《30》'BUGÜN ÖLÜ, YARIN GÖMÜLÜ

57.2K 2.4K 2.5K
                                    

UZUN BİR ARANIN SONUNDA YENİDEN, MERHABA!


OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI İHMAL ETMEYİN.

SİZLERİ SEVİYORUM♡

KEYİFLİ OKUMALAR
SNMNURGYK

Dün yanın kalabalıktı. Bugün değil. Dünyanın bozuk düzeni. Hayat değil adil.

Kalabalık bir yalnızlıkta olmak; etrafı kalabalık ama ruhu yalnız kişiler için söylenebilirdi. Benim etrafımdaki insanlar da fazlaydı ancak ruhum bir tek onun yanında kalabalıktı. Nefes benim ruhumun kalabalığıydı. Artık hem yalnızdım hem ıssız. Aydınlık uzun süredir etrafımda yok ama bu sefer her yer zifiri karanlık.

Birini görememe sebebinizin sizden uzakta olmasıyla, ölmüş olması aynı şeyler değildi. İkisinde de yanınıza gelmesi imkansızdı belki ama uzakta hayattaydı. Birinin yaşadığını bilmekle, öldüğünü bilmek aynı kefeye sığmazdı. Denk olamazdı.

Bir kere veda etmiştim ona. Vedam hayattayken olsaydı, olmaz mıydı? Nefes'in nefesleri bu dünyaya fazla mıydı?

Acısı öyle derindi ki onun en derinlerinde olan adamın yasını tutamamak ihanet gibiydi. Nefes hep dilimdeydi. Emir peki? Ölen Emir...

Düşüncelere esir olmak aklımı kaçırmamla eş değerdi. Nefes'in öldüğünü kabullenmek delirmekle birdi. Nefes ölemezdi. Ölmemeliydi.

Ama ölmüştü.

Dayanamıyordum. Onlarca cümleyle anlatılabilecek acı tek bir kelimeye sığarken içime sığmıyordu. O pisliğe gerekeni bir ölçüde yapmıştık. En azından yıllardır intikamı için savaşan bir adamın izinden gitmek bu yoldaki en mantıklı adımımdı. Bununla bitmeyecektir diye geçirdim içimden. Bitmemeliydi. Az önce içerde taşıdığım ruhla şuan bedenimi sarmalayan ruh bir değildi. Yasımın nefretini göstermek için dik olan bedenim acıya eğilmişti. Eğilebilirdi çünkü düşman karşımda değildi.

Hava aydınlanmıştı. Film geçilmiş camın boğukluyla dışarıyı izlemeye karar verdim. Dışarda olan biri için kışın ortasında açan güneş keyifliydi belki ama ışınları benim üzerime düşmedi. O dışarıdaydı, ben içerde. Acı benim içimde. Bir olmamız beklenemez ki. Acıyla yananlar yaşama tutunanlarla bir değildi.

Başımı cama, acımı canıma yasladım.
Öyle bir yerdi ki burası gökyüzü bile mavi değildi. Griydi. Kirliydi. Sınırları belliydi. Yoldan hızla akan arabayla görüş alanıma saniyelik de olsa buraya girerken gördüğüm tabelanın benzeri girdi. Beynim görüntüsünü kaydetti. Yazanların çevirisini verdi.

25. Bölge
Suç Eşitliğine Çıkar

Akarak giden yollar, zihnimde tekrar ede senaryolar eşliğinde bitmişti. İçime düşen koru, küllenmiş acılar alevlendirmişti. Onlar hâlâ benimleydi. Unutamıyordum. Yaşadığım için utanıyordum. Çok yeni, dedi içimden bir ses.

Acının eskisi mi var? Geçen zaman acıya eksi mi yazar?

Cevabım, hayır. Zamanın ilaç olduğunu varsayanlar iyileşmeye ikna olanlardır. İkna değilim, bu yüzden hiç iyileşmedim.

MELÂLWhere stories live. Discover now