İki Deli : Biri güzel Biri yakışıklı [ TAMAMLANDI ]

2 🖤🌸

Gece yarısından sonra düğün bitince kasaba halkı evlerine çekilmişti. Sadece meydanı temizlemek için birkaç kişi kalmıştı. Bakkal amca ise dükkanını kilitleyip ikinci kattaki evine gizemli bir şekilde girmişti.

Kiraz zar zor eve kadar yürümüştü. Çünkü oynamaktan ayaklarının tabanı şişmişti. İki katlı müstakil bir evin önünde durmuştu. Ev tarihi eser gibiydi. Kapının önünde ise karşılıklı iki tane saksı vardı. Biri gül ağacı diğeri ise çay ağacıydı.

Kiraz çay ağacının köşesinde kuytu bir yere elini attı. Gıcırdama sesi gelince elini çekip anahtarı çıkarmıştı. Kapının kilidini açıp içeriye girmiş ilk baş banyoya gidip elini yüzünü yıkamış ve kova alıp mutfaktan su doldurmuştu.

Kovayı odanın tam ortasına indirip soğuk suya ayağını koymuştu.

" Oh be dünya varmış. " diye kendi kendine fısıldamıştı. Soğuk su Kiraz'ın bütün iliklerine işlemiş haldeydi ayaklarının şişliği gitgide azalmıştı. Fakat ağrısı daha da sürüyordu.

Kiraz'ın omzuna bir el dokununca irkilmiş ve az daha kovadaki su odanın ortasına boca olacaktı.
Bir gölge kalkıp ışıkları açtığında Kiraz açan kişiye bakıp gözlerini onun üzerine kilitlemişti. Daha sonra gözlerini devirip kova'nın içindeki suya odaklamıştı.

"Abla annem sana erken gel demedi mi düğünden. Gece yarısı geliyorsun. Biraz söz dinle söz yahu."
Sinan koltuğa oturup ayaklarını kahverengi masanın üzerine uzatmıştı.

" Sen nereden çıktın tarla faresi. "
Sinan kumandayı eline alıp televizyonun sesini açmıştı.

" Televizyon izliyorum. Harry potter serisini bugün bitirmeden gözüme uyku girmez. Zaten yirmi dakika falan kaldı. Bakalım Lord Voldemort ölecek mi?" Heyecanlı heyecanlı filme odaklanmıştı Sinan. En sevdiği serilerden biriydi. Aslında ezbere tüm repliklerini bile biliyordu ama filmin güzel geçmesi için bilmiyormuş gibi takınıyordu kendi kendine. Hatta kitap okumayı sevmeyen Sinan Harry Potter in bütün serisini meraktan okumuştu. Filimle aynı mı yoksa farklı mı diye. Ve bunu not almıştı. Aynı ve farklı yönlerini.

" He ölecek tövbe estağfurullah. Bu televizyona vereceğin saati ders çalışarak geçirsen profesör olursun Sinan efendi profesör. "
Sinan umursamadan filmine devam etti. Kiraz ayağını biraz daha suya koyduktan sonra kovayı banyoya indirip odasına geçmişti.

Işıkları açmadan yatağına doğru ilerledi. Az daha ayağı halıya takılıp düşecekti. Yatağını bulduğunda kendini yatağa atmıştı bir anda.
Pikesini üzerine geçirip başına kadar çekmişti. Bugün çok fazla yorulmuştu , beli dahil heryeri ağırıyordu.