* Bölüm 28*

4.5K 287 19
                                    

 Uzun zamandır yayımlayamadığımız için üzgünüz.. Keyifli okumalar.. 


Sabah hazırlandık ve güzel bir kahvaltı yaptık. Ardından müdürümüz yapacağımız gezi planından söz etti. Oldukça ilgimi çekmişti. Çok eski kitaplarında bulunduğu kocaman bir sahaf benim ilgimi çeken ilk şey olmuştu. Grupça mini otobüslere binmeye başladık. Talha abi bu sırada bizim otobüsümüze doğru yürüdü. Güneş ona hiç pas vermedi. Yerlerimize oturmaya başladığımızda Güneş bana döndü. El kol hareketleriyle bir şeyler anlatmaya başladı. Ne dediğini anlamayarak yanına gidip oturdum. Sonra Talha abinin gelmesiyle tam kalkacaktım ki Güneş kolumdan tuttu ve Talha abiye döndü.

-Görmüyor musun Arya benim yanımda sen Doruk'un yanına geç.

-Ahh hayır ben kalkıyorum Talha abi sen oturabilirsin.

-Arya!

-Güneş!

-Arya birlikte oturuyoruz.

-Beni ilk yanından kovduğun günü hatırlatırım.

Güneş'in yüzünde yenilmiş bir ifade yer alırken ben o koca gülümsemelerimden birini yüzüme yerleştirdim. Hem bu sayede aralarındaki sorunu halledebilir-ler-diiiiiiii. Düşüncelerim yavaşlarken ben ne yaptım diye başımı pencerelere vurmak istedim. Dün ki konuşmadan sonra Doruk ile bir daha konuşmamıştım. Evet ona içten içe trip atıyordum. Hakkım olmamasına rağmen. O koca gülümsememi silip suratımı asarak Doruk'un yanına oturdum.

-Ne o buraya oturmak istemiyor gibisin.

-Mecburiyet.

-Öyle mi? Bu mecburiyeti neye borçluyuz?

-Talha abi Güneş'in yanına oturunca mecburen yanına oturdum.

-Hmm. Oturmak istemiyorsun yani.

-Evet.

-Bence aramızda bir sorun var?

-Hayır sorun falan yok.

-Peki sabah sabah neden bu kadar agresifsin?

-Agresif falan değilim Doruk.

-Bir şeye kızdığın çok belli Arya.

-Hiçbir şeye kızmadım Doruk.

-İyi.

-Hem sana kızıp kızmadığımı neden bu kadar önemsiyorsun. Sevgili değiliz ayrılmayız merak etme.

-Hah işte şimdi anlaşıldı. Siz kızlar önce merak ettirin sonra böyle laf sokun.

-Tamam Doruk!

-Arya sen trip atma bari her kız gibi tripçi olma. Ben seni böyle görmüyorum.

-Beni nasıl görmüyorsun.

-Her kız gibi işte.

Doruk iyi bir şey mi söyledi kötü bir şey kestiremezken bir anda iyi hissetmiştim. Söylediği cümleye karşılık vermedim. Oda bir süre sonra yan tarafa baktı. Doruk ile halimiz ne olacaktı bilmiyorum. Bende etrafımı izleyerek gideceğimiz yere kadar suskunluğumu korudum. Araçlar durduğunda çarşı gibi bir yere geldiğimi düşündüm. Yanılmışta sayılmam. Etrafta hediyelik eşyaların bulunduğu dükkanlar, kitapçılar, müzik cd leri satan yerler, nostaljik kafeler vardı. Müdürü takip ederek bahsettikleri dükkanın içine girdik. Dikkatimi hemen kitaplar çekmişti. Kitapların bulunduğu raflara doğru ilerlerken burada akşama kadar kalabileceğimi düşünüyordum derken düşüncelerimi bölen sese döndüm.

-Tam senlik bir yer.

-Evet öyle tam benlik ama pek senlik değil.

-Doğru kitaplarla çok ilgilendiğimi söyleyemem. Ama süs eşyalarından daha cazip geliyorlar.

ARKA DÖRTLÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin