*Bölüm 27*

4.3K 286 11
                                    


Talha abi bir Güneş'e bir Aylin hocaya baktı. İnanın o an bende çok heyecanlandım. Yani hepimiz durmuş Talha abi gidecek mi gitmeyecek mi diye merakla bekliyoruz. Derken merakımızı sona erdirecek o cevabı öğrendik.

>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>

Güneş'in ağzından;

-Peki Aylin Hanım sizi daha fazla kıramayacağım.

Ne! Ne! Yanlış duymadım değil mi? Talha kabul etti. Başımdan aşağı kaynar suların döküldüğü o an hayattan koptuğumu tamamen bağımsızlaştığımı hissettim. Kabul etmiş olamazdı değil mi? Evet belki bizim ilişkimizin bir adı yoktu. Çıkıyoruz biz sevgiliyiz diyemezdim ama birbirimize karşı bir şeyler hissediyorduk. Biz bizdik işte...

Gözlerimin içine baka baka oturduğu yerden kalktı ve Kara kedi Aylin'in peşinden gitti. Ağlamak istemiyordum ama bağırmak istiyordum. Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyordum ben buradayım beni yok sayamazsın diye haykırmak istiyordum. Masada ki herkes benim gibi sessizdi. Sanırım onlarda böyle bir cevabı beklemiyordu. Daha fazla ezilmeyecektim. Talha' ya beni bu şekilde bırakıp gittiği için sevinç yaşatmayacaktım. O nasıl bu kararı verirken beni görmezden geldiyse bende onu görmezden gelecektim. Hadi Güneş! Sen Güneş Artuğ'sun. Sen bir sürü badireler atlatmış kızsın. Talha Sancaktar'ı mı atlatamayacaksın. Kendi kendime gaz verme çabaları da bir harika canım...

Gerginliğe giden bu masada bir "DUR" uyarısı çekerek gür bir kahkaha attım. Herkesin bana attığı anlamsız bakışları yok sayarak gülüşümü derinleştirdim. İşte bu bendim. Hemen bir erkeğin beni üzmesine izin veremezdim.

-Güneş iyi misin?

-İyiyim Ecem. Neden iyi olmayayım?

-Durup dururken attığın kahkahaya bakılırsa iyi değil gibisin. Üstelik herkes bize baktı.

-Sadece bu gerginliğe bir son vermek istedim. Hadi ama gençler masamızdan gülüşme sesleri çıkmalı. Suratınızı boşuna asıyorsunuz.

-Canım senin sinirlerin bozulmuş.

-Hayır, Arya çok iyiyim. Eee hadi ne yiyoruz.

-Daha sipariş vermedik..

-Hmm bakalım o zaman neler varmış.. Hahh buldum balık yiyelim. Baksanıza balık menüsü yapmışlar. Pardon bakar mısınız?

-Buyrun efendim.

-Bize 10 tane aa pardon 9 tane balık menü lütfen.

-Peki, başka bir şey ister miydiniz?

-Aaa tabi sizi 1 dakika bekleteceğim kusura bakmayın lütfen. Ee gençler tatlı yiyor muyuz? Çikolatalı pasta harika görünüyor ne dersiniz?

-Güneşcim kendi kendine karar verdin ama belki diğerleri yemeyecek.

-Aa çok pardon ben kendimi kaptırmışım Arya..

-Sorun değil canım.. 9 tane balık menü ve 9 çikolatalı pasta?

Herkes Arya'nın bu cümlesi üzerine ona onaylar bakışlar attılar. Ve böylece benim veremediğim sipariş verildi. Yemek boyunca Cem'in şakaları, Utku'nun romantik halleri, Arya ve Doruk'un gizemli konuşmaları ve Demir ile Ecem'in aşk dolu bakışmalarıyla geçti. Arada beni de sohbetlerine kattılar ama pek keyfim olmadığı halde gülmeye çalıştım. Ne kadar başarılı oldum bilemiyorum. Onlarında moralini bozmak istemiyordum. Ama elimden ancak bu kadarı geliyordu. Arada Talha'ya baktığımda benim aksime gayet mutluydu. Kara kediye güzel güzel gülüyordu. Daha fazla ne kadar katlanacağımı bilemiyordum.

-Sanırım balık ağır geldi. Ben odama gidiyorum. Size iyi eğlenceler.

-Ne oldu birden Güneş?

-Dedim ya Ecem balık ağır geldi herhalde. Odama gidip dinlenmek istiyorum.

-Peki canım seninle gelmemi ister misin?

-Hayır sevgili ikizim yolu biliyorum merak etme.

-Güneş!

-Kızma ikizim seni seviyorum iyi eğlenceler. Benim yerime de eğlenin.

Diğerlerinin bir şey demesine izin vermeden masadan kalktım ve odama doğru yürümeye başladım. Allah'tan yakındı da çok yürümeyecektim.

Sokak lambalarının aydınlattığı o loş ışıklı yolda yürürken kolumun aniden çekilmesiyle panikledim. Çığlık atmak üzereydim ki bir el ağzımı kapattı. Vay ben bu "yeni dünya" dedikleri yerde bile bu tür olaylar oluyormuş diye düşünürken beni kendine döndüren o güçlü kolların sahibini gördüğümde kızsam mı yoksa sevinsem mi bilemedim.

Sizde tahmin etmişsinizdir. Karşımda ki bu Bay Odun "Talha Sancaktar".

-Benim Güneş. Ne hemen çığlık atıyorsun.

-Salak mısın Talha? Bir anda arkadan koluma yapışıyorsun. Ne yapmamı bekliyordun. Aaa arkadan biri benim koluma yapıştı diye sevineyim mi?

-Off Güneş! Hadi ama güzelim. Yetmedi mi bu tripler?

-Ne diyorsun sen Talha rahat bırak beni git sen Aylin Hanım'ın yanına koş ona hadi gitsene onun masasına gittiğin gibi gitsene.

-Güneş! Yeter artık ama bak basit bir olayı ne kadarda büyütüyorsun. Bana kalk git derken çok ciddiydin Güneş!

-Ne dememi bekliyorsun. Aman Talha gitme, etme, eyleme mi diyeyim?

-Bak güzelim hadi şu triplerinden vazgeçte bugün rahat uyuyalım ha ne dersin?

-Beni rahat bırak be adam!

Oda ne? O kaslı kollarıyla beni mi sardı. Bay odun uzak dur dedikçe yaptığına bak. Yani Talhacım şuan bana sarılman çok hoş ama sana dur demeliyim. Çünkü sana trip atıyorum!!! Bırakmak istemeye istemeye gönülsüzce Talha'dan ayrılır ayrılmaz koşar adımlarla odamın yolunu tuttum. Dönüp arkama baktığımda Bay Odun bana göz kırpıp öpücük yolladı. " Öpücüklerinde boğul" diye bağırıp koşarak odama gittim. Arkamdan Talha'nın gülme seslerini duyabiliyordum.

Sanırım o sarılışı beni birazda olsa rahatlatmıştı. Beni önemsemeseydi yanıma gelmezdi. Öpücük göndermezdi. Göz kırpmazdı. Aman Güneş boşver!!!

>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>><<<

Arya'nın ağzından;

Güneş masadan kalkınca Talha abinin de kalktığını gördüm. Doruk yanımda oturduğu için ona göz ucuyla abisini gösterdim.

-Sanırım barışacaklar.

-Abimin Güneş'in triplerini çekmesi mucize.

-Hiçte bile Doruk! Abin o tripleri hak ediyor. Eğer Güneş'i seviyorsa Aylin Hanımı kibarca reddedebilirdi. Ama o onunla gitti.

-Ben olsam bende giderdim. Güneş resmen gitmesi gerektiğini söyledi.

-Ben olsam sen gitseydin anında seninle ayrılma kararı alırdım.

-Benim gitmemi sen isteyeceksin ve benden ayrılacak mısın Arya?

-Evet aynen öyle yaparım.

-O zaman çıksaydık çoktan ayrılırdık.

-Evet kesin ayrılırdık.

-İyi ki çıkmıyoruz o zaman.

-Öyle mi? Gerçekten böyle mi düşünüyorsun?

-Yani bence öyle.

Tabikide öyleydi salak Arya! Doruk seninle aynı duyguları paylaşmıyor. Kırıldığımı belli etmemeye çalışarak gülümsedim. Gülümsedim çünkü yapabildiğim tek şey buydu. 

ARKA DÖRTLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin