《20》'GERÇEK SANRI'

59.8K 1.8K 2.9K
                                    

OY VE YORUMLARINIZI BEKLİYORUM.

SİZLERİ SEVİYORUM♡

KEYİFLİ OKUMALAR
SNMNURGYK


Bölüm şarkıları; Mark Eliyahu & Cem Adrian Derinlerde, Mark Eliyahu Hope

Beyaz bir kelebek. Cehenneme adanmış masum bir yürek. Kan sıçrayan kefeniyle dünyaya gelmiş. İntihar, bir gün için nefes alıp vermekmiş, kelebeği öldürmekmiş. Ruhu masumluğunda mı bilinmez ama canı kanatlarından akıyor. Sessizce gerçekleşen yıkımın eşsiz çığlığı köhne duvarlarda yankılanıyor. Zaman, saniyelerini yarışa katmış ölüme koşuyor. Yalnızlık mezarlığında kimsesiz bir ceset karşılandı. İmtihanı kısa süren yaşamın sorgusu gökyüzünde yankılandı. Kan oturmuş tırnaklarınla bileğine bir kelebek çiz. Kelebeği öldürmediğin sürece kalbinde taşınmaya mahkum kalsın iz. Sonunu kendin hazırlarken hissettiğin kaygı, cennetin gözlerindeki bulanık yansıması. Hayalleri avucunun içine hapseden esaretin sunduğu tiyatrodaki yargı, zihnine hükmeden Gerçek Sanrı.

Karanlık her yere hakim. Buna ruh da dahil. Göz gözü görmüyor. Terk edilişime şehir küsmüş, ışıklarını söndürüyor. Odayı aydınlatan bir mum vardı. Onun da yaşamı azrailin nefesi ile sonlandı. Sonlandırıldı. Şu an sadece bir nefes hakim tenimde. Gözlerim sonsuzluk denizinde. Hiçbir şey görmüyor. Göremiyor. Burnumdan içeri bir koku yayılıyor fakat bunu benliğim istemiyor. Kirpik uçlarım kaşlarımın altında hissediliyor. Kocaman açtım gözlerimi çünkü bir şeyleri görmek istiyor. Çıplak teninin sıcaklığı yüzüme vururken buz tutmuş parmak uçları bileğime dokundu.

Hissettiğim ürperti derimin gerilmesi ile yaramı sızlattı. Yaranın üstünden tenime dokunan parmağı haricinde diğerleri bileğimi kavradı. Parmak boğumları tenimi sarmaladı. Tam anlamıyla kavradığı bileğimi kendine çektiğinde aramızdaki mesafe azaldı. Tenimde hissettiğim nefesin sesi artık kulaklarımda. Gözlerinin içine bakarak tavrımı sunmak istiyorum fakat bedeninden geriye kalan gözlerindeki parlak ışıltı. Yanan ateşin dışarı vuran şavkının yanındaki çatırdı. Kendimi geri çekmek istediğimde tutuşu sertleşti. Bu kolumdaki acıyı keskinleştirmişti. Dudaklarımda ani bir inleme gerçekleşti. Bir eli bileğimi tutarken diğeri harekete geçti. Bir şey aradığı açık ve netti.

Saçlarımdan sıyrılıp yere düşen tişörtü kavramadan önce elinin kemikli sırtını bacağımda hissetmiştim. Sonrasında elindeki mumu masaya bırakmış ve tişörtü almıştı. Gerilen bedenim patlamanın eşiğindeyken sakin hareketleri sinirimi bozuyordu. Dizinin birini yere koydu. Diğerini kırıp karşımda konumlandı. Yaralı bileğimi dizinin üzerine koyduğunda o eli de tişörte uzandı. Ve o ses. Kumaşın yırtılışı. Etrafa dağılan sesin yanında uçuşan ufak iplikler... Anılar, görüntüler. Zihnimde aydınlanan tiyatrodaki sahne geçmişi ateşe vermek için yeterliydi. Vermişti. Bileğimi dizinden çekip dudaklarımı aralamıştım ki güçlü refleksleriyle bileğimi kavradı. Saşkınlığım dudaklarımı mıhladı.

Yaptıklarını sorgular halde ona bakarken o bakışlarımdan habersiz bileğime yırttığı parçayı bağlamaya başladı. Sakin kalamayacaktım.

"Ne yapıyorsun? Ne bu tavırlar, yardımlar, sarf ettiğin laflar?"

Sesim sandığımın aksine şaşırtıcı sakinlikte fakat öfkenin sorgulayıcı esaretindeydi. Bileğimi çekmeye çalıştığımda sabitlemek için tuttuğu bezde parmağını yukarı kaydırdı ve yarama bastırdı. Bu hareketiyle gözlerim sıkıca kapanmıştı. Az önceki tınısına acı bulaşan sesimle konuştum.

MELÂLWhere stories live. Discover now