44. bölüm

10.3K 595 228
                                    


"Ulan ben senin alacağın arabayı satan firmanın başındaki kişinin memleteketini soran meymenetsizin ayakkabı markasının logosunu hazırlayan kişinin ebesine sıçayım!" Ellerim arabanın arka tarafını iterken şaşkın bakışlarım Ege'yi buldu. Ağzım açık öylece bakarken "Ebesine ne küfür ediyon lan!" diye çemkiren Yunus'a baktım bu sefer. Gözüm ikisi arasında gidip gelirken arabayı hiç ilerletemediğimizi fark ettim. Alan Yunus.

Beraber kamp yapmak istemiş ve yeni aldığı arabasını övüp duran Yunus'a güvenip, övüp durduğu arabasıyla yola çıkmıştık. Mutlu mesut yolda ilerlerken beni mükemmel uykumdan komşumun öpücüklerinin uyandırmasını isterken, hayat bana gülmüş ve araba birden durunca kafamı cama vurarak uyanmıştım.

"Anasını satayım, araba bize trip mi atıyor ne yapıyor? Bunca yolu siz rahat geldiniz biraz da ben rahat edeyim siz beni götürün mü diyor ne diyor?" diye isyan eden Aleyna ellerini arabadan çekti ve kötü bakışlarını arabaya dikti. "Arabaca bilen var mı?" diye mantık akan bir soru sorduğumda kendi içimde bunu tartışıyordum. Arabaca diye bir dil varmıdır acaba?

"Ben bittim!" Kevser de ellerini çekince zaten hareket ettiremediğimiz arabada hiçbir değişiklik olmamıştı. "Kaç kilosun sen ya?" diye mırıldanırken arabaya vurdum yavaşta. "Tamam yeter bu kadar," dedi komşum ve ellerini çekti. Derin bir nefes alırken birşeyin beni belimden tutup geri çekmesiyle benimde ellerim arabadan ayrıldı. Kusura bakma arabacığım ama buda can.

Omzunun üzerinden arkaya baktığımda nefes nefese kalmış komşumu gördüm. Beni kaldırıp çimlerin olduğu tarafa doğru yürüdü. "Burada kamp yapamaz mıyız?" dedim düz alana bakarken. "Aslında olabilir. Arabayı tepeye kadar götüremiyeceğimize göre?" derken beni çimlerin üzerine oturtmuş ve kendisi yanıma yerleşmişti.

"Gözümü kara çıkardın. Pü senin gibi arabaya," diye arabayı azarlayan Yunus'a gülerken, Ege Yunus'un ensesinden tutup karşımıza oturdu. Kızlar da arabadan aldıkları sularla yanımıza oturdu. "Ne diyorsunuz?" Herkes Emir'e bakıp onaylayan mırıltılar çıkarınca sırtımı Emir'in göğsüne yasladım. Ne? Rahat.

"Arabayı ne yapacağız?"

"Gece konuşup onunla anlaşırsın Yunus. Ona bu kadar tripin fazla olduğunu söyle. Belki yola gelir." Yunus bana göz devirirken güldüm. Güzel araba diye kandırmışlardı kankamı. Oysaki sırf bize arabasını göstermek için bakkala yolladığımızda kendi evine gitmiş, arabasını geri alıp gelmiş ve evin dışından bize korna calip "Ben bakkala gidiyorum," demişti.

Kendi kendime gülerken çoktan çadırları çıkarmışlardı. İki çadırımız olduğumu sanarken üç çadır olduğunu görünce kafamı kaldırıp komşuma baktım. Ulan sen ne ara kalktın ayağı?

"Üçüncü çadır niye?" diye sordum. Sorum komşuma yönelikken sırıtan Ege arabanın bagajını kapatıp elindeki eşyalarla bağırdı. "Belki ikiniz kalmak istersiniz diye."

Kızaran yüzümü saklamak için kapalı olan çadırlarla ilgileniyormuş gibi yaptım. Hiç aklıma bile gelmemişti. Yalan. Tüm gece düşünüp durmuştum. Tabii ki de bunu düşündüğümü söylemeyeceğim. "Olur," deyip çapkınca sırıtan Emir'e hayretle baktım. "Kız bu Emir neler diyor?" Arkamdan sinsice yaklaşıp fısıldayan Kevser'le olduğum yerde sıçrarken dönüp kafasına vurdum. "Ne sinsi sinsi yaklaşıyorsun sinsi?"

Aleyna'yla birbirlerine bakıp güldüklerinde gözümü devirdim ve kafamı eğerek çadırları inceliyormuş gibi yapmaya devam ettim. Kıvırcık saçlarımın açık olması ilk defa bu kadar işime yaramıştı sanırım. "Aç olan?" diye Ege ortaya bir soru attığında, kafamı kaldırıp ona baktım. "Ben değilim. Siz uyuklarken birkaç birşey atıştırmış olabilirim," deyip güldüğümde, komşum bana döndü. "Birkaç mı? Avuç avuç yedin lan. Kaşıkla da değil. Avucunla." Ağzım açık öylece beklerken gözlerimi kırpıştırdım. "Sen uyumuyor muydun ya?" Gülüp kafasını iki yana salladığında içimden kendime yaratıcı küfürler gönderiyordum. Bu aralar yaratıcı küfür bulma konusunda çok iyiydim. Öyle ki, Yunus'la beraber kafa kafaya verip bir not defterine aklımıza gelen tüm küfürleri yazmıştık. Nedeni bilinmiyor.

| Bilinen Anonim |Where stories live. Discover now