Bölüm 22

5.7K 477 59
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BU ARADA BİRAZ SIKILDINIZ MI? SANKİ YORUMLAR BİR CANSIZ GİBİ GELİYOR... BOL KEYİFLER...


Uzun zamandır işlerle yeterince ilgilenememişti. Ted'in ölümü ve Gabriella'nın kaçışı derken çok fazla şey olmuştu. Ancak görünen o ki Lisa gayet iyi bir şekilde idare ediyordu. Belki de kendisinden çok daha iyiydi. Maaşlar gerektiği gibi ödenmiş, faturalar düzenlenmiş, alışveriş yapılmış ve tabi ki tadilat da yapılmıştı.

Kapı yeniden tamir edilmiş kurşun izleri kapatılmıştı. Üst kat ise hala bıraktığı gibiydi. En azından bu konuda rahattı. Lisa'ya zaman yapma zamanı gelmişti belli ki. Şirketin banka hesaplarına göz gezdirdi. Herhangi bir sorun yok gibiydi. Kendi hesaplarındaki dalgalanmalar ise göz dolduruyordu.

Ufak tefek harcamaların hepsi nakit ile yapılmıştı. Dikkatli davranmak konusunda özen göstermişti. Kimsenin onu kadın giyim mağazasında görmemesi için dikkat etmişti. Lisa, aldığı çamaşırların kızların giyimine gitmediğini öğrendiğinde başına ekşiyecekti.

Çalışma odasının kapısı çalındığında Sleven artık ağrımaya başlayan şakaklarını ovuşturuyordu. "Gel" dedi bıkkın bir sesle.

Lisa, elinde dosyalarla içeri girdi. "Misafiriniz var, Bay Coldoba" dedi sakince.

Misafir mi? Randevu defteri boştu. Leonard olabilirdi. Ancak o da Lisa'yı göndermez kendisi gelirdi direk. "Kim?" diye sordu. Gerçekten bütün bunlarla uğraşmaktan bıkmıştı. Nereden bakarsa baksın bir aydır kısa süreli uyuklamalarla geçirmişti ve rahat bir uyku için bile adam öldürebilirdi.

"Grace Isla"

Ve uykusuz gecelerinin nedeni kapısına dayanmıştı. Kesinlikle bununla ayık kafayla başa çıkamazdı ama uyuşturucuyu yıllar önce bırakmıştı ve Tae için yeniden başlamaya da niyeti yoktu. Ebeveyn olmak için vazgeçtikleri harika şeyler...

Bu görüşmeyi reddedemezdi. Bu kadar zamandır gelememiş olması bile oldukça şüpheliydi. "Gelsin" dedi en sonunda. Bu ilk görüşmeleri olacaktı. Zaman kazanmak için bunu iyi bir şekilde atlatması gerekiyordu.

Lisa, çıktıktan birkaç dakika sonra Grace içeri girdi. Üzerinde takım elbisesiyle her zamanki o güçlü kadın duruşuyla her erkeğin kasıklarını kaşındırırdı. Sleven'ın midesini bulandırıyordu. Genç kadın yüzündeki o yırtıcı gülümsemeyle ona doğru yürüdü. "Sizinle balodan beri görüşememiştik, Bay Coldoba" dedi elini ona uzatarak.

Ayağa kalkarak onu selamladı ve oturmasını işaret etti. Lisa, hiç bekletmeden elinde tepsi ve içinde kahvelerle içeri girdi. Sleven, sade kahveye yüzünü buruşturdu istemeden. Kafasını daha da açacak şeylere karşı şuan da hiç iyi hisler beslemiyordu.

Bu sefer ki konuşmanın kendi mekânında olması onu biraz daha rahat ettiriyordu doğrusu. Geri doğru yaslanıp bacak bacak üstüne attı. "Sizi buraya kadar ne getirdi?" diye sordu. "Hala babanızın ölümünden sonra devraldığınız işlerle uğraştığınızı sanıyordum"

"Aslında baloda konuştuğumuz konu için gelmiştim" dedi Grace kahvesinden bir yudum alarak. "Dediğim gibi arkadaşınız için taziyelerimi sunamamıştım." Gözlerini ona dikti. "Bilmeyebilirsiniz ancak Tedius Markham ile tanışmışlığım var"

Kaşlarını kaldırarak şaşırmış gibi baktı. Ellerini sıkmamak içinse kendisini kasıyordu. Buraya Gabriella için gelmemiş miydi? Ted için mi gelmişti? "Ted, daha önce bunu söylememişti bana" dedi. "Haberim yoktu"

MİLYONLUK BEBEK - BEBEK 1. KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin