46. bölüm

7.9K 616 82
                                    


   Dün attığım bölümüde okumayı unutmayın kemreliçelerim
İyi okumalar~

   Kafamdan yere doğru süzülen renkli peruğu hemen yakaladım ve yine kafama takarak palyaço görünümüme kaldığım yerden devam ettim. Elimde tuttuğum mikrofonla kafamı sağa sola aşağı yukarı delilercesine sallarken peruğun kafamda durması pek de mümkün olmuyordu.

"Hey corci." Yanımda yüksek müzik sesinden dolayı kendini duyurabilmek için bağıran Yunus'a baktım. Bir elini beline koymuş, elini havaya kaldırmış kıvırıyordu. Gözlerini kapatıp kendini iyice role kaptırdığında onu taklit etmeye başladım. Ama onun kadar iyi kıvırtabilmek imkansızdı.

"Haydi eller havaya!" Emrine itaat edip iki elimi de havaya kaldırırken gözüm kenarda oturmuş bizi videoya alan komşuma kaydı. Ona baktığımı fark ettiğinde göz kırptı ve güldü. Ona gülerek cevap verdiğimde beline kumaş bağlamış bir dili dışarda kıvırmaya çalışan Aleyna'yı gördüm. Koluna girip onu Yunus'un karşısına kadar sürükledim. "Burada profesyonel duruyor. İzle ve öğren koçum." Desteklercesine omzunu sıktığımda bana dönüp yanağımdan bir makas aldı ve kıvıran Yunus'u dikkatle izlemeye başladı.

   Ayağıma birşey çarptığında bakışlarımı aşağı indirdim. Kevser, cidden mi kardeşim?

"Lan sen napıyosun?" Gülerek onu yukarı kaldırmaya çalıştığımda kolunu tuttuğum elimi ısırdı. Köpek.

   Beni takmayıp yaptığı işe devam etti. Kısacası solucan dansı yapmaya çalışmaya çalışmaya.

   Kafamı sarhoşlar gibi sallarken çıldıran üçlüyü karantinaya almış gibi etraflarında tavaf ediyordum. Ellerimi arkamda sallarken gözüm hala bizi çeken komşuma kaydı yine. Yavaş adımlarla ona doğru ilerlerken aynı zamanda elimi şıklatıyordum. Bana bakıp 'hayırdır?' dercesine kafasını oynattı.

   Tam önünde durup kafamı kameraya uzattım. Kafam tüm kadrajı kaplarken komşum kahkaha attı. Yorgunlukla kendimi onun yanına attım ve gözlerimi kapatıp nefesimi dizginlemeye çalıştım. İçimde kesin kurt vardı. Oturmamamı buna yoruyorum.

   Yanağımda hissettiğim baskıyla gözlerimi açtım. Komşum dudaklarını yanağımdan çekip bana baktı ve gülümsedi. Gülümsemesi bulaşıcı -bir o kadar da mükemmel- olduğu için bende gülümsedim.

"Sen neden çıldırmıyorsun?" diye sordum. O sırada oturma odasına su şişesini kafasına dikmiş kafa bulmaya çalışan Ege girdi. "Kim çekecek o zaman sizi?" Soruya soruyla cevap verilmez öküz.

"Ben videoya çekerim. Hadi biraz da sen çıldır." Elinden kamerayı aldım. Kamerayı ona çevirdiğimde güldü. "Ama senin hep videoda olman gerekiyor," dediğinde "Neden?" dedim.

Omuz silkti. "İşte." Göz devirdim ve kamerayı kendime doğru çevirdikten sonra komşumun yanağına elimi koyup onu kendime çektim. Şimdi kafalarımız yan yana yapışmış gibi duruyordu ve kamera kadraja ikimizi de alıyordu.

"Oldu mu?" Kafasını salladı. Bunu hareket eden kafasından anlamıştım. "Çok güzel oldu."

"Birlikte çok güzel anılarımız oldu." Mırıldanıp kafasını biraz geri çekip bana baktı. Bende ona baktım. Gülümsemiyordu ama gözlerine baktığımda parlıyorlardı. Gözleri gülüyordu. "Evet," dedim bende mırıldanarak.

"Ve bunlar benim hayatımın en güzel anıları." Yüzümde bir gülümseme oluşurken konuşmaya devam etti. "Sen benim hayatımın en güzel yerisin. Sana bir sır vereyim mi? Sana annem kek yaptığında getirdiğim keki hatırlıyor musun?" dediğinde kafamı salladım ve "Evet," dedim.

"O keki aslında ben yapmıştım." Ağzım bir karış açılırken o yediğim güzel kekin tadı yine damağıma geldi.

"Seni daha fazla görmek istiyordum. Bende böyle bir yola başvurdum." Güldü. Çok güzel güldü.

"Gecenin ikisinde korkup uyuyamadığın gün hatırlıyor musun? Gelip beni çağırmıştın ve basketbol sahasında oturmuştuk." Gülümsedim. "Can sıkıntısındandı o yahu. Korkmak falan ne alaka?" dediğimde bana 'yav he he' bakışı attı.

"O gece uyumamamın sebebi aslında pizza tarifi öğrenmeye çalışıyor olmamdı." Yanaklarım ağrımıştı gülümsemekten.

"Sana pizza yapmak istiyordum. Ve tabii sonra öğrendim. Ağladığın gün..." Duraksadı ve yutkundu. "O gün sana pizza yapıp kapının önüne koymuştum. Güzel olmuş muydu bari?" Sorusu bittiğinde benim yanaklarıma bir damla gözyaşı çoktan süzülmüştü. Kamera hala bize dönüktü.

"Mükemmeldi," diyebildim cılız sesimle.

"Ağlama lan salak," dediğinde güldüm. Birkaç damla daha süzüldü.

"Ağlama," dedi bu sefer daha yumuşak bir sesle. İki elini yanaklarıma koydu ve gözyaşlarımın ıslattığı yerleri sildi baş parmaklarıyla. Kalbim zaten göğüs kafesimden fırlayıp gidecekti birazdan.

"Seni çok sevdiğimi biliyorsun değil mi?" Hızla kafamı salladım ve burnumu çektim. "Biliyorum."

"Aferin sana," diye fısıldadı gözleri dudaklarıma kayarken. Anında nefesimi tutarken yavaşça bana yaklaşmasını izledim. Kalbim almış başını gidiyordu. Kamerayı tutan elim terlemeye başlamıştı. Boşta olan elim ise heyecandan titriyordu.

   Burunlarımız birbirine değerken gözlerini dudaklarımdan ayırıp gözlerime baktı. Yanağımda olan ellerinden biriyle önüme düşen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı ve elini belime koydu. Ölüyorum heyecandan yahu!

"Seni seviyorum," diye fısıldadım. Gözlerim dudaklarına kaydı. Belki birkaç saniye sonra beni öpücük olan dudaklarına.

"Biliyorum," diye fısıldadı bu sefer o ve gülümsedi. Gülümsemeni yerim diyemedim. Çünkü heyecanlıyım diyorum yahu!

"Ve bende seni seviyorum." Aradaki mesafeyi de kapatıp dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Boşta titreyen elimi kaldırıp kolunu tuttum. Kamerayı tutmakta zorlanıyordum. Ama buna gerek var mıydı? Belki de ilerde izlemek isterdik veya isterdim, ilk öpücüğümü. Ben istemek istemiyorum. İsteyelim istiyorum.

   Yavaşça geri çekildiğinde gözlerimi açıp ona baktım. Gülümsüyordu. Az önceki öpücüğü kayda almamış olsaydık ben bile sorgulardım beni gerçekten öpüp öpmediğini. Çok yumuşak ve narin öpmüştü. Hissedilmeyen cinsten.

"Dayanamıyorum." Tam neye dayanamadığını soracakken dudaklarını tekrar dudaklarıma örttü. Az öncekine nazaran daha sert öpüyordu ve bu sefer dudaklarını sadece bastırmıyordu. Dudakları dudaklarımı fethediyordu.

   Nefesim bittiğinde burnumdan nefes almaya başladım. Bunu fark ettiğinde geri çekildi. Nefes nefeseydi. Belimdeki eliyle beni daha çok kendine çekmişti.

   Yanaklarımın ısındığını hissettiğimde gözlerine baktım. Nasıl olsa dudakları karşılık veremezdi değil mi benim duygu dolu bakışlarıma?

   Gözlerine baktığımda gülümsedi. Gülümsedim.



UF UF UF utandım utandım🙈🙈
Drkekrkekrkerk
Hadi bakam oy istiyorum yorum istiyorum
(Ve beni sevdiğinizi söylemenizi eheheh)
Bu bölümde böyleydi akşam veya birazdan emin olamadım diğer bolumu atıcam
Umarım beğenmişsinizdir ve oy sayısı gerçekten düşmüş...
Her neyse sanırım bir sure olmadığım için öyle olmuştur
Görüşlerinizi belirtmeyi unutmayın sizi seviyorumm💜💜

| Bilinen Anonim |Where stories live. Discover now