Bölüm 23

5.8K 464 81
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYORU... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


Sleven eve girdiği anda onu karşılayan çığlık sesiyle silahını çekip banyoya doğru koştu. Duşa kabinin kapısını açarken ne beklediğini bilmiyordu ama kesinlikle bu değildi. Gabriella, kabinin bir ucunda kıvrılmış ağlıyordu. Dizlerini kendisine doğru çekmişti ve top gibi kıvrılmıştı.

Genç adam, bir an ne yapacağını bilemeyerek durdu. Silahını kol altındaki kılıfına geri koydu ve ıslanmayı umursamayarak içeri uzanıp suyu kapadı. Ardından dizlerinin üzerine çöktü. Kadına doğru uzandı ama Gabriella dokunulmak istemiyor gibiydi.

Tırnakları başka bir çığlık eşliğinde erkeğin yüzünü çizdi ve iyice geri çekildi.

Bir kadına gösterebileceği en büyük müsemmayı göstermişti ona. Asla izin vermeyeceği şekilde bir kadının hayatının içinde yer izin vermemişken o şuan da tam merkezinde oturuyordu. Evet, bir kadın ile bir erkek arasında olması gereken o ilişki değildi bu ama şimdi bu durumdaydılar.

"Gabriella!" derken sesi yüksek ve emir veren bir tondaydı.

O sesi duymak kadının kocaman açılmış gözlerle ona bakmasına neden oldu. Sanki nerede olduğunu ve karşısındakinin kim olduğunu fark etmesini sağlamış gibiydi. Elleriyle ağzını kapadı. "Sleven" diye fısıldadı sanki onun kim olduğunu yeni anlamış gibiydi.

Sleven, kadınlarla genel olarak iyi anlaşırdı. En azından yatakta, yerde, duvarda... Sevişebileceği her yerde onlarla iyi anlaşırdı. Ancak kız kardeşi dışında hayatına girmesine izin verdiği kimse olmamıştı. Bu yüzden sıradan bir durumda onlarla ne yapması gerektiğini bilmiyordu.

Üzerindeki ceketi çıkardı ve kadının omuzlarına bıraktı. Gabreilla, onun geri çekilmesine izin vermeden kollarını adamın boynuna doladı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.

Yaşadıklarının onun için zor olduğunu kendisine hatırlatması gerekti. Bu yüzden belki de onun sırtına elini koymadan önce tereddüt etti. Ne yapması gerektiğinden emin değildi. Ağlayan kadınlar konusunda son derece tecrübesizdi.

Onu dikkatli bir şekilde kollarına aldı ve ayağa kalktı. Gerçekten de ne kadar kilo verdiğini şimdi daha iyi fark ediyordu. Defalarca bu kadını kucağına almıştı. Şimdi o kadar zayıftı ki onu tek koluyla bile taşıyabilirdi.

Dikkatli bir şekilde banyodan çıkarken bir eliyle de havluya uzandı. Ona o kadar sıkı yapışmıştı ki biraz daha sıkarsa muhtemelen boynunu kıracaktı ama bunu önemsemiyordu. Yavaşça kadını koltuğa doğru taşıdı. Onu dikkatli bir şekilde oturttu. Biraz zor olsa da kollarını boynundan çekmeyi başardı.

Havluyu başına koydu ve ıslak saçlarını dikkatli bir şekilde onu kurulamaya başladı. "Kötü bir gün müydü?" diye mırıldandı. Onun kafasını dağıtmaya çalışıyordu bir yandan da.

"Hayır, değildi" diye burnunu çekti. "Bütün gün uyudum ve zihnim bana işkence etmek için çok fazla bekledi"

Elbette ki kötü anılar kolay kolay kimsenin peşini bırakmazdı. Nazik olmaya çalışıyordu. Yüzü ve vücudu iyileşmiş olsa da morlukları hala duruyordu. Özellikle de boynundaki pranga izleri hala çok belirgindi. O ize bakarken aslında içinden bir şey saygı duygusuyla kabarıyordu.

Aylarca işkence görmüş, aç ve susuz bırakılmış, dayak yemişti. Zihinsel olarak yaşadıklarını tahmin bile edemezdi. Çoğu erkek bile böyle bir şeyden sağ çıkamazdı. Elbette ki ağlamak en doğal hakkıydı. "Bütün gün evde oturmak senin gibi hareket etmeyi seven biri için zor olmalı"

MİLYONLUK BEBEK - BEBEK 1. KİTAPWhere stories live. Discover now