* Bölüm 16*

6.4K 333 38
                                    

Multimedya : Talha 


Güneş'in ağzından

Herkes çıktıktan sonra Talha ile birlikte odada tek başımıza kaldık. Tam karşısında bulunan koltuğa geçip oturdum. Beni izlediğini fark edebiliyordum. Hala suçluluk duygusunu üzerimden atamazken birde Talha'nın bakışları beni iyice zor duruma sokuyordu. Kendi de beni suçladı. Haklıydı. Saçma bir fikre kapıldım ve onu da kendimle sürükledim. Buda yetmezmiş gibi merdivene tırmandırdım ve dikkatsizliğim yüzünden aşağı düştük. Baştan aşağı suçlu olan bendim.

-Tamam, bana öyle bakmayı kes biliyorum seni oraya zorla götürdüm ve merdivene tırmandırttım dikkatsizliğim yüzünde de düştün. Kabul ediyorum memur bey suçlu benim. Cezam neyse çekmeye razıyım.

-Ne! Ahahaha.

-Ne ne?

-Memur bey mi? Bunu sevdim.

-Sen sev diye söylememiştim ama.

-Başımın belası yine konuştu.

-Ah! Doğru senin için bir belayım. Merak etme iyileştikten sonra benden tamamen kurtulmuş olacaksın. Ben kendime kahve almaya gidiyorum.

Talha'nın bir şey demesini beklemeden odadan çıktım. Biraz daha kalsaydım ağlayabilirdim. Üzerimde ki suçluluk duygusu yetmiyormuş gibi birde Talha'nın bana "bela" demesi beni oldukça üzdü. Tamam, Arya ve Ecem de bana baş belası diyor ama Talha'nın demesi kalbimi kırmıştı. Sahi neden kalbim kırılmıştı? Ah! Kendine gel Güneş gittiğin yol yol değil. Elimi ve yüzümü yıkayıp odaya geri döndüm. Talha telefonla konuşuyordu.

-Üzülme canım benim ben çok iyiyim.

-.......

-Hem bak sen ağlayınca ve üzülünce bende üzülüyorum. Yapma böyle bebeğim.

-.......

-Hadi ama güzelim buradan çıkar çıkmaz senin yanına geleceğim. Bende seni çok özledim Tusem.

-.....

-Bende seni çok seviyorum meleğim. Görüşürüz.

Tam karşı koltukta oturmuş duyduklarımın şokunu yaşamaya çalışırken Talha " sen kahve almaya gitmemiş miydin?" dedi. Ne kahvesinden bahsediyordu. Ah şu sözde almaya gittiğim kahve. "sanane" deyip odadan hızla çıktım. Konuşacak gücüm olmadığının fark ettim. Talha'nın sevgilisi mi vardı? Onu çok mu seviyordu? Adam bana "bela" diyor telefondaki kıza meleğim, güzelim. Adı da Tusemmiş. Ay ağlayacağım sanırım. Daha fazla tutamıyorum bu gözyaşlarımı. Sakin ol Güneş! Sakin ol! Tam bu sırada telefonum çaldı.

-Güneş, canım iyi misin? Bak benim içim hiç elvermedi seni öyle tek bırakıp gitmeye. İstersen seni gelip alalım ha? Ne dersin?

-İyiyim Ecem. Şuan benim yüzümden o odada yatıyor ve eğer yardım etmezsem daha kötü hissedeceğimi biliyorsun. O yüzden gerek yok.

-Biliyorum ama ben yine de rahat edemedim.

-Ben iyiyim ikiz. Hem o yaşlı adamın bana bir şey yapabileceğini mi düşünüyorsun? Hadi ama ondan daha genç ve sportif bir vücudum var.

-Tabi tabi. Neyse sen iyiysen sıkıntı yok. Görüşürüz canım.

-Görüşürüz ikiz.

Talha'nın beni bu şekilde etkilemesine izin vermemem gerekirdi. Sadece içini rahatlatıp geri döneceksin. Başka şeyler yok! Kendimi bu şekilde bilinçlendirdikten sonra odaya geri döndüm. Talha uyuyordu. Bende karşıdaki koltuğa uzandım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

ARKA DÖRTLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin