Bölüm 17

6.1K 480 56
                                    

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...


"Bay Coldoba"

Sese karşılık Sleven, derin bir nefes aldı ve durdu. Kimseyi görmek istemediğini söyleyeli sadece bir saat olmuştu. Neden emirlerini dinlemiyorlardı ki? Başını çevirip arkasına baktı. Bayan Leany, bir elinde oğlunun eli diğer elinde ise bir zarf vardı.

Taehan, bu dünya üzerinde görüp görülebilecek en tatlı çocuktu Sleven'a göre. Simsiyah saçları dalgalıydı. Ensesine gelecek kadar uzamışlardı ancak Bayan Leany ne kadar ısrar etse de o gür saçları kestirmeye içi el vermiyordu. Mavi gözleri kendisine mi yoksa annesine mi daha çok benziyordu emin olamıyordu.

Oğlunu görünce Sleven sakinleşmesi gerektiğini fark etti. Onu korkutmak istemiyordu. Elindeki bağları çözdü ve tabureye oturdu. Son zamanlarda onu fazla ihmal etmişti.

"Bayan Leany, oğlumla bizi yalnız bırakır mısınız?"

Kadın sözlerini ikiletmedi. Elindeki zarfı Tae'in eline verdi ve ona gülümseyerek bir şeyler mırıldandıktan sonra arkasını döndü. Bu kadının referansları çok iyiydi. Onu işe aldığında biraz şüpheliydi ancak Tae konusunda gerçekten iyi bir iş çıkarıyordu. Sadece acaba biraz daha mı erkek gibi davransaydı?

Tae elindeki zarfla onun karşısında durdu. Nedenini bilmiyordu. Sleven ne kadar nazik olsa da Tae biraz çekingen yaklaşıyordu hep. Buna karşı çıkamazdı. Babasının kim olduğunu çok iyi biliyordu sonuçta. En azından iyi adamın o olmadığını anlayacak kadar yaşı büyümüştü.

Ellerindeki bağları çözdü. Çok terlemişti. "Seninle uzun süredir ilgilenemedim, değil mi dostum?" diye sordu hafifçe. Doğrusu Ted öldüğünden beri kimseyle uğraşacak ya da ilgilenecek durumda değildi.

"Bayan Leany dedi ki, Teddy amca öldüğü için çok üzgünmüşsün"

Bayan Leany akıllı bir kadındı. Oğlu da anlayışlı bir çocuktu. Ancak Sleven'ın yaşadığı dünyada hayatta kalamayacak kadar naifti. Bu düşünceler işte onu mahvediyordu. Sonuna kadar onu koruyamayacağını bilmek, annesi gibi öldürülmemesi için her şeyi yapardı.

"Sen de Teddy amcanı özlüyorsun değil mi?"

Tae hafifçe başını salladı. Ardından da başını eğdi. Gerçekten de Ted, onunla Sleven'dan daha iyi anlaşırdı. Ona ulaşmanın yolunu biliyordu ancak Sleven bilmiyordu. Elini uzattı hafifçe. "O elindeki ne?"

Tae dikkatli bir şekilde babasına yaklaştı ve zarfı ona uzattı. Sleven, zarfı eline alıp açtı. Bu beklemediği bir haberdi gerçekten de. Elindeki bir davetti. Grace Isla'dan geliyordu. İki hafta sonrası için bir balo davetiydi.

Davetiyeyi bir kenara koydu. Ne kadar az düşünürse şuan o kadar iyiydi. Elleriyle yüzünü sıvazladı ve kocaman gözlerini kendisine dikmiş sessizce bekleyen oğluna baktı.

Gerçekten de sekiz yaşında mıydı? Daha küçük görünüyordu. Biraz daha küçük olsa emekleyebilirdi bile. Elini ileri uzattı. Tae tedirgin olsa da geri kaçmadı. "Annene çok benziyorsun" dedi Sleven sakince saçlarını okşayarak.

Bunu her duyduğunda çocuğun yüzünde gururlu bir ifade olurdu. Onun için hiç tanımadığı annesiyle ilgili bir şeyler duymak heyecan vericiydi. Hele de ona benzediğini...

"Fotoğrafını tekrar görebilir miyim?"

Evet, annesinin tek fotoğrafı Sleven'ın cüzdanındaydı. Ayağa kalkıp cüzdanını kotunun arka cebinden çıkardı ve içindeki resmi çıkarıp ona uzattı. Her zaman iki eliyle birden tutuyordu o resmi ve her zaman gözlerinden parıltılar çıkarak bakıyordu o resme.

MİLYONLUK BEBEK - BEBEK 1. KİTAPजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें