Bölüm 12

8.2K 575 178
                                    


İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR... YENİ BÖLÜMLER SİZLERİN YORUM VE BEĞENİLERİNE GÖRE GELİYOR... OTUZ YORUMUN ALTINA BÖLÜM GELMEYECEKTİR... BOL KEYİFLER...

NOT: BU HİKAYE 4 KİTAPLIK SERİDEN OLUŞUYOR. KURDUĞUNUZ KOALİSYONU O ZAMAN DA KORUYABİLECEK MİSİNİZ SÜPER ÜÇLÜ???


Kısa kesilmiş saçlar çene hizasındaydı ve kâküller alnını kapatıyordu. Saçları hatırladığı siyah renginde değildi. Kapkara saçlar yerlerini kestane rengine bırakmıştı. Işığın altında hafif kızıl parlıyordu. Güneş gözlükleri yeşil gözlerini kapatmıştı. Solgun ve yorgun bir görüntüsü vardı. Muhtemelen Grace ile karşılaştığı andan beri uyumamıştı.

Derek, sırt çantasını omzuna attı ve onun yanına doğru gitti. O kadar uzun zaman olmuştu ki bir yandan da hiç zaman geçmemiş gibiydi. Yakışıklı mıydı? Kesinlikle yakışıklıydı.

Kahverengi saçları ve altın rengi gözleri olan oldukça yakışıklı bir adamdı. Babasıyla tanışmıştı ve o tam da babasının minyatürü gibiydi. Geldiği şehrin önemli insanlarından biriydi. Bir hukuk adamı olan Gavin Haily çok güçlü bir ceza hâkimiydi. Pek çok iyi bağlantıları olan son derece zengin bir adamdı.

İşin aslı Derek ile olan tanışıklıkları çok eskiydi. Annesi onun ailesinin yanında hizmetçi olduğu zamanlarda oyun arkadaşlarıydılar. Sonrasında annesinden kaçıp onların evine sığındığında Gavin Haily onu kanatları altına almıştı. Grace'den kurtulduğu zaman Derek ona yardımcı olmuştu.

Eski arkadaşlık acının, kâbusların, hormonların ve tabi ki alkolünde etkisiyle başka bir şeye dönüşmüştü. Bir hata olduğu gerçekti. Gabriella o şehirde artık kendini ölüyormuş gibi hissetmeye başlamıştı. Grace'in ayak bastığı o şehir kendi tabutu gibi görünmüştü.

Bu bir bahane olmayabilirdi. Ancak Derek son derece sorumluluk yüklenmiş ve beklentilerin olduğu bir varisti. Gelecekte babası gibi bir hâkim olmak istiyordu. Onun bütün hayatı babasının onun için belirlediği geleceği yaşamaktı ve açıkçası Gabriella, o gelecekte kendisini hiç görmemişti.

Onu terk edişi kötüydü. Derek, bunu kabul etmiş miydi etmemiş miydi bilmiyordu. O zaman anlamış gibi görünmüştü. Gabriella'nın onu aramayacağını da. Yine de zor zamanlarda aramasını söylemişti.

Hiç aramak zorunda kalmayacağını ummuştu. Ancak tarih tekerrürden ibaret diye boşuna demiyorlardı belli ki. Yine Grace ortalardaydı. Gabriella'nın peşindeydi ve yine kâbuslar peşinden gelmişti.

Derek hemen önünde durdu ve ona baktı. "Uzun zaman oldu" dedi. Sanki ne yapması gerektiğinden emin değil gibiydi. El mi sıkışmalıydı? Sarılmalı mıydı? Yoksa öpmeli miydi?

Gabriella, karar vermekte hep zorlanırdı. Ancak içgüdülerini dinlemekte her zaman ustaydı. Bu yüzden ileri atılıp ona sıkıca sarıldı. "Teşekkür ederim" diye fısıldadı. "Çok teşekkür ederim"

Genç adam bir an öylece durdu ardından onun sırtını sıvazladı. "Önemli değil" diye mırıldandı. Geri çekilip ona baktı. "Sana söz vermiştim, hatırlıyor musun? Yardımcı olmak için elimden geleni yapacağım."

Arkadaş değillerdi. Hiçbir zaman gerçekten yakın arkadaşlar olmamışlardı. Gabriella eğer düzgün bir kız olsaydı muhtemelen ona âşık olurdu ve hiç şüphesiz ki çok mutlu olurlardı. Ancak açıkçası Gabriella ne iyi ne de düzgün biriydi.

Belki de Grace bu yüzden ona bu kadar takıntılıydı. Sonuçta o ne kadar bozuksa Grace'de o kadar bozuktu. Ona karşı minnettarlığı o kadar büyüktü ki ne yapacağını bilemiyordu.

MİLYONLUK BEBEK - BEBEK 1. KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin