Merhaba arkadaşlar ♥ Nasılsınız? Umarım çok iyisinizdir ♥ Artık hafiften yakınlaşmaları gördük iki taraf içinde♡ Daha göreceğimiz onlardan onlar tarafından öğreneceğimiz çok sır var unutmayın; ) Çözülecek şeyler var ♡ Özellikle de Kerem tarafından♥
Hepinizi çok seviyorum ♥ iyi okumalar ♥ 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》
" Zeynep o odadan çıktıktan sonra ağzı aralanmış şekilde baktı. Tam bir adım atmıştı peşinden gitmek için ama aklına üzerinde havlu olduğu ve kızının huysuz gelince durdu. Sinirle hızlıca ilerleyip kapıyı sertçe kapattı ve kilitledi. Odasına gelmişti! Hemde duşta olduğunu bildiği hâlde! Bir de başka şeyler söylemişti! Oysa kendisi ona böyle davranmamıştı! Hemde hiç bir zaman! Duygu'nun sesini yine duyunca onu kucağına aldı ve öptükten sonra yatağa bıraktı. Üzerini giyindikten sonra yatağa oturup onunla ilgilenmeye başladı. Gözü kapıya gidiyor ve bu daha da sinirlenmesini sağlıyordu. Duygu'nun uyumayacağını bildiğinden istediği şeyleri yaptı zamanın ve sinirinin geçmesi için Reyhan'ı aradı onunla konuştu. İyi olduğunu duyunca içi biraz rahatladı. İçi rahatladı ama telefonu kapatana kadar. Siniri nasıl geçecek bilmiyordu. Bunu Duyguya da yansıtmak istemiyordu, o kötü hissetsin istemiyordu. Ama kendini engelleyemiyordu. Onunla oynadı konuştu ama uyumayacağı belliydi. "
"En sonunda Duygu oyuna eğlenmeye yenik düşüp uyumuştu. Zeynep onu şimdilik beşiğe koydu ve üstünü örttükten sonra hızlıca ilerledi kapıya doğru. Hızıyla bir elini kapı koluna bir elini kilide koymuştu ki durdu. Derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. Kilidi çevirip açtı kapıyı. Ardından yavaşça kapatıp aşağıya indi. Etrafta onu göremeyince mutfağa geçti. "
_ Nurgül Kerem nerde?
" Nurgül tezgaha dönükken Zeynep'in sesi ile ona döndürdü vücudunu. "
_ En son yukarıya çıkıyordu Zeynep hanım.
_ Tamam.
" Zeynep istediği gibi bir cevap alamasa da mutfaktan çıkıp merdivenlere yöneldi. Hızlı adımlarla çıkıp çalışma odasına geldi. Kapıyı çalmadan açtığında içeri de kimseyi görmedi. En son kendi odası kalmıştı. Oraya ilerledi ama kapının önünde adımları yavaşladı ve durdu. Girse? Çalmadan girse? Hayır çalmadan giremezdi. Ne yapacağını düşünürken eli kapıya uzandı. Tam kapı kolunu tutacakken kapının açılması ve kendi odada sırtı duvara dayanmış bir şekilde bulması bir olmuştu. Korktuğundan çıkan ses odada yankılanırken gözleri yine o koyu gözlere dönmüştü. Korkudan ani hareketten olan olaydan dolayı hızlı nefesi yankılanmaya başlamıştı odada. Oda karanlıktı ve sadece camdan giren ışıktan birbirlerinin gözlerini görebiliyorlardı. "
_ N-n'apıyorsun Kerem?!
_ Daha önce de söyledim bir şey yapmıyorum.
_ Neydi o yaptığın? ! Bu yaptığın ne!?
_ Sorularının cevabını almak için önce benim sorduğum soruları yanıtlamalısın.
_ Ne sorusu?
_ Niye böyle yakınlaşınca kızarıyorsun, niye kaçıyorsun?
_ Kızarmıyorum! Kaçmıyorum sadece bu kadar yakınlığı doğru bulmuyorum ama sen sanki inadıma yapıyorsun.
_ Kızarıyorsun. Tıpkı şuan da da olduğu gibi. İnadına yapmıyorum bazı şeyleri çözmek için yapıyorum.
" Zeynep geçmek istedi ama engellenince gözlerini onun gözlerine çıkarttı. Kerem ona geçen seferkinden bile daha fazla yaklaşmaya başlamıştı. Göğsü istemsizce hızla inip kalkmaya başlamıştı. Ses çıkarsana Zeynep diyordu içinden ama öyle yapamıyordu. Beynindeki tüm hücrelerin durduğunu hissediyordu. Kerem'in kendine iyice yaklaşması arada boşluk dahi bırakmamasıyla tüm vücudunun ısındığını hissetti. Gözleri ağırlaşmaya başlamıştı. Ellerini kaldırıp durdurmak istiyordu ama yapamıyordu. Aklı farkı şeyler yapmasını söylerken başka bir şeyler onlara yeniliyordu. Kerem'in bir elini sağ tarafındaki duvara koyması ile yutkundu. Sesini duyup duymadığından emin bile değildi. Hipnotize olmuş gibiydi. Diğer elini de sol tarafında kalan duvara koyduğunda iyice yakınlaşmışlardı."
_ Seni öpmek istiyorum.
"Zeynep yarı kapanmış olan gözlerini kontrol altına almaya çalıştı ama hızla atan kalbi gibi yapamadı. Ne diyordu bu adam! Ne öpmesi! Şuanda çoktan bağırıp burdan çıkması lazımdı ama neden yapamıyordu? Neden öylece kalıyordu? Kerem bunu bir anda söylemişti. Çünkü öyle istiyordu ve isteğini söylemişti. Daha da yaklaşırken karşısında ki kadından bir tepki bekliyordu ama hiç bir tepki göremiyordu. Bu sessizliği evet miydi yoksa hayır mıydı? Kendininde şaştığı bir şekilde istemediği şeyi yapmak istemiyordu. Ama kendini de tutamıyordu. Aralanmış dikkatini dağıtan dudaklarını bir an önce öpmek istiyordu. Cevap bekledi bir süre. Ama bir birinin gözlerine bakmaktan başka bir şey olmuyordu. Onun dudaklarını hareket ettirmesi ile Kerem sessizce konuştu. "
_ Hemde çok.
"Daha fazla bekleyemeden yüzünü tuttu ve aralanmış olan dudaklarına yerleştirdi kendi dudaklarını. İşte şimdi gerçekten istediği olmuştu. Beklemediği bir şekilde karşılık alırken şaşkınlığını umursamadan ellerini yüzünden çekip onun ellerine götürdü ve kaldırıp yukarı da tuttu. Daha da hızlanan öpüşmeye ikisi de sertçe karşılık veriyordu. İkisi de kendilerini durduramıyordu. Dudaklarının arasından hızlı nefesleri geçerken Zeynep elini çekmek isteyince Kerem bıraktı ve yine tuttu yüzünü. Aralarında ki çekim anlatılmayacak derecede yoğundu. Kerem'in eli onun boynuna giderken Zeynep omuzlarına koymuştu ellerini. Özellikle de sonunu düşünmek istemiyordu Zeynep. Dudaklarının hızı daha da artıyordu ve Zeynep elini onun gibi boynuna çıkartmıştı. Kerem'in boynunda belirginleşen damarı net bir şekilde hissediyordu. Kaç dakikadır böylelerdi onlar bile bilmiyordu ama ikisi de çekilmiyordu. Oda da yankılanan tek ses onların öpüşme sesiydi. Nefes nefese inat eder gibi devam ederlerken ayrılmaya niyetleri yoktu ama kızlarının sesi ile duydular. Dudakları aynı anda yavaşlayıp nefes nefese durdular. Yüzlerindeki ifade farklıydı. Bilmemezlik vardı. Dudakları tam birbirinden ayrılmamışken Kerem çekmek zorunda hissetti kendini. İşte şimdi tamamiyle bir bilmemezlik vardı. Kerem de Zeynep gibi gülse mi sussa mı bilmiyordu ama mutlu olduğunu çok iyi biliyordu. Onun konuşmayacağını bildiğinden yine kendisi kısık sesle konuştu. "
_ Ah şu çocuklar.
" Zeynep buna tebessüm etti ama belli etmemek için alt dudağını dişleri arasına aldı. Ve bu yaptığı karşısında ki adamın yeniden zaten toparlanmamış olan dikkatini daha da dağıtmasına neden olmuştu. Onun bakışlarını yeniden dudaklarında hissettiğinde dişlerini çekti. İşte şimdi gerçekten kızardığına emindi. Zaten normal bir şey değildi ne yapacağını bilmiyordu bir de üstüne utanıyordu. Öpmesine hem izin vermiş hemde karşılık vermişti. Bakışlarını başka tarafa iterken konuştu. "
_ Ş-şey ben Duyguya bakayım.
" Geçmek isteyince Kerem bu sefer izin verdi ona. Bir şey demeden hızlıca çıktı odadan. Az önce öfkeyle neredeyse onu dövme derecesinde gelirken şimdi bambaşka bir şekilde çıktı odadan. Kendi odasına girer girmez tuttuğu nefesini verdi. Ne olmuştu böyle. İnanamıyordu. Öpüşmüşlerdi! Hemde itmemiş bağırmamış bir şey söylememiş sadece karşılık vermişti. Kendine inanmıyordu. Nasıl yapmış olacağına dair en ufak bir dahi yoktu aklında. Olduğu yerde gereğinden fazla kaldığını anlayınca hareketlenip kızının yanına gitti. Uyku sersemliğiyle uyanmış ve ayağa kalkıp beşikten tutunmuştu. Akşamları hep birlikte uyudukları için Duygu annesini yanında bulamayınca huzursuzlanmıştı. Zeynep bunu anladığından hemen kucağına aldı. Duygu ona sıkı sıkı sarıldı ve yanağını omzuna yasladı. "
_ Şhh, anne burda bebeğim. Ben burdayım.
" Duygu onun sesiyle gözlerini kapatsada yavaşça açılan kapı sesini duyduğunda tekrar açtı. Babasını görünce iyice rahatlamıştı ve keyfi yerine gelmişti. Uyku ile babası arasında gelip giderken o kararsızlık sesine yansıdı. "
_ Baba.
_ Babacığım.
"Zeynep onun sesini duyunca yutkunup baktı. Onun yaklaşmasıyla bakışlarını başka bir yere çevirdi. Kerem iyice yanına gelip Duygu'nun Zeynep'in omzuna yasladığı için şişen yanağını öptü. Sonra da aynı annesi gibi olan burnuna bir öpücük kondurdu. Bu Duyguyu gülümsetmiş çok mutlu etmişti. Başını annesinin omzundan çekip uykulu dünyalar tatlısı ifadesiyle babasına açtı kollarını. Onun kucağına yerleşince kollarını sımsıkı dolayıp gitmek istemediğini belirtti. Kerem kızının bu isteğinden gayet memnunken Zeynep'e baktı. Sonunda o da kendisine bakıyordu. Yüzündeki gülümseme daha büyürken Zeynep bakışlarını çekti. "
_ Şirinem, sen niye uyandın prensesim?
_ Baba.
" Duygu onun öyle hoşuna gidecek şekilde baba diyordu ki Kerem sadece bu kelimeyi duymak istiyordu. "
_ Birtanem.
_ Geç oldu Duygu artık uyusa iyi olacak. Sonra düzeni bozuluyor.
_ Peki. Zaten hâlâ tam olarak uyanmamış.
_ Yatağa yatır istersen.
" Kerem başını salladıktan sonra yatağa doğru geçti. Zeynep de hemen peşinden gidip yorganı kaldırdı. Duygu babasını bırakmak istemediği için ona sıkı sıkı tutunup sesiyle de belirtti. "
_ Biraz kal istersen. Seni bırakmak istemiyor.
_ Bencede. Uyuyuyana kadar oturayım.
" Zeynep başını salladığında Kerem yataktağa oturup onu iyice kucağına yerleştirdi. Bir eli yumuşacık mis gibi kokan saçlarını okşarken bir eli sırtında tüm sahipleniciliğiyle yavaşça geziniyordu. Zeynep de yatağın uç kısmına oturup onlara baktı. İstemeden sessiz bir iç geçirdi. Muhteşem görünüyordu. Anlatılmazdı. Başka bir kelime uymuyordu. Duygu'nun uyuması için konuşmadan beklediler bir süre. Bazen gözleri birbirine değiyordu ama çeken Zeynep oluyordu. En sonunda Duygu babasının kucağında huzurla uyuya kalınca onu yatağa yatırdılar. Zeynep Kerem ile konuşmak istiyordu, bu yüzden yastığı Duygu'nun yanına koyup doğruldu ve ona döndü. "
_ Biraz konuşabilir miyiz?
_ Tabii.
_ Yani ne desem bilmiyorum aslında. Ben... Bir anda oldu. Özellikle olmadı. Eğer seni rahatsız ettiysem...
_ Saçmalama. Bir anda falan olmadı tamam tersine özellikle oldu. Seni öpen bendim. Bunu benim söylemem gerekiyor. Asıl ben rahatsız ettiysem...
" Cümlesini tamamlamadan başını iki yana salladı. "
_ Rahatsız etmedin merak etme.
_ Böyle olmasına sevindim çünkü seni rahatsız etmek en son isteyeceğim şeylerden.
" Zeynep yerdeki bakışlarını kaldırıp baktı ona. Nasıl bir etki yaratıyordu bu adam. Daha kim olduğunu bile bilmezken neydi bu güçlü çekim. Kendini engelleyemiyordu ve sanki bir şey vardı. Sanki... Tekrar öpse tekrar karşılık verecekti. Sessiz kaldığında yanağında hissettiği ellerle kısa bir süre gözlerini kapatıp geri açtı. İstemiyordu bu etkiyi. Kimsenin etkisinde kalmak hata yapmak istemiyordu. "
_ Sen bana hiç bir şekilde kötü hissettirmiyorsun. Aksine çok iyi hissetmemi sağladın. İlk defa birini öpmek istedim. Gerçekten bunun için bekledim.
_ İlk defa mı?
_ Evet. İlk defa. Ben samimiyetsiz kadınları sevmem. Hele gereksiz samimiyet için hiç sevmem. Ama sen... Sen öyle değilsin. Başka bir şey var sende.
" Bu itirafları kendisiyle birlikte Zeynep'i de şaşırtıyordu. "
_ Adını koyamıyorum ama başka bir şey var. Farklısın.
_ Başka ne var peki Kerem? Artık anlat lütfen. Neydi bu vurulma olayı? Neden sen? Veya anlamasamda Ufukla konuştuklarınız nelerdi? İçinde olduğum şeyi bilmek istiyorum.
"Kerem yüzünde beliren tebessüm ile diğer elini yanağına koyup baş parmağı ile yavaşça okşadı. "
_ Lütfen beni zorlama güzelim. Yeri geldiğinde sende öğrenirsin. Ama şimdi değil. Sadece beni anlamaya çalış.
_ Ama bilmediğim bir konu hakkında nasıl empati kurabilirim?
_ Daha önce de söyledim sen çok zeki bir kadınsın. Bunu yapabileceğine eminim. Belki bir gün ben anlatırım herşeyi. Ama şimdi değil. Zaten herşey bir yerde kafam karışık, bir de sizi düşünmek istemiyorum. Beni anlayabiliyorsun değil mi?
" Zeynep mecburen yavaşça salladı başını. Gözleri başka yere gidip tekrar Kerem'i buldu. "
_ Anlıyorum. Ben sadece seni tanımaya çalışıyorum. Amacım...
_ Senin amacının farkı nedenlerden olmadığını biliyorum. Bu yüzden sen burdasın. Kerem'i tanıyorsunuz. En azından tanımaya başladınız.
_ Kerem böyle, peki Kerem Sayer? O kaba, kötü, düşüncesiz mi? Kerem'e benzemiyor mu?
_ Belki de. Kerem Sayer sadece gerektiği yerde var. Sizin yanınızda sadece Kerem var. Ve bu değişmeyecek. Beni anladığını düşünüyorum.
_ Anlıyorum. Dediğin gibi belki bir kendi istediğinle anlatırsın. Ama bilki ne zaman istersen ben dinlerim. Hem merakımdan hem senin için, Duygu için.
_ Biliyorum güzelim. Bir daha böyle kötü bir olay yaşanmayacak. Buna bir daha asla izin vermeyeceğim. Sakın korkma kimsenin size zarar vermesini izin vermem.
_ Ya sen? Ya eğer bir daha olursa böyle bir şey?
_ Olmayacak. Çünkü herkes yaptığı hatanın bedelini ödeyecek. Ama sana bir şey söyleyeyim; o demir kapı var ya işte o bir nevi bu yüzden var. Çünkü kurşun geçirmez. Ne kadar yüksek olsada ayarlamışlar şerefsizler. İçinde merak kalmasın yine olur mu diye. Bu ev tamamiyle koruma altında. Sadece o demir kapı değil başka korunaklı şeyler de geldi ve devam edecek. İmkansız olsada herhangi bir şeyde dışarıdaki adamlardan birine söylemelisin. Onlar hemen kontrol ederler. Ne olursa olsun.
"Zeynep şaşkınlığı artarak dinledi onu. Bu kadar şey ne ara olmuştu ki? Niye hiç görmemişti. "
_ Tamam söylerim. Söylerim ama biz hep bu evde kalmayacağız yani ömür boyu. En basitinden bunalsak parka gitsek, markete gitsek. O zaman da bir şey olmaz değil mi? Yani ben Duyguyu rahatlıkla dışarıya çıkartabilirim?
" Kerem derin bir nefesi içine çekerken iki mükemmel koku bir aradaydı. "
_ Adamlardan birine hiç fark etmez herhangi birine nereye gideceğini söylemen yeterli. Ondan sonra hiç bir şüphe olmasın içinde. Ama mutlaka söylemelisin Zeynep. Anlaştık mı?
_ Tamam söylerim. Ama bir daha böyle bir şey olmasın Kerem. Birini kaybetme duygusu çaresizlik o kadar kötü ki... Artık bunları hissetmek istemiyorum.
_ Bak işte buna ne Kerem izin verir ne de Kerem Sayer. İkisi de izin vermez. Olmayacak bir daha.
"Zeynep sadece başını salladı ona karşılık. Olmasını istemiyordu. Bir daha böyle bir yaşamak istemiyordu. Konuşma boyunca yanağını okşayan eller şimdi boynuna inmişti. Boynunda da yanağında olduğu gibi hissettiği yumuşak dokunuşlar onu mayıştırıyordu. Yakından kendine ulaşan muhteşem dudakları karşıladı hemen. Öyle yumuşak öpüyordu ki zar zor hissediyordu. Öpen adama deli gibi tutunmak isterken ellerini bile kaldıramıyordu. Sanki o anlamış gibi ellerini boynunda çekti ve ellerine getirip boynuna koydu. Zeynep buna şaşırırken yine hissetti boynunda o güçlü elleri. Kendi elleride onun boynundaydı ve o damarı yine hissediyordu. Elini biraz daha arkaya itip tam üstüne koydu. Bu çok.. Çekiciydi. Elini biraz hareket ettirdiğinde dudaklarına bir inleme geçti. Daha hırsla birleşti iki dudak. Kerem bırakamıyor ayrılamıyordu ondan. Bir elini yavaşça beline indirirken çekti kendine. İşte şimdi aralarında hiç bir mesafe yoktu. Nefes nefese birbirlerinden ayrıldıklarında baktılar gözlerine. İkisi de aynı anda yutkundu. Kerem eğilip yumuşacık yanaklara dokundurdu yumuşak dudaklarını. "
_ İyi geceler şirinem.
"Bu Zeynep'i olduğundan daha da mutlu ederken gülümsetmişti. "
_ İyi geceler şirin baba.......................