101🖤🌸

115 11 14
                                    

2 hafta sonra.

İsteme merasiminden sonra iki hafta geçmişti. Mesut bey ve Zeliha hanım ailece Aslan'a kız istemişlerdi. Bir tek Yanan Ali kız istemeye gitmemişti. Bunun nedeni ise okuldan izin alamaması olmuştu.

Kızın babası biraz mırın kırın etmişti fakat Buğlem'inde gönlü olduğu için kabul etmişti. Şimdiden yüzükler bile takılmıştı. Aslan kendi ve Buğlemin fotoğrafını dükkanının duvarına şimdiden yerleştirmişti bile.

Düğün tarihleri belli olmuştu. Fakat Mesut bey iki oğlunun da aynı gün evlenmesi taraftarıydı. Çünkü ikisi için çok fazla masraf gidecekti. Bari düğün masrafından muaf olurdu.

Bunu oğullarıyla konuşmuş ve ikiside kabul etmişti. Aslan Buğlem'e , Yanan Ali ise Kiraz'a sormuştu bu durumu. Onlar içinde sakıncası olmamıştı.

Bulut'un ani bir işi çıktığı için şehir dışına çıkmıştı. Gemilerde hasarlar varmış ve bir tek o halledebilirmiş. Yakın zamanda geleceğini duyurmuştu.

Sinan dudağını büzüp yatağından hızla kalktı ve dışarıya çıktı.

İki sokak ötede Rama'nın penceresine bir iki tane taş atıp seslenmeye başladı.

" Rama , Rama ." Rama sesi duyar duymaz etrafı koloçan edip hemen pencereye koşmuştu.

" Sinan senin akşamın bu vaktinde ne işin var burada." sesi çok kısık geliyordu Sinan'a ama yinede anlıyordu.

" Seni çok özledim ya. İki gündür yüzüne hasret kaldım. Hemen okul açılsa da seni doya doya görsem."

" Sinan Allah rızası için git annemgil görecek şimdi."

" Tamam tamam gittim. Yarın görüşürüz bal yanaklım." Rama hızla pencereyi kapatıp perdeyi çekmişti.

Sinan ellerini arkasına verip ıslık çalarak yürümeye başlamıştı.

" Allah'ım sana şükürler olsun ki sevdiğime kavuştum. İlk ve son aşkımdın gençlik çağımda sevgi çiçeğimdin gönül bağımda..." Müzik eşliğinde evin kapısından girip derin bir uyku çekmişti Sinan.

***

Sinan, Rama ve Kiraz okulun yolunu tutmuşlardı. Sinan Ramaya takipçilerinden basederken , Kiraz ise Yanan Aliyi düşünüyordu.

Yanan Ali ise okulun kapısından giriş yapmıştı bile bugün diğer günlerin aksine siyah eşofman takımı giymişti.

Kiraz ve onun beraberindekiler ise üç dakika sonra okula giriş yapmışlardı.

" Hocam günaydın.  Bugün çok şıksınız."

" Evet hocam gözlerimizi kamaştırıyorsunuz."

" Bu güzellik Ali hocayla evlenmeyi hak etmiyor bence." Kiraz gözlerini kocaman yapmıştı. Kiraz'ın sınıfındaki bir takım erkek öğrenciler Kiraz'ın evlenmemesi taraftarıydı.

" Çünkü bir kere tipsiz-" demişti Kasım. Diğerlerinde başını sallamıştı.

" Kim tipsizmiş." Gençler işittikleri seslerle kaskatı kesilmişlerdi adeta.

Kasım ve diğer iki arkadaşı arkasını yavaş yavaş dönmüştü. Kiraz ise bu durumdan haz almaya başlamıştı. Ve gülmemek için elinden geleni yapıyordu.

" Şey hocam biz -"

" Selimden basediyordum. Çok tipsiz çocuk." Selim kaşlarını yukarıya kaldırıp ciddi misin bakışları atıyordu. Selim sarışın ,mavi gözlü , beyaz tenli ve uzun boyluydu yani dört dörtlük bir çocuktu.

" Biz derse girelim geç kalacağız." Diyerek adeta sınıfa doğru uçmuşlardı.

Yanan Ali gözlerini kısıp arkalarında bakmaya başladı.

" Kiraz ben bunların dersine giriyor muyum acaba? Evet de lütfen." Kiraz Yanan Ali'nin koluna girip yürümeye başlamıştı.

" Ali saçmalama lütfen. Çocuklar şakalaşıyorlar."

" Ben bu üçünü göz hapsine aldım. Hem benim nerem tipsiz ya nerem. Allah'ım özene bezene yaratmış yarabbim. "

Kiraz gülmeye başlamıştı." Sen benim görmüş ve görecek olacağım en yakışıklı adamsın."diyerek ona dolu dolu bakmaya başlamıştı.

" Sende benim görmüş ve görecek olacağım en güzel kadınsın."

" Hadi derse girelim geç kalacağız. "

" O zaman sana iyi dersler ben bahçedeyim. "

" Sanada." Yanan Ali göz kırparak spor salonun yakınına gitmişti. Kiraz ise kendi sınıfına doğru yol almıştı.

İçeriye girer girmez büyük bir hengame kopmuştu adeta. Kiraz 'ın başının üzerinde ses bombası gibi bir şey patlamıştı. Ve Kiraz adeta korkudan ölecekti.

Daha sonra bir pasta ve doğum günü şarkısı gelince Kiraz'ın korkusunun yerini mutluluk doldurmuştu.

Kiraz mumlara üfleyip masaya doğru gitmişti.

" Çocuklar çok teşekkür ederim ama ne gerek vardı."

Selim ayağıyla kalkarak " öyle demeyin hocam, siz bizim en kıymetli hocamızsınız. Bu az bile."

Öğrenciler teker teker hediyelerini masaya bırakmıştı.

" Çocuklar ben bunları kabul  edemem. Neden bu kadar zahmete girdiniz ya."

Bu sefer ayağıyla Nafisa kalkmıştı" hocam eğer kabul etmezseniz hepimizin kalbi kırılır lütfen." Hep bir ağızdan söyleyince öğrenciler. Kiraz mecburen kabul etmişti.

Sınıf hep birden ayağıyla kalkarak " hocam sizi çok seviyoruz " diye bağırmışlardı.

" Bende sizi çok seviyorum." Öğrenciler hocayla fotoğraf çektirdikten sonra , sınıf başkanı pastayı kesip tüm sınıfa dağıtmıştı.

" Hocam düğün ne zaman?" Diye sormuştu Melisa.

En arkada oturan Tufan birden ayağıyla kalkmıştı.
" Ne düğünü hangi düğün. Hocam bir kere daha diyorum. Bekarlık sultanlıktır. Bence evlenmeyin heleki Ali hocayla hiç. "

" Sen sus kıskanç "

" Bana bak kızım getirtme oraya."

Kiraz iki kere masaya vurmuştu.

" Tamam çocuklar yeter. Beni sevdiğinizi biliyorum ama böyle özel konuları konuşmayı sevmiyorum. Ne olur anlayın beni ve tatlı tatlı pastalarımızdan yiyelim." öğrenciler önlerine dönüp pasta yiyerek sohbet etmeye başlamışlardı.





                                      101. Bölüm Sonu...




🖤🌸

İki Deli : Biri güzel Biri yakışıklı  [ TAMAMLANDI ]Where stories live. Discover now