* Bölüm 17*

5.5K 330 18
                                    

Multimedya: Güneş 

Güneş'in ağzından

Beni resmen arabaya fırlattı! Evet resmen fırlattı. Talha bir anda nasıl bu kadar sinirli olabildi. Üstelik canımı yakmıştı. Eliyle sıktığı kolumun morardığına eminim. Beni arabaya bindirdikten sonra pardon fırlattıktan sonra oda arabaya bindi. Ağlıyordum çünkü canım yanıyordu. Talha'nın beni bu şekilde görmesini istemiyordum ama gözyaşlarıma engel olamıyordum. Kafamı cama biraz daha yasladım ve saçlarımla yüzümü kapatmaya çalıştım.

-Güneş... Cevap vermeyecek misin?

Hayır, cevap vermeyecektim. Hatta Talha ile nasıl 1 hafta geçireceğimi düşünüyordum. Onunla konuşmayacaktım sadece yardıma ihtiyacı olduğunda yardım edecektim o kadar.

-Güneş hadi ama küçük kız çocukları gibi davranma!

-Güneş... Bak ben özür dilerim. Lanet olsun 1 günde 2 defa bir kızdan özür diliyorum. Ben Talha Sancaktar bir kızdan özür diliyorum. Mutlu musun Güneş?

-Talha Sancaktar olman "bir kızdan" özür dilemeyeceğin anlamına gelmez ve ayrıca hayır mutlu değilim keşke özür dileyecek bir şey yapmamış olsaydın emin ol o zaman mutlu olurdum!

Konuşmayacaktım ben değil mi? Yine kendimi tutamadım. Of be Güneş!

-Güneş gerçekten üzgünüm bak sinirliydim ve sen de birden öyle söyleyince ben sinirimi senden çıkarttım.

-Hedef tahtan ben oldum yani. Kime sinirliysen git ondan çıkar sinirini. Benden ne istiyorsun.

-Handan Göksoy.

-Ne?

-Sinirlendiğim kişi Handan Göksoy.

-Neden?

-Bunu sana söyleyemem Güneş.

-Tabi ben kimim ki zaten.

-Güneş!

-Sus Talha konuşmak istemiyorum.

Neden sinirlendiğini merak etmiştim. Anlatsa sanki ne olurdu? Güvenilmeyecek bir kız mıyım da bana anlatmadı. Doğru neden güvensin ki bana! Ben ne ara bu kadar mızmız bir kız oldum. Hayır yani tamam birazcık ama birazcık mızmız olabilirim.. Off off..

-Eren biraz daha hızlı ol.

Talha'nın emredici cümlesinden sonra Eren bey kafasını olumlu anlamda salladı ve gaza daha çok yüklendi. Talha beyin acelesi var tabi.... O sessiz ve muazzam geçen yolculuğumuzdan sonrasında en az 40 katlı olan bir binanın önünde durduk. Talha arabadan indikten sonra Eren bey

-Talha bey yardım edebileceğim bir şey var mı?

-Sağol Eren bir şey olursa ararım seni.

Talha binaya doğru yürümeye başlayınca bende arkasından onu takip etmeye başladım. Asansöre binince 37. Kata bastı. Neyse ki asansör yolculuklarını severim. En sonunda evine ulaşabildik. Talha kapıyı açtığında gördüğüm manzara ile şok oldum. Burası onun evi miydi? Talha titiz ve temiz görünüyor fakat evi bunun tam tersiydi.

-Annen evi bu halde görünce çok kızacak.

-Annemle yaşadığımız ev burası değil.

-Burası kimin evi? Neden kendi evine gitmiyorsun.

-Burası benim evim Güneş. Annem çoğunlukla gezilere falan katılır. Bende o koca evde sıkıldığım için buraya gelirim.

-Anladım. Gerçekten çok temiz bir evin varmış!

-Bende ne zaman laf vuracaksın diye bekliyordum. Kusura bakma uzun zamandır temizlikçi gelmiyor. Sen temizlersin artık.

-Ne! Ben mi? Talha ben senin hizmetçin değilim!

-Ama bana yardım etmek için buradasın. Eğer temizlemez ben bu pislikte yaşarım diyorsan bana uyar.

-Peki, peki sakinim. Sen geç dinlen o zaman.

-Koridordaki en son oda, oraya geçebilirsin.

Bana söylediği yere doğru ilerlerken oda odası olduğunu düşündüğüm bir odaya girdi. Yanıma aldığım kıyafetlerimi gelişi güzel dolaba yerleştirdim. Sonra rahat edebileceğim taytı ve bluzu üzerime geçirdim. Odadan çıktığımda bilmediğim bu evde oturma odasını bulma umuduyla ilerledim. Oturma odasını bulduğumda Talha'nın koltukta uzandığını gördüm. Gözleri kapalıydı. Sanırım uyuyordu. Ben de işimizi hızlı ve sessiz bir şekilde yapmaya başladım. Talha'nın pisliklerini topladıktan sonra akşam yemeği için mutfağa geçtim. Dolabı açtığımda hiçbir şey olmadığını gördüm. Nedense buna şaşırmadım. Tekrar odaya döndüğümde Talha aynı pozisyonda duruyordu.

-Talha uyan, evde hiçbir şey yok... Talha!

-Ne bağırıyorsun Güneş ya.

-Uyanmıyorsun sende mübarek ayı uykusuna yatmış gibisin.

-Of! Ne oldu söyle.

-Evde hiçbir şey yok Talha Bey.

-Tamam, dışarıdan sipariş verelim. Ne istiyorsun?

-Hmmm...Hamburger, büyük boy pizza, patates kızartması, chicken mcnuggets menü, çikolatalı milkshake, çikolatalı muffin, böğürtlen soslu sundae , coca cola, çıtır soğan ve salata.

-Kızım sen nesin böyle.

-Ben senin kızın değilim bu bir. Ve senin ahır gibi evini temizledim acıktım!

-Bunlar seni kesmez sen gel beni de ye.

-Aaaa. Terbiyesiz. Pis sapık!

-Güneş şakadan anlar mısın?

-Evet.

-Bundan sonra hayır de. Gel beni ye derken şaka yapmıştım!

-Of Talha ben yediklerimin parasını öderim. Sen sadece sipariş ver.

Talha arayıp siparişleri verirken bende koltuklardan birine geçip oturdum. Oturduktan 2 dakika sonra zil çaldı.

-Yemeklerin bu kadar çabuk geleceğini düşünmemiştim.

-Yemek olduğunu sanmıyorum.

Talha'ya anlamayan bakışlar attım. O sadece sırıtmakla yetindi. Hadi ama tatlı çocuk böyle sırıtma. Neyse Güneş git kapıya bak!

Kapıyı açtığımda karşımda çok tatlı bir kız gördüm. Tahminen 5-6 yaşlarında güzel mi güzel bir kız.

-Sende kimsin?

-Ben Güneş peki ya sen? Yolunu mu kaybettin canım?

-Ben senin canın değilim ayrıca Talha'nın evinde ne işin var senin hııı? Çekil bakayım şuradan.

Daha ne olduğunu anlamadan beni itip oturma odasına doğru gitti. Buda neydi şimdi? Tatlı kızın içinden canavar çıktı. Neyse ben de onu takip edip içeri geçtim. Talha ile birbirlerine sarılıyorlardı! İlahi Güneş küçücük kız.

-Canım beni ne kadar korkuttun biliyor musun? Senin için çok endişelendim ben.

-Yapma meleğim iyiyim bak.

-Dikkatli ol canım benim sana bir şey olursa ben çok üzülürüm.

-Benim meleğim üzülmesin diye daha çok dikkat ederim.

-Et tabi Talhacım benim için ne kadar değerlisin biliyorsun.

-Biliyorum Tusemcim.

Tusemcim... Tusem... Tusem... Tu-tu-sem!!!!!!

Ay! Bu o telefonda ki kız mı? Ben Talha'yı bu bücürden mi kıskanmıştım yani. Kızardığımı hissettiğimde bakışlarım Talha'yı buldu. Yüzünde öyle bir sırıtış vardı ki... Tam olarak nasıl anlatsam "Sen beni bu küçük kızdan kıskandın Güneş" gibi... Yok yok "kıskandığın kıza bak Güneş" gibi... Veya bunun gibi bir sürü anlam içeren bir bakıştı işte. O bakışların altında ezildiğimi hissettim. Şimdi rezilliğin tadını çıkar Güneş!

͏

ARKA DÖRTLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin