ÖZ AİLEM

By yourunknowauthor

1.9M 106K 21K

HAYAT ACIMASIZDI , ACIMADI DA . . . Hayat Atabeyli ailesini hiç acımadan yakmıştı 17 yıl önce. Onlardan bir... More

KARAKTER TANITIMI
1. BÖLÜM (GEÇMİŞ)
2. BÖLÜM (GERÇEKLER)
3. BÖLÜM(HAYATIM)
4.BÖLÜM (İLK KARŞILAŞMA)
5. BÖLÜM(ACILAR)
6. BÖLÜM (YEMEK)
7. BÖLÜM (EĞLENCE)
8. BÖLÜM (ANLATACAĞIZ)
9. BÖLÜM (KAZA)
10. BÖLÜM (UYANDI)
11. BÖLÜM (24 SAAT)
12. BÖLÜM (OYUN)
13. BÖLÜM (ÖĞRENDİ)
14. BÖLÜM (GELECEĞİM)
15. BÖLÜM (ABİ)
16. BÖLÜM (POYRAZ)
17.BÖLÜM (KARAKOL)
18.BÖLÜM (ANNE,BABA)
19.BÖLÜM (DÖNDÜM)
20.BÖLÜM (SAHİL)
DUYURU
21. BÖLÜM (KUZENLER)
22.BÖLÜM (DAVET)
23.BÖLÜM (KAÇIRILMA)
24.BÖLÜM (YALAN)
25.BÖLÜM(AFFET)
İNSTAGRAM
26. BÖLÜM (ANNE TARAFI)
27. BÖLÜM(METEHAN)
28. BÖLÜM (İŞKENCE)
29. BÖLÜM (KAVGA)
30. BÖLÜM (GİDİYORUZ)
31. BÖLÜM (YOLCULUK)
32.BÖLÜM (YAYLA)
33. BÖLÜM (DÖNDÜK)
34. BÖLÜM (KEMOTERAPİ)
35.BÖLÜM (TARTIŞMA)
36.BÖLÜM (KÜSLÜK)
37.BÖLÜM (SAÇLARIM)
38. BÖLÜM (YATILILIK)
39. BÖLÜM (ALIŞMA)
40. BÖLÜM (ÖZLEM)
41. BÖLÜM (İLİK NAKLİ)
42. BÖLÜM (VURULMA)
43. BÖLÜM (İYİLEŞME)
44. BÖLÜM (BARIŞSAK MI?)
45. BÖLÜM (UZUN ZAMAN)
46. BÖLÜM (ÇIKIYORUM)
47. BÖLÜM (KIŞ TATİLİ)
47. BÖLÜM (KISKANÇLIK)
48. BÖLÜM (MOSKOVA)
49. BÖLÜM (KAYAK)
50. BÖLÜM (DOĞUM GÜNÜ)
51. BÖLÜM (2 KURŞUN)
52. BÖLÜM (UÇURUM)
53. BÖLÜM (ÖLÜMÜN KIYISINDA)
54. BÖLÜM (BASKINLAR)
55. BÖLÜM (ASİL ATEŞ)
56. BÖLÜM (EDİZ BEBEK)
57. BÖLÜM (KUTLAMA)
59. BÖLÜM (EVDEN KAÇIŞ)
60. BÖLÜM(SİZDE Mİ)
61. BÖLÜM (BENCİLLİK)
62. BÖLÜM (İFLASIN EŞİĞİ-FİNAL)

58. BÖLÜM (ATEŞ AİLESİ)

8K 582 44
By yourunknowauthor

(multimedya: Demir)

ASLI ATABEYLİ

Yataktan doğrulurken bugün için bir plan vardı aklımda. Ediz için yaptığımız kutlamanın üzerinden bir gün geçmişti. Dün gece eve dönmüştük. Metehan ise hala bizdeydi onun için bugün onu dışarı çıkaracaktım. Son olaydan sonra pek dışarı çıkmaz olmuştu. 

Banyoya girip işlerimi hallettikten sonra ne giyeceğime karar vermeye başladım. Toprak rengi bir sweat, rengini anlayamadığım renkte bir etek, beyaz uzun çoraplar ve beyaz ayakkabılarımı giydim. Saçlarımı iki yandan balık sırtı örgü yaptım. Beyaz bir çantaya eşyalarımı atıp onu da yanıma aldım. 

Odamdan çıkıp Mete'nin odasına gittim. İçeri girdiğimde Mete klasiğini bozmamış yatağında tepsideki kahvaltısını yiyordu. "Günaydın bu dünyanın en tatlı kardeşi. Kahvaltın bitince seni kaçıracağım." dedim neşeyle gülümseyerek.

"Havamda değilim. Başka zaman çıksak?" dedi Mete yemeğinden gözlerini ayırmadan.

"Hayır efendim. Bahane kabul etmiyorum. Çıkacağız dediysem çıkacağız." dedim.

"Aslı bak çıkmak istemiyorum. Beni rahat bırak işte." dedi.

"Mete bak neden çıkmak istemediğini anlıyorum çünkü bende aynısını hatta daha fazlasını yaşadım ama yine de her şeyi bir kenara bırakıp senin için bu kadar hazırlık yaptım. Benim için çıksan olmaz mı?" dedim.

"Peki Aslı peki. Hem sen kahvaltı yaptın mı? Gel bir şeyler ye." dedi. Demesiyle yanına oturdum ve yemeğini aşırmaya başladım.

"Kızım bunu dememi mi bekliyordun?" dedi gülerek.

"Evet." dedim. Bu Mete'yi daha da güldürdü.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ 

Biraz sonra hazırlanıp aşağı indik. Abimlerin hepsi ya işe ya okula gitmişti. Annem ve babam bugün tek evdelerdi. "Anne baba biz çıkıyoruz." dedim. Annem ve babam kapıya geldiler.

"Nereye kızım?" dedi babam.

"Mete ile biraz gezeceğiz babacım." dedim.

"Peki ama dikkatli olun. İhsan abine söyle sizi gideceğiniz yere bıraksın. Birde geç kalmayın akşam yeni anlaşma yaptığımız şirketle yemek yiyeceğiz."  dedi babam.

"Tamam babacım." dedim. O sırada annem yanımıza yaklaştı. 

"Mete oğlum bak bende senin bir annen sayılırım. Bir sıkıntın olursa bana söylemekten çekinme. Hem şu kız seni çok yorup sıkarsa bir ara hemen gelip kurtarırım seni. İlaçlarını da aldın değil mi?" dedi annem.

"Evet aldım. Merak etme Demet teyze öyle yaparsa hemen ararım." dedi Mete duygusallıkla.

Mete'nin kötü olduğunu görünce hemen duruma el attım. "Ya baba görüyor musun şunları? Çabucak sattılar beni. Hem anne benim ne zaman birini yorup bıktırdığımı gördün?" dedim.

Hepsi bana ciddi misin der gibi baktı. "Ya tamam birazcık öyle yapıyor olabilirim ama konumuz bu değil. Hadi gidelim hain Mete. Ben senin için neler yapayım sen beni gözlerimin önünde göm." dedim eyvallah der gibi kafa sallarken ve kapıdan çıktım.

Birkaç saniye sonra Mete kolunu omzuma attı. "Seni seviyorum Aslı bunu biliyorsun değil mi? Sen olmasan anne şefkati nedir hiç bilmeyecektim." dedi Mete dolu gözlerle.

Benim de gözlerim doldu. "Sende seni sevdiğimi bil. Eğer sen olmasaydın ben belki şuan yaşamıyor olurdum. Senin için yıllarca hayata tutundum." dedim.

Kafama öpücük koyarken konuştum.  "Ah yeter bu kadar duygusallık. Bugün eski günlerdeki gibi çok eğleneceğiz." dedim.

"Hım... Kendimi sana bırakıyorum." dedi Mete. Sabaha göre daha iyiydi. Akşama kadar onu çok daha iyi yapacaktım. 

Arabaya bindik ve İhsan abiye gideceğiz yeri söyledim. Arabanın hareket etmesinin üzerinden 15 dakika sonra vardık. Mete'nin elini tutup indim. Mete geldiğimiz yere şaşkınlıkla baktı. "Şaka yapıyorsun?" dedi yüzüne yansıyan mutlulukla.

"Eee ne dedik Mete Bey? Eski günlerdeki gibi. O yüzden çocukluğumuzun geçtiği o parktayız." dedim ve elini bırakmadan yürümeye başladım. Tabi o da benle. 

"Baksana kimse yok. Kimseyi annen seni çağıyor yalanıyla salıncaktan indirmek zorunda değiliz." dedi Mete gülerek. Haklıydı ama bunu cidden çocukken yapıyorduk. Mete'nin elini bırakıp salıncaklara koştum. Oda koşarak peşimden geldi. Birkaç dakika sonra ikimizde salıncaklarda yerimizi almıştık. 

"Mete eminim ben senden daha yükseğe sallanırım." dedim gülerek.

"Boşuna hayal kuruyorsun. Beni asla geçemezsin. Küçükken de geçemezdin hep." dedi Mete gülerek.

Ona cevap vermeyip kendimi sallamaya başladım. Benle beraber oda sallanmaya başladı. 

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

"Bence şu bir çiçek." dedi Mete.

"Hımm... Evet, benziyor." dedim. Şuan -parka biraz zaman geçirdikten sonra- parkta bulunan çimlere uzanmış bulutların neye benzediğini bulmaya çalışıyorduk.

"Şu da öpüşen bir çifte benziyor. Ama belli öpüşmeyle kalmayacak bunların ki." dedi Mete. 

Ona gülüp bir tane vurdum. "İzleyip rahatsız etme sende o zaman. Bırak ne yaparlarsa yapsınlar." dedim bende gülerek.

"Aslı şu bir ayı mı yoksa bir Aslı mı?" dedi Mete gülerek.

Gösterdiği yere bakıp kaşlarımı çatarak ona döndüm. "Komik mi?" dedim. Beni ciddi anlamda kocaman ve ayıyı andıran bir buluta benzetmişti.

"Evet." dedi gülerek. "Konuşmuyorum senle Mete. Bir ayı yapmadığın kalmıştı beni onu da yaptın tam oldu." dedim yerimde doğrulup ona sırtımı dönerken.

O da kalktı. "Tamam tamam küsme şaka yaptım. Ayı değilsin sen yavru ayısın." dedi gülerek.

"Mete!" diye bağırdım. Mete kahkaha atmaktan kırılıyordu. Sinirle yerimden kalkıp bizi bekleyen arabaya yürümeye başladım.

Resmen ayı diyor ya! Nerem ayı benim? Hah hiçte bile! 

"Ya güzelim sen çok alıngansın bugün. Regl misin yoksa?" dedi arkamdan gülerek gelen Mete.

"Aynen Mete reglim asla senin bana ayı demenle alakası yok." dedim. Aslında takılacağım bir şey değil ama eğlendiğini görünce devam ettirmek istedim. 

"Güzelim benim ben şaka yapıyorum vallahi." dedi.

"Biliyorum. Canım sana biraz trip atmak istedi." dedim gülerek. O da güldü ve beraber bir sonra ki durak için arabaya bindik. 

"Hım... Bir dahaki yeri çok merak ediyorum." dedi Mete.

"Buraya çok yakın zaten. Birazdan varırız." dedim ve sessiz geçen 15 dakikanın ardından gideceğimiz yere vardık. 

Geldiğimiz yer yıllar önce Mete ile ilk tanıştığım yerdi. "Özlemişim burada seninle oturup dertleşmeyi. Hadi gel şu marketten bir şeyler alalım sonra gelip her zaman oturduğumuz o banka oturalım." dedim. Gülümseyip kafa salladı.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Çalan telefonla kahkaha atmayı kesip telefonumu aradım. Sonunda bulduğumda hemen aramayı cevapladım. Arayan Kaan abimdi.

"Alo efendim abi?" dedim.

"Prensesim hadi gelin eve. Babam söylemiştir akşam yemeğini yeni ortaklarla yiyeceğiz." dedi Kaan abim.

"Tamam abi." dedim vedalaşıp kapattım.

"Abim çağırıyor. Yemeği yeni ortaklarla yiyecekmişiz." dedim bana merakla bakan Mete'ye.

"O zaman sen evine git. Bende artık kendi evime gideyim." dedi Mete.

"Mete boş konuşma. Kalk gidiyoruz. Hem ne demek senin benim? Bizim diyeceksin. Mete daha sabah annemin konuşmasını duymadın mı? Seni oğlu gibi görüyor. Sence bu saatten sonra seni bırakır mı? Hem sen bizdensin Mete. Benim kardeşim, abilerimin kardeşi annemin oğlusun." dedim ve elini tutup oturduğu yerden kaldırdım onu.

"Aslı sen benim mucizemsin." dedi yaşlarla parlayan gözleriyle.

"Biliyorum." dedim ortamın duygusal havasını dağıtmak için.  Güldü.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Aynadan kendime bir bakış attım. Üzerimden siyah kısa bir elbise vardı. Kesinlikle muhteşem duruyordu. Saçlarımı düzleştirip açık bırakmıştım. Yüzüme pek bir şey sürmemiştim. Ayağıma hafif topuklu bir ayakkabı geçirdim. Son olarak çantamı alıp odamdan çıkarken aklımdaki tek şey abimlerin beni görünce verecekleri tepkiydi. Kesinlikle çıldıracaklardı.

Merdivenleri indiğimde herkesin hazır bir şekilde solanda beni beklediklerini gördüm. Hepsi çok muhteşem görünüyorlardı. Annem bir yıldız gibi parlıyordu. Hepsinin bakışları teker teker bana döndü. "Nasıl olmuşum?" dedim kendi etrafımda dönüp gülerken.

"Yemek fikrini ortaya atan aklıma sıçayım." dedi Kaan abim.

"Oha güneş bir parçasını dünyaya mı düşürmüş, gözlerim kamaşıyor bu ışıktan." dedi Demir abim. Ona güldüm.

"Gazamız mübarek olsun çocuklar. Umarım bu iki muhteşem kadın yüzünden gece sonuna kadar kimseyi dövmem." dedi babam.

"Muhteşem gözüküyorsun meleğim." dedi Ayaz abim. Ona kocaman gülümsedim.

"Evden çıkmayı hiç istemiyorum ama çıkmamız lazım yoksa geç kalacağız. Ve bir kar tanesi kadar güzel eşsizsin bebeğim. Bu gerçek üstünde olan kıyafetlerle azalıp çoğalmaz." dedi Araz abim. Ona öpücük attım. O da havada yakalayıp yanağına koydu. 

Hep beraber çıktık. Poyraz abim elimi tutup her zamanki gibi beni kendi arabasına yönlendirdi. Yarım saatten az bir yolculuğun ardından gideceğimiz yere varmıştır.

Hep beraber restorana girdikten sonra minik çaplı bir şok yaşadım.  Çünkü ilerlediğini masada Asil, Esila, Alaz ve bir kadın ve adam oturuyordu. Araz abime seslendim "Arazi abi ben gördüğümü sende görüyor musun?" dedim.
"Evet bebeğim ve bende en az senin kadar şaşkınım." dedi abim.

"Ne oluyor Aslı?" dedi Mete. "Sonra anlatırım." dediğim sırada masaya varmıştık. Alaz ve Esila da en benim kadar şaşkındı ancak Asil yine ifadesizdi. Şoktan  ilk çıkan Alaz oldu ve hızla oturduğu sandalyeden kalkıp koşarak yanıma geldi.

"Aslı abla? Sende mi yemeğe geldin? Ablam mı çağırdı seni?" dedi tatlı tatlı Alaz. "Hayır tatlım ablan çağırmadı. Ben ailemle beraber sizin yeni ortakları oldukları için geldim." dedim Alaz'ın  boyuna kadar eğilip onu öperken.
"Siz tanışıyor musunuz?" dedi masada oturan adam ayağa kalkarken.

"Evet baba. Geçen gün alışveriş merkezinde yaşanan olayda bize yardım edenler onlar. " dedi Esila ve bana döndü. "Yine karşılaştık Aslı. " dedi gülümseyerek.
"Öyle oldu galiba." dedim bende gülümseyerek.

"Nedenmiş ayakta konuşuyoruz? Hadi masaya geçelim de sizde herşeyi anlatın. " dedi babam ve herkes masaya geçti. 
  



🍬🍬🍬🍬🍬

Arkadaşlar uzun bir aradan sonra merhaba.
Bugün için bazı kişilere yeni bölüm sözü verdiğim için hızla yazdığım bir bölümdü.  Biraz kısa oldu ama kusura bakmayın artık.  Artık hergün bölüm atmayı düşünüyorum ama her gün bir hikayeye ancak bir bölüm atabilirim. Umarım kızamazsın.

SİZİ SEVİYORUM ÇOK ÖPÜYORUM.

Continue Reading

You'll Also Like

68.4K 3.2K 11
Ezlem Meyra Özdağ ünlü bir genel cerrahi doktor, Özdağ'ların hanımağa'sı. Kimseyi sevmez ama sürekli gülen yüzlü, güçlü bir kadın. ... Mahira Ezel di...
159K 1.4K 11
Aile baskısı olan bir genç ne kadar cesaretli olabilir? Hayallerini yaşamak sadece rüya mı? Belki de elinden tutacak bir ele ihtiyacı vardır. O el s...
320K 20.3K 13
Şanlı bir asker... Cesur bir kadın... Mükemmel bir anne... Yıllarca pes etmeden , cesurca her sorunu göğsünü gere gere aşmış ve TÜRK ORDUSUNA hizmet...
1.6M 83.4K 73
27 yıl sonra üvey evlat olduğunu öğrenen Yüzbaşı Arden, onca acıyı boşuna mı yaşamıştı? Peki şimdi ki hedefi neydi? Yeni (öz) ailesine bir şans verm...