*Bölüm 36*

4.5K 281 52
                                    

İYİ OKUMALAR..

1 Hafta sonra: OKUL ZAMANI

7 gün!

Koskoca 7 gün geçti. Ben hala içimde bir parça pişmanlık ve yerlere göklere sığdıramadığım mutluluğumlayım. Doruk'u öptüm. Onu öptüm. Düşününce hala nasıl böyle cesaret ettiğime anlam veremiyordum. Öptükten sonra ne mi yaptım?

Vücudum utangaçlık duygusuyla harmanlanırken o arabadan ışık hızıyla indim. 1 haftadır Doruk'un aramalarına ve mesajlarına cevap vermiyordum. Cem'e onu benden uzak tutması için bir yalvarmadığım kaldı. Karşısına çıkıp ona bakabileceğimi sanmıyorum. Annem ve babam Bade'nin onlara haber vermesiyle eve gelmişlerdi. Geldikleri günden beri benimle vakit geçiriyorlardı. Açıkçası uzun zamandır onlarla bu kadar güzel vakit geçirmemiştim.

Ve şimdi okul vaktiydi. Annemle beraber valizimi hazırlıyorduk. Yurda beni bırakmayı teklif etmişlerdi ama kızlarla gideceğim için benimle gelmelerini istememiştim. Bade'nin gelişiyle veda zamanının geldiğini anlamış olduk. Hiç gitmek istemesem de buna mecburdum. Babamın kollarını açışıyla ona doğru gittim ve sıkıca sarıldım. Saçlarımdan öpüp sıkıca sarılışıma karşılık verdi. Bu şekilde sonsuza kadar durabilirdim.

-Seni çok seviyorum. Kendine çok dikkat et.

-Bende seni çok seviyorum baba.

İstemeye istemeye ayrıldıktan sonra ona sarılmamı bekleyen anneme yöneldim.

-Kendine dikkat et canım. Seni çok seviyorum.

-Bende anne... Bende seni çok seviyorum.

Bade' de bizimkilerle vedalaştıktan sonra taksiye bindik. Kuren koleji bizi bekliyordu...

<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<<

Odalarımıza yerleştikten sonra kızlarla hava almak için aşağı bahçeye indik.

-Burayı özlemişim yaa.

-Nesini özledin acaba Güneş.

-Öyle deme ikizcim. Şehrin gürültüsünden uzak, sessiz, sakin, bol oksijenli bir yer.

Güneş'in söylediklerine gülümsedim ve ağzımdan ne ara çıktığını bilmediğim ve Lidya'nın üzüldüğünü anladığım cümleler dudaklarımdan döküldü.

-Yine de ailemle beraber vakit geçirmeyi burada olmayla değiştirmezdim.

Lidya ailesini küçük yaşta kaybetmişti. Arada geçen konuşmalardan anladığımız kadarıyla Cem'in ailesini kaybettiği zamanla aynıymış. Kimsenin daha tam olarak aralarında geçenleri bildiğini düşünmüyorum. Biraz buruk bir ifadeyle Lidya'ya baktım.

Ne demek istediğimi anlamış gibi gülümsedi.

-Sorun değil. Ben yeni ailemin yanındayım zaten.

Bu anlayışı için ona kocaman gülümserken Bade sıkıca sarıldı. Tam o sırada erkekler yurdundaki kamelyaya doğru ilerleyen arka dörtlüyü gördüm. Doruk'ta ordaydı. İçimi kaplayan panik duygusuyla ne yapacağımı şaşırır bir şekilde Bade ile göz göze geldim. Kızların hepsi Doruk'u öptüğümü biliyordu. Buna tek şaşırmayan kişi Bade oldu. Ona göre geç bile kalmışım. Doruk'un bana baktığını anladığım an hızla yerimden kalktım ve yurda doğru koşar adımlarla ilerledim. Odama geldiğimde banyoya girip yüzümü soğuk suyla yıkadım. Şuan biraz daha iyi hissediyordum. Ne yapacağımı nasıl davranacağımı şaşırır hale geldim. Ama en sonunda bununla yüzleşmem gerekecekti ve sanırım o sona yaklaşmıştım. Yarın kadar yakın bir son...

ARKA DÖRTLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin