•21•

2.1K 210 20
                                    

•21•

   "Neden?" Aksel Aslı'ya sinirle baktı.
"Sana ne Aslı? Defol git şu lanet evden." Aslı sinirlerine hakim olmak için gözlerini birkaç saniye kapatıp kendini sakinleştirmeye çalıştı. Gözlerini yavaşca açıp Aksel'e sinirini saklamayarak baktı.

"Aksel ona eziyet edemezsin. Onu bağlamaya hakkın yok." Aksel sinirle güldü, ellerini saçlarının arasına daldırıp kendi ekseninde döndü.

"İşime karışma Aslı. Git diyorsam git şu lanet olası evden!" Aslı sinirle Kuzey'in yanına ilerledi ve Kuzey'in bağlandığı ipleri çözmeye başladı.  Aksel sinirle bağırdı,

"Napıyorsun? Bıraksana kızım." Siniri artarak Aslı'nın yanına gidip ona engel olmaya çalıştı. Fakat Aslı çoktan çözmüştü ipi.  Kuzey kurtulduğu gibi evden koşarak bahçeye attı kendini. Aksel bir küfür mırıldanıp Aslı'yı kenara ittirdi ve Kuzey'in peşine  koştu.

  Kuzey bahçeden çıkmak üzereyken Aksel tişörtünden yakalayıp yere yatırdı ve deli gibi yumruklamaya başladı. Aslı yanlarına geldiginde Aksel'in Kuzey'e neden bu kadar öfkeli olduğunu anlamaya çalıştı fakat hiçbir mantıklı açıklama gelmiyordu aklına. O sırada arabadan kavga sesini duyan Arda yanlarına geldi. Aslı ve Arda  birbirlerine anlamazca ve merakla bakarken ikisinin ortasında birbirlerini öldüresiye döven Aksel ve Kuzey vardı.

***

"Bu çiceğin , bu siktigimin herifinde ne işi var? "

"Ne bileyim Uraz." Birşey diyecek olmuştu ki telefonu çalınca sustu ve telefonu açtı.

"Ne var Aslı?"

"..."

"Çok mu önemli?"

"..."

"Off tamam."   Telefonu kapatıp kolumdan tuttu ve beni göğsüne yasladı.

"Cidden sakinleşmem lazım ve sen bana antidepresan gibisin." gülümsedim.

"Aslı aradı Kuzey'in evindelermiş ve işler karışmış. Bizi çağırdı."  tereddütle Uraz'ın yüzüne baktım.
"Ne olmuş olabilir ki?" omuzlarını silkti.

"Bilmiyorum. Aslında bilmekte istemiyorum. Ama bilmek ve her ne halt oluyorsa düzeltmek zorundayım."

"Bu seni farklı yapıyor ya zaten."

    Evet o kadar güzel ânı bırakıp Kuzey'lerin evindeydik. Gördüğüm manzara karşısında affallamıştım. Kuzey ağzı burnu kan içinde yerde baygınken Aksel başında oda kan revan içinde oturarak soluklanıyordu. Arda ve Aslı ise transa geçmiş gibi Kuzey'i izliyorlardı. Koşarak Arda'nın yanına gittim ve kolundan tutarak sarstım.

"Ne oldu burada?" Bakışları Aksel'e kayınca bende Aksel'e baktım. Bakışlarımı hissetmiş gibi saniyesinde onun mavi gözleri benim mavilerimi buldu. Birden sinirle ayağa kalktı ve karşıma dikildi.

"Sen nasıl bir insansın? Güya gözünde ben kötüyüm di mi? Sen nasıl bakabildin bu çocuğun yüzüne? Nasıl susabildin bugüne kadar? Güya Ardayla çok yakın arkadaşsınız değil mi? O çocuk hergün ölürken sen nasıl birşey yapmazsın lan? Nasıl söylemezsin Kuzey'in Ezg-"

"YETER AKSEL. O ÇENENİ KAPAT!" Uraz'ın bağırışıyla Aksel Uraz'a döndü.
"Niye? Yoksa Ferda'nın pislikleri ortaya çıkar diye mi? Senelerdir bana kötü dediniz ama Ferda kadar kötü olmadım ben hiçbir zaman. Ne senin kadar kötü oldum ne de Ferda kadar. Ben hep çabaladım. Ben o lanet çukurdan kurtulmak icin çabaladım. Ama siz ne yaptınız? Bi zorunluluğunuz olmamasına rağmen en büyük kötülüğü yaptınız. Biriniz susarak yaptınız bu kötülü, biriniz konuşarak." gözlerim dolmuştu. Nereden biliyordu bu kadar şeyi? Ben susarak kötülük yaptıysam Uraz konuşarak kime ne kötülük yapmıştı? Aksel tekrar bana baktı.

Mezarlara Ekilen Çiçekler -lavinyaΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα