ÖZ AİLEM

By yourunknowauthor

1.9M 106K 21K

HAYAT ACIMASIZDI , ACIMADI DA . . . Hayat Atabeyli ailesini hiç acımadan yakmıştı 17 yıl önce. Onlardan bir... More

KARAKTER TANITIMI
1. BÖLÜM (GEÇMİŞ)
2. BÖLÜM (GERÇEKLER)
3. BÖLÜM(HAYATIM)
4.BÖLÜM (İLK KARŞILAŞMA)
5. BÖLÜM(ACILAR)
6. BÖLÜM (YEMEK)
7. BÖLÜM (EĞLENCE)
8. BÖLÜM (ANLATACAĞIZ)
9. BÖLÜM (KAZA)
10. BÖLÜM (UYANDI)
11. BÖLÜM (24 SAAT)
12. BÖLÜM (OYUN)
13. BÖLÜM (ÖĞRENDİ)
14. BÖLÜM (GELECEĞİM)
15. BÖLÜM (ABİ)
16. BÖLÜM (POYRAZ)
17.BÖLÜM (KARAKOL)
18.BÖLÜM (ANNE,BABA)
19.BÖLÜM (DÖNDÜM)
20.BÖLÜM (SAHİL)
DUYURU
21. BÖLÜM (KUZENLER)
22.BÖLÜM (DAVET)
23.BÖLÜM (KAÇIRILMA)
24.BÖLÜM (YALAN)
25.BÖLÜM(AFFET)
İNSTAGRAM
26. BÖLÜM (ANNE TARAFI)
27. BÖLÜM(METEHAN)
28. BÖLÜM (İŞKENCE)
29. BÖLÜM (KAVGA)
30. BÖLÜM (GİDİYORUZ)
31. BÖLÜM (YOLCULUK)
32.BÖLÜM (YAYLA)
33. BÖLÜM (DÖNDÜK)
34. BÖLÜM (KEMOTERAPİ)
35.BÖLÜM (TARTIŞMA)
36.BÖLÜM (KÜSLÜK)
37.BÖLÜM (SAÇLARIM)
38. BÖLÜM (YATILILIK)
39. BÖLÜM (ALIŞMA)
40. BÖLÜM (ÖZLEM)
41. BÖLÜM (İLİK NAKLİ)
42. BÖLÜM (VURULMA)
43. BÖLÜM (İYİLEŞME)
44. BÖLÜM (BARIŞSAK MI?)
45. BÖLÜM (UZUN ZAMAN)
46. BÖLÜM (ÇIKIYORUM)
47. BÖLÜM (KIŞ TATİLİ)
47. BÖLÜM (KISKANÇLIK)
48. BÖLÜM (MOSKOVA)
49. BÖLÜM (KAYAK)
50. BÖLÜM (DOĞUM GÜNÜ)
51. BÖLÜM (2 KURŞUN)
53. BÖLÜM (ÖLÜMÜN KIYISINDA)
54. BÖLÜM (BASKINLAR)
55. BÖLÜM (ASİL ATEŞ)
56. BÖLÜM (EDİZ BEBEK)
57. BÖLÜM (KUTLAMA)
58. BÖLÜM (ATEŞ AİLESİ)
59. BÖLÜM (EVDEN KAÇIŞ)
60. BÖLÜM(SİZDE Mİ)
61. BÖLÜM (BENCİLLİK)
62. BÖLÜM (İFLASIN EŞİĞİ-FİNAL)

52. BÖLÜM (UÇURUM)

11.9K 1K 457
By yourunknowauthor

(Multimedya: Demir)

3 HAFTA SONRA...

ASLI ATABEYLİ

Eve dönüşümün üstünden üç hafta geçmişti. Bedenim iyileşse de ruhum acı içinde kıvranıyordu. Odamdan hiç çıkmıyor kimseyi içeri almıyordum. Yemeğimi bile kapıma bırakıyorlardı. Pek yediğim söylenemezdi. Konuşmak istiyordum, anlatmak istiyordum ama aynı zamanda anlatmak istemiyordum. Ailem sadece işin şiddet kısmını biliyordu. 

Günlerin çoğunu uyuyarak geçiriyordum. Bu biraz olsun gerçeklerden uzaklaşmamı sağlasa da gerçekler rüyalarda da beni yalnız bırakmıyordu. Her uyanışım o anları tekrar yaşamış şekilde oluyordu. 

Bana her yaklaşmaya çalışanı geri itiyordum. Ağır ve kalp kırıcı şeyler söylüyordum. Kırılıyorlardı, biliyordum ama o anlarda ben ne dediğimin farkında olmuyordum. Sonra oturup bunun için sessizce ağlıyordum. Duymayacaklarını bile bile tekrar tekrar özür diliyordum.

Yıkanmaktan tahriş olmuştu bedenim. Uyumadığım zamanlarda yaptığım iki şeyden biriydi duş almak. İkincisi ise ağlamaktı. İyileştikten sonra aldığım kiloların çoğunu geri vermiştim. İlaçlarımı uzun zamandır kullanmıyordum ve bu umurumda bile değildi. Sağlığım dahil hiçbir şey umurumda değildi. 

Tek istediğim şey ise bunun artık bitmesiydi. Ağlamaktan gözyaşlarım bitmişti. Canım acıyordu ve kimseye söyleyemiyordum. Elimde değildi. Anlatamıyordum. Bu onlarla değil benimle alakalıydı. Utanan kişinin o kişi olması gerekirken ben kendim utanıp kendimden tiksiniyordum. 

Gözüme annemin bana verdiği o defter çarpınca gidip elime aldım. Gelip yatağa geri oturdum. 

İlk sayfasını açtım. 

01/03/2003

Bu senin ilk fotoğrafın bir tanem. Bugün öğrendim ve beş abinde olduğu gibi hemen senin içinde tutmaya başladım defter. Doğru duydun beş abin var. Eminim seni çok sevecekler. Tabi bende babanda. Her seferinde olduğu gibi yine ilk kez anne olacakmış gibi heyecanlıyım. Henüz  kimseye senden bahsetmedim. Ama bahsettikten sonra ilk iş sana anlatacağım.

11/03/2003

Herkese anlattım seni bebeğim. O kadar sevindiler ki, değişen hormonlarım yüzünden ağladım. Ama sonra gülüp tüm ailemizi öptüm. Hem senin için hem kendim için öptüm.  En büyük abin Poyraz seni daha şimdiden miniğim diye sevmeye başladı.  Her gece gelip karnımı öpüp öyle uyuyor. Daha şimdiden senin için bir şeyler yapmaya başladılar. Ayaz ve Demir abin hala küçük olsalar da Poyraz, Kaan ve Araz abin heyecanla her seferinde olduğu gibi bir şeyler yapıyorlar. 

23/05/2003

Güzel kızım! Evet cinsiyetini öğrendim bugün. Kızım oluyorsun. İnan bana cinsiyetinin bir önemi yoktu, sağlıklı doğsan yeterdi. Ama yine de kız olmana çok sevindim. Çünkü küçükken kızım olursa onunla yapacağım şeylerin hayallerini kurardım. Şimdi gerçekleştirme vakti. Seni seviyorum kızım.

09/07/2003

Karnım artık iyice kendini belli ediyor. Mide bulantılarımda arttı ama yolun sonunda kızım var olduğu için dayanıyorum. Poyraz abinin sana miniğim diye hitap etmesi üzerine Kaan ve Araz abin de bir şeyler buldular. Kaan abin seni prensesim diye seviyor ve abinleri bende onun prensiyim diye kışkırtıyor. Araz abin ise bebeğim diyor. Çünkü ultrason fotoğraflarında çok küçük duruyormuşsun. Baban bir dakika yanımızdan ayrılmıyor. İşi gücü bıraktı, günün çoğunu evde bana bakarak geçiriyor. Her işimi o yapıyor. Açıkçası bu çok işime geliyor. Ama sakın babana söyleme büyüyüp de bunu okuduğun zaman. 

Seni seviyoruz güzel kızım!

Ağlamaya başlamıştım. Zaten ağlamaya meyilliydim bu da tuzu biberi olmuştu. Kapım açılmaya başladığında hızla defteri komodine bırakıp yatağa uzanarak sıkı sıkıya yumdum gözlerimi. Büyük ihtimalle uyuduğumu düşündüğü için gelmişti gelen kişi. Yoksa çoğu uyanıkken odama girmemeleri gerektiğini anlamışlardı. Uyurken ise gelip gelmediklerini bilmiyordum. Büyük ihtimalle geliyorlardı.

Gözlerimi sıkıca yumup iyice yastığıma gömüldüm. Yatağın yanı çöktü. Biri oturmuştu. İlk üstümdeki örtüyü düzeltti. Bana dokunmaması için dua etmeye başlamıştım. İstemiyordum dokunulmasını. Ama dileğim gerçek olmadı. Ellerini saçlarımda hissettim. Yavaşça okşuyordu.

Elimin altındaki örtüyü sıkıca kavradım. Birazdan gidecekti. Kalbini kırmamalıyım. Biraz daha dayanmalıyım. Ama düşündüğüm gibi olmadı. O gitmek yerine yanıma uzandı. Kollarını karnımda hissettim. Gözyaşlarım kapalı göz kapaklarımdan dışarı taşıyordu. Beni kendine iyice çekerken artık dayanamayacak seviyeye gelmiştim. 

Ani bir hareketle yataktan kalkıp ayağa kalktım. "Bana neden dokunuyorsun? Dokunma!" diye bağırdım. Yanıma uzanan kişiyi o an gördüm annemdi. Anneme bağırmıştım. Annemin de ağladığını belli edercesine gözleri ve yüzü kızarmıştı.

Ama ben ondan özür dileyebilecek kadar iyi durumda değildim. Başım dönüyor, bedenim titriyordu. Kalp ritmim hızlanmış, kulaklarım çınlıyordu. Ellerimi kulaklarıma bastırmaya çalışırken parmaklarımın karıncalandığını hissettim. Nefes alamıyordum. Ölecek gibi hissediyordum.

"Aslı! Kızım! İyi misin?" diye bağırıyordu annem. Abimler ve babam odaya girdi. Bir bana bir anneme baktılar. Ben ellerim kulaklarımda ağlıyordum. 

"Meleğim bana odaklan. Korkma geçecek birazdan. Sadece iyi şeyler düşün. Şimdi bana etrafında gördüğün üç şeyin ismini söyle." 

"Annem, yatağım ve defter." dedim etrafıma bakınarak. Ne yaptığını bilmiyordum. Neden yaptığını da.

"Şimdi duyduğun üç sesi söyle." 

"Senin sesin, çalan telefon ve cama çarpan su." 

"Tamam. Şimdi vücudundan üç yeri oynat bakalım." 

Parmaklarımı, bileğimi ve kolumu oynattım. Biraz rahatlamıştım ama hala iyi değildim.

"Derin nefesler al. Benle beraber." dedi derin nefes alırken. Derin bir nefes aldım.

"Ana odaklan meleğim." dedi. 

"Şuan tam olarak ne oluyor? Bunu düşün." diyerek devam etti.

Şuan, şuan, şuan... Uzun zamandır şuanı yaşamamıştım. Son üç haftadır tek yaptığım geçmişi düşünüp ağlamaktı. Şuandan o kadar uzaktaydım ki ne olduğunun bile farkında değildim. Odamın ortasında yakta duruyorum. Abimler ve babam ayakta bana bakıyor. Annem hala yatakta oturmuş, hafif dolu gözleriyle bana bakıyor. 

Tamamen geçtiğini hissettiğimde derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. "İyi misin şimdi?" dedi Ayaz abim.

"Bana ne oldu?" diyerek sorusunu es geçtim.

"Panik atak geçirdin.  Pek alanım değil ama büyük ihtimalle psikolojik." dedi Ayaz abim. 

Kafa salladım. Arkamda olan sandalyeye oturdum. "Çıkar mısınız?" dedim.

"Daha ne kadar böyle devam edeceksin Aslı?" dedi Kaan abim.

"Çıkın." dedim onu cevaplamayı reddederek.

"Bebeğim bak bizi suçladığını biliyoruz ama bari kendine bunu yapma." dedi Araz abim.

"Sizi suçlamıyorum. Şimdi çıkın. Kendime bir şey yaptığım yok. Tek istediğim herkesten uzakta olmak. Yalnız bırakın beni." dedim.

"Senin için bir psikolog bulduk. Haftada iki kez görüşmeye gelecek. Zaten bu panik atak olayından sonra bunun çok yerinde bir karar olduğunu anladım." dedi Poyraz abim.

"Sizden böyle bir şey istediğimi hatırlamıyorum. İstemiyorum ve görüşmeyeceğim. Şimdi çıkın." dedim sinirle. 

"Hayır görüşeceksin." dedi Demir abim.

"Ya buna siz mi karar vereceksiniz? Hiçbir şeyi bilmeden, buna siz mi karar vereceksiniz?" dedim.

"Evet biz karar vereceğiz. Çünkü bizim Aslı'mızı, hayat dolu Aslı'mızı geri istiyoruz." dedi babam.

"O öldü, o Aslı öldü çünkü o-nu.." gözlerimden birer birer akmaya başlamıştı yine. O anlar gözlerimin önüne geliyordu. O karanlık depo. O adamın iğrenç sesi. Dokunuşları.

"Aslı, miniğim..." diyen Poyraz abimle daldığım acılardan çıktım.

"Size çıkın dedim. Hepiniz çıkın. İstemiyorum sizden bir şey. Gidin bırakın beni." diye bağırdım. Artık gitsinler istiyordum. 

"Hiçbir yere gitmiyoruz. Tam üç haftadır ne yaşadığımızın biliyor musun sen? Annem günlerdir kapında belki içeri alırsın diye bekliyor. Biz sırf biraz olsun yanına gelmek için kapıda uyumanı bekliyoruz. Pansumanını değiştirmek için saatlerce derin uyuyup uyumadığını düşünüyoruz korkma diye. Hadi hepimizi bir kenara bırak Mete ya Mete. O çocuk her gün gelip seni kontrol ediyor belki bir kez olsun sarılırım diyor. Ama sen kendini odaya kapattığın için bunların hiçbirini bilmiyorsun." dedi bağırarak Demir abim.

"Asıl siz hiçbir şey bilmiyorsunuz. Orada geçirdiğim geceler boyu vücuduma dokunan elleri bilmiyorsunuz. Defalarca uğradığım tacizleri bilmiyorsunuz. Acıyan ruhumu bilmiyorsunuz. O gün zamanında gelmeseydiniz tecavüze uğrayacak kadar ileri gidildiğini bilmiyorsunuz. Günlerdir telefonuma atılan o iğrenç fotoğrafları bilmiyorsunuz. Alın bakın." dedim günlerdir aynı numarada atılan ve uğradığım tacizleri görüntüleyen o fotoğrafları açıp telefonu onlara verirken.

Geri sandalyeme oturdum ve ayaklarımı kendime çektim. Kafamı ayaklarıma yaslarken yorgun bir sesle konuştum. "Artık bildiğinize göre çıkabilirsiniz." dedim onlara  bakmadan. Biliyorlardı her şeyi, asıl şimdi konuşmaları gerekirken neden susuyorlardı.

"Bir tanem..." dedi annem, sesine sanki yaşadığım acı yüklenmişti. 

Sessizlik çöktü odaya. Kimse konuşmadı, kimse hareket bile etmedi. Sadece derin derin soluklar alındı odada. Artık biliyor olmaları benim açımdan iyi değildi. Utanıyordum, tiksiniyordum kendimden. Sanırım ben hayatın üzerimde kötü olayları denemesi için yaratılan kişiydim. Tek istediğim bir parça mutlulukken bu neden bu kadar zordu? 

Birinin yanıma gelip eğildiğini gelen seslerden anladım. "Bizden korktuğun için mi sana dokunmamızı istemiyordun?" dedi Poyraz abim. Sesi bunun gerçek olması ihtimali atlında ezilmiş gibi kısık çıkmıştı.

"Hayır. Ben sadece..." devam edemiyordum.

"Miniğim ne olduğunu söyle lütfen. Bunu kendi başına yapmak zorunda değilsin, izin ver sana yardım edelim." dedi.

"Utanıyorum, tiksiniyorum kendimden. Kirliyim biliyorum ve ne yapsam temiz olamayacağımı biliyorum." dedim ağlamaklı bir sesle. Abimin burnundan soluduğuna dair bir ses geldi.

"Miniğim, güzel kızım benim. Canımdan can bildiğim benim. Sen ne utanılacak bir şey yaptın ne de kendinden tiksinmelisin. Sen kirli değilsin. Sen tertemiz yeni yağmış bir kar gibisin. Yapma bunu kendine." dedi Poyraz abim.

Kafamı dizlerimin üstünden kaldırdım ve hepsine teker teker baktım. Düşündüğüm gibi değildi, olmamıştı. Hiçbiri tiksintiyle değil de büyük bir merhametle bakıyorlardı. Tabi Demir abim pişmanlıkla da bakıyordu. 

"Üzgünüm. Bunca zaman sizi zor durumda bırakmışım." dedim. En son hemen yanımda olan Poyraz abime baktım. Ona baktığım gibi gözlerim doldu yeniden. O sadece gözleriyle bile ne demek istediğini bağırıyordu adeta. Her ağladığımda olduğu gibi yine ellerini kaldırdı. Benden onay bekledi. Hadi Aslı, az önce gözlerinden bile ne düşündüğünü hissettiğin kişi sana dokunacak. Kapattım gözlerimi onay verircesine. Dudaklarını göz kapaklarımda hissettim yine. Teker teker öptü yaşlarımı yine.

Özlem duygusunu her hücremde hissederken tüm gücümle sarıldım abime.  Daha yeni sakinleşmeme rağmen ona sarılmamla beraber hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. Ama bu sefer acıdan değil. Mutluluktan. Mutluydum çünkü uzun zaman sonra iyi hissediyordum.

"Abim..." dedim titreyen sesimle. 

"Miniğim." dedi oda.

Gözlerimi kapatıp ana odaklandım en azından şimdilik bunu yapabilirdim. Abimden sonra teker teker hepsi sarıldı. Belki defalarca özür diledik birbirimizden. Yaklaşık bir saat sonra hepsini odamdan kovmayı başardım. Mutlu oldukları yüzlerinden belliydi. Yorgun olduğumu söylediğimde kalmak isteseler de izin vermedim.

Elime bir kağıt kalem alıp son kez kelimelerimin kağıda dökülmesine izin verdim.

Ailem,

Hayatımın belki de en güzel zamanlarıydı sizinle olanlar. Hepinizi çok sevdiğimi bilmenizi istiyorum. Eğer olurda bu not elinize geçerse okuduktan sonra atın. Taşımayın yanınızda, saklamayın yıllarca, ağlamayın ardımdan. Sadece gittiğimde yerde mutlu olduğumu düşünün.

Hepiniz bugün bana bir sürü söylediniz ama ben bunların gerçek olmadığını biliyorum. Kirli olduğumu biliyorum. Ölmek belki de büyük bir temizliktir. Gidiyorum belki buralardan ama her an kalbinizde olacağımı biliyorum. Sizde benim kalbimde benle olacaksınız.

Güzeliniz, meleğiniz, bebeğiniz, prensesiniz, miniğiniz, bir taneniniz, güzel kızınız Aslı.

Kağıdı katlayıp sildim gözyaşlarımı. Dolabıma yöneldim. Siyah bir pantolon, siyah bir sweat, siyah bir ayakkabı ve siyah deri montumu giydikten sonra saçlarımı tepemde toplayıp siyah bir şapka taktım. Oturup saatlerin ilerlemesini bekledim.

Saat gece biri gösterdiğinde evimizin ışıkları söndü. Yarım saat daha bekleyip odamdan çıktım. Kısa bir süre veda etsem bir şey olmazdı herhalde. 

İlk Demir abimin odasına girdim. "Abim... Seni seviyorum. Umarım beni affedersin ve çok mutlu olursun." dedim yanaklarına minik birer öpücük bırakıp çıktım odadan.

Sonra Ayaz abimin odasına gittim. "Kitap kurdum benim. Bunun bir hata olduğunu biliyorum ama başka çarem yok. Beni affet. Seni seviyorum." dedim ve öpüp çıktım.

Sırada Araz abim vardı. Yavaşça gittim yanına. "Kolların arasında yarı uyanık durumda uzanmayı özledim ama artık bunu yapmak için çok geç. Gidiyorum. Seni seviyorum." dedim, öpüp çıktım.

Kaan abimin odasına girince gözlerime komodinin üstünde bulunan fotoğraf takıldı. Benimle onun fotoğrafıydı. "Ben sizinle olduğum süre sevildiğimi o kadar hissettim ki sayenizde gerçekten tamamen mutlu olduğumu hissettim. Sağ ol abim seni seviyorum." dedim ve öpüp çıktım.

Annemlerin odasına girdim. "İkinizi de çok seviyorum. Bu dünyadaki en iyi anne babasınız. Bana çok iyi baktınız ama ben kendime bakamadım. Üzgünüm. Size bunu yaptığım için üzgünüm. Sizi seviyorum." dedim ve çıktım.

En zor kısmına gelmiştim sanırım. Poyraz abim. Yavaşça odamıza girdim. Abimin yanına oturdum. "Beni kızın gibi gördüğünü söylediğinde çok mutlu olmuştum. Her ağladığımda gözyaşlarımı öpüşüne hayran oluyordum. Sadece bana bakarken gösterdiğin o saydamlık çok mutluluk verici. Daha sayamadığım pek çok şeyine hayrandım. Gidiyorum şimdi belki çok uzaklara, bekli de bir daha dönememek üzere. Biliyorum çok kızacaksın ama başka çarem yok. Seni çok seviyorum abim." dedim ve öpüp çıktım.

Evin mutfak kapısına yöneldim. Oradan bahçeye çıktım. Korumalar tam 4 dakika sonra nöbet değişimi için ön kısma gideceklerdi, bende o sırada burada çıkıp gidecektim. Sonunda korumalar uzaklaşınca hızlıca bahçeden çıktım ve evden koşarak uzaklaşmaya başladım.

Karşıma çıkan ilk taksiye gideceğim yeri söyledim ve arkama yaslanıp beklemeye başladım. Sonunda istediğim yere varınca parayı ödeyip taksiden indim. Burası eskiden hep geldiğim ve Kaan abimle ikinci kez karşılaşıp kolları arasında uyuyakaldığım yerdi. 

Uçuruma doğru ilerledim. Gözyaşlarım akmaya başlarken tamamen dibindeydim uçurumun. "Biliyorum yaptığım şeyin affedilir bir yanı yok ama lütfen beni affedin. Bu şekilde yaşamak istemiyorum." dedim. 

Gözlerimi kapatıp son bir defa nefes alıp verdim ve kendimi önümdeki uçsuz bucaksız karanlığa bıraktım.


<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<

Ben geldim.

Nasılsınız?

Bölüm nasıldı?

Sizce bundan sonra ne olacak?

En beğendiğiniz sahne?

Bir daha ki bölüm görmek istediğiniz şeyler?

Minik bir soru. Kitaba aşk katmalı mıyım?

Evet?

Hayır?

Sınır:  570 oy 250 yorum.

Yıldızı aydınlatıp yorum yapmayı unutmayın.

>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Continue Reading

You'll Also Like

664K 19.2K 26
(Cinsel içerikli sahneler, yaş farkı ve daddy isuess içermektedir.) Ölü çocukluklar yaşamaya devam eden ölü insanlar doğurur... Kapak @-necirvan a ai...
172K 16.7K 30
kim taehyung, seni sevdiğimi asla bilmeyeceksin.
71.1K 3.1K 29
Nil, daha bebekken Şahmeran ailesinden kaçırılan bir kız. Albay Halis sebebi bilinmeyen bir nedenden dolayı bebeği kaçırır, kendi kızı gibi büyütür a...