*Bölüm 11*

6.8K 352 7
                                    


Ø Arya'nın ağzından;

Yatağıma uzanmış bu gün yaşanan olayı düşünmekten kendimi alamıyordum. O, ben, Güneş, Talha abi, Ecem, arka dörtlü, Handan Hanım, rezillik... Hala yaşadıklarımı hazmetmeye çalışıyordum. Bu bir rüya olamazdı değil mi?

Tüm gece boyunca yaşadıklarımı düşünmeye başladım. Gerçekten rüya değil miydi? Güneş beni rezil etmişti. Şimdi Doruk'un yüzüne nasıl bakacaktım. Arabadayken Güneş Talha abiyi aradı. Nasıl olduğumu öğrenmek için Doruk'tan numarayı almış. Talha abi iyi olduğumu ve eve varmama az kaldığını söyleyince Güneş telefonu beni istemiş olmalı ki telefonu bana doğru uzattı. Konuşmak istemediğimi belirttim anlayışla karşıladı ve telefonu kapattı. Güneş bu durur mu? Tekrar aradı. Talha abi telefonu komple kapattı. Doruk'un aksine fazla samimi, sıcakkanlıydı ve anlayışlıydı. Uyuyamadığım ve sürekli ağladığım için gözlerim şişmiş ve kırmızı olmuş durumdaydı. Annem ve babam burada olmadığı için şanslıydım, hala şehir dışından dönmediler. Buna sevinebileceğim aklıma gelmezdi. İştahım hiç yoktu. Biraz televizyon izledim ama hala olanları düşünmeden edemiyordum. Güneş ne demişti "Kızın sana olan duygularından dolayı onu üzmek zorunda değilsin... Duygularına saygı gösterin ..." Tanrım! Peki ya Handan hanımın dediğine ne demeliydi? O kadın kimdi? Nasıl benim ailem hakkında böyle konuşabiliyordu. Ailemin bana ilgi göstermediğini nerden biliyordu? Nasıl bunları bana söyleyebildi? O kadını bu lafları yüzünden affetmeyecektim. Onu her gördüğümde bu anı hatırlayacaktım. Onun yüzünden olmadı mı her şey? Bu yaşadıklarım onun bu konuşmasıyla başladı zaten. Şimdi ne yapacaktım?

>>>>>>>>>>>>>>>>>

Tam 2 gün geçti. Bu süreç içinde okula gitmedim evden çıkmadım. Hala kendimi kötü hissediyordum. Güneş ve Ecem'in telefonları açmadım. Annemler dün dönmüşlerdi. Onlara iyi olmadığımı söyledim neyse ki gerçekten kötü olduğumu anlayıp üzerime gelmediler. Artık buna bir son vermenin zamanı gelmişti. Sanırım hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam edersem daha rahat olabilirim. Peki, ben hiçbir şey olmamış gibi hayatıma devam edebilecek miyim? Hadi ama Arya! Bu kadar üzüntü yeter! Kendine gel!

>>>>>>>>>>>>>>>>>

Şuan ne mi yapıyorum, sınıfın kapısının önünde içeriye girmek için cesaret arıyorum. Bulabiliyor muyum? –HAYIR- Babama okula gitmek istediğimi söyledim ve o da beni okula getirdi. Ecem ve Güneş'i hala görmedim çünkü dersteler. Eğer şimdi derse girersem herkesin bana bakacağını biliyorum. Kötü görünüyor muyum? Pek sayılmaz. İyi olduğumu zannetmelerini başarabilir miyim? Evet, bunu yapabilirim. Hadi Arya! Tahmin ettiğim gibi sınıfın kapısını açar açmaz tüm sınıf dönüp bana baktı. Hepsinin bakışlarını yok sayarak ilerlemeye başladım elimdeki geç kâğıdını hocaya uzattım ve sırama doğru yürümeye başladım. Güneş'in yanında oturabilir miydim? Sanırım bunu da yapabilirdim. Geçip yerime oturdum ve Güneş ondan beklemediğim bir şeyi yaptı. Hiçbir şey sormadan sadece beni izledi. Sustu. Sanırım onda ne kadar kırgın olduğumu anladı. Susması benimde işime geldi. Kendimi açıklama yapacak kadar güçlü hissetmiyorum. Doruk'a hiç dönüp bakmadım. Tekrar düşüncelere dalacakken hocanın sözleriyle ona döndüm.

-Evet, arkadaşlar performans ödevlerinizi yavaş yavaş alabilirim. Sürenizin 1 hafta olduğunu biliyordunuz. Bugün teslim gününüzdü. İsimlerini okuduklarım gelip ödevini teslim etsin.

İnanmıyorum!!!!!!!!!! Bugün performans ödevlerini teslim edecektik. Koca bir hafta bu kadar çabuk geçti mi? Şimdi ne yapacaktım ben? Ödev falan hazırlamadım ki. Doruk'ta bu ödevde beni tek bırakacağını söylemişti. Oda yapmadığına göre kesinlikle ikimizde sıfır alacaktık. O kadar şey yaşadığım yetmiyormuş gibi birde derslerim etkilendi. Annem ve babam buna üzülecekler. Beni düşüncelerimden çıkaran yine hocanın sesi

ARKA DÖRTLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin