MİLYONLUK BEBEK - BEBEK 1. KİTAP

Bölüm 20

İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...

Bütün gece partide görünmeye dikkat etti. Özellikle dikkat çekecek bir yerlerde bulunmaya dikkat etti. Leonard'ın nasıl yaptığını bilmiyordu ancak onu içeride gezerken görmüştü. Adam hiçbir şekilde dönüp ona bakmamıştı. Ancak işi hallettiğini biliyordu. Leonard'ın yalnızca girdiğini görmüştü. Çıkmamıştı.

Bir saat sonunda Bayan Leany aramıştı. Kendisinin misafirleri olduğunu bildirmiş ve kapatmıştı. Bu partiden ayrılmak için yeterli bir sebepti. Ev sahibi ile son bir kere daha kendisini zorlayarak konuştuktan sonra olaysız bir şekilde evden ayrıldı.

Arabasıyla olabildiğince hızlı bir şekilde sürdü. Leany'nin aramasına karşılık eve doğru gitmedi. Sonuçta Leany, misafirlerinin onu evde beklediğini söylememişti. Böyle bir iş olduğunda Tae'in bulunduğu evi asla kullanmazdı. Orayı kirli işlerden mümkün mertebe uzak tutmak istiyordu.

Elbette dikkatli olması gerekiyordu. Arabasını Solid'in otoparkına park ettikten sonra üst kata çıktı. Bar her zamankinden daha kalabalıktı sanki. Bir direkleri boştu. Kimse striptizci olarak iş başvurusuna gelmiyordu. İnsanlar beşinci dansçı olmanın uğursuzluk getirdiği yönünde bir inanışa sahiplerdi artık.

Onları pek de yargılayamıyordu. İlk dansçısı bileğini kırmıştı, ikincisinin başına gelmeyen kalmamıştı ve Solid'ın tehlikeli bir yer olduğu yargısı Ted'in ölümüyle kanıtlanmıştı. Hala insanları çekiyor olması bile bir mucizeydi.

Üst kata çıkıp birkaç dosya karıştırdı ve ihtiyacı olan kartı alıp aşağı indi. Bu sefer daha sakin davranıyordu. Birkaç blok yürüdükten sonra bir taksi tuttu ve limana doğru gitti.

Sadece üç kişinin bildiği bir yerdi burası. Biri Ted, diğeri Leonard ve tabi ki Sleven. Burayı bir yıl önce satın almıştı. Sahte kimliklerinden birinin üzerineydi. Ted, burada kalmayı çok severdi. Bu yüzden anahtarlar hep onda dururdu. Artık Sleven'a geçmişti.

Limanın ticari tarafı birbirinden farklı boyda ve renklerde binlerce depo olarak kullanılan konteynıra ev sahipliği yapıyordu. Devasa tenekeden kutular. Bunlar bir şeyleri saklamak için muhteşemlerdi.

En karışık olanını bulmak gerekiyordu sadece. Göze batmayacak kadar küçük ama tabi ki bir evden çok daha büyük olanını. Eski görünen dışarıdan bakıldığında hiçbir işe yaramayan olanını.

Anahtarını çelik kapının deliğine soktu ve içeri girdi. Dışarıdan basit bir konteynırdan başka bir şey değildi ancak içerisi en lüks evlere bile taş çıkarırdı. Devasa bir alanda özel yalıtım malzemeleri kullanılmıştı. Devasa tek odalı bir ev gibiydi. Aynı yerde salon, yatak odası ve mutfak bir aradaydı. Özel yapılmış bir odanın içinde de tuvalet vardı.

En aşağı beş kişiyi rahat rahat alabilecek kadar büyük bir yatak hemen bir duvara dayalıydı. Cibinlikle çevrelenmişti. Dev ekran LSD televizyonun hemen karşısında büyük kare sehpa ve L koltuk vardı. Diğer tarafında ise mutfağı ayıran bar geliyordu.

Kesinlikle bir adamın evi diyebileceği yer burasıydı. Başka bir şeye kesinlikle ihtiyacı yoktu. Leonard, misafirini bırakıp gitmiş gibi görünüyordu.

Yatakta yatan mahvolmuş kadına baktı. Onu son gördüğünde ne kadar güzeldi. Şimdiki hali yanından bile geçmezdi. İlk gördüğü andan beri Gabriella onu etkilemişti. Ancak hayatının bu kadar içine gireceğini hiç düşünmemişti. Onunla ne yapması gerektiğine emin olması gerekiyordu.