Bölüm 28 - Baş Kahraman: Haydi İddiaya Girelim

853 137 132
                                    

"Ve sonra ne oldu?"

Violet sabırsızlıkla onun devam etmesini bekledi. Alice yanında otururken onun da gözleri merak ışıklarıyla parlıyordu. Xiu devam etmedi ve yeşil kapıdan dışarı baktı, lüks bir arabanın önünde bekleyen bir görevli vardı. Xiu'nun ona baktığını görünce, görevli selam verdi ve konuştu, "Bay Xiu, cevabınız nedir? Lord Heidi ana devlet binasında sizin gelmenizi bekliyor."

Violet şaşkınlığını gizledi. Efendisinin çok yakışıklı olduğunu biliyordu -- Hangi formu alırsa alsın, görünüşü Yaratıcı Tanrı'nın yüce eseri gibiydi ve kendi kalbinin bile küt küt atmasına neden olmuştu. Fakat, iblisler görünüşten çok güce dikkat etmeyi yeğlerlerdi. Bu kadar güzel bir kişiyi görmenin iç şokunu atlattıktan sonra, Violet'i gerçekten etkileyen şey Xiu'nun muazzam ve sonsuz gücüydü. Xiu'nun görünüşünün etkileyici olduğunu bile unutmuştu -- beklenmedik bir şekilde kıtanın ters tarafındaki efsanevi "en güzel" iblis succubusu bile etkilemişti.

Violet meraklıydı ve sordu, "Lord Xiu, onunla görüşecek misiniz?"

Xiu, izleyiciler tarafından sarılmış Du Ze'ye baktı ve nazikçe konuyu değiştirdi, "Onunla görüşmemi istiyor musun?"

Sonra Violet, Du Ze ve Xiu'nun ilişkisini hatırladı. Kalbi ağırlaştı ve aniden endişelendi. Violet ona derince bakarken, Du Ze ifadesizce gözlüğünü itti ve düz bir tonla cevapladı, "En."

Xiu cevabına şaşırmış gibi görünmüyordu ve konuştu: "Neden?"

"O güzeldi..." Du Ze konuştuğu kelimelerin yanlış olduğunu fark etti ve siyah saçlı genç cüretkarca konuştu, "Bir araya ihtiyacımız var."

Gerçekten tuhaf...

Violet endişeyle Xiu'ya baktı. Xiu'nun, Du Ze'nin kıskandığını ve ona güvence vermesini umuyordu ama Xiu sadece Du Ze'yi başıyla onayladı ve konuştu: "Tamam."

Bu durumda, iblis kız daha da endişelenmişti ve atmosferi yatıştırmaya çalıştı. Xiu'nun Du Ze'ye şöyle dediğini duydu, "Sen ve ven beraber gideceğiz."

"Uygun olmaz..."

"Eğer gitmezsen," dedi sarışın genç, "Ben de gitmem. Benimle kalmam gerek."

Du Ze'nin kısa bir sessizlikten sonra onaylar biçimde başını salladığını görünce, Violet rahatladı. Elbette, gereğinden fazla endişeleniyordu, Lord Xiu her şeyi düzgün bir şekilde halledebilir.

Violet rahatlarken, belirli bir şapşal, sevimli kişi düşündü: Hayatımı sikeyim! Az kalsın o acınası yan karakterlerden birisine dönüşecektim! Tüm yan karakterler arasında baş kahramanın harem üyelerine göz dikenler en perişan olanları, hayatlarıyla beraber hıyarlarını da kaybetme riskleri var.

Xiu randevuya gitmeli miyim diye sorduğunda, Du Ze onu sallayıp şöyle demek istemişti: Git! Gitmen lazım! Genç bir kızla yüz yüzeyken, sorunun birkaç tane cevabı olmalı, evet veya hayır sorusu değil, seni piç!

Xiu ona neden gitmesi gerektiğini sorduğunda çok heyecanlı olduğu için, okuyucunun içindeki patlama o kadar büyüktü ki neredeyse kalbindeki hisleri bağıracaktı: Lanet olsun! Neden mi? O bir kız! O güzel bir kız! O yetenekleri olan güzel bir kız!

...Bekle, az önce baş kahramanın haremdeki rolünü çalmaya çalışıyormuş gibi mi konuştu. Aniden, Du Ze ''dinlenmeliyiz'' diyerek kendini avutmaya çalıştı çünkü ölüm bayrağından kaçınmak istiyordu. neyse ki, Xiu bunu çok umursamıyormuş gibi görünüyordu ve ikisinin beraber gitmesini istiyordu. Başta üçüncü kişi olmak istemediği için reddetmek istiyordu. Dahası, kulaklıklarının şarjı bitmek üzereydi.

The Reader and Protagonist Definitely Have to Be in True Love [BL]Where stories live. Discover now