YENİ BİR HAYAT (TAMAMLANDI)

By yazar110

636K 27.5K 3.6K

Kendi hayatını kızının üzerine adamış bir kadın... Hayatındaki en büyük şans olan o adam... Adam bir bataklık... More

YENİ BİR HAYAT (TANITIM)
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
Hakkımda 20 Şey
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
40.BÖLÜM
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM
44.BÖLÜM
45.BÖLÜM
46.BÖLÜM
47.BÖLÜM
48.BÖLÜM
49.BÖLÜM
50.BÖLÜM
51.BÖLÜM
53.BÖLÜM
54.BÖLÜM
55.BÖLÜM
56.BÖLÜM
57.BÖLÜM
58.BÖLÜM
59.BÖLÜM
60.BÖLÜM
YENİ BİR GELİŞME!
61.BÖLÜM
62.BÖLÜM
63.BÖLÜM
64.BÖLÜM
65.BÖLÜM
66.BÖLÜM
67.BÖLÜM
68.BÖLÜM
69. BÖLÜM
70.BÖLÜM
71.BÖLÜM
72.BÖLÜM
73.BÖLÜM
74.BÖLÜM
75.BÖLÜM
76.BÖLÜM
77.BÖLÜM
78.BÖLÜM
79.BÖLÜM
80.BÖLÜM
81.BÖLÜM
82.BÖLÜM
83.BÖLÜM
84.BÖLÜM
85.BÖLÜM
86.BÖLÜM
87.BÖLÜM
88.BÖLÜM
BİLGİ
89.BÖLÜM
90.BÖLÜM
91.BÖLÜM
92.BÖLÜM
93.BÖLÜM
94.BÖLÜM
95.Bölüm
96.BÖLÜM
97.BÖLÜM
98.BÖLÜM
-YENİ KURGU-
99.BÖLÜM
100.BÖLÜM
GELDİM!
101.BÖLÜM
102.BÖLÜM
103.Bölüm
104.BÖLÜM
105.BÖLÜM
106.BÖLÜM
107.BÖLÜM
108.BÖLÜM
109.BÖLÜM
Bilgilendirme!
110.BÖLÜM
111.BÖLÜM
DANIŞMA'
Geldi!
Yeniden!
112.BÖLÜM

52.BÖLÜM

5.4K 264 32
By yazar110

Herkese yeniden Merhaba♥ Nasılsınız arkadaşlar? Umarım çok iyisinizdir. Tatile girdik sayılır. Beklediğimiz yaz geldi ve umarım iyi geçiyordur.
Umarım bu bölümde sizin keyfinizi arttırır ve beğenirsiniz.

Sizleri çok seviyorum♥ iyi okumalar♥》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》》

Karşısındaki üç kadın da  daha fazla birşey demesini beklemeden içeri girdi.  Saçlarını savurup yeniden gülerek Yağmura döndüler.  
_ Nasılsın Yağmurcuğum? Beybi nasıl? Zamansız geldik ama bir sorun olmaz değil mi?

Yağmur birde onların bu soru üzerine çıkartıp verdikleri ceketlerini montlarını alıp asarken bir an ne diyeceğini bilemedi fakat artık onların bu hallerini biliyordu. 

_ Hayır, sorun değil ama keşke haber verseydiniz bir şeyler hazırlardım.

_ Boşver tatlım yorulma hiç, hem zaten rejimdeyim pek bir şey yemiyorum. Anlarsın işte, vücudumu korumaya çalışıyorum. 

Karşısındaki kadın hafif bir kahkaha atarken yanındakilerde ona katılmıştı. Bakışları istemsizce onların vücutlarında gezinirken gerçekten de oldukça iyi olan fiziklerini gördü. Yaptığı rejim ne içindi peki? En ufak bir fazlalık bile yoktu.  İçindeki gözlerini devirme istediğini bastırmak isterken yapmacık bir şekilde gülümsedi.

_ İçeri geçelim, kaldık burada.

_ Ah, tabii.

Onların salona ilerlemesi ile Yağmurda peşlerinden gitti. Zeynep gelen sesler ile başını kaldırırken kocasını veya Can'ı görememiş, üç tane manken gibi kadın görmüştü. Şaşkınlığı üzerindeyken ayağa kalktı.

Karşısındaki kadınlar da ona kaşlarını hafif çatarak bakarken Yağmur hepsinin arasına gelmişti.

_ Zeynep bunlar; Buse

Diyip en konuşkan ve gösterişli olan kadını gösterdi.

_ Seda ve Ayşegül.

Zeynep onlara bakarken hemen kendine sıra gelmişti.

_ Merhaba, Zeynep bende.

Buse'nin bakışlarını üzerinde rahatsız derecede hissederken hafif kıpırdamış ve başını dikleştirmişti. Diğer kızlar kendine sahte olduğu belli bir şekilde gülümserken Buse tekli koltuğa kendini atıp giydiği koyu borda eteğin altında kendi gösteren uzun bacalarını birbiri üstüne attı. Bununla birlikte diğer kızlardan kendilerini koltuğa bırakmışlardı. Gözü Duyguya takılırken yüzü biraz buruşmuştu. Bir elini onun olduğu tarafa doğru savurup uzun kırmızı ojeli işaret parmağı ile göstermişti.

_Çocuk? Senin sanırım. Değil mi?

Zeynep'e bakarak söylerken Zeynep ondan oldukça rahatsız bir biçimde soğukça cevapladı.

_ Evet, benim kızım.

Buse onaylar bir ses çıkartıp gözlerini yeniden Zeynep'in üzerinde gezdirip yeniden gözlerine döndü. 

_ Evet, belli. Sen kimsin?

Zeynep dudaklarını aralamışken Yağmur araya girdi hemen aynı şekilde rahatsız olarak.

_ Benim misafirim Buse. Çok yakın bir arkadaşım. Aynı zamanda....

_ Hamilelik seçimlerini de etkilemiş tatlım? Gerçekten hamilelik bu şekilde ters etki yapıyor mu?

Zeynep'in kaşları havaya kalkarken sinirden adeta konuşamıyordu. Sesi çıkmıyordu. Öylece dudakları kilitlenmişti.

_ Hayır tatlım, tam tersine doğru seçeneklere itiyor.  Şanslıyım ki beni de Zeynep'e itti. 

_ Şekersiz kahve alabilir miyim acaba? Kızlar siz ne istersiniz?

_ Bende şekersiz kahve.

_ Fark etmez bende alırım. 

_ Tamam, getiriyorum ben.

Yağmur mutfağa yöneleceken Zeynep birden kendine gelip sinirden titreyecek olan elini onun koluna koydu ve durdurdu.

_Sen Duygu'nun yanıda kal Yağmur. Hamilesin ben yaparım.

_ Olmaz Zeynep...

_ Lütfen.

Yağmur onun nefes alması gerektiğini anladığında başı ile onayladı ve Duygu'nun yanına ilerleyip kucağına aldı.

Kendini zar zor mutfağa attığında elleri tir tir titriyor dudaklarını yiyordu. Nasıl cevap vermedim diye düşünürken kilitlenip kaldığına şok oluyordu. Sinirle ama biraz da oyalanarak istedikleri gibi hazırladı ve tepsiye koyup gözlerini kapatıp açtıktan sonra içeri geçti. Yüzlerine bakmadan hepsine ikram ettikten sonra oturdu ve kızını kucağa alıp saçlarını okşadı.

_ Sen ne iş yapıyorsun?  Çalışıyor musun?  Daha önce görmedim seni.

_ Hayır çalışmıyorum. Görmen de mümkün değil zaten.

_ Hmm. Daha önce çalışmadın mı peki? 

_ Çalıştım. En son kafede çalıştım.

_ Kahve çok güzel olmuş, kafen mi vardı?

_ Hayır. Kafe benim değildi, garson olarak çalışıyordum.

Buse içtiği kahveyi püskürtecekken fincanı uzaklaştırıp eli ile ağzını kapattıktan sonra gülerek döndü ona.

_ Garson mu?

_ Evet, garson.

Dedi gururla Zeynep. Hiç bir şekilde gocunmuyor, gururla söylüyordu ve bu kızın verdiği ağır tepkileri anlayamıyordu.

_ Yağmur?  Ee siz nasıl 'çok iyi arkadaş' oldunuz tatlım?

_ Şöyle Zeynep Ke....

Yağmur ona ikinci defa Kerem ile evli olduğunu belirtmeye çalışacakken Buse yine ve yine kesip kendi konusundan kesinlikle Zeynep'i sinir edecek bir konudan giriş yapmıştı. 

_ Ayy, ya da dur bilmek istemiyorum.  Kerem nerelerde asıl? Çok uzun zamandır ulaşamıyorum? Çok özledim.

Yağmur bir an yutkunurken Zeynep istemsizce kaşlarını çatmış ve birşey demeden öfkeli gözler ile bakmaya devam etmişti.

_ Sen bilirsin. Şirkete gidiyorum ya toplantı da ya da yok. Evine zaten gidemiyorum. Diğer türlü de görüşemiyoruz. Arıyorum ulaşamıyorum.  Hiç bir şekilde irtibata geçemiyorum. Bazı saçma haberlerde duydum evet ondan duydum ama inanamadım. Kerem evlenemez ki. Yani hergün aynı kadında duramaz o. Hele de çocuk. Ona göre değil ki bu şeyler. Biliyorum. Özellikle de benden sonra.

Diyip gururlu bir şekilde güldükten sonra saçını eli ile olduğu taraftan diğer tarafa aldı. Yağmur bakışlarını yavaşça ondan çekip Zeynep'e verirken Zeynep sadece dolmak üzere olan gözleri ile ona bakmaya devam ediyordu. O sırada tam bu konuşmanın üzerine kızının senini duydu.

_ Baba! Baba istiyoyum!

Hissetmiş gibi neredeyse ağlayacak gibi olurken Buse memnuniyetsiz bir şekilde yüzünü buruşturdu.

_ Babasını istiyor. Kim peki? Tanıyor muyuz biz?

Onu yeniden cevaplayacakken rahatlasa mı yoksa daha mı kötü hissetse bilemeyeceği bir duruma girdi ve kapı çaldı. İşte şimdi Kerem ve Can gelmişti bunu biliyordu. Alt dudağını ısırırken ayağa kalkması ile Buse de saçlarını düzeltip heyecanla ayağa kalkan Yağmura dönmüştü.

_ Can geldi değil mi? Acaba Kerem de gelmiş midir?

Yağmur artık dayanamadı hırsla ona döndü.

_ Kes artık!

Büyüyen sinirli gözler ile ona bakarken zilin bir daha çalması ile ilerleyip sinirle kapıya ulaştı. Hızlıcs kapıyı açtığında kocası ve Kerem ile karşılaşırken hiç ama hiç beklemeden onlara yaklaşıp Kerem'i sessizce ama sinirle uyardı.

_ Git ve içeride ki canavarı çıkar evimizden! Ne yap ne et hallet! Sonra da Zeyneple konuş!  Karının daha fazla üzülmesini istemiyorsan hemen içeri git Kerem!

Kerem kaşlarını çatıp onun ne dediğini anlamaya çalıştı fakat daha fazla beklemeyip hızlıca Yağmuru geçti ve içeriye ilerledi. Karısını kızını görürken bakış açısına zorla bir görüntü daha girmişti. Kaşlsrı iyice çatılırken ne demek istediğini anlamıştı. Kızının sesini duyması ile ondan bakışlarını ayırdı ve Zeynep'in de ayağa kalkması ile kendine gelen kızını hemen aldı kucağına.

_ Baba!

Kızını alnından öpüp bir koluna yerleştirdikten sonra Zeyneple göz göze gelirken yüzünde ki farklı ifadenin farkına vararak  onu da bir kolu ilr kendine çekip alnını öpüp vücuduna yasladı.

Buse şok içinde yaptığı şeylere bakarken hiç bir şey anlayamamış sadece dudakları aralık bir şekilde beklemiş ve ardından aynı şaşkınlık ile devam etmişti.

_ S-sen misin o?! Kerem'in evlendiği kişi sen misin? ! B- bu mu çocuğunuz? !

Kerem onun hitap şekli ve yüksek sesi ile tüm kasları gerilirken kızını yeniden öpüp ayrılmak istemesede karısına verip özür diler gibi alnını yeniden öptükten sonra karşısındaki kadına bir adım daha yaklaştı.

_ Evet. Karım ve kızım. Zaten ben bunu açıklamıştım. Hem... Sen kimsin? Ne oluyor? Ne bu ses tonu? 
_ K-kerem ne demek sen kimsin?  Ben. Buse.

_ Buse?

Diyip elini çıkmış olan sakallarına götürdü ve dilini dudaklarının üzerinde gezdirdikten sonra derin bir nefes verdi.

_ Iı. Tanımadım Beren. Pardon Buseydi değil mi? Evet ne oldu? Benimle bu şekilde görüşmezsin, veya ailemi arkadaşlarımı rahatsız edemezsin. Beni biliyorsan kurallarımı da biliyorsundur. Söyle veya git. Ben gitmen taraftarıyım.

_ Kerem. Anlamıyorum. Gerçekten. Bu kadın mı senin karın?  Hı? Bu kadın mı?

Kerem yeniden gerildiğini hissederken başını salladı.

_ Evet.

_ Hah! Inanamıyorum! Ne kadar düştün sen! Bir garson parçasıyla mı evlendin! Bir de çocuk mu yaptın! Gerçekten inanmıyorum! Bunların servet avcısı olduğunu bilmiyor musun sen!

Buse ne olduğunu anlamadan bir anda kolunda hiç bir acıya benzemeyen bir acı hissetmişti. Bir demir gibi kolunu kapmış eller kollarını sıkarken vücudu küçülmüş aşağıya kaymış ve onun korkutucu derecede gözüken gözleri ile karşılaşmıştı.

_ Ne diyorsun lan sen! Hı! Ne diyorsun!

_ Bırak beni!

Kollarını çekmek istedikçe Kerem daha çok sıkıyor ve daha fazla eğilmesini sağlıyordu. 

_ Kes sesini! Özür dile lan çabuk! Çabuk özür dile dediğin herşey için yoksa yemin ederim bir daha konuşacak bir ağzın olmaz! Yemin ederim olmaz!

Can araya girsede Yağmur Duyguyu almıştı böyle şeyleri görmemesi için. Zeynep ise bir şokun üstüne izliyordu bu olanları. Kerem gerçt de acımasız oluyordu istediğinde,gözü döndüğünde. Karşısındaki görmüyordu. Onu daha önce ailesi hakkında olanları anlattığı dışında hiç böyle görmemişti.

_ Özür dile!

_ Özür dilerim.

Dedi Buse kurtulmak istercesine sessizce.

_ Sesli söyle!

_ Özür dilerim!

Dedi seslice Zeynep'e bakarak. Kerem şimdi onu daha çok sıkarken kızın dudaklarından çıkan inleme sesi evde yankılanmıştı. Biraz daha sıksa  kemikleri kırılacaktı. 

Aklına başka başka manzaralar geliyordu. Cevdet geliyordu. Yıllarca aldığı darbeler, canının acısı geliyordu. Gözlerindeki yaşlar bunlarla  kendini bırakırken Kerem de kızı bırakıp geriye doğru ittirip kapıyı göstermişti.

_ Defol git başka yerde sürt! Ailemin yanında bir daha görmeyeceğim seni! Eğer görürsem....

O lafını tamamlayamadan kızlar evden çıkmışlardı bile. Başını sağa sola yaptırırken gözlerini de açtı ve arkasını döndü. Beklemediği bir manzarayla karşılaştı. Karısı ağlıyordu. İçine ağırlık otururken o ağırlığın altında çoktan ezilmişti bile. Hızlıca ona gidip sarıldığında Zeynep ilk başta karşılık vermemiş fakat daha sonra ona dayanamayıp kollarını sarmıştı. Başını omzuna yaslarken sesini içine atmış, sessizce ağlamaya devam etmişti. Onu dedikleri değil daha doğrusu kendisiyle ilgili dedikleri canını yakmamış Kerem'e dedikleri ve Kerem'in ona hatırlattığı şeyler canını yakarak hislerini tazelemişti.
Kerem artan sinirlerine sahip çıkarken onun ağlaması ile hem kendine sinirleniyor hemde kendinden nefret ediyordu. Kollarını sıkılaştırırken aynı zamanda saçlarını okşadı. Onun iç çekişi içine işliyor içini acıtıyordu.

_ Güzelim.

Dedi acı çeker sesiyle. Zeynep ise fısıldayarak konuştu;

_ Eve gidelim.

_ Tamam, tamam gidelim. Kızımızı alayım gidelim.

Zeynep başını hafifçe sallarken Kerem ondan ayrılmış gözlerine bakıp yaşları silmiş ve onların yerine öperek arkasını dönüp Yağmurun olduğu odaya gitmişti. Onlara birşey demeden sadece başını salladıktan sonra kızını kucağına almış ve çıkmıştı. Arabaya geçtiklerinde ikiside konuşmamış sadece susmuştu. Zeynep uyumak üzere olan kızını kucağına uzandırıp saçlarını okşayarak öpüyordu. Onun uyumasıyla daha da sesszileşmiş ve eve varınca Kerem'in kollarına vermişti kızını. 

Zeynep salona geçip kendini koltuğa atıp otururken Kerem yukarı çıkıp kızını öptükten sonra yatağına yatırdı. Odadan çıkıp hızlıca aşağıya indi ve karsının yanına oturup yüzüne bastırdığı ellerini nazikçe çekip ona döndü. Hala kıpkırmızı gözleri loş ortamda belliyken yüzünü okşadı ve ardından ellerini yeniden tuttu.

_ Ne dedi?

_ Derdim onun dedikleri değil Kerem.  Umrumda değil. İkimizinde birbirimizinden önce zorlu bir hayatı vardı. Yaşadığımız şeyler vardı. Yani.... Onunla veya başka bir kadınla olduğunu duymak elbette beni sarstı. Olmayacağını biliyorum ama işte bir an duyuca çok kötü hissettim. Sonra... Birden sen öyle üstüne gidince....

Yutkunup gözlerini kapadı yeniden açıp kısık sesi ile arada gözlerine arada ellerine bakarak devam etti.

_ Çok uzak olmayan günler geldi aklıma. Cevdet... Yaptıkları... Bunlar sanki yenlenmiş gibiydi. Yeniden o an oluyor gibiydi. O bitti seni öyle görmek... Beni korkutmadı. Sen beni korkutmazsın, biliyorum. Ama dediğin gibi senin sert yönünü biraz gördüm. Hepsi bir araya gelince tutamadım kendimi. Ağır geldi bir an. Hepsi ağır geldi. Bak ben onun dediği şeylerden utanmadım. Yaptığım şeylerden gocunmadım. Ne dediği umrumda da değil.  Sadece bir birikmeydi bu. İki insanın bir araya gelmesi, birbirini sevmesi belli seviyelere göremi? Ya da ne bileyim, yaptığı işe kim olduğuna mı bağlı?  Ben seni seviyorum Kerem.  Çok seviyorum.  Kimseyi sevmediğim gibi seviyorum.  Sende beni seviyorsun. Ee? Daha ne? Biz birimizi seviyoruz, evliyiz, bir kızımız var, çok güzel bir aileyiz. Daha ne isteyebiliriz ki? Bu ev için, şirketin için, arabaların için paran için   sevmiyorum. Bunların hiç biri olmasaydı da ben seni böyle çok severdim. Ama söylenen ima edilen şeyler çok çirkin. Ben o karakterde bir insan değilim. Gerçekten incitti beni. Kaçıncı bilmiyorum ama içimde patladı. Mal, mülk, para bunlar ne ki? Hı? Sen varsın benim için. Sadece sen. Benim bir çocuğum var! Ben nasıl içim rahat ederek sana baba dedittirirdim Kerem! Nasıl yapardım! Bu şeyler için nasıl kullanırdım çocuğumu! Hayatım karşılığında doğurdum ben kızımı! Umrumda değildi olanlar! Herşeyi bir tarafa koyup onu aldım yanıma! Benden bebeğimi almak istediğinde nefret ettim o para denen şeyden! Hastaneye para verip kürtaj için, bebeğimin ölmesi için para verecekti! Ben nasıl yapardım Kerem! Ama o para verip umursamasa da kendi çocuğunun ölmesine istedi! Dert gibi,  yük gibi, felaket gibi gördü! Duyguyu ya! Duyguyu! Sen onun için ölüyorsun Kerem! Ölüyorsun! Saat kaç olursa olsun beş dakika görmeden yatmıyorsun, ne kadar geç gelirsen gel. O sana baba derken gözlerin parlıyor, sesin titriyor! Hanginizin ki babalık! Onun mu?  Ben onu mu seveyim! Onu hiç bir zaman sevmedim! Ya sen...

Gözleri ağlamaktan kendi rengini kaybetmiş kısılmıştı. Sesi gözleri gibi kısılmış yeri geldiğinde yükselmiş ama daima yüksek çıkmıştı. Canı acıyordu. Kocasını çok seviyordu. Onu canından çok bahsedilen şeylerden çok uzak seviyordu.

Kerem sadece gözlerine bakıp düştüğü boşlukta dinliyordu onu. Şimdi o kadını gidip öldürmek istiyordu. Böyle bir kadını ağlatan herkesi öldürmek istiyordu.  O adamı bulup bizzat kendisi halletmek isyordu! Onun gözünden düşen her yaş içini cayır cayır yakıyordu. Kendine çekip sımsıkı sarılmamak için çok zor tuttu kendini. Istediklerini anlatmalı, söylemeliydi. Bu kadın yokken hayatı boştu bunu anlıyordu. Onunla hayata başlamıştı. Ondan öncesi yoktu. Karşısındaki kanadı kırılmış gerçek bir melek duruyordu. Onun acısıyla canı yanıyor gözleri titriyordu.

Zeynep son kelimesinden sonra ellerini bırakıp yüzünü tutmuş ve okşamıştı.

_ Ya sen Kerem. Ya sen. Sen benim hayatım oldun. Herşeyim oldun. Seni o kadar çok seviyorum, seni o kadar çok herşeyin dışında seviyorum ki ne diyeyim. Seni ne kadar farklı sevdiğimi nasıl anlatayım hayatım. Kimse umrumda değil. Sadece seni çok seviyorum ve ne olursa olsun da seni çok seveceğim. Sakın unutma.

Kerem onun lafı biter bitmez kollarından hızlıca kendine çekti ve onu göğsüne yaslayıp tüm varlığı ile sardı. Kolları sıkılaşırken Zeynep gözlerini kapatıp o güvenli kollar arasına sığındı hemen. Kerem gözlerini kapatırken saçlarını okşayıp burnunu onun boynuna koydu ve kokusunu içine çekti.

_ Onların değer verdikleri tek şey kendilerini satabilecekleri para güzelim. Onun dışında birşey bilmiyorlar. Oysa biz onların uğruna kendilerini dahi sattıkları şeyle alamayacakları şeye sahibiz. Aşk. Sevgi. Mutluluk. Huzur. Aile. Onlar senin bu güzel kalbin yanında adını bile ağızlarına alamazlar. Küçücük kalırlar ki öyleler birtanem. Kimse umrumda olmadı bu zamana kadar. Bundan sonra da değil. Ama kimse seni,  sizi üzemez. En ufak birşey diyemez. Karşılarında beni bulurlar. Asla diyemezler. Onların iğrenç duygusuz hislerine zıtsınız. Aydınlıksınız siz. Sizin için gerekirse ölürüm. Hiç düşünmem ölürüm. Sizi çok seviyorum. Herşeyden çok. Kendimden çok. Bundan sonra böyle birşey söyleyenin seni ağlatanın benden çekeceği var. Kerem Sayer de çekeceği var................................

Continue Reading

You'll Also Like

72K 5.9K 23
Üniversitesinin serseri çocuğu jungkook, kız arkadaşını rahatlatmak için kayda aldığı inlemelerini yanlışlıkla yeni atanan rektörü Kim Taehyung'a ata...
218K 21.2K 24
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
2.4K 293 15
Instagram:azimet340 Peşindeki çetenin elinde ölmemek için İstanbul'dan Mardin'e kaçan hırsız bir kız. Umay... Ve berdel ile evlenmekten Mardin'den İs...
108K 3.8K 42
Genç Ağa'nın sıradan ama bir o kadar da güzel bir kızla olan evliliği ve o evlilikten doğan büyük bir aşk hikayesi. karşılarına ne engeller çıkarsa ç...