Ben İyi Değilim♕

Start from the beginning
                                    

Asrel "Leydi Anita'yı bu konuda uyarmıştım ama unutmuş olmalı." dedi ve Anita'ya baktı. Anita ise ifadesizce bana bakıyordu. Duygularını yüzünde okuyamıyordum.

Anita buz gibi bir sesle "Gönüldedeki reddediş, kanı reddeder mi? Gönülde kabul edersek kan kabul eder mi? Ne dersen de Kraliçe, Talayer de bir Venaim. Kanı gayrimeşru olsun veya olmasın, o senin erkek kardeşin." dedi.

"Kan hiçbir bağı reddedemez ama gönül reddedebilir. Gönülden kabul etmediğim birisi ne benim kardeşim olur ne de bir Venaim soyu. O, benim gözümde bir piç veya Nizar dilinde dersem Önchin. Üstelik şunu da öğrenmelisiniz ki Nizar da piç, piçtir. Asla aileye girmezler ve onlara Önchin soyadı verilir. Anlamı kimsesiz, istenmeyendir. Görüyorsunuz ki kandan daha üstün kurallar var." dedim.

Sessizlik olmuştu. Gergin sessizliği bozacak değildim. Diyeceğimi demiştim. Benim evime geliyordu, misafirimdi. Fakat kimse misafirliğin verdiği dokunulmazlığa sığınarak bana laf çarpmazdı, buna izin vermezdim. Herkes sınırını bilecekti. Armin hafifçe öksürdükten sonra ona bakmıştık. Armin sakin bir sesle "Leydi Anita, eminim ki çok yorulmuşsunuzdur. Neden akşam yemeğine kadar dinlenmiyorsunuz? Sizin için özel eğlence düzenlettim." dedi.

Anita "Fazlasıyla yorgunum ve başıma ağrı girdi. Yemeğe kadar dinlenmem en güzeli."

"Sarayın hekimlerini size gönderebilirim." dedim.

"İstemez!" dedi ve derin bir nefes almıştım.

Saraya girdikten sonra yatak odasına girmiştim. Sinirle yatağıma oturdum. Anita'nın buradaki varlığına nasıl katlanacaktım? Şimdiden yanımda Talayer'in adını anar olmuştu. Yaşlı cadı, buradan bir an önce defolup gitsindi. Onu sarayımda görmek istemiyordum. Aspenza Kraliçesi Naomi ile aramı tutmam yeterli olurdu, bunak bir kadınla değildi. Nerede, ne konuşacağını bilmeyen insanlar hayatım boyunca hoşuma gitmezdi. Onlardan uzak dururdum veya benden uzak durmalarını sağlardım. Şimdi burnumun dibinde bir tanesi vardı. İyi ki kalıcı birisi değildi. Yoksa hayat zor olurdu.

Yatak odamdan çıktıktan sonra emrimle İgen'i çağırmıştım. Emrime karşı gelmemişti ve küçük salonumda karşımdaydı.Zırhı, dizlerine kadar gelen deri sandaleti, belindeki kılıcı ve hançerleriyle ben buradayım diyordu. Sarı saçları omuzlarına değerken, mavi gözleri sakindi. Ellerini arkasına birleştirmiş, karşımda dimdikti. Yüzü donuktu.

İgen "Beni emretmişsiniz, Kraliçem." dedi. Sesinin donukluğuna rağmen gülümsemeyi başarmıştım.

"Leydi Anita'nın güvenliğinden sorumlu olduğunu söyleyecektim." dedim.

"Başkası vardı. Kral Armin, başka birisini görevlendirmişti."

"Armin benden habersiz bir düzenleme yapmış ama içim bu konuda rahat değil. Bana o kadının sarayımda, şehrimde attığı her adımı söyleyecek birisi lazım ve o sensin."

Dudakları gerilmişti, yere bakıyordu. Düşünceli bir şekilde "Bir başkası da bu görevi yapabilirdi." dedi.

"Armin'den ölümüne nefret eden birisini bu kısa sürede bulmam mümkün değil." dedim. Mavi gözler benim üzerimdeydi.

"Ondan nefret ettiğimi nereden çıkardın?" dedi ukala bir bakışla.

"Hayatının aşkını elinden alan bir adama sevgi duyman kadar ilginç bir durum yok. Hatta tebrik bile etmişsindir, benim ona layık olduğumu söylemişsindir. Armin'den yatak odası hikayelerimizi anlatması için baskı kurmuşsundur, samimiyeti ilerlettiğiniz için bunu yapabilirsin değil mi? Ona olan sevginden dolayı benim neleri sevip neleri sevmediğimi açık açık anlatmış bile olabilirsin."

Kurtların DansıWhere stories live. Discover now