Kol Düğmesi♕

409 41 115
                                    

BÖLÜMÜ OYLARSANIZ VE YORUMLARSANIZ SEVİNİRİM!

EĞER GÜNCELLEME BİLDİRİMİ GELMİYORSA KÜTÜPHANEDEN ÇIKARIP, BİR DAHA EKLEYİN VEYA BENİ TAKİP EDİN.

Bölüm Şarkısı: The Neighbourhood - Sweater Weather

Yayınlanma Tarihi: 01.01.2020 (00:24)

Hepinize musmutlu yıllar dilerim! Yeni yıl hediyesi olarak erken gelen, güzel bir bölüm oldu.

Aşağıda Stanley, Irene, Ronald, Anisa var.

İyi Okumalar!

Larastka Krallığı - Başkent: Kantre - Ulu Saray

Aiden

Teyzemin yanındaydım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Teyzemin yanındaydım. Bir mahkemeye katılmıştı ve beni de yanında götürmüştü. Güvenliğimden sen sorumlu ol, senin dışında kimse beni koruyamaz demişti. Ben ise kabul etmiştim. Sonuçta beni büyüten, yetiştiren kadın oydu. Nankörlükle cevap veremezdim. Bu yüzden onunla eşlik etmiştim. Yanında oturuyordum ve gerekli düşüncelerimi söylüyordum. Yine de son karar teyzemindi. Onu incelediğim zaman yılların onu ne kadar yıpratmış olduğunu da görüyordum. Jayce gibi kızıl kahve saçları her ne kadar toplamış olsa bile beyazlarını gösteriyordu. Gözlerinin etrafında çizgiler vardı. Yaşlanıyordu ama kendisinin yaşlandığını gördüğüne dair şüphelerim vardı. Yaşlandığını düşünseydi sarayda hala güç peşinde koşmazdı, bir kenara çekilirdi. Belki de güçten zehirlenmişti.

Ulu Saray'daki güç savaşından, iktidar hırsından tiksiniyordum. Çevremdeki çoğu insan beni ben olduğum için Kral'ın Kuzeni olduğum için seviyor olduğu düşüncesi beni üzüyordu. Bu duruma alışmış olsam bile zaman zaman yarasını kalbimde hissettiğim gerçekti. Bir yere ait olmadığım düşüncesi beni derin bir bataklığa saplıyor, çırpındıkça pis bataklığın derinlerine gömülüyordum. Hiçbir gücün  beni oradan çıkarmayacağı açıktı. Yosun gözlere sahip insanı yaratıcıların varlığına inandıracak olan saf güzellik bile beni o bataklıktan çıkaramazdı. İşin kötü yanı o gözlere bakamama, o güzel gözlere zarar verme düşüncesi saplandığım bataklıkta beni boğuyordu. Keşke her şey çok farklı olsaydı. O zaman çok mutlu olacaktım. Zincirlere boğulan bir hayatım olmayacaktı.

Teyzem öksürünce ona bakmıştım. Kahverengi gözleri meraklıydı. Ne düşündüğümü ona diyemeyeceğim için gülümsemiştim."Ne oldu, teyzeciğim?" dedim.

Teyzem ise aşağıdaki insanlara bakarak "Yeni davayı dikkatle dinle ve benim ne kadar iyi yönettiğimi gör diyecektim." dedi.

"Senin yönetim gücünü görmemek için kör olmamız lazımdı." dedim ve içeriye bir kadınla bir adam girmişti.

Kadın oldukça gergin iken adam kendisine güveniyordu. Önümdeki dosyayı okumuştum. Kadının ismi Roza idi ve kocası olan Davrild'i aldattığı iddia ediliyordu. Larastka'da sadakatsizliğin cezası ağır olurdu. Evlilikler asla bozulmak üzere yapılmazdı, ayrılanlar nadirdi. Eğer eşler sadakatsiz olursa cezalar katı olurdu. Tabii bu duruma göre değişiyordu. Erkek sadakatsiz davranınca biraz daha toleranslı davranır iken kadının sadakatsizliğinde büyük bir ayıplama olurdu. Toplumun bu yapısı iki yüzlülüktü. Eğer ortada bir sadakatsizlik varsa kadın veya erkek fark etmeden cezalandırılmalıydı.

Kurtların DansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin