Bölüm 43

1.1K 143 142
                                    

Anne'den görev hakkında aldıkları bilgilere dayanarak, Du Ze ve Xiu, müşterinin bulunduğu yer olan aşırı soğuk diyara gitmek için ışınlanma büyüsüne biraz para harcamak zorunda kaldı.

Sihirli aktarım matrisini kullandıktan sonra, şapşal, sevimli kişi neredeyse donacaktı. Bir dakika önce ılık ve nemli güneydeyken, şimdi soğuk kuzeydeydiler. Nakliye sırasının hemen yanında, paralı askerler ve Du Ze gibi uygun kıyafetleri hazırlamayan insanlar için mükemmel bir giyim mağazası vardı. Du Ze ve Xiu mağazaya girdi. Bir süre sonra iki kişi dışarı çıktı. Xiu mavi ve beyaz bir ceket giyiyordu, Du Ze ise tüy yumağı gibi sarılmıştı ama hala titriyordu.

Soğuk! QAQ

Du Ze'nin modası geçmiş kürk başlığı titredi ve içinden küçük Anka Kuşu kafasını uzattı, siyah gözleri merakla bu beyaz dünyaya bakıyordu. Kasabanın önünde her yer karla kaplıydı.

Xiu şapşal, sevimli, titreyen kürk yığınına baktı ve Du Ze'nin sol elini tutmak için sağ elini uzattı. İlk başta, Xiu'nun eli beklenmedik bir şekilde daha soğuk olduğu için bu dokunuş Du Ze'nin daha da titremesine neden olmuştu ama kısa süre sonra elleri yeşil bir ışık tabakasıyla kaplandı. Du Ze, Xiu'nun avucundan tüm vücuduna aktarılan ve yayılan sıcak bir akım hissediyordu.

Xiu, Du Ze'nin elini çekti ve hedeflerine doğru yürümeye başladılar. Du Ze, birleşmiş ellerine baktı ve bir zamanlar okuduğu bir cümleyi hatırladı.

- Avuç içi buz gibi çünkü artık kimse ona zarar veremez.

Du Ze kalbine saplanan bir iğne gibi bir acı hissetti. Xiu kendisinin suçlu olduğunu bilseydi...

Xiu durdu. Du Ze ona çarptı çünkü şapşal, sevimli biri Eddie ve Rose'un kulübesine ulaştıklarını fark edememişti. Karda ve buzda duran Xiu, gözlerinde tanımlanamayan bir ifadeyle kabine baktı. Kapıya doğru yürüdüğünde ve kapıyı çaldığında, yeşil gözleri sanki bütün hisleri yoğunlaşıp acı soğuk bir buza dönüşmüş gibi soğuktu.

"Tak tak."

Kısa süre sonra tahta kapı açıldı ve gri-mavi gözlü genç bir adam çıktı. Xiu'yu gördü ve bir an ona baktı. Du Ze, Xiu ile birlikte büyüyen gri saçlı gence baktı ve yüzünün çok bitkin olduğunu fark etti. "Melez"de Eddie pek anlatılmamıştı. Roman, onun gölgesi gibi Xiu'nun peşinden gittiğini söylemişti. İronik bir şekilde, Eddie, Xiu'nun gölgesini terk ettiğinde en yakın arkadaşını savunmak yerine sadece Xiu'yu kınamak için konuşmuştu.

Du Ze'yi aşırı derecede kızdıran da buydu. O **** Prenses Kelly, Xiu'yu o kadar iyi tanımıyordu ve Daniel ve Urlika ise Xiu'yu Sihir Okulu'ndan tanıyordu. Ama sevimli kahraman Eddie ve Rose'la çocukluklarından beri birlikteydi. Xiu'nun ne tür biri olduğunu nasıl bilemezler?! Şeytaniymiş, bacındır o! Moe Lordunu savunmak için bir söz söyleseydin ölür müydün? Xiu'nun müttefiklerinin çoğunluğu aynı fikirde olmasaydı, Işık Tapınağı Xiu'yu kötü olarak görmede bu kadar ısrarcı olmazdı. Prenses Kelly, Xiu'yu uçurumun kenarına gönderdi ancak onu aşağı iten ve böylece onu kurtuluşun ötesine mahkum eden Eddie ve arkadaşları olmuştu.

Yani orijinal "Melez" romanında, kötüleşmiş Xiu geri döndüğünde, tüm pislik herifler düşmüştü. Xiu, buz kristali çimi görevini üstlendi ve Eddie, Xiu'nun elf formunu tanımadı. Birlikte karla kaplı dağlara gittiler, buz kristali otlarını koruyan canavarla savaştılar, çığ düştüğü sırada çimleri toplayacaklardı. Çığın ardından Xiu, Eddie'yi bir buz yamacının kenarında asılı halde buldu...

Tüm okuyucular yüzlerini ellerinin arkasına sakladı: Baş Kahraman,  pislik arkadaşını kandırdı.

Yani Du Ze'nin ruh hali özellikle karmaşıktı. Xiu'nun pisliğin düşmesine izin verdiğini görmek istemiyordu ama bu görevi üstlenmezlerse, Xiu bunu hiç göstermese bile, kalbinin içinde asla unutmayacaktı. Eddie ve Rose, Xiu'nun kalbindeki diken gibiydi. Çıkarılmazsa, yara iltihaplanacaktı.

The Reader and Protagonist Definitely Have to Be in True Love [BL]Where stories live. Discover now