ÖZEL BÖLÜM #2

281 15 10
                                    


31 Aralık 2150

"Gergin görünüyorsun? Günün güzel geçmedi mi?" Esmer odasında bulunan tüm mumları yaktıktan sonra düşünceli bir şekilde boydan camından, şiddetli bir şekilde yağan karı izliyordu. Arkasındaki belinden geçirilmiş kollara karşı gevşedi ancak kaslarındaki belirgin sertlik sarışının kaşlarını çatmasına sebep oldu.
"Anlat bana...neden bu kadar gerginsin?" Sarışın, esmerin açıkta kalan omzuyla boynu arasındaki hassas deriyi öptü. Esmer iç geçirerek sarışının sıcak nefesinin vurduğu boynunu sola eğerek sarışına yer açtı. Sarışın mesajı almış gibi dilini yukarıdan aşağı desenler çizerek ve çok bastırmamaya dikkat ederek -esmeri bu hareket deliye çevirmeye yeten bir sebepti- esmerin boynunda gezdirdi.

Esmerin yoğun çim ve orman kokusunu aldığı noktayı bulduğunda burun deliklerinden bir sızlama belirdi. Böylece dudaklarını o noktaya bastırarak emdi. Esmerin onun olduğunu gösterircesine, ona kimsenin sahip olamayacağını gösterircesine emmeye devam etti. Esmer sarışının bu sahiplenici tutumuna bayıldı. İçindeki vahşi hayvanı uyandırdı ve sarışına belindeki kollarını çözdükten sonra ani bir hareketle döndü ve kalçasından tutarak onu kaldırdığında sarışın vakit kaybetmeden esmerin beline bacaklarını tüm gücüyle doladı. Esmer ileri doğru hareket ederek sarışının sırtında soğuk duvarı hissetmesini sağladı. Sarışının dudaklarından bir inilti kaçarken, esmerle gözlerini birleştirdi ve vahşi bir kurt edasıyla ona bakan gözlerini inceledi. Eşine karşı sahiplenici olan ve gözlerinde yumuşak bakışlara sahip bir kurt gibi bakıyordu. Sadece eşine bakarken yumuşayan gözleriyle...

Sarışın esmerin hem fazlasıyla ateşli hemde fazlasıyla yumuşak ve ona özen gösteren ifadesine karşılık kalbinin sevgiyle pompalandığını hissetti. Nefes alışverişleri arttı. Esmerin şu anda ona karşı olan yoğun bakışlarına sahip bir başka kişi daha olamazdı. Kaderleri birbirine karıştı, hayatları birbiriyle alakalı bile olmayan mekanlarda -uzay ve yeryüzü- başladı. Bu kader değilde neydi?
Esmer öne doğru eğildi ve dolgun dudaklarını sarışınınkilere bastırdı.

Göğüs kafeslerinin üzerindeki çılgın baskıyla öpücüğün içinde gülümsediler. Birbirlerine hissettirdikleri duyguların karşılıklı olması ikisininde kalbinin sevgiyle dolmasına sebep oldu. Sarışın öpücüğün alevlendiği yerde öpücüğü kırdı ve esmerle alınlarını birleştirerek nefes verdi. Gözlerini açarken burunlarını birbirine sürttü.
"Bana neden gergin olduğunu söyleyecek misin?"

Bir hafta öncesi...

"Sizi tekrar aramızda görmek ne büyük bir şeref Heda," siyahi kadın askerleriyle birlikte esmerin önünde eğilirken sesindeki memnun ifadeyi gizlemeyi reddetti. Taht odasından gelen bir diğer onaylayan sesler odanın tamamına ulaşırken esmer tekrardan burada olabildiğine hâlâ inanamıyordu.

"Kalkın ve bana Klanlarımdaki sorunları açıklayın," yumuşak başlayan ses tonunu hemen otoriter Komutan sesine çevirdi ve bunu ne kadar özlediğini bir kez daha hatırladı.

"Kraliçe Nia öldüğü ve onun yerini oğlu Kral Roan aldığı için Koalisyonumuzu çökertecek davranışlarda bulunmuyorlar Heda," Trikru büyükelçisi konuyu kısaca özet geçtiğinde esmer mutlu homurtular çıkardı. Belki de gerçekten halkının artık ona ihtiyacı yoktu. Ama her zaman bir lidere, bir yol göstericiye ihtiyaç duyulurdu, bunun da bilincindeydi.

"Floukru'dan Luna geri dönüşünüzü kutlamak için yeni yıldan sonra uygun olduğunuz bir vakitte sizinle görüşmek istiyor," Floukru büyükelçisi kadın, esmerin konuşması için başını salladığında konuşuyor.

"Yeni yıldan sonraki benim için uygun olan bir tarihi sonra açıklığa kavuşturacağım, şimdi herkes dışarı çıksın, Indra sen kal," Komutanın generalleri ve on iki klanın her bir büyükelçisi taht odasından ayrıldı. Böylece taht odasında sadece Indra ve Komutan Lexa kaldı.
"Size nasıl yardımcı olabilirim Heda,"

Why didn't say it?Where stories live. Discover now