboy'du. Bu şarkıyı hangi akılla en sona koymuşlardı ki? Makyajım yapılırken elimdeki telefon aniden çalmaya başladı. Luhan hyung gelmiş olmalıydı ki arıyordu. Gülümseyerek açtıktan sonra telefonu kulağıma götürdüm.

"Sehun-ah~ Kore'deyim. Biliyorsundur zaten. Neredesin şuan?" Luhan hyung yorgun sesine rağmen neşeli bir şekilde konuştu. "Hyung şuan konserdeyiz. Ben sana kaldığım otelin adresini atarım oradakilere söyle benimle kal olur mu?" ona eşlik ederek ben de neşeyle söyledim. Luhan hyung onaylarcasına birkaç acayip ses çıkarttıktan sonra "Sen neden diğerleriyle yurtta kalmıyorsun? Bir şeyler mi oldu?" Luhan hyung şaşkınca sordu.

Tam cevap vereceğim sırada hızlı olmamız emredildiği için acilen telefonu kapatmak zorunda kaldım. Başımdaki kız saçlarımın son halini verirken hızlıca Luhan hyunga adresi mesaj olarak attım.

***

İlk defa bu kadar şanslı olmalıydım ki Playboy'daki eşim Baekhyun hyung değil Yixing hyungtu.

Bugün kaçmak kolay oldu. Diğer günler de öyle olursa fazlasıyla mükemmel olabilirdi aslında.

***

Konser bittiği için sahne arkasında kıyafetlerimizi değiştiriyorduk. Xiumin hyung yanıma gelip sırtıma hafifçe vurduktan sonra "Playboy'a çıkmadan önce kiminle konuştun telefonda?" sanki annemmiş gibi yumuşak bir ses tonuyla konuştu. Gülümseyip "Luhan hyung" dedim.Fazla bir süre geçmeden de içeri Luhan hyung daldı.

"Benim hakkımda bensiz mi konuşuyorsunuz?" hala eskisi gibiydi. Değişen tek şey saç rengiydi. Her zaman dolu duran gözleri, aynı zayıflıktaki bedeni, kabarık ve çok güzel duran yumuşak saçları. "Hyung" diyerek üstüne atladığımda kahkaha attı. Diğerleri de gelmişti yanımıza. Aramızda en yakın ben olduğum için daha çok özlüyordum Luhan hyungu.

Diğerleri beni çekiştirip kenara ittiklerinde umursamayıp omuz silktim. Birbirlerini gerçekten özlemiş olmalılardı. Biraz ilerimde duran Luhan hyungun kolunu dürtüp "Hyung ben otele gidiyorum sen gelirsin arkadan." dedim. Başıyla onayladıktan sonra benimle ilgilenmeyi bırakıp diğerlerine döndü.

---

-Yazarın Ağzından-

Sehun konser alanından çıkıp arabasına ilerliyordu. Arkasındaki Baekhyun'dan habersiz. Fanlar yavaş yavaş dağılmaya başlamışlardı. O yüzden Sehun onlara gözükmemeye çalışıyordu. Hızlıca otoparktaki arabasına binip kapıyı kapattı. Çok geçmeden açılan ikinci bir kapıyla yan tarafına dönmeden "Luhan hyung sen daha sonra gelirsin diye düşün-" Sehun yan tarafında gördüğü kişiyle ürktü. Beklemiyordu.

Baekhyun sinirli bir o kadar da üzgün duruyordu. Sehun o şaşkınlıkla arabayı çalıştırmayı hatta anahtarı kontağa takmayı bile unutmuştu.

"Biraz konuşmamız gerek değil mi Sehun?" Baekhyun kendinden emin bir şekilde konuştu. Sehun ne diyeceğine daha önce karar vermediği için fazlasıyla afallamıştı. Diyeceği kelimeler aklında birleşmiyordu. Konuşmaya başlasa sesinin titreyeceğinden de emindi.

Baekhyun sinirlendiğini hissediyordu. Sehun biraz daha konuşmazsa sinirden kalbini kırabilirdi. Bu ikisinin birbirlerine olan bağlarıyla büyük bir sorun olurdu.

"Ne konuşacağız hyung?" Sehun sesinin Baekhyun gibi kendinden emin çıkmasını istemişti. Çıkan ses ise tamamen korkak bir sesti. Titremişti. "Çok iyi biliyorsun Sehun. Ama yine de söylememi istersen seve seve söylerim. Senin beni sevdiğini neden bir başkasından öğreniyorum? Neden benim telefonlarım haricinde herkesinkileri açıyorsun? Neden bana söylemedin? Sana kızacağımı mı düşündün? Senin kalbini kıracağımı mı düşündün? Tamam belki sana karşı hislerim henüz olmayabilir. Ama bu ileride de olmayacağı anlamına gelmiyor. Benim tanıdığım Sehun kendinden son derece emin olan kendine güvenen birisi. O Sehun'u öldürmek zorunda mıydın? Ben eski Sehun'umu istiyorum" Baekhyun hala kendinden emindi.

Sesinin titremesini beklemişti ama tam tersine titrememişti. Nefes alış verişi değişmiş kalbinin ritmi heyecandan dolayı hızlanmıştı. Sehun ise şuan sadece korku ve çekingenlikten dolayı yere bakıyordu. Evet Baekhyun'un dediği gibi kendine güvenen ve kendinden son derece emin biriydi. Ama bu Baekhyun'a karşı olmuyordu.

"Hyung korkuyorum." Sehun gözlerinin dolmaya başladığını hissetti. İlk defa korktuğu bir şey başına geliyordu. Baekhyun'un ona ses yükselteceğini hiç düşünmemişti.

"Korkma. Herhangi bir şey olmayacak." Baekhyun söyledikten sonra Sehun'u kolundan tutup zorla kendine doğru çekti ve sıkıca sarıldı. Kulağına "Lütfen eski Sehun'u geri getir ben onu istiyorum" mırıldandı. Sehun göz yaşlarını daha fazla tutamayacağını anladığında sevdiği adamın boynuna bıraktı.

"Şimdi ne yapacaksın biliyor musun? Dediğin süre zarfı boyunca o otelde kalacaksın. Ancak bana hangi otel olduğunu mesaj olarak at. Sen oradayken eşyalarını odama geri taşıyacağım. He son olarak sakın orada Luhan hyung ile yatmayı düşünme yemin ederim ki sikerim seni Oh Sehun." Baekhyun tehdit edercesine söylediğinde Sehun gülümsedi.

"Sen beni sikemeyeceksin hyung." mırıldanarak saçlarını okşadı. Baekhyun sinirlense de kıkırdadı. "Evet o öyle. Ama bu yine de sana işkence yapamayacağım anlamına gelmiyor. İntikamım kötü olacak götünü kolla Sehun" dedi.

---

-Sehun'un Ağzından-

Tam Baekhyun hyungu öpme kararı vermiştim ki aniden kapı açıldı ve içeriye Luhan hyung daldı. Göz devirdiğimi fark etmiş olmalı ki kaşlarını çattı. Hala bile sevimli duruyordu. "Sanırım gitmem gerekiyor. İyi eğlenceler~ Sehun sen de sakın ama sakın dediklerimi unutma." dedikten sonra arabadan inip koşarak diğerlerinin yanına gitti.

Az önce Baekhyun hyungun oturduğu koltuğa Luhan hyung yerleştiğinde gitmemi gerektiğini anlayıp kontağa takmayı unuttuğum anahtarı takıp arabayı çalıştırdım ve kemerimi taktım. Luhan hyungun da taktığından emin olduktan sonra yola çıktım. Grubun arabası yan tarafımızdaydı ve Baekhyun hyung her zamanki gibi camı açmış kulaklıkla şarkı dinliyordu. Beni fark etmemesi gerektiğini düşünerek hızımı artırdım.

Bir saatlik yolu yirmi dakikada geldiğimiz için Luhan hyung sanki kusmuş gibi duruyordu. Ve zaten kusacaktı da. Asansöre bindiğimizde bizim haricimizde bir grup kız vardı. Bizi tanısalar bile sesleri çıkmamıştı. Şuan tek mutlu olduğum şey de buydu. Zaten yorgundum. Bir de bu kızlarla uğraşamayacaktım.

Asansörden inip odaya ilerlemeye başladığımızda Luhan hyung meraklı gözlerle etrafı izliyordu. Şaşırmış gözüküyordu. "Sehun yarın sabah erkenden yurda gideceğim. Gelirken getirmemi istediğim bir şeyin olursa söyle olur mu?" Luhan hyung omuzumu pat patlarken söyledi. Önünde dikildiğimiz altın rengindeki kapının üstün kartı okutup kapının açılmasını beklediğim sıradan Luhan hyungu onaylayıp içeri geçtim.

Üstümü çıkarma girişimine bile girmeden kendimi direk yatağa attım. "Luhan hyung iki gün sonra yine konserimiz var. Bizi izlemeye gel olur mu?" sorduğumda onaylayarak üstündekileri çıkarmaya başladı. Ben de kendimi uykunun kollarına bıraktım.

***

Y/N: Geçen seferki bölüm kadar olmasa da bu bölüm de uzun oldu. Neyse bu seferki yazar notunu uzatmayacağım. Yorum ve vote unutmayın. Yarın büyük ihtimalle okula gideceğim yine o yüzden bölüm geç gelebilir. He bir de bir sonraki bölüm smut olacak. 1630 kelime oldu asdsadas alkışlayın beni.

Continue Reading

You'll Also Like

2.4M 76.8K 39
Hırslı bir iş adamı. Ve onun asi küçük 'asi'stanı. Hazel ve Yiğit'in hikayesi. Asi mi asi ama bir o kadar da neşeli olan genç kızımız Hazel, Yiğit'i...
511K 35.4K 48
Tamamlandı. Bir kurt ile zoraki evlenip ona aşık olacağını bilemezdi... ****** Bxg Çeviri kitabıdır daha önce okumuş olabilirsiniz, kitabın asıl yaz...
3.6M 202K 36
Kız kardeşinin hatası yüzüden ceza alan ve ailesinden veto yiyen Rojbin, parasız pulsuz bilmediği bir şehre sürgün edilir. Tabi bu sürgüne ek deli do...
480K 38.4K 37
#Bilim-Kurgu'da 8 Serinin ilk kitabıdır. K.A.O.S. projesinin tek amacı, daha güçlü, daha dayanıklı ve daha sağlıklı nesiller üretmekti. Kim bilebili...