39. Bölüm

162 11 3
                                    


Zihninin en karmaşık zamanlarına geri dön, yaşadığın umutsuzlukları, başarısızlıkları ve geri dönmek için seni yalvartacak kadar yaptığın pişmanlıklarını düzelt. Eline böyle bir şans verildiğini düşün, bir kez olsun düşün, yaşamanın hayattan kalmaktan daha fazlası olabileceğini düşün, aylar önce söylediğin sözcükleri düşün.

"Belki de yaşam hayatta kalmaktan fazlasıdır, daha iyisini hak etmiyor muyuz?"

"Belki ediyoruzdur,"

Sarışın aylar önce söylediği sözleri düşündü. O ana geri dönse yine de bunları tekrardan söyleyebilir miydi? Kendinde bu gücü bulabilir miydi? Belli bir yeşil gözlü esmer etrafında değilken yaşam nasıl hayattan fazlası olabilirdi ki?

Kafasına öylesine yerleşti ki bu düşünce, hayatı hiç bu kadar sorguladığını hatırlayamadı. Zihninin içindeki koridora girdi, her şey normal gözüküyor gibiydi, adımları hızlandı, koridordan çıkmak istedi ama anlaması geç olsa da çıkmazı olmayan ve her seferinde kaybolmasının sonsuz ihtimali olan bir labirente düşmüştü. Üzerinde beyaz bir elbise vardı, kaç kez denediğini bilmiyordu ama labirentten her kaçmaya çalıştığında elbisesinin üzerinde bir leke oluştu, içinden çıkmaya çalıştığı ve boğuştuğu günahlarından kaçmaya çalışması ve hepsinin hayatında bir iz bırakması gibi elbisesi görsel şölene döndü, yürüyen bir ölü gibi elini sonsuz uzunluktaki duvarın izini sürerek ilerledi, çıkıp çıkamayacağını bilemese bile.

Gözlerini açtığında kollarının arkasından sıkıca bağlı olduğunu ve bacaklarıyla birlikte sandalyeye güçlü bir şekilde iple neredeyse yapıştırılmış gibi olduğunu anladı. Acı hissini kaplayan umutsuzluk hissi hızla göğsünü doldurmaya devam etti. Beyni hatırlamak için çırpınırken floresan lambanın can alıcı beyaz ışığı hassas gözlerini acıttı. İnleyerek göğüs kafesindeki ciğerlerine hava çekmek istedi, garip, sanki çektiği oksijen işe yarar bir şeymiş gibi.

"Bunu anlamayacağımızı mı sandın?! Kim olduğunu derhal açıklamazsan bu senin sonun olabilir," gelen derin şok dalgası sarışına dişlerini sıkmasına sebep olacak kadar acı veriyordu. Ama zaman geçtikçe vücuduna verilen şokun acı vermediğini ve alıştığı için mi yoksa açıklayamadığı başka bir nedenden mi olduğu bilinmez bir şekilde hissizleştiğini fark etti.

"Kate ve diğerleri hâlâ yaşadığı için şanslısın! Ama bu cezanı çekmeyeceğin anlamına gelmez! Geriye kalan arkadaşların nerede?" Sarışın yaklaşık bir saatten beri karşısındaki siyah saçlarının belirli bölgelerine kırlar düşmüş adamın sorularına karşı yeniden bir tepki vermediğinde sanki tüm elektrik sarışının vücuduna değilde adama gönderilmiş gibi sinirden titredi.

"Sakin olmalısın William, seni sinirlendirmeye çalışıyor. Taktikler arasındaki en basit insan psikolojisini yerle bir etme yöntemidir," sarışının sorgulanmasında ikincil kişiyi üstlenen bir diğer adam William adındaki ana yargıcı sakinleştirmek istercesine sağ omzuna elini koydu ve hafifçe sıktı.

"Kraliçemizden ne istediğinizi bilmiyorum ama ona zarar veremeyeceksiniz!" Muhafızlardan diğeri sarışına tekrardan bir şok dalgası yolladı, dişlerini sıkarak yaklaşık bir saatten daha fazla bir süredir uyuduğunu tahmin etti. Uyanır uyanmaz ona acımasızca elektrik şoku göndermişlerdi. Tüm bedeninin titrediğini hissetti.

"Cevap ver!" Ana yargıç kükrerken diğeri bir adım öne çıkarak sırıtmasına engel olamadan konuşmaya başladı.
"Temel bilgilere sahip olduğunu varsayıyorum, bahse girerim, elektriğin ıslak bir şeye değdiğinde ne kadar kötü sonuçlar doğurabileceğini biliyorsundur," sarışın adamın eliyle işaret ettiği yere yorgun gözlerle baktı. Kafası gittikçe ağırlaşıyor ve vücuduna gönderilen şok dalgaları kaldıramayacı kadar fazla geliyordu. Odaklanmayı başardığında adamın işaret ettiği şeyin bir varil olduğunu ve adamın elini daldırarak yüzüne çırptığı suyu hissettiğinde aklındaki şeyin olmaması için dua etti. Diğeri ise onu sandalyesinden sürükleyerek varile doğru götürdü. İçine derin bir nefes bile çekemeden soğuk suyun burun deliklerine izinsiz girişine karşı inledi. Gözler sımsıkı yumuldu. Uğuldayan kulakları zihnindeki esmerin adını söylerken 'k' harfine özellikle vurgu yapmasını hatırlatan tonu sayıkladı. Garipti çünkü çok gerçekçi geliyordu.

Why didn't say it?Where stories live. Discover now