3. Bölüm

414 36 12
                                    


"Heda, gücünüzü tüm Klanlara ve en önemlisi emriniz doğrultusunda 13. Klana kanıtlamak için Wanheda'ya diz çöktürmelisiniz." Titus'ın bu sözleri zaten gergin olan ortamı daha da germişti, gözle görünüyordu sanki.

Lexa, Clarke'la son yaşadıklarından sonra odasında camdan 'yarım ayı' düşünürken odaya yine aniden Titus daldı. Clarke ellerini bardaş kurmuş şekilde Lexa'nın odasını inceliyor ve ölüm sessizliğinin sebebini anlamaya çalışıyordu. O an Titus'ın söyledikleri kafasına yeni dank etmişti, Lexa'nın son cümlelerinden sonra onun ne demek istediğini anlamaya çalışıyordu.

"Hop! orda dur bakalım Titus! Ben kimsenin önünde özelliklede Lexa'nın önünde diz çökmem," diyerek öfkesinin boyutunu belirtti Clarke, ama aynı zamanda Lexa'ya bu kadar kızgınken neden onun resmini çizdiğini bilmiyordu. O an içindeki ses bunu yapmasını söylemişti e şimdide içindeki ses Lexa'nın ki ona ihanet eden kişinin önünde diz çökmeyi saçma buluyordu. Tutarsız davrandığını biliyordu, bir dediğini diğerini tutsa bile yaptıkları tutmuyordu.

"13. Klan olacaksanız, Heda'nın önünde eğilmek zorundasınız Wanheda!" Diyerek Titus yutkundu ve nefes alarak devam etti,

"Aksi takdirde-" Lexa elini kaldırdı ve

"Aksi takdirde olacak şeyin olmayacağını biliyorsun Titus." Dedi Heda ve Wanheda aksi takdirde olacak olan şeyin ne olduğunu çok merak ettiğinden sorma gereksinimi duydu çünkü ikinci seçeneği yani bu seçeneği kullanacağını biliyordu. Heda'nın önünde eğilmek ve onun egosunu okşamak istemiyordu.

'Lexa'nın önünde eğilmekten iyidir.' Diye aklından geçirdi Clarke.

"Peki," diyerek sondaki harfini biraz fazla abartılı uzattı Clarke ve dikkati kendi üzerine çekmişti.

"Aksi takdirde ne olacağını bilmek istiyorum Titus!" Lexa nefesini tutmuştu. Titus'a anlatması için işaret verdi, her ne kadar istemese de.

"Heda'nın gücü şu anda on iki klanlar boyunca sorgulanıyor. Eğer Wanheda 13. Klan olup Heda'nın önünde eğilmezse: Heda'nın tüm klanlar için yetkisini halen korumak için Wanheda'yı öldürmesi gerekir. Böylece 13. Klan olmaz ve Heda yine eskisi gibi en güçlüsü olur."

Titus sözlerini bitirdiğinde,
Clarke -Titus'ın ve Trikru halkının deyimiyle- Wanheda,

"Eskisi gibi güçlü ha! İhanet eden ne zamandan beri güçlü oluyor bak bunu bilmiyordum Titus, gelenekleriniz bize çok ters düşüyor bunu görebiliyorum. Ben ve benim halkım ittifak kurduklarımızın yanında oluruz."

Clarke'ın bu laflarına üzülen Lexa bunu devlet işlerinden alıp kendi duygusal sorunlarından biri haline getirip güçlü duramadığını biliyordu ama yinede kalbinin boş iki odacığının sızladığını da hissetmiyor değildi. Titus'ın nam-i diğer: akıl hocasının ona bunu tekrardan hatırlatacağını ve Costia olayına benzememesi gerektiğindeki uyarılarını tekrarlayacağını biliyordu.

"Yeter!" Diye bağırdı Heda, Titus'ı odasından çıkması için işaret verdi. Beyni Titusla olan o eski konuşmaları hatırlayınca başı ağrımaya başladı tekrar kaldırabileceğinden de emin değildi.

"Bu akşam olan 13. Klan konseyi iptal edip yarın akşama erteliyorum. Taht odasını ona göre hazırlayın ve Wanheda'nın kıyafetlerini de hazırlayın," dedi

Titus başını eğerek onayladığını gösterdi ve Heda'nın emri doğrultusunda odadan çıktı.

Lexa, bakışlarını kırık camdan anladığı kadarıyla yüzünü hissiz bir biçime getirince kendisinin konuşmak için artık hazır olduğunu hissetti.

Clarke'ta Lexa'nın konuşacağını anladığında yüzünü ona çevirdi.

"Clarke, gereksiz bir şekilde Skaikru halkının ölmesini istemiyorum, biz insan ırkından geriye kalan son kişileriz ve insan ırkının son olmasına izin veremeyiz."

Why didn't say it?Where stories live. Discover now