《15》'FERYAD-I İNTİHAR'

65.2K 2.7K 5.2K
                                    

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.

SİZLERİ SEVİYORUM♡

KEYİFLİ OKUMALAR
SNMNURGYK

Kaderin kadehinde boğulmuş bir ruh. Yanılgısı zamandan, yazgısı hayattan. Meçhulün kaosu kırmızıdan, kandan. Soğuğun keskinleştirdiği kar tanesi dolaşıyor kan damarlarımda. Acının çiselediği kalp çığ altında. Buz tutmuş merhamet, ateş görmedikçe keskin bir sızı olarak dolduruyor zihnin kayboluşlarını. Kendine mahal ediyor güzelin yok oluşlarını ve MELÂL'in kalbin gölgesinde varoluşlarını. Kaderin keder içinde küle dönüşünü izleyen benliğim, külün karıştığı okyanustan bir yudum alıyor. İliklerde hissedilen hüznün kargaşası gözlerime yaş bırakıyor. Bu yüzden küllerden ölüm bekleyen alevlerin varlığı payidar. Acının avuçları arasında yaktığı ruhun vaveylaları tamahkâr, FERYAD-I İNTİHAR.

Boynuma dolanan intihar etmiş feryatlar yalnızca kendilerini değil beni de katlediyordu. Bir geceyi gün etmiş benliğim, bir günü gece etmek için arayış içinde. Tek bir an yummadım gözlerimi. Sesime yarık açacak şiddette olan çığlıklarım etrafımı kuşandığından beri getirildiğim yatağın üzerinde oturuyordum. Beynimde dönüp duran görüntüler, bir ruhun varlığıyla kör kuyularda son veriyordu hakimiyetine. Göz bebeklerimde taşıdığım sureti başka bir göze gölgesini dahi düşürmemişti. Nasıl? Fikrimde zikreden açık uçlu soruların ucu kırılıyor bir daha açılmamak üzere. Ucu içinde kalan soruların cevap anahtarı buluşturulmuş çöp ile, zihnin derinliklerinde. Beynimin duvarlarına çarparak şiddet kazanan bir ses. Bir kelime. Beş hece.

DELİRİYORSUN!

DELİRİYORSUN!

DELİRİYORSUN!

Çarpıntının durmasını, sonlanmasını isterken her defasında kafamı basınçla avuçlarımın arasına hapsettim. İçimden kendime verdiğim sözler, bana inanması için döktüğüm diller hiçbir istisnaya uğramadan her seferinde aynı kelimeyle parçalandı. Bu gerçeğe inanmak istemiyordum. Böyle bir durumla baş etmek istemiyordum. Ben ondan gelen hiçbir şeyi istemiyordum. Gerçeğiyle mahvolmuşken hayaliyle kahrolamam. Ölümü arzulayan ruhuma ölümü fısıldayarak yaşayamam. Göz kapaklarımda buluştuğum gözler uzun süredir mücadele verdiğim savaşın düşmanlarıydı. Bir mandalla tutturulan mutlulukların dağınıklığı er meydanı.

Dizlerimin etrafına sardığım kollarımla sallanan bedenim uyutmayı hedefliyor beşiğin içindeki yargıyı. Gerginleşen kaşlarım gözlerimin kapanmasına sebep olduğunda derin olmasına rağmen titremesine mani olamadığım soluğu genzimden aşağı yuvarlıyordu. Usulca araladığım gözlerimin bebekleri titreşirken odamın kapısı aralandı. Birilerini görmek istesem yanımda olmayı es geçiyorum yakınımda olmazlar. Eminim. Şu anki ısrarlı yakınlık isteksizliğimin mirası. Kapıdan içeri yavaşça sokulan kişi elinde tepsisiyle annemden başkası değildi. Gözlerindeki yorgun ifade benim gözlerimden mi yansıdı bilinmez. Bilinen ve aşikar olan kederin yorgunluk olarak sindiği yaşlı gözlerdi. Dün geceki olaydan sonra temkinli adımlarla yaklaşmaya başladı. Yatağın yanı başında durduğunda elindeki tepsiyi komidinin üzerine bırakarak saçlarıma uzandı. Özensizce omuzlarımdan dökülen koyu kumral saçlarım bir el tarafından okşanmayı reddedeli uzun zaman olmuştu.

Dün gece sarmaladığı bedenimi odaya kadar getirmişti annem ve bir müddet benimle ağladıktan sonra öfkenin damarlarımda kol gezdiği vakit odadan çıkmıştı. Uzun bir süre kapının önünden ağlayışıma eşlik etmiş, aydınlanan havayla birlikte sessizce gitmişti. Elinin saçlarıma dokunmasını engelleyerek uzaklaştım. Uzaklaşmamdaki sebebin altında yatanların sayısını kaçırmıştım, karıştırmıştım. Ne diyeceğini beklediğimi belli eden bir ifadeyle ona baktığımda acıyla buruşturdu yüzünü. Nasıl görünüyordum acaba? BERBAT.

MELÂLWhere stories live. Discover now