*Bölüm 40*

1.1K 97 41
                                    

Handan'a bir şeyler söylemek istiyordu ama doğru kelimeleri seçebileceğinden emin değildi. Bir şeylerin değişme zamanı geldiğini anlamıştı. Ama kiminle ve nerede değiştirecekti? Düşünceleri Handan'ın cümleleriyle bölündü. Düşünmek için burası iyi bir yer değildi. Çünkü Handan ona bazı şeyleri kanıtlamaya çalışıyordu. İnkar etmemişti. Arya'yı bırakıp gittiğini zorlanmadan söylemişti. Arya'yı terk etmişti.

-Lütfen bir şey söyle. Senin için zor bir durum farkındayım. Arya hiçbiri umurumda değil . Umurumda olan tek kişi sensin.

-Ben ne diyebilirim. Benden ne duymak istiyorsunuz Handan hanım?

-Arya, kızım lütfen ... Beni hemen affetmeni beklemiyorum ama bana bir şans verebilirsin. Beraber bir şeyleri düzeltebiliriz. Hep yanındayım canım ne olursa olsun hep seninleyim. Bu yaptığımın hiçbir mazereti olamaz biliyorum ama sen benim kızımsın. Kalbinde bir yerde bana yer olduğunu biliyorum.

-Kalbimde bir yerde... Evet, Handan hanım olarak bir yerin var ama kızını terk etmiş bir anne olarak yerin yok.

-Kızım lütfen böyle şeyler söyleme. Sana daha önce söylemek istedim. Yemin ederim defalarca kez denedim. Bana engel oldular.

-Tamam yeter aynı şeyleri duymak istemiyorum.

Hızla ayağa kalkmıştı. Onunla birlikte Handan'da kalktı. Arya'nın tepkilerini takip ediyor bir şeyler anlamaya çalışıyordu.

-Ben gitsem iyi olacak.

-Burada kalamaz mısın? Yani belki hala konuşmak istediğin şeyler vardır. Birlikte yeni bir yol çizebiliriz.

-Ben yalnız kalıp düşünmek istiyorum.

-Tamam canım ısrar etmeyeceğim. Lütfen sonra bana haber ver. Ve sakın seni sevdiğimi unutma. Seni çok seviyorum kızım. Bu durum hakkında ne düşünürsün bilemem ama ne olursa olsun hep yanındayım.

Arya bir şey demeden evden çıktı. Handan'ın ona baktığını hissedebiliyordu. Nereye gideceği konusunda bir fikri yoktu. Yol boyunca yürüdü. Gördüğü ilk durağa girerek beklemeye başladı. Gelen ilk dolmuşa bindi. Sahile yakın olduğu bir yerde indi ve oraya doğru yürümeye başladı. Birçok kişinin neden deniz kenarına gelip düşündüklerini hep merak etmişti. Şimdi anlıyordu. Anlamsız bir huzur veriyordu. Dalgaların sesleri, uçan kuşlar, sınırı yokmuş gibi görünen masmavi deniz... Derin bir nefes aldı. Denizin tuzlu suyunu hissetmişti. Ne yapacaktı?

Kaç saat o şekilde durduğunu bilemiyordu. Saatlerce düşünmüştü ama bir sonuca varamamıştı. Bu karmaşıklık her şeyden daha zor diye düşündü. Handan'ın son sözlerini hatırlamaya çalıştı. "Birlikte yeni bir yol çizebiliriz" Gerçekten Handanla bir yol çizmek istiyor muydu emin değildi. Anne ve babasının yanında kalıp bu olanları hiç yaşamamış gibi davranabilir miydi? Peki arkadaşlarının yüzlerine baktığında her zaman ondan bir şey sakladıklarını düşünmeden yapabilecek miydi?

Saatlerdir kapalı olan telefonunu alıp açtı. Bir sürü mesaj ve arama vardı. Herkesin onu merak ettiğini biliyordu. Telefonu kapatıp tam cebine koyacakken yeni bir arama geldi. Arayan kişi Doruk'tu. Açıp açmama konusunda kararsız kaldı. Doruk'un ona ne söyleyeceğini merak ediyordu. Ne diyecekti? Biz aslında hepimiz gerçekleri biliyoruz ama sana söylemek için uygun zamanı bulamadık sana da bilmiyor numarası mı yaptık diyecekti. Saçmalık böyle bir şeyin zamanı olamazdı. Telefona son bir kez daha baktı ve açıp kulağına götürdü.

-Arya?

Cevap vermedi. Sanki sesi çıkmak için fazla zayıftı.

-Bak şaşkınsın, kızgınsın biliyorum. Seni merak ediyorum. Lütfen bana nerede olduğunu söyle. Annen ve babanda seni arıyorlar. Lütfen.. Onlarla konuşmak istemiyorsan bile bana söyle nerede olduğunu. Beraber düşünelim. Onlara bir şey söylemem gerçekten.

ARKA DÖRTLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin