Özel Bölüm 2

3.9K 237 54
                                    

"Ya senin ebene rüşvet verdiler de popona değil kafana mı vurdular? Ondan mı bu gerizekalılığın?"

Yunus'a karşı kırıcı sözler söyleyen Ege, ciddiyetini bırakıp yanındaki Aleyna'ya beşlik çaktı.

"Oyunu bir dakika bekletin!" diye bağırdı ve telefonunu çıkarttı Yunus.

"Ya telefon yok dedik ama," diye yakındım Yunus'a karşı.

"Dün kavga ettiğim çocuğa yazacağım bunu. Popona değilden sonrası neydi Ege?"

Emir gülüp Yunus'un kafasına vurduğunda Yunus gelen bu darbeyle aniden hatırlamış ve yazmaya devam etmişti. Yüzündeki koca sırıtışla telefonu tekrar yere bıraktı ve olmayan saçlarını savurdu.

"Tamam hadi,"

"Bende bende!" diye bağırıp ortadaki şişeyi kaptığım gibi göğsüme bastırdım. Herkesten homurtular çıkarken hınzırca güldüm. Yaklaşık son on eldir ben çeviriyordum.

Prensip olarak ilk seferde çevirmeyip şişeyi bir taraflara fırlattım. Emir, önüne düşen şişeyi almaya tenezzül bile etmemişti. Çünkü birkaç el önce tenezzül ettiğine pişman etmiştim.

"Evet, oldu!" Herkes merakla şişenin durmasını beklerken bir ucu Kevser'e, diğeri de Emir'e gelmişti.

Emir akıllanmış olmalı ki hemen cesaretlik dedi. İlk elde Kevser ona kaç sevgilisi olduğunu sormuştu ve Emir saydığı kız isimleri yüzünden benden güzel bir azar yemişti.

"Açın bakalım ortalığı, Emir'imiz şişeye oturacak."

Kahkaha atarak hızla geriye açıldım. Emir'in gözler tenis topu kadar oldu haliyle. Bana yardım et dercesine bakarken, ben çoktan "Haydi Emir!" diye bağırarak alkışlamaya başlamıştım.

"Allahım... Affet beni." Şişeyi eline alarak dik şekilde yere koydu. Neredeyse ağlayacak gibiydi. Yavaşça eğilecekken, omuzlarından tutup bastıran Ege sağolsun, sertçe şişenin üzerine oturdu. Acıyla çığlık atıp kalkan Emir bir yerlerini tutarak kıvranmaya başlamıştı. Kahkahalarımız sağolsun acı dolu seslerini duymuyorduk. Ve tabii, sansürlenmesi gereken küfürleri de.

"Evet, sıradaki kim?" diye soran Ege, kahkaha atmayı bırakan ilk kişiydi.

"Bende! Bende!" Şişeyi hızla kapıp şeytan gülüşümü sergiledim. O sırada suratı köpüren Emir de yerine oturmuştu.

Şişeyi çevirdiğimde, arka tarafı bana gelmişti. Bu görüntü bile ayvayı yediğimin kanıtıydı. Pişkin pişkin sırıtan Aleyna'ya baktım.

"Öp bakalım enişteyi." Homurdanmaya başlarken Emir'e baktım. Acısı mucizevi bir şekilde yok olmuştu anlaşılan. "Öp bakalım beni."

"Ya ama Aleyna, ona tripli olduğumu biliyorsun." Hala homurdanmaya devam ediyordum. Emir'in yanına kadar emekleyip oturdum. Bir hafta boyunca saat gece yarısını geçince eve gelmişti. Korktuğumu biliyordu üstelik.

"Hala mı ya?" diyerek elini belime koyan Emir, yalvarırcasına bakmıştı.

"Rol yapma," diye kestirip attım ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. Tekrar yerime emekleyerek gittim.

Oyunun havası birden değişmişti. Herkes birbirine bakıyordu.

"Oynamıyorsak müsaadenizle." Ayağa kalkıp arka kapıyı açtım ve mutfağa, ordan da salona geçtim. Evin arka bahçesinde oynuyor oluşumuz işime gelmişti.

Koltuğa yayılıp kucağıma yastığı alarak tavanı seyretmeye başladım. Arka kapının tekrar açılma sesi geldiğinde yastığı yüzümün üzerine koydum.

| Bilinen Anonim |Where stories live. Discover now