10. BÖLÜM

15K 919 313
                                    


   Yere düşürdüğüm patlamış mısırımı almak için yere eğildim. Aldığım mısırı üfleyerek ağzıma attım. Üç saniye kuralı.

   Bacaklarını üzerime uzatmış olan İrem'in bacakları altında rahatsızca kıpırdandım. Kafamı Kübra'nın  dizlerine koymuştum, üçümüz koltuğa yayılmış film izliyorduk. Eylül ablam ve Irmak, mutfakta biraz daha mısır patlatıyorlardı. İçimi ve Elif ise, yere kola döktükleri için yeri temizliyorlardı. Onların suçu ben ne yapayım, dökmeselerdi yere.

"Kemre kalk kapıya bak." Eylül ablamın bana seslenmesiyle transtan çıktım. Tam da uzaylılar geliyordu ya kapı, yapma bunu bana.

"Ya bana kemre demeyin!" diye sitem ederek rahat pozisyonumdan çıkıp ayaklarımı sürte sürte kapıya ilerledim. Eğer en küçük sizseniz, ayak işlerini size yaptırıyorlardı.

   Gelen pizzacıyı gördüğümde, hemen parayı verip küçük bir teşekkür savurduktan sonra çığlıklarım eşliğinde içeri koştum.

"Irmak kapıyı kapar mısın?" diye bağırdım. Biliyorlardı, pizza görünce gözüm dönerdi benim.

"Pizzalar geldi!"

"Bana bak kemre, şimdiden anlaşalım.  Bize de bırakacaksın, anlaştık mı?" Kübra'nın sorusuyla başımı kucağımda duran üç büyük pizzadan ona çevirdim. Sadece 'anlaştık mı' kısmını duymuştum. Daha ne olduğunu bilmezken, kafamla onayladım.

   Kucağımdaki pizzaları masaya koydum, hemen birini açıp elime bir dilim aldım. O dilimden tam bir ısırık alacaktım ki, elimden çekilmesiyle ağzım açık kala kaldım. Kızgın bakışlarımı Eylül ablama çevirdim.

"Kalk git marketten kola al. İçimi ve elif hepsini dökmüş."

"Ne? Ben mi?" dedim şaşkınca. Ben gelene kadar bitirirdi bunlar pizzayı.

"Tabi ki sen," dedi gülümseyerek. Allahım sen yardım et.

"İrem birşey de ne olur ya," dedim İrem'e bakarken. Hemen beni savundu.

"Eylül abla bırak İçimi ve Elif alsın. Kızın bir suçu yok ki, dökenler onlar." Öldürücü bakışlarımı İçimi ve Elif'e çevirdim. Onlar da bana sırıtarak bakıyordu. Ah katil olacağım.

"Onlar buraya yabancı İrem. Kalk kız kemre, doğru bakkala," dedi Eylül ablam.

"Yapmayın bunu bana ya." Gülmeye başladılar hep birlikte. Anlaşıldı, yol bana gözüktü.

   Ayağa kalkıp ağlama sesleri çıkartarak kapıyı açtım. Son kez baktım içeri.

"Bari bekleyin beni," dedim üzgün sesimle. Eylül ablam başını sallayıp pizza dilimini yemek üzere olan İçimi'nin eline vurdu.

   Ayakkabılarımı giyip asfalt yolda yürümeye başladım. Bakkal da yakın olsaydı keşke. Önüme çıkan taşlara tekme atarak ilerledim yolda. Geldiğim bakkalın kapısını iterek içeri girdim. Bakkalcı amcaya selam verip içeceklerin olduğu bölüme ilerledim. Dolabın kapağını açıp kolayı elime almak için uzattığım da başka bir el de uzandı kolaya. Hayır, böyle bir klişe yaşamış olamam.

   Elin sahibine baktığımda yan komşumu gördüm, şu yeni taşınmış taş olan. Yok böyle bir klişe.

"Alın siz,  ben diğerini alırım."

"Peki," diyip elime aldığım kolayla kasaya ilerledim. Bir elimdeki kolaya baktım, bir de bakkalcıya. Bu kola bize yetmezdi. Kolayı bakkalcıya verdim poşete koyması için ve arkamı döndüm. Evet, günün ikinci en büyük klişesi, arkamı döndüğüm gibi birine çarptım. Hemen geri çekilip özür diledim komşumdan ve ikinci kolamı da alıp ödedikten sonra bakkaldan çıktım.

"Hey, beklesene!" Arkadan birinin seslenmesiyle yürümeyi kesip arkamı döndüm. Taş komşum elindeki poşetlerle beraber yanıma doğru geliyordu.

"Merhaba," dedim gülümseyerek.

"Merhaba," diye karşılık verdi.

"Evde misafiriniz var sanırım." Elimde tuttuğum poşetteki kolları gösterdi.

"Aynen, zorla beni gönderdiler bakkala." Elindeki poşeti göstererek konuştu,

"Beni de."

   Evin önüne geldiğimde komşuma dönüp "İyi akşamlar," dedim. Aynı karşılı alınca da kapıya vurdum. Kapı açılınca kapının ardındaki kalabalığı umursamadan ayakkabılarımı çıkarıp içeri girdim ve kapıyı kapattım. Merakla bana bakan 6 arkadaşıma tek kaşımı kaldırarak baktım.

"Yanındaki kimdi kız hemen söyle!" dediler anlaşmış gibi hepsi bir anda.

"Yeni taş komşum," dedim umursamayarak.

   Eyvah, az önce çok büyük pot kırdım. Kahretsin!

  

| Bilinen Anonim |Where stories live. Discover now