《6》'CÜRETKAR HADSİZ'

74.3K 4K 2K
                                    

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.

SİZLERİ SEVİYORUM ♡

KEYİFLİ OKUMALAR.
SNMNURGYK

Kurt puslu havayı severdi. Karanlığın hakim olduğu, sisli ve puslu havada çıktığı dağın tepesinde tüm hakimiyetini ilan etmek istercesine, koskoca ormanda varlığını ispatlamak, ben burdayım demek istercesine uluyarak bölerdi zemheri karanlığı.

Pusu severdi kurt. Birilerinin işine taş koymasını engellemek, odaklandığı hedefi on ikiden vurabilmek için.
Dolunaya okuduğu bir meydanı vardı hep. Sanki varlığı ayı gökten indirebilecekmiş gibi ulurdu yükseklerden.

Bu yüzden miydi karanlık ve ıssız bir sokakta arabamızın önünün kesilmesi?

Girdiğim şoktan hâlâ çıkabilmiş değildim. Bu kadar mı ince işlenebilirdi bir plan? Kapımın gürültülü bir şekilde açılması bile engel değildi şokun üzerimden atılmasına. Kapım açıldıktan hemen sonra iri yarı ve siyah takım elbiseli bir adam tarafından kolumdan çekilerek dışarı çıkarıldım. Ağzımı açıp bağıracak veya da kolumu kurtarmayı deneyecek bir durumda değildim şu anda. Kolumdaki el tarafından yönlendiriliyordum. Arabamızın önünden geçerek karanlığı yararak ilerleyen ışığı saniyelikte olsa kestik. Babam ve annem de kapılarını açarak arabadan dışarı attılar kendilerini bir panikle.

Karşılıklı durmuş iki arabanın farları birbirlerine meydan okuyorlardı karanlığı yarmak için. Farların aydınlatmaya çalıştığı zeminde bir çok koca gölge vardı. Bakışlarım yerdeydi. Cesaretim yoktu karşılaşacağım manzaraya bakmaya.
Kolumu tutan adam beni kuvvetlice ileri doğru savurdu. Kafamı kaldırıp karşımdaki adama baktığımda içimdeki sıkıntının kökleri daha da derinlere saplandı. Bu bakışlar bu kadar can yakıcı olmamalıydı. Farları açık olan arabanın önünde durmuş yüzündeki zafer ifadesiyle açık açık okuyordu meydanını. Ne olmuştu bu kadar? Neyin hırsıydı bu?
Düşmemek için bir destek ararken
Annemin feryadını işittim.

"Neler oluyor böyle? Bırakın kızımı!"

"Siz kendinizi ne sanıyorsunuz!" diyerek bağırdığını duydu kulaklarım. Kafamı kaldırıp annemlere bakacakken bu seferde kolumda ki yerini pisliğin elleri aldı. Kolumdan tutarak hem düşmemi engellemiş, aynı zamanda da beni kendine doğru çekmişti. Arabada sıcaktan dolayı çıkardığım kabanımın eksikliğini aratan soğuk havaya rağmen dokunuşuyla alev almıştı tüm vücudum. Kolumdaki eli sayesinde sırtım ona yüzüm annemlere dönük bir şekilde durmamı sağladı. Gördüğüm manzarayla alevler içinde yanan vücudumun aksine ahenkle şaha kalkmıştı tüm tüylerim. Arabamızın arkası iki adet büyük siyah araba tarafından kesilmiş, içinden çıkan adamlarda hilâl şeklinde anne ve babamın çevresine dizilmişti. Bacakları iki yana hafif açık, elleri arkalarında rahatta bekleyen adamlar, oldukça rahatsız ediciydi. Kafamı yana çevirdiğimde aynı manzaranın arkada da olduğunu tahmin etmek hiç de zor değildi.

Bir daire içerisinde hapsedilmiş, karantinaya alınmıştık.
Anne ve babamda arabanın önünde yerlerini almışken annemin gözlerinde korku babamınkinde ise sandığımdan daha çok duygu vardı.

"Bırak kızımı!" Annemin feryadı tüm karanlığa hükmediyordu.
Babamın ağzından ise tek kelime çıkmıyor, daha temkinli yaklaşmaya çalışıyordu.

Arkamdaki adam, arkamdaki konumunu dikleştirerek bana daha çok yaklaştığında korkum ve tedirginliğim level atlıyordu. Annem bana doğru atıldığında babam onu durdurdu.

"Kurtar kızımı Remzi, ne duruyorsun?" diyerek babama bakarak konuştu annem. Babam annemi eski konumuna getirerek tekrar bize döndü. Babamın arkamdaki adama olan bakışları hiç de uzak olduğum bakışlar değildi. Varlığını hissettiğim şahsın bakışlarınında altta kalır yanı yoktu eminim ki.

MELÂLWhere stories live. Discover now