19.BÖLÜM

961 82 29
                                    

İnsan, insan içindir

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

İnsan, insan içindir.

Herkes bir yere aittir ve her şey olması gerektiği gibi yürür evrende. Hiçbir şey boş bir amaç uğruna yaratılmamıştır.

Tıpkı o ve ben gibi.

Biz de bir amaç uğruna mı karşılaşmıştık? Bunu bilmek pek mümkün olmasa da bir şeyleri anlayabiliyordum. Yani Sehun'un anlatmasına göre anlayabiliyordum.

Babam ve Sehun'un nereden tanıştığını hep merak etmiştim. Sehun ise bana şu şekilde anlatmıştı iki gün önce; Baban, babamın davasına ilişkin bilgiler arıyordu. Onun en iyi olduğunu öğrendiğimde özellikle avukatın o olmasını istemiştim. Dava gününe kadar katilleri ona yardım ederek aradım ve buldum ancak dava günü ne olduysa baban ortada bir cinayetin olmadığını, cesedin henüz bulunamadığını ve bu yüzden babamın kayıp olduğunu savundu.

Yani ben anlayamıyordum. Babam bunu sadece para için mi yapmıştı yoksa gerçek olan bu muydu? Sehun elindeki tüm delillerin bir gece içinde kaybolduğunu ve şimdi tüm her şeyin babamda olduğundan da bahsetmişti. Bir dosya dedi bana. Senden yalnızca bir dosya istiyorum Luhan, lütfen.

Ben ne yapabilirdim ki?

Aslında ne yapacağımı gayet iyi biliyor olsam da cesaret edemediğim şeyler vardı. Mesela babamın gerçekten bunu yaptığını öğrenmeye cesaret edemiyordum. Öğrenirsem ne olurdu? Ondan bu sefer sahiden nefret mi ederdim? Bilmiyordum ve bu bilinmezlik beni artık delirtiyordu.

Elimdeki tarağı bırakıp saçlarımı bir süre daha düzelttikten sonra aynanın önündeki telefonumu elime aldım ve tuş kilidini açtım. Bir süre boş boş ekrana bakmış olsam da beklemenin yersiz olduğunu fark ederek Sehun'u aramaya başladım.

Eh, olacak olan her şekilde oluyordu nasıl olsa.

"Beni özlediğini biliyordum ve telefonumu kontrol ediyordum." Hattın diğer ucundan yükselen sesi bir an heyecanlanmama neden olsa da yüzümdeki aptal gülümsemeyi silip yatağımın üstüne oturdum.

"Evet, özledim." diye mırıldandım çekingen bir tavırla. "Ama sanırım bir süre daha özlemeye devam edeceğim çünkü bugün şirkete gelemeyeceğimi söylemek için aradım... Yani eğer izin verirsen."

"Dün de gelmedin." diye sızlandı.

"Dün düşündüm bugün de harekete geçmeye karar verdim, ne var bunda?" diye homurdandım ve derin bir nefes aldım. "En azından geç kalmama izin ver... İşim var, anlıyor musun?"

Ofladığını duydum. "Sen, işe gelmediğin için mi sızlandığımı sanıyorsun? Ben seni özledim."

Sessiz sedasız güldüm ama gözlerimi devirmeyi unutmamıştım. "Bu akşam bekliyorum." derken ayağa kalktım ve odadan çıktım. "Gelmek istersen eğer evdeyim."

DÜŞLER SENFONİSİ /HUNHAN/Onde histórias criam vida. Descubra agora