38. Bölüm

2.2K 132 26
                                    

Mrb! İste yb! Umarim begenirsiniz. Bu bolumu yazarken ben bile heyecanlandim aslinda.Asfdfdfd Lütfen Oylamayı ve Yorum bırakmayı unutmayın. Hikayenin oya ve yoruma ihtiyacı var... Her neyse, keyifli okumalar!:)))

***Ha birde multimedia da Carter var. (Daniel Sharman.)..

Hücrenin karanlığında bir yandan volta atıyor bir yandan da soğuktan hissizleşmiş kollarımı ısıtmaya çalışıyordum. Lanet olası hava, özellikle geceleri daha da soğuk oluyordu. Tanrılar aşkına! Eğer hava bir kaç derece daha düşerse içeride kar bile yağabilirdi. Son bir kaç saatim işte böyle gecmişti. Hücremde ölmeyi bekleyerek volta atıyordum.

Güneşin doğmasına bir saatten az kalmıştı ve gözüme bir damla bile uyku girmemişti. Nasıl uyuyabilirdim ki? Bir kaç saat sonra bir grup iblis beni, infaz etmek için almaya geleceklerdi. Ve ben, ya elimde ki tek fırsatı kullanıp kaçacaktım, ya da bu boktan yerde ölecektim.

Vay be! Hayatım ne kadar da sıradanmış böyle(!)

Eminim şu anda, benimle yaşıt kızların yarısından fazlası, bir defa bile ölümle burun buruna gelmemiş tiplerdendir. Evde aileleriyle oturup, bu soğukta, sıcak çikolata içiyorlardır. Veya da sevgilileriyle buluşup, sinemaya gidiyorlardır. Ya da ne bileyim...kız kıza toplanıp Teen Wolf izliyor sonra da Derek Hale gibi bir sevgilinin hayalini kuruyorlardır.

Peki ya ben? Duvarları dışarının soğunu azıcık bile yalıtamayan, her yeri örümcek ağlarıyla ve fare boklarıyla kaplı, küf kokan bir hücrede infazımı bekliyorum! Aslında içerisi sadece küf bile koksa iyiydi. Çünkü içeride bir çok koku vardı. Kusmukla karışmış küf, ter ve rutubet...ha bir de içerde biri ölmüş gibi de kokuyordu. Ya da o koku benden de geliyor olabilirdi...

Mızmızlanmayı bırakıp bir kaç dakika gerindim. Saatler sonrası için hazır olmalıydım. Her ne kadar vücudumdaki her kemik hırpalandıysa ve hava normal bir insanı felç edecek kadar soğuk olsa da...

Bütün geceyi, uyumayıp neredeyse bir haftadır yapmadığım kardiyo hareketlerini yaparak geçirmiştim. Arada bir de Carter'la- eski, ve beni seven Carter'la- yaptığımız hücüm antrenmanlarında ki hareketleri tekrarlamıştım. Tabii hücremden çıkınca bu hareketlere gerek kalmayacaktı, çünkü Akaşa'yla bütün Akit'in canına okuyacak olmam, ihtimali büyük bir seçenekti.

Kendimi toparlayarak derin bir nefes aldım. Çalışmalıydım. Hazır olmalıydım. Scott beni almak için geldiğinde, planımı hatasız uygulamalıydım. İnfazım hücremde değil Akit'in konsey salonunda gerçekleşecekti. Elbette beni buradan çıkardıklarında güçlerimi kullanabileceğimi biliyorlardı. Bu yüzdende burdan çıkmadan önce bileklerimi titan kanından yapılma işaretlerle donatılmış bir kelepçeyle etkisiz hale getirecekleri. Tabii o kelepçeyi bana takabilirlerse...

Scott geldiğinde, uygulayacağım plan tam da buydu işte. Arkamı dönüp, pis döşekte bir nevi ölü takliti yapacaktım. Kelepçeyi takmak üzere içeri girince de onun o yuvarlak, iblis kıçını fena tekmeleyecektim. Bu taktiği kesinlikle yurt odamda sıkıldığımda izlediğim binlerce aksiyon filmine borçluydum. Ölü taklidi yaparak hayatta kal...

Tabii oyunculuk konusunda zerre yeteneğimin olmaması bir sorundu ama ölü taklidi yapmak da çok zor olmasa gerekti....

Kulaklarımı dolduran ve mahzenin koridorunda yankılanan tekdüze bir ayak sesiyle kafamdaki tüm düşünceler uçtu.

Melezin GölgesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin