35. Bölüm

321 21 1
                                    

Baekhyun sinirli ifadesini hiç bozmadan Sehun ile bakışmaya devam ediyordu. "Hyung sadece şaka yapmak istemiştik" Kai açıklamak için zorla gülümsediğinde Baekhyun hala sinirli ifadesiyle Sehun'a bakıyordu. "Sadece defolun gidin ve birlikte kalın. İstenmediğim yerde kalmak istemiyorum." Sehun duyduğu cümleyle bozulsa da sesini çıkartmadı.

***

"Kai siktir git yerde yat. Seninle yatmak istemiyorum. Senin bu şakaların olmasaydı şuan Baekhyun ile oynaşıyor olacaktım. Bir saate de işi pişirmiş olacaktık." Sehun, Kai'yi tekmelerken sinirle çıkıştı. "Ciddiye alacağını bilemezdim Sehun. Gidip affettirmeyi denesene kendini?" Kai yerde yatmamak için kendini savunduğunda tek başarabildiği kendine daha da sinirlenmiş bir Sehun elde etmek oldu.

"Eğer beni affetmezse seni öldüreceğim Kai!" Sehun hızla yataktan kalkıp üstüne tişört geçirmekle uğraşmadan karşı olaya ilerlemeye başladı. İçerisinden bir yandan da tanrıya dua ediyordu. Kapının önüne geldiğinde usulca yaklaşıp içeriyi dinledi. Herhangi bir ses gelmiyordu.

Elini havaya kaldırıp birkaç saniye o şekilde bekledikten sonra kendine olan güveninden emin olup kapıya tıklattı. "Baekhyun kapıyı açar mısın?" Sehun emin olamayarak sordu. Adım seslerinin ardından kapı yavaşça açıldığında Sehun hala sinirli olan Baekhyun ile karşılaşmayı bekliyordu fakat siniri daha hafiflemiş olan Baekhyun karşıladı onu.

"Efendim Sehun?" Baekhyun'un ağladığı sesinden belli oluyordu. "Özür dileyip kendimi affettirmeye geldim bebeğim." Sehun sevgilisinin ağladığını fark etse de en azından içeri alınmak için görmemezlikten geldi. İçeri girdiğinde kendini affettirebileceğini biliyordu.

"Daha yeni mi geldim aklına Sehun? Kai ile mutlu muydun?" Baekhyun'un gözleri tekrar dolmaya başlamıştı. "Hayır öyle bir şey demedim Baekhyun. Kai ile tartışıyorduk." Sehun sinirleniyordu. Bunun sebebi de Baekhyun'un kendini anlamıyor oluşuydu.

"Sehun gerçekten bir süre benden uzak dur. Olabildiğince uzak hem de." Baekhyun içeri girip kapıyı çarparak kapattı. "Lanet olsun sana Baekhyun" Sehun kendi kendine fısıldayıp yere çöktü ve sırtını kapıya dayadı. Soğuk havadan dolayı üşümüştü. Aptal gibi tişört de giymemişti. Dizlerini kendine çekip yüzünü dizlerine gömdü.

İşin bu dereceye kadar büyüyeceğini bilemezdi. Telefonunu cebinden çıkartıp önce tuşları hemen ardından da interneti açtı. "Bu kadar bildirim gelmek zorunda mı?" kendi kendine söylenip Kakao Talk simgesine tıklayarak bekledi. Gruptan bir sürü mesaj gelmişti. Onları umursamayarak Baekhyun ile olan konuşmasına girdi. Baekhyun'un internetinin açık olduğundan emindi. Bu saatlerde genelde telefon ile ilgilenirdi çünkü.

"Baekhyun gelip beni dinleyene kadar kapının önünde oturacağım haberin olsun." emin olamayarak yazdı ve usulca gönderme simgesine tıkladı. Birkaç saniye içerisinde Baekhyun'un mesajı gelmişti.

"İstediğin kadar bekle Sehun. Gerçekten bir süre birbirimizden ayrı kalmalıyız. İkimiz için de en iyisi bu." Baekhyun kendinden gayet emin bir şekilde yazıp telefonunu kapattı ve karşıdaki koltuğa fırlattı telefonunu. Sehun'un hatasını anlayıp bir daha bu şekilde çocukça şakalar yapmaması gerekiyordu.

"Neden böyle yapıyorum tanrım?" Baekhyun zorla yutkunarak yattığı yerden kalktı ve balkona ilerledi. Sürgülü cam kapıyı kenara kaydırarak balkona çıktığında yüzüne soğuk hava aniden çarpmıştı. "Tanrım neden Sehun ile aramız bozulmak zorundaydı?" Baekhyun kenardaki puf koltuğa otururken kendi kendine konuşmaya devam etti.

***

Güneş yavaş yavaş yükselmeye başlamıştı. Sehun kapıda ne kadar donmuş olsa da güneş ışınlarıyla biraz daha ısınmıştı. "Baekhyun cidden neden böyle olduğunu merak ediyorum." Sehun havaya kaldırdığı başını tekrar öne eğdi.

사랑해 (SEBAEK FanFic)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora