Why didn't say it?

2. Bölüm

O sırada Arkadia

"Aman tanrım, Kane henüz ARK'tayken çocuklarımızı öldüren bir halkı bana savunmanı anlamlandıramıyorum. Yoksa onlara bağımlı kalmamız için seni tehdit mi ediyorlar?"

Pike, Kane'nin neden Trikru'yu savunduğunu anlamak istiyordu. Ona göre bu halkın tek düşüncesi savaşmaktı. Çünkü liderliğinde İndra'nın olduğu üç yüz kişilik ordu onları korumak için değil saldırmak için geliyordu.

"Üç yüz kişilik orduyu es geçemezsin Kane, bize saldırmak ve tek onların halkının bu Dünya'ya hükmetmesi için Azgeda'yı kullandıklarına ciddi ciddi inanıyor musun? İnanıyorsan tam bir aptalsın!"

Abby, Pike'ın Kane'e böyle yargı dağıtmasından hoşnutsuz bir şekilde,

"Clarke, kumandanları Lexa'nın yanında ve Lexa onu gereğinden de fazla koruyor, sencede bizi öldürmek isteseler onların bildiği üzere liderimiz Clarke'ı öldürmezler miydi?" Abby Kane'e destek olmak amacıyla elini Kane'nin omzuna koyarak ona gülümsedi, tekrardan Pike'a bakarken yüzü ciddiyetle gerildi.

"Peki Abby, Kumandan Lexa'nın, kızını 'gereğinden de fazla' korumasını anlıyorum, o bir elçi -bir lider değil- kısacası onu öldürmek bize bir savaş açmaktır." Pike'ın ileri sürdüğü şeyler kısa bir süreliğine mantıklı gelirken, tekrardan konuşmaya başladı.

"Aynı zamanda kızını o çok koruyan Lexa'nın da kendi halkını korumak için Weather dağında Clarke'la yaptığı anlaşmayı bozup onu yüzüstü bıraktığını da unutmamak gerek. Sonuçta ordada işbirliği içindeydiler. Demek istediğim böylesine savaşçı ve sadece kendini düşünen bir topluluk için biz ne önem arz ediyoruzda bizi 13. Klan ilan ediyorlar ve Azgeda'dan korumak için üç yüz kişilik ordu gönderiyorlar." Tek nefeste söylediği tüm bunlar için derin bir soluk alırken Pike, biraz sakinleşmeye çalıştı.

"Üzgünüm Abby ve Kane ama ben halkım için en iyisini istiyorum, savaşmamız gerekirse, evet pekala da savaşırız!"

"Pike, dostum hata yapıyorsun, ARK'ta on iki istasyon birleşirken ve birleştikten sonra da her daim bazı aksaklıklar haricinde hep barış içinde yaşadık-," Pike, Kane'in sözlerinde devam etmesine izin vermedi,

"Evet o barış içinde yaşamaya: halkından üç yüz altmış dört kişiyi sırf diğerlerine oksijen yetsin diye katletmende dahildi değil mi? Üstelik Dünya'ya gönderilen yüz kişide bizim çocuklarımızdı, genç kesimdi, insan ırkının devamlılığını sağlayacak ve nesillerini devam ettirecek olan kesim...ayrıca bir gün daha sabredebilseydin şu anda o üç yüz altmış dört kişide bizimle olabilir ve Trikru'ya karşı ayaklanmamızda bize yardım edebilirdi!"

Pike neredeyse sinirden çatlıyordu ve sakinleşmesi gerektiğini yoksa sağlıklı karar veremeyeceğini biliyordu. Nefes egzersizlerine devam etti. Başındaki kılcal damarlar gereğinden fazla görünmeye başlamıştı.

Abby, Pike'ın ortaya attığı konuları tamamiyle biliyordu. Çünkü kendisine bizzat kızı anlatmıştı. Clarke, Lexa'ın ihanetini unutamıyordu ve Finn'i gözleri önünde kendi kendine öldürtmesini de...

***

"Indra izin ver saldıralım, 13. Klan olmayı hak etmiyorlar, Wanheda, Heda Lexa için büyük tehdit, itibarımız zedeleniyor!" Dedi Trikru halkından ve üç yüz kişilik orduda ilerleyen kişilerden biri.

"Heda'nın emrine karşı mı geliyorsunuz! Karşı gelenler, hemen şimdi ya korktuklarını göstererek bir korkak olarak ölürler ya da 13. Klanımızı onurlu bir asker gibi koruyarak ölürüz!" Dedi,

Bazıları Heda'nın emri olduğunu duyduğunda kendine geldi ama aralarında birkaç kişi,

"Bizim 13. Klanımız yok!" Diye Indra'ya doğru yaklaştılar."
İsyancı topluluğa doğru göz gezdiren Indra, belinden kılıcını çıkardı ve isyan çıkartan dört kişi Indra'ya doğru yaklaştıklarında geri çekilmediler. Indra'da kılıcını isyancılara doğru savurdu.