Bölüm 28

5.2K 489 129
                                    

FİNALE ÇOK YAKLAŞTIK ARKADAŞLAR.... İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Her yerdeydi. Gazeteler her gün ondan bahsediyordu, televizyonda o vardı. Sosyal medya hala adıyla çalkalanıyordu. En kötüsü de o lanet reklam panolarıydı. Sanki Grace'e inat olsun diye tam da iş yerinin hemen karşısındaydı.

O ve Sleven Coldoba'nın boy boy resimleri... Bir direğe yaslanmış diz çökmüştü. Sleven hemen yanında ona doğru eğilmiş ve çenesini tutup kendisine doğru çevirmişti yüzünü. Ah, o bakışları... Grace, en çok bundan nefret ediyordu. Kendisine daha önce hiç böyle baktığını hatırlamıyordu.

Ne olduysa o partide olmuştu. Sleven Coldoba, onu bir şekilde bir köşk dolusu insanın ve dünya kadar korumanın arasında kaçırmayı başarmıştı. Onun alt katlara ineceğini düşünmemişti. Kimse alt katları umursamazdı ki. Ted'in ölümünün kendisinden kaynaklı olduğunu bildiğini biliyordu.

Açıkçası bu adamı zerre önemsememişti. Ted'in ölümünü gizleme gereği görmemişti çünkü ona kendince gözdağı vermek istemişti. Ancak hiç de beklediği gibi olmamıştı. Sleven gibi çok adamı ayaklarının altında çiğnemişti. Ne kadar tehlikeli olabileceğini gördüğü anda geri çekilmesi gerekiyordu. O ise gidip en değerli varlığını kaçırmıştı.

Gabriella'nın bu sefer ona fazlasıyla zorluk çıkardığı bir gerçekti. En başında bütün insanların içinde Derek Haily'i öldürmesi, şimdi de bu. Sleven, onu sosyal medya konusunda en iyi şekilde yönlendiriyordu. Daha önce ona ciddi bir sorun çıkarmıştı sonuçta.

Göz önünde olması daha zorlaştırıyordu işleri. Grace ona yanaşamıyordu. Bu kadar sıkıntının içinde bir de yan yana gelmeleri demek bütün şehrin ayağa kalkması olurdu. Gavin Haily'i bu şekilde yenmişti. İnsanların desteğini kendi arkasına alarak adaleti bile kendisi sağlıyordu.

Onu dokunulmaz kılmıştı. Bir de şu reklam panosu yok muydu? Altında 'Siz olabilirsiniz' yazıyordu. Solid'in Venüs'ü ile tanışma ve fotoğraf çektirme şansı tanıyorlardı.

Solid'in Venüs'ü...

Ne kadar zavallıca bir isimdi. Üstelik artık herkes onu bu şekilde tanıyordu. Gabriella, gerçekten de tanrıçaydı. Bu konuda kimsenin şüphesi olamazdı ancak o bir tek Grace'in tanrıçasıydı.

Bunca zaman sonra bile hala anlayamamıştı. Gerçekten yanında olabilecek tek kişinin kim olduğunu, onu koruyup kollayabilecek güce bir tek kendisinin sahip olduğunu, onu en çok sevenin yalnızca o olduğunu anlayamamıştı.

Öğrenmesine çok az zaman kalmıştı oysa ki. Birazcık daha vakti olsaydı Gabriella, ondan başka kimsenin olamayacağını anlayacaktı. Sleven, araya girip onun aklını karıştırmasaydı onun değil Grace'in yanında olacaktı şimdi.

En başından beri anlayamamıştı. Oysa onun için her şeyini vermişti. Gabriella'yı üzen kimsenin bu dünyada var olmasına bile izin vermemişti. En başında annesi onu çok üzmüştü. Bu kadar güzel bir kıza sahip olup onun değerini anlamamış bir de gidip kendisine bir piç peydahlamıştı. Ah, o günü asla unutmayacaktı.

Her zaman onunla yüz yüze gelmeyi istediğini söylerdi. Bu isteğini yerine getirmek için Grace, onu bulmuştu. Ancak Gabriella göz yaşları içinde geri gelip artık bir anlamı olmadığını anladığını söylemişti. O gece kollarında çığlıklar atarak ağlamıştı.

İlk o zaman ne kadar güzel olduğunu görmüştü. Gabriella'nın ağlarken ki yüzü... Dünyada onu bu kadar heyecanlandıran başka hiçbir şey yoktu. Yaşlar yanaklarından aşağı akarken ki o masum bakışları ve titreyen dudakları... Grace ilk o zaman anlamıştı hayatında başka kimsenin olamayacağını.

MİLYONLUK BEBEK - BEBEK 1. KİTAPOù les histoires vivent. Découvrez maintenant