103🖤🌸

164 13 30
                                    

Senin o açık kahverengi gözlerinde huzuru buldum ben.
Senin tatlı tebessümün de ruhum huzurla doldu.

***



Karavan'ın beyaz ve narin kapısı bir anda öne doğru düşmüştü. Biri kapıya güçlü bir tekme vurmuştu. Yanan Ali , Kiraz birden ayağıya kalkarken , Cemil kız arkadaşının yanına gitmiş ve kollarının arasına almıştı. Sinan da Rama ve Aslan'ın yanına koşmuştu adeta.

" Ne oluyor , kimsiniz siz." diye var gücüyle bağırmıştı Kiraz. Fakat ortalıkta kırılan kapıdan başka bir şey yoktu.

Taki karavan'ın içinde güçlü bir gaz bulutu oluşana kadar.

" Abla."

" Abi, ne oluyor ."

" Tamam sakin olun." sesler adeta birine girmişti.

" Herkes dışarıya çıksın." Bunu Yanan Ali söylediği an bayılması bir olmuştu. Hemen yanına ise Kiraz bayılmıştı. Sinan ablasının yanına varamadan yere yığılmıştı. Ve diğerlerinin de gözleri karanlığa kapılmıştı.

Sis bulutu dağıldıktan sonra içeriye yüzü siyah kar maskesiyle ve kamuflaj giyinmiş dört tane adam girmişti. Sirayla içeridekileri dışarıya adeta sürüklemişlerdi.

Diğerlerinde göre kalıplı ve oranın lideri olan adam cebinden telefon çıkarıp kulağına götürmüştü.

Tok bir sesle konuşmaya başlamıştı. " Evet patron hepsi elimizde. Size fotoğraflarını yolluyorum."
Adam Kiraz ve Yanan Aliye yaklaşıp fotoğrafını çekmişti ve bunu diğerleri içinde yapmıştı.

Çok geçmeden telefon tekrar çalmıştı.
" Tamam patron, evet. Hayır hayır tamamdır." Şifreli bir şekilde konuştuktan sonra telefonu kapatıp belindeki silahın tam yakındaki cebine telefonu koymuştu.

" Şu ikisi hariç diğerlerini arabaya taşıyın hemen." diye emir vermişti başları.

Cemil, Liliy ve Ramayı orada bırakıp diğerlerinin hepsini arabaya taşıyıp yan yana indirmişlerdi. Başları da arabanın önüne oturduktan sonra araba hareket etmeye başlamıştı.

" Mustafa abi nereye gidiyoruz şimdi."
Mustafa kar maskesini başına kadar çekmişti. Kocaman gözleri ve uzun bir burnu vardı. Tam kaşından gözünün aşağısına kadar bir çizik vardı.

" Limana gidiyoruz Hamza hızlan." Zayıf ve fit olan Hamza arabayı daha bir hızla sürmeye başlamıştı.

Yanan Ali az çok uyanmaya başlamıştı. Taki adamlardan birinin Ali'nin başına silahın şarjör kısmını vurana kadar. Yanan Ali'nin anlında kanlar , boynuna kadar akmıştı. Ali'yle tek kalmamıştı aynı şeyi Aslan içinde yapmışlardı. Arslan'ın kaşı patlamıştı. Ve gözleri kan içinde kalmıştı.

" Abi teker teker uyanıyorlar bunlar daha hızlı gitmeliyiz."

" Bas gaza Hamza hadi."
Hamza en son hızla gitmeye başlamıştı. Normalde bir saatlik yolu yarım saatte varmışlardı.

Siyah arabanın kapısını açıp teker teker çıkarmışlardı. Hava karanlık olduğu için pek dikkat çekmiyordu.

" Şu büyük gemiye taşınacak. Patron birazdan burada olacak. Hadi Olcan."
Olcan , Hamza ve içlerinden en küçükleri Ogün hızla hepsini gemiye bindirmişlerdi.

Herkesi gemiye bindirip etrafa benzin dökmeye başlamışlardı. Bitirdikleri zaman gemiden çıkıp karada beklemeye başladılar.

Yaklaşık beş dakika sonra siyah bir taksi yanaşmıştı. İlk baş siyah rugan ayakkabılar ve takım elbise görünmüştü. Daha sonra o koyu mavi gözler hırsla belirmişti. O dağınık saçlar o beyaz ten ve eskisi gibi o masum yüz yoktu.

Kendinden emin bir şekilde korumaların yanına yürümüştü. Sanki başka bir evreye giriş yapmıştı. Bu kişi kim miydi ? Bu kişi hırsı uğruna her şeyi yapabilecek namert olan Hüseyindi.

" Hepsi içinde mi ?"

" Evet." Hüseyin gemiye giriş yapmıştı. Yerde adeta ölü gibi yatan dört kişinin yanına yaklaşmıştı. Ve dizini kırıp Kiraz'ın tam karşısında durmuştu.

Ellerini Kiraz'ın saçına verip saçlarını okşamaya başlamıştı.
" Nasılsın Kiraz'ım. Eminimdir çok iyisindir. Bu adamla evleneceğin için hele hele. " Gözlerini sinirden kapatıp açmıştı.

" Senden bu kadar kolay vazgeçeceğimi mi zannediyorsun hı. İsterse on tane karım olsun ama sen ayrısın. Hem sen isteseydin ben boşanırdım güzelim." Bu sefer Kiraz'ın yanağını okşamaya başlamıştı.

" Beni bu kanı beş kuruş etmeyen adam için bıraktın. Halbuki ben sana aşıktım. Senin o güzel gözlerine aşıktım." Hüseyin ayağıyla kalkıp Yanan Ali'nin karnına tekme atmıştı. Ve bunu birkaç kere tekrarlamıştı. Sonra diz çöküp yanan Ali'nin saçlarından tutup arkaya doğru çekmişti.

" Şu an bana ne yapabilir. Öyle ahkam kesmek kolay. Ve sen -" bir iki kere yutkunmuştu Hüseyin." Sen bu adam için beni karşına alıp bana bıçak çektin. Bunu ben istemedim bunu siz istediniz." diyerek ayağıyla kalkmıştı. Yanan Ali'nin yüzü soğuktan adeta kıpkırmızı kesilmişti.

" Sizinle beraber kardeşlerinizde kurban gidecek ne yapalım. Kaderlerinde bu varmış. Bulutta olsaydı iyi olurdu. Kökünüzü temelli kuruturdum."

Hüseyin derin bir nefes alıp esefle dışarıya vermişti.

" Bu anı çok bekledim. Çok planlar yaptım ve bu planlar boşa gitmeyecek özellikle sizin için güzel bir ölüm seçtim. Beş dakika içinde uyanacaksınız ve yanarak can vereceksiniz. " diyerek hasta gibi gülmeye başlamıştı.

" Kiraz'ım neden beni sevmedin benim neyim eksikti bu sırıktan. İnanki benim kadar seni kimse sevemez. Ama sen benim sevgimi haketmeyen adi bir kadınsın ve bunun da cezasını çekeceksin." diyerek gemiden inmişti.

" İpliklerini çözün." diye emir vermişti adamlarına. Ogün hızla iplikleri söküp yerine gelmişti.

" Gemiyi ateşe verin." Mustafa elinde çakmakla geminin merdiven kısmını ateşe vermişti ve alev hızla gemiye yayılmaya başlamıştı.

Hüseyin ise bu durumu hem gülerek hemde acıklı bir şekilde izliyordu.

Arkasını döndükten ve gittikten sonra söylediği son söz " bunu ben istemedim , beni mecbur ettiniz siz buna."



103. Bölüm Sonu...

🖤🌸

İki Deli : Biri güzel Biri yakışıklı  [ TAMAMLANDI ]Where stories live. Discover now