《4》'KARANLIK KUTU'

Start from the beginning
                                    

"Nereye gidiyorsun, Nefes?" diye sordum.

"Birlikte bir şeyler yapıcağız." dediğinde ona buraya neden geldiğimi söylemeliydim.

"Ben gelemem Sema hoca çağırmış beni."

"Acaba benimle ne işi var ki? Bu kadın çok yoğun olmuyor muydu ya?" diye de söylendim.

"Anneni kandırmak oldukça kolay da seni kandırabileceğimi hiç zannetmezdim." dediğinde ona anlamadığımı belli edercesine baktım.

"Ne diyorsun sen Nefes? Ne saçmalıyorsun yine?"

"Sence Sema hoca seninle konuşabilecek bir vakite sahip mi? Kadın fırsat bulup işemeye bile gidemiyor." dediğinde sinirlenmeye başlamıştım. Bana oyun oynamıştı.
Tam ağzımı açıp söze başlayacakken, benden önce konuşmaya başladı.

"Hiç öyle beni öldürecek gibi bakma. Evet sana oyun oynadım. Sema hoca diye anneni Neslihan'la konuşturdum. Aklın başına gelsin biraz. Bir kerede açık olsun şu telefonun. Ayrıca da iyi ki yapmışım. Şu haline baksana, çağırsam asla gelmezmişsin." dedi.

Allah'ım çıldıracağım. Bir de haklı çıkmak için uzun uzun cümleler kuruyordu. Benim aklıma gelen düşünceler kanımı dondurmaya devam ederken, beni bu halde oyunla dışarı çıkarmıştı. Bu işin içinde bir şey olduğunu anlamıştım. Keşke gelmeseydim. Ya karşılaşırsak şimdi.

"Bana bak kara kafa! İşin sonunda verdireceksin tüm saçlarını eline. Kızım sen rahatsız mısın? Nerden öğreniyorsun sen bunları?" diye bağırdım sinirle.

"Ya Mira, yemin ederim seni dışardan gören taş gibi hatun zanneder. Erkek çocuğundan farkın yok be. Bu ne agresiflik? "

Bir de hâlâ karşımda utanmadan konuşuyordu. Vallahi döveceğim bu kızı. Arkamı dönüp gidecekken, kolumdan tuttu. "Nereye?" diye sorduğunda,

"Ebenin a-" cümlemi tamamlamama izin vermeden ağzımı kapattı. Gözleri de kocaman olmuştu. Hanımefendimiz el bebek gül bebek büyüdüğü için alışkın değildi bu tarz konuşmalara.

"Of Mira. Ya ben de herkesin arkadaşlarıyla yaptığı şeyleri yapmak istiyorum seninle. Niye sürekli bir itiraz ya."

Haklı olabilirdi. Ben herkes gibi değildim ama ona en başında benimle arkadaş olurken başına ne geleceğini göstermek için elimden geleni yapmıştım. O ısrarla benim yanımda kalmıştı. Biliyordu kendimden taviz vermeyi sevmediğimi ve sevdiklerime karşı zaafım olduğunu. Onun için bir çok kez kendimden taviz verdiğim içindi bu rahatlığı.

"Gizem gelecek bugün. Onu birlikte karşılar vakit geçiririz diye yaptım. Dershaneye de gelmedin, gelmek istemeyeceğini düşündüğüm için yani."

Ben onu hep unutmuştum. Gizem, bizim en iyi dostumuzdu. O ilk sene üniversiteye gittiği için yanımızda değildi ama bu sıralar tatil dönemleriydi. Aslında Nefes beni her ne kadar sinirlendirsede çoğu zaman ipten de alıyordu. Vallahi gitmesem Gizem beni gebertirdi.

"Nerede buluşacağız ki? O geldi mi buraya?"

"Evet, geldi. Biz dersteyken o da ailesiyle vakit geçirecek sonra da buluşacaktık ama sen olmadığın için-" diyerek cümleyi uzatacakken sözünü böldüm.

MELÂLOn viuen les histories. Descobreix ara